bilimsel bir açıklama olarak hiç duymadığım ama " a görüyor musun bak yine uçak düştü. kesin deprem olacak.. " şeklinde ki ifadelerle sıkça duyduğum " deprem habercisi "..
çok tehlikeli bir andır. nitekim o anda gizli saklı herşeyi ağzınızdan rahatlıkla kaçırabilirsiniz ki bunlar aleyhinizde delil olarak rahatlıkla kullanılabilir.
oldukça önemli bir sektör haline gelen dizi müziklerinin başarılı söz ve bestecisi. bir ara kıraç ın elinde tuttuğu bayrağı almış olup daha dingin besteleriyle farklı bir kulvara taşımıştır. yumuşak ve dinlendiren müziği, anlamlı ve insanın içine dokunan sözleriyle oldukça başarılıdır.
büyük umutlarla, olanca heyecanla beklenen 90 dakikanın, tam bir hayal kırıklığına dönüşmesinin ardından, kahrolan taraftarın elinden bir kaza çıkmaması ve sahaya inmemek için kendini frenlemesinin en kestirme yoludur. nitekim tebdil-i mekanda ferahlık vardır.
ötenazi istettirecek derecedeki korkunç baş ağrısı krizlerinin seyrettiği, bayanlarda daha çok rastlanan "Allah düşmanımın başına vermesin." dedirten hastalık..
"başkanlığı bırakıyorum" diyerek "büyük başkan bizi bırakma" tezahhuratının binler tarafından haykırılmasına vesile olan, uzun yıllardır hizmet ettiği fenerbahçe takımının inişli çıkışlı futbol başarılarının yanında kurumsallaşma ve finansal anlamda attığı adımlarda sürekli yükselen ve istikrarlı başarısı herkes tarafından takdirle ve gıpta ile karşılanan büyük başkan..
sezen. yol arkadaşım, yol arkadaşımız. boğaza bir hıçkırık düğümlenir. bir veda anıdır yaşanan yada kalbin kırıldığı kırılıpta sesini çıkaramadığı bir andır. kalp atar. bir kalp kırılsada atmaya devam eder sonuçta. hayat bir yoldur uzunluğunu bilmediğin çıkmışsındır bi kere. sezen yol arkadaşıdır. çığlığındır, sitemindir, bu çileli yolun azığıdır. dayan der kulağına usulca. senin için, seni sana ve kimeyse sitemin, nazın, kırgınlığın O anlatır. sen dinlersin..güç bulursun her şarkısında. kendinin ve bu hayat yolunun kılavuzluğunu yapar sana. öyle yücedir Onun gönlü işte. tanımadan seni yetişir imdadına. O bir orkestra şefidir. O bir dert ortağıdır. O bir SEZEN dir işte..O Allah ın mucizelerinden biridir. ve ben O nu çok seviyorum...
çok fazla bilgi, akıcı ve sakin bir anlatım, çok fazla vicdan gerektirmeyen bir eylemdir. iyi oynandığında, kazanılan güzel başarılarda sırtı sıvazlamak, alkışlamak yerine eleştirmek için sürekli bir kusur aramak adeta kutsal görev olarak benimsenmiştir. eleştiri boyutunun sınırı olmayıp, övgü gerektiren cümleler dille diş arasından kerpetenle çıkmaktadır. ve yazık ki bu eleştiriler bazen futbola, oynanan oyuna değil, şahsa yönelik olup olay çirkinlik boyutuna ulaşır.
Oysa ne çok güvenmiştim sana..
inanmıştım her gelecek gün bana mutluluk getirecektin. ara sıra yakacaktın canımı hep değil. kayıtsız adanmıştım çünkü sana. kayıtsız sevmiştim seni. bazıları saklanırken ve saklamaya çalışırken senin onlara getirdiklerini -sanki görmeyecekmişsin gibi- ben açtım tüm sınırlarımı sana. her getirdiğini "başım üstüne!" dedim aldım bağrıma bastım. sense daha çok acı getirdin bana. yalancı ve vefasız dostlar getirdin. hayallerim vardı sana heyecanla anlattığım, sen hepsini parçalayıp öyle verdin. sanki sana hiç anlatmamışım gibi hevesle. yine de kızmadım sana. yani kızdım da hiç haykırmadım sana. "beni büyütmek için yapıyor" dedim ve büyümeye çalıştım her düşürdüğünde ve ağlattığında beni. ama artık yorgunum. gerçekten çok yorgunum. senden huzur istiyorum sadece huzur..
Biliyor musun? şu sıra daha çok soruyorum kendime "hatam neydi?" diye. daha çok gözlemliyorum etrafımı ve insanları. "acaba onlarında içi benim kadar acıyor mu?" diye soruyorum kendime. acıttın mı diye sormuyorum çünkü biliyorum onları da acıttın ve acıtıyorsun. sanırım seninle oynadığım o pollyannacılık seni bana, beni bana anlattığından daha çok anlattı. ve bunun içindir ki seni tanıdığım kadar kendimi tanıyamamam. evet onları gözlemliyorum onlarında canı benim kadar çok mu yandı? o prensip sahibi, o senden hiçbir şey beklemeyen, o sana benim kadar gülümsemeyen insanlar nasıllar?
Gece derin karanlığına ilerliyor. üzerimde pijamalarım makyaj yaptım. tam bir gece makyajı. dudaklarımı kırmızıya boyadım, gözlerimi yeşile. içimden geldi. aynaya baktım sonra. bir yabancıya bakarcasına süzdüm kendimi. ne güzel buldum, ne çekici. değişmiş buldum her baktığımda biraz daha yabancılaşan bu kadını. duygularımda böyle, hep değişiyor. bu yüzdendir aynadaki bu kadının değişimi. bu yüzdendir üç valiz dolusu elbiseden dönüp dolaşıp iki tanesini giymelerim, bu yüzdendir en çok pijamalarımın kirlenişi, bu yüzdendir zamansız makyajım, bu yüzdendir dinlemek için üç ağır, bir hareketli şarkı atışım listeme, bu yüzdendir çok istediğim kitabı alıp masamda öylece duruşu.
Yani anlayacağın kırgınım sana hayat. ve kırıklarım kalbime batıyor. sezen söylüyor:
" bazen daha fazladır her şey bir eşikten atlar insan
yüzüne bakmak istemez yaşamın o kadar azalmıştır anlam..."
aynen öyle. yüzüne bakmak istemiyorum senin şu sıra, en çok şu sıra. sana yenik durmak istemiyorum. çünkü yinede seviyorum seni. tüm bencilliğine ve yalancılığına rağmen. o yüzden sana yenilmeyeceğim, seni bırakmayacağım. sende sana verileni oynuyorsun sonuçta.
sana Cahit Sıtkı‘nın dizeleriyle sesleniyorum: " her mihnet kabulüm yeter ki gün eksilmesin penceremden…"
gitme hayat. ne olursa olsun gitme yanımdan.
tam bir top cambazı. maçı izlerken pasların ona gelmesini heyecanla beklediğim, top ayağındayken hipnoz olmuşcasına çalımlarını izlediğim, kanaatimce çok çirkin olmayıp aksine uzun ön dişleriyle oldukça sempatik bulduğum futbol dehası. büyüklerimizin heyecanla anlattığı pele efsanesine yetişememiş, arjantin'in yetiştirdiği büyük yetenek maradona'yı tam manasıyla izleyememiş, tanık olamamış jenerasyonumuzun; çocuklarımıza ve torunlarımıza büyük bir heyecanla anlatacağımız, tanık olduğumuz, brezilya'lı büyük yetenek.
ucuz roman, kurşun geçirmez ve son yılların en ses getiren filmlerinden olan kill bill serisini düşününce oldukça renkli, aksiyonu bol bir video olacağı kesin. lakin yönetmenin filmlerinde kullandığı bol kanlı sahneleri bu videodada uygulama isteği olabileceği düşünülürse pekte tekin olmayan bir projedir.
pink'in dinlemekten usanmadığım şarkısıdır. klibi de uyuşturucu karşıtı bir klip çok güzel. sözleri de bir çok yabancı şarkıya nazaran oldukça anlamlı hatta acıklı. her dinleyişimde gözlerim dolar.
iletişim burcudur. bu burçtaki bireyler iyi yazan, iyi konuşan, çevresiyle hemen sıcak ilişkiye girebilen insanlardır. en kötü özellikleri ise merak ve kararsızlıklarıdır. bu burcun insanlarıyla alışverişe çıkmak bazen tam bir işkence haline gelebilir kararsızlıkları nedeniyle.
"aşıksan vur saza, şoförsen bas gaza" misalindeki gibi insanın "ben kimim ne hissediyorum" gibi ani gelen sorularla boğuşmasına (!) sebep olan tabelalardır.
geçen seneki eurovision temsilcimiz. oldukça iddialı olmalarına rağmen diğer avrupa ülkelerinin, "türk'ün türk'ten başka dostu yok" hipotezini doğrularcasına oylama yapmaları sonucu hakettiği birinciliği alamayan başarılı rock grubu.
otobüslere binerken artık "tam" statüsünde olmanın verdiği garipliktir. apartmandaki öğrenci evinden yükselen şen kahkahaları hüzünle dinlemektir. yapım aşamasında mümkün mertebe uzak kalmaya çalıştığın yıllık, günlük gazetenin önüne geçmiş, her an elinde tuttuğun bir objedir artık. finallerin yerini kpss sancısının olanca ağırlığıyla almasıdır. internette eğlence sitelerinden çok memurlar.net'in tıklanmasıdır. okurken "okuyorum" diyerek rahatlıkla geri çevirdiğin dünürlerin bahanesiz evine sık sık gelişini izlemektir. öğrencilik hayatının bitmesi trajiktir.