Galip gelince değinilmemiş ya da "ama galip geldi" düşüncesiyle göt olmamak adına Aydın Yılmaz'ın anlamsız bir şekilde oyuna girmesi koca bir f.terim hatasıdır. Galip gelince kimseden çıt çıkmıyor. Forvet eksiltip orta saha oyuncusu almak tamamen apatlcaydı. Takım zaten golü bulamadığı için daha da baskı kuracağı ve rakip takımın oyundan düşeceği bu kadar aşikarken neden Elmander gibi son vuruşu düzgün bir adam oyundan alınır ki! Elmander olsaydı maç 5'likti.
Doğru ise delikanlılık kavramına yeni bir boyut kazandıracak ve tüm o erkeklik vurguları yerini eşcinsellik kavramına devredecektir. .mesela: Top'a bak sen koca istanbul'u fethetmiş.
Kötü niyet belirtisi cümlesi. Şimdi eğer bir maç içerisinde bariz bir penaltı pozisyonunun hakem tarafından çalınmadığı ve bir penaltı pozisyonunda hemen hemen her kalecinin penaltı vuruşundan önce bir adım ileri çıktığı bir ligde, bu pozisyon göze batıyor ise ve bu konuya takılıp kalınıyorsa , bu insanların dürüstlüğü ve tarafsızlığı bittiği gibi yaptıkları ya da yapacakları her hangi bir futbol programı veya yazısı takibe değer değildir. Benim nezdimde çok evvelden zaten bitmişti. Demem o ki siz de rahatsız oluyorsanız izlemeyin ve (patronlarını) rahatsız edin.
bütün o son bölüm sanki behzat'ın "... önceden hangi okula gideceğini, hangi işi yapacağını, maaşını vs. belirliyor! iyi de bunların hiç birini ben istemedim ki..." diye süre giden repliği için çevrilmişti. Bana kalırsa tüm o geri kalan psikolaniz sahneleri sönük kaldı. Tabi bu biraz da dünyaya bakış açınız ile de ilgili.
Galatasaray'ın yüzde 90 ihtimalle puan çıkaracağı maçtır. Beni maç tahmini hakkında bu kadar emin duruma getiren şanlı Galatasaray'ın bu seneki kadrosuna müteşekkirim.
Alex'i Gaziantep maçında Aykut'a soran ve Akabinde başkanı tarafından ayar çekilip susturulan seyircidir. Gönül isterdi ki "aziz de alex de fenerden büyük değildir" diyen başkanın aleyhine mikrofonda söylediklerinin hemen ardından "Biz fenerbahçeyiz, ne söyleyeceğimize senden icazet alarak karar vermeyiz" diyebilme cesaretini gösterebilseydi. Tezatlık, aziz'in söylediklerinin (kimse fenerden büyük değildir) yaptığı ile (mikrofon vakası) çelişmesidir. Bugün çok bariz görüldü ki aziz fener'in üstüne çıkmıştır.
Diktatörlerin dünyanın en büyük satıcıları olduğu gerçeği ile tanışmış efendi bir futbolcudur. Evet Aziz Yıldırım bir fenerbahçe diktatörüdür ve türk futbolunu geriye götüren en büyük düşmandır. Bir ego abidesidir, ayrıca mahkemece değil holigan/at gözlüklü taraftarlar dışında futbolseverler gözünde tescilli şikecidir. Kahvelere, 5 lira ile temiz maç izleme zevki yaşamak isteyen insanların bu zevklerinin içine etmiştir. izleyenin temiz maç olduğunu sandığı maçlar daha önceden alınmıştır. Alex'i bir Galatasaraylı olmama rağmen efendiliğinden dolayı seviyorum. Ve twitterda yazdıklarının da ancak türkiye medyasında bu kadar abartılıcağını düşünüyorum. Adam sadece bensiz takım düşünüyorsun demiş ve bundan rahatsız olan ise nedense sadece aziz ve aykut. Evet patron aykuttur fakat aykut tanrı değil ki adamla görüş paylaşılmasın. Kaldı ki adam hepinizin anasını bacısını dürteyim de dememiş. Zannımca amaç şu: Adamın nasıl olsa 1 yıllık futbol hayatı kaldı, iyisi biz bunun üstünden bir güç gösterisi yapalım.
dünyanın en iyi oyuncusu olmasa da ırkçılığa attığı kafa (zokoranın da hakkını verelim bu parantezde) ile gönlümüze taht kurmuştur. Ayrıca benim nazarımda dünyanın en iyi top saklayan futbolcusudur.
bir başbakan sözüdür. Mantığı ters kurmak bize mi özgüdür anlamadım gitti! Bütün mesele zaten "muhabbet" edememekte değil midir? "Kucaklaşmak mı kucaklaşamamak mı?" diye sormak daha mantıklı değil mi ey yüce başbakan? Bir gün saf/pür/katıksız/sıfatsız bir insan olarak özümüze döndüğümüzü düşünüp şunu sormaya başlayalım, yaftalanan insanlar/varlıklar kendileri tarafından mı yoksa bizler tarafından mı yaftalanır ya da sıfat yakıştırılır? Ne zaman "muhabbetin" önünü tıkayan yaftalar/sıfatlardan kurtulup muhabbet etmeyi öğreneceğiz? Biliyorum çok zor değil bunu devlet kavramında açıklamanın (çünkü devlet gücünü sorunlar üzerinden tesis eder, olmasa bile sorun yaratır) ama bireylerin bu iletişim çağında kendilerini bilinçten bu kadar yoksun bırakmalarını açıklayamıyorum.
Türk turizmine "beş kuruş para almadan" reklam sağlayan tek gerçekliktir. Kimi takımların pisliğini dünya ölçeğinde silmeye çalışan yegane takımdır. Onur abidesidir. Tutkudur. Yaşama sebebidir.
uyku hali/sıcak çarpması/tansiyon düşmesi/şekerin artması/sarhoşluk vs. gibi ve kenarbahçeli olup cümle kurmaya çalışmak sebeplerinden meydana gelen yargı. Halt etmiş Barcelona, kenarbahçe varken onları mı tercih edecek Neymar?
motor olmanın seksi olmaktan daha yeğ bir durum olduğunu söyleyen taraftar profiline sahip güzide takımızın mahkeme delili gerekmeksizin, kendi taraftarınca bile kabul görmüş yargısıdır.
zihni devrim'in henüz ülkemize uğramamış olması. "Özet geç piç" diyenlere kısaltma hizmetimiz de mevcut: devrimin ülkemize uğramamış olması (şapka devriminden bahsetmiyoruz, borudan bahsediyoruz). daha mı özet? alsana o halde: devrim.
Taksimdeki 1 mayıs'ın organizatörlerinin bundan böyle en basit bir doğum günü kutlamasını dahi tertip etmemesini dilememe neden olan tarih. Anma/yas tutma/yad etme ve üzüntülerimizi ifa etmeyi anlayışla karşılıyorum fakat hala neden 1 mayıs'ı bayram havasında bir şölen/festival'e dönüştüremediğimizi anlamış değilim. O kavurucu sıcakta, o kalabalıkta sabahın erken saatlerinde tüm gününü bu kutlamaya ayırmış insanları, 20'nin üstünde sendikacı, parti yöneticisi, tiyatrocu vs. gibi insanların hemen hemen aynı sayılabilecek metinlerini dinlemeye mahkum etmek sinir bozucuydu.ortak bir metin hazırlamak çok mu zor sorarım sizlere? Biz (bu görüşü paylaşan çok insan tanıyorum o yüzden biz diyorum) de devrime raks ederek gitmeyi yeğleyenlerdeniz, bandista eşliğinde. ne yazık ki büyüdük değerli yaşça büyüğümüz olan solcular ve dünya da o eski dünya değil,değişti.Nazım hikmet şiirlerini bağıra, çağıra yırtınarak okuyanların, 23 nisanda,19 mayısta ağlayarak şiir okuyan çocuklardan çok da bir farkı yok.izin verin gençlere de sol artık adam olsun. öfke ile değil içlerinde raks etme duygusuyla devrime yürüyecek yeni dünyanın yeni devrimcileri var.