bir yazar için miadını doldurmuş güzel sözlüktür.o yazarın aklında hep trolleriyle,sunduğu sıcak ortam ile ve mantık kavramından bihaber moderasyonu ile kalacaktır.
yılların,zamanın etkisiyle hiçbir görünür sebep yokken göle atılan bir taş gibi yavaşça yüzeyden kaybolan sonra da akla bile gelmeyecek kadar gönül sarayından da uzaklaşan arkadaştır,gece gece akla gelirse üzer.
herhangi bir ortamdan olabilir bu arkadaş.ilkokul 2.sınıftan,hafta sonları beraber gittiğiniz 'sözde' masa tenisi antrenmanlarından da olabilir,6 yaşında gittiğiniz tatil köyünde aynı şehirden geldiğinizi öğrenmenizle birbirinize söz verip ayrıldığınız çocuk da olabilir.her ikisi de o gölün görünmeyen kısımlarında olduğundan artık düşündürmez,üzmez insanı ama yine de tuhaf tuhaf dalıp götürür.
hele o şahsı yıllarca görmeden,aniden bir gün siz otururken bulunduğunuz mekana girerken görmek,o "samimi olmayan tanıdıkla muhattap olma" gerginliğine girmeniz,aceleyle telefona gömülüp tuş kilidini açıp kapatmanız.. onun sizi görüp görmediğinden emin olmadan sadece geçip gitmesini umut etmeniz zavallı bir şekilde.. son sohbetiniz "buluşalım ya mutlaka.olur mu?" şeklinde geçmiştir. olmuştur da değil mi? güya irtibatta kalmışsınızdır,görüşmüşsünüzdür. ama yine de geçip gitmesini istersiniz çünkü 13 yıl boyunca görmeyip,saçından sakalından zor tanıdığınız bu herifle konuşacak bir şeyiniz kalmamıştır. gecenin köründe bilgisayar ekranına konan sivrisinek kadar kayıtsız kalırsınız bu eski dosta,yıllar yıllar önce kan ter içinde antrenmandan çıkıp kana kana "link" içtiğiniz,beraber birkaç cılız buluşma,dostluğunuzu ilerletme teşebbüsünde bulunduğunuz çocuğa.. vakit geçer,insanlar hayatlarına devam eder ancak gördüğünüz ilk anda eski günleri hatırlatmak gibi bir özelliği vardır bu arkadaşın,tek kötü yanı budur.
bir dostu kaybetmiş olabileceğinizi düşündürür,her iki tarafın da eşit oranda ilgisiz kalmasıyla suçlu da hissedemezsiniz kendinizi. "lan iyi çocuktu,iyi eğlenirdik evvela" diye düşünmeye çekinirsiniz zira suçun %51'lik kısmının sizde olduğunu düşünmeye başlarsınız.
bu düşünceleri kafanızdan atamadan çocuk kalkar,tasasızca yürür gider.öylece kalıp,ne içmekte iseniz ondan bir yudum daha alırsınız.çevrenizde bir kız arkadaşınız yoksa sessizce "vay amına koyim" diye mırıldanırsınız...
dolmuşlarından birinde giderken mahallenin ortasında dolmuşu durdurup arabadan inmeden camdan parayı uzatıp,sigarasını alıp yoluna devam eden şoförlere denk gelinebilecek şirin ege şehri.
1999 yılından beri açılan her sözlükte -sözlük klonunda- kendi kendine gelişen doğal bir ayrımcılıktır.
bunun en üst derecesi inci sözlük'te sanırdım. zira yaklaşık 2 sene önce karışık nesillere küfreden bir adamın başlığına "pardon usta neslini görmedim kusura bakma. dur bi nick6 gireyim de affet reyiz" gibi bir entry hafızamda yer ediniyor hala. işin ilginç yanı bu değil,ilginç yanı geyiğine de olsa bu "kulun köpeğin olayım agam" moduna giren kişi 30 üstü yaşlarda iş güç sahibi bir herif iken,başlığı açan yazar 21 yaşında bir gençti.ikisi ile de konuşmuşluğum vardı öncesinden,daha büyük olanı tanıyordum sonradan başlık sahibiyle de konuşup sohbeti ilerletmiştim.
haliyle saçma geldi bu tabi,bir internet sitesine daha önce kayıt olduğu için saygı hak etmek,sanaldan da olsa böyle bir saygı duyulması feci saçma gelmişti.
sonra bu sözlüğe kayıt yaptırdım 2012 haziranıydı sanırım.9.nesildim ama şu anki 11.nesillere yapılan zulüm yoktu,rahattı ortam.nesil kasıntılığı bu kadar yoktu.ama gittikçe arttı,şiddetlendi.anlam veremedim.zira en kaliteli,en güzel yazıları yazma potansiyeli olan adamın başlığında (yaman şakacısın delikanlı) bakınızları, "kaçın la 11.nesil" sloganları dolup taşıyordu. adam (veya hanımefendi) küsecek sözlüğe belki. belki okuyup keyif alabileceğimiz bir yazar kaybolacak,sözlüğün var olmasının tek amacı yeni insanların yazılarını okuyup keyif almak veya fikir edinmek iken.
"önyargıyı kırmak,atomu parçalamaktan zordur" demiş einstein, 11.nesil bazı yazarların salak saçma trollükler,dikkat çekme peşinde koşmaları sebebiyle bütün bir 11.nesle kin güdülmesi,aşağılanması hor görülmesi beni açıkçası şaşırtıyor. baktığımızda "lan bu adam ulu'nun efsane yazarıymış ya" dediğimiz pek çok 4.,5. nesil yazar var. onlara da "siktir git len 5.nesil" dense,onlar efsane olur muydu sizce?
bir şey açıklığa kavuşturulmalı. bazı talihsiz rastlantılar sonucu bu nesilde troll popülasyonu daha geniş yayılım gösterse de yine de bu nesilden kayıt olmuş yazarlar türkiye'Nin belirli bölgelerinde toplanıp "hadi arkadaşlar gidip ulu'Nun formatına hallenelim" niyetiyle harekete geçmiş bir güruh değil.nesle değil,nicke,yazara daha da önemlisi yazılan yazıya,girdiye bakılmalı bence.
inanılması güç adamdır. söz konusu adamın videosu alkışlarlayaşıyorum.com'a "dünyanın düz olduğunu iddia eden dayı" başlığı ile eklenmişti,ilk orada izledim.
fakat "dünyanın düz olduğunu iddia eden ayı" olarak okuyarak "nasıl lan noluyoruz" diyerek girdim. izledim, 4 dakika sonra başlığı yanlış okuyup doğru sonuca ulaştığımı fark ettim.
güzel düşünülmüş bir uygulamadır. iyi düşünülmüş. çok hoş olmuş böyle bir şeyin düşünülmesi. kimse çekingenlik etmesin,atsın ve gidip yatsın.yarının ne getireceği belli olmaz.
sözlük yazarlarının bir şeye hayranlık duyma arzusunun tavan yaptığının göstergesi olan interaktif liste. oğlum hastalığın karizması mı olur lan azdınız iyice,virüsler duysa utanırdı aq.
he illa "sen de bir örnek ver lütfeen,dayanamıyoruz" diyorsanız :
arjantin maçına 2-3 gol oynandığı taktirde tutma olasılığının daha da artacağını düşündüğüm kupon. arjantin o çekinik futbolla maçı tek başına 3,5 üstü yapamaz bence. e iran da yardım edemeyeceğine göre.
sohbete umutla,heyecanla hatta mutlulukla girilir,konu ilerler gelişir değişir.sonra birden karşınızda "aynen :D" ya da "aynen ya.." * mesajı belirir.
ne diyeceğinizi,sohbeti nasıl devam ettireceğinizi bilemezsiniz. içinizde küçük sinir bozucu bir şey onu sıktığınızı,artık daha fazla zorlamamanız gerektiğini söyler ama nafile. çok oturmuştur o "aynen" . sohbeti o değil ben bitirmeliyim inadı uğruna nice saçma konu açma çabalarına girilir.
+ ... değil mi ama?
- ahaha. aynen valla
+ .......(pezevenk muhabbeti kitledi resmen)
- ........
+ fakat hollanda da ne top oynuyor değil mi ya? çok deli oynuyor şerefsizler
- evet valla robben ne yaptı öyle yılların ramos'una değil mi? hele van persi-
+ (heheh sen konuş anam kendince) ya neyse ben kaçayım artık.hadi iyi geceler sana *
- ??... sana da.
doymuşluk hissidir. 3 öğün tıka basa inanılmaz yemekler yediniz,midenizde festival havası hakim. yatmadan önce güzel bir tatlı gördünüz,onu da yemek isterdiniz belki ama doydunuz.ciddi anlamda kendinizi kapattınız. "eyvallah almayayım" demez miydiniz?
nitekim hollanda o tatlı tabağını sildi süpürdü,utanmadan ekmekle sıyırdı.o kadarı da olmazdı tabi,ayıp.
son kararı inanılmaz bir acziyet ve bahane bulma yeteneği göstergesi olan,şaşırtıcı,seksi kulüp. naza mı çekiyorlar böylece kendilerini anlamak mümkün değil ama can güvenliğinin olmamasını öne sürerek bunu açıklamaları bana biraz abartı geldi.
sözlükteki hoşsohbetlik ve samimiyet algısını değiştirecek denli içten ve samimi yazardır. çok renkli bir kişiliği bazen durgun,bazen coşkun fakat hangi koşulda olursa olsun yine de karşısındaki soğutmayan bir mizaca sahiptir. iyi ki vardır,iyi ki bu sözlüktedir ve iyi ki bazı tesadüfler denk gelmiştir. iyi ki tanışılmıştır,tanışılmaya değer bir yazardır.
kırgın olduğunda daha da özlettirmek gibi kötü bir huyu vardır.olsun,o da tuzu biberidir.
şüphesiz her gencin merak salacağı ve kendini hazır hissettiği zamanda denemeye yelteneceği,cezbedici tecrübedir.
2-3 yıl öncesine tekabül eder benim bu illet ile tanışmam. yeni bir icadın,yeni bir gelişmenin bokunu kurutmaya meyilli genç türk beyinlerimizle ve gecenin de içine girdiği böyle bir konuda kaçınılmaz olarak işin en kibar tabirle "enteresan" kısımlarına kayıyor muhabbetler.
- oğlum gece çıkıyorsun odandan,önce kendine bir bakıyorsun sonra istediğin yere gidiyorsun böyle hayalet gibi.
+ evlere falan da giriliyor muymuş?
- ne bileyim amk girilir herhalde. olmadı evinin önünde kıvrılır yatarım oğlum kızın.arada penceresinden bakarım nasıl uyuyor diye,of.
arkadaş tahmin edebileceğiniz üzere ağır platonik. adamdaki hayal fakirliğine bakar mısın ulan hem boyut değiştirmeyi teklif ediyor herif "gel beraber uçalım baba alemlerde level atlayalım" diyor, hem de gidip kızın kapısının önünde "seviyom aylaaa" diye hönkürmeyi düşünüyor o boyutlar arası haliyle. yazık lan.
neyse tabi eve gidilir gidilmez bakıldı,videoları izlendi. sarışın,esmer,cengaver gibi delikanlılar "yeah that's gonna be an easy one" modunda kamerayı takıp kendini çekiyor yatakta bu seyahati yaparken. artık reel midir sahte midir bilinmez 20 dakikaya falan krize girmiş gibi titriyorlar böyle bir çırpınıyorlar falan ilgimi cezbetti açıkçası.
dedim "canımızı mı alacak lan,dene gitsin avradını satayım" zaten şu kadarcık ömrümde başıma ne geldiyse bir anlık buhrandan,bir anlık "ucunda ölüm mü var be fikret" mantığından geldi. adım fikret değil ama kendimi cesaretlendirmem gerektiğinde cesur bir fikret karakteri yaratırım.
ertesi gün ebeveynlerin bir nikaha gitmek üzere evi terk etmesi, biladerin odasında holdur holdur uyuması sebebiyle yatağa geçtik. tavana bakıyorum ama tık yok. zira önceki gün "beyler kasadan hayvan gibi ses çıkıyor tükürmeyi düşünüyorum. motor etkilenir mi" diyen tiplerin oluşturduğu kışın şu fare imleci ile birlikte kar yağdırma efekti koyan dandik forumlardan okuduğum kadarıyla bir şey yapmamam, kafamı boşaltmam gerekiyor. fakat ne mümkün "oğlum giderim ispanyaya,madride.gece gece şehri turlarım lan hatunlar gırla ne güzel.oha hatta haftaya gidersem el clasicoya girerim lan ahaha" gibi salak saçma,öğrenci işi düşünceler volta atıyor kafada.
"önce ayaklarınızın ağırlaştığını hissedin" diyordu forumda "onlara birer kiloluk yük bağlandığını düşünün.sonra o yükü 2 kilo,5 kilo,10 kilo olmak üzere arttırın diyordu. ulan zaten çıplak ayağın üstüne yün çorap giyme fantezimin doruklarında olduğum dönemler,ayaklarım bırak 10 kiloyu,ıslak ıslak elleri olan öküz gibi bir herif bastırıyormuş gibi ağır durumda. sonra ağırlık bacaklara oradan bele oradan göğüse çıkıyor. buraya kadar da fena değildi zaten yemekten sonra yemişiz cendereyi çok affedersiniz. tatlı tatlı çöküyorum yatağın içine. göz kapaklarıma da minik kilolar bağlanmış gibi ağırlaşıyordu..
o da ne gözümü bir açtım tavan sallanıyordu resmen. olayın tamamen bilincindeyim yalnız resmen rüyadayım ve farkındayım her şeyin.hafiften bir tırsma gelmedi değil "resmen yaptık be" diye gerinmeden bir kendime bakmak istiyorum ama etrafta bir ayna falan yok ki. kalkıp banyoya gideyim diye ayağımı bir attım ahhannsktir ayak yok. ellerim de perdeli bir hale gelmiş zaten.yekpare bir gövde olmuşum,üstüne de kafa eklenmiş resmen tövbe estağfirullah bir şey olmuşum.o an çok anlamsız bir şekilde abime "yapacağın cendereyi si...m" diye bağırdığımı hatırlıyorum. sebebini sormayın.. sormayın anasını satayım niye böyle salak bir şey dedim hiç bilmiyorum. çocuk nasıl yapsın lan cendereyi? o esnada rüyada olduğumun farkındaydım ama o cümlenin ağzımdan çıkmasına engel olamadım adeta. yediğim tatlı resmen rüyama girmiş,kontrol altına almış beni. üstelik hiç nimete küfredecek bir yapım da yoktur,anlayamamıştım bu işi.
neyse sarsılarak uyandım. terlemişim,sırılsıklam olmuşum resmen. ayaklarım falan akmış hatta,yatağın kenarından falan damlıyor parmaklarım halıya dökülmüş adeta. neyse ki bizimkiler gelmemiş ve daha da güzeli çok şükür abime sebepsiz yere küfretme gafletinde bulunmamışım.
o gün bugündür tatlı yiyip 10 dakika sonra uyuma hatasına düşmem.
yine o gün bugündür astral seyahate inanmam. yok lan öyle bir şey. fazla yiyip yatarsanız böyle çıldırıp kendi kendinize sarsılırsınız en fazla. kimse de "lan bu bebeye n'oluyor,ay boyut değiştirdi" demez.mide fesadından geberir gidersiniz. haberiniz ola.