Minik terkedilmiş bi araba vardı mahallede ben küçükken. Ben onun tepesine tırmanır bulutları izlemeye,şekilleri tanımlamaya başlardım. Kavga bile ederdik arkadaşlarımla hayır oradaki kurbağa köpek değil gibi gibi.
Küçüklüğümden kalan en güzel alışkanlığım bu hala bulutlara bakıp konuşur tanımlarım ama artık bulut şekillerini tartışacağım bir arkadaşım yok aksine sesli düşünüp bulutları bir şeylere benzettiğimde veya yıldızlarla konuştuğumda insanlar deli zannedebiliyor.
1-the last man on earth : komedi türünde bir dizi olay dünyaya virüs yayılmasıyla dünyada tek kaldığını zanneden ve birilerini aramak için şehir şehir dolaşan bir adamın maceralarıyla başlıyor.
2-shameless : dram ve komedi içeren bir dizi.olay Sorumsuz bir baba ve manik depresif bi anneyle büyüyen çocuklar üzerinden şekilleniyor.
3-regular show (ne yani bu da çizgi dizi.) : rigby ve mordecai adlı iki dostun başrol olduğu ve onların tembelliklerini, tatlı salaklıklarını anlatan ve mükemmel yan oyuncularla birlikte harmanlayan komedi türünde dizi.
4-adventure time (bi çizgi dizi daha) jack ve finn'in dostluğunu konu edinen fantastik komedi türünde çizgi dizi. Finn sürekli aşık olan ve bu yüzden türlü şapşallıklarına jack'ide alet eden bi karakter. Jack'inse en sevdiği aktiviteler yemek yemek ve atari oynamak fakat dostu finn için tembellikten vazgeçiyor ve homurdana homurdana ona hep yardım ediyor. Bir de bunların diğer ev arkadaşı bimo var bimo bir robot hem televizyon oluyor,hem video kaydedici,hem atari oyunu yani evdekilerin vazgeçilmez bir diğer dostu.
Çok minik özetlemeye çalıştım fakat hepsi de özetlediğimden kat ve kat güzel şiddetle tavsiye ediyorum.
Özlemle,anlayışla ve karşılıklı saygıyla. Bu başlığı görünce bile özledim.
Aptal saptal tavırları kaldırıp birbirinizle zaman geçirmekten keyif aldığınız an yürür o ilişki.
Kavgaların uzatılmasının anlamsız olduğu da bilinmeli.
Birincisi sansür denen bir şey var burada aptal saptal doğru çünkü o görüntüler izletilemez falan demeyin. Ben burada deliriyorum tam bilgi alamıyorum insanların durumu nasıl diye. Yurtdışından bize telefon geliyor ağlamaklı bi ses "iyi misiniz tüm haber kanalları istanbul'u gösteriyor kızım siz neredesiniz?" diye.
Burada eee tabi yurtdışında yayılması normal çünkü bize muhalifler hede hödösü de yapmayın telefon gelen ülkenin turkiye'yle arasında ekonomik-politik çıkar yok.
Nasıl savunuyorsunuz yasağı anlamıyorum ben. her türlü pisliği,cinayeti ayrıntılarıyla yayınlayan aynı medya değil miydi?
Yazdıklarımdan çok daha az
Hiç kimse misin bilmemki nesin
Lüzumundan fazla beyaz
Sen benim hiçbir şeyimsin
Varlığın yokluğun anlaşılmaz
Galiba eski liman üzerindesin
Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak
Dudaklarınla cama çizdiğin
En fazla sonbahar otellerinde
Üniversiteli bir kız uykusu bulmak
Yalnızlığı öldüresiye çirkin
Sabaha karşı öldüresiye korkak
Kulağı çabucak telefon zillerinde
Sen benim hiçbir şeyimsin
Hiçbir sevişmek yaşamışlığım
Henüz boş bir roman sahifesinde
Hiç kimse misin bilmemki nesin
Ne çok çığlıkların silemediği
Zaten yok bir tren penceresinde
Sen benim hiçbir şeyimsin
Yabancı bir şarkı gibi yarım
Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
Hiç kimse misin bilmemki nesin
Uykumun arasında çağırdığım
Çocukluk sesinle ağlayarak
Sen benim hiçbir şeyimsin...
Güzide cümlelere sahip şiirin şairi.
Aynı zamanda (bkz: ahmet kaya) bu şiiri yorumlamıştır.
eksilerek düşüyor dilimden dua.
kırılmadana havada yakalamanın tedirginliği adın.
pek şeker leyla.
eline sağlık tanrım leyla çok güzel olmuş
afiyet olsun insanlık.
içimizdeki dürtü bırakmıyor peşimizi. ne zamandır bakıyorum,
bana hiç yağmur düşmüyor.
olmuyor gerçekten.
şimdi leyla var, burası iyi.
fakat yağmur yağmadan ıslanmıyor ki saçları,
yine de eline sağlık tanrım, yine de.
mesela münir özkul için gerçekten çok teşekkürler,
babam için kızgınım gerçi ama yine de;
leyla çok güzel.
Şey evet en vurucu cümlesi olmadı fakat böyle güzel şiiri tek cümleyle kısıtlayamazdım ki ben de kısıtlamayı denedim
She sought death on a queen-sized bed
And he had said, "Darling, your looks can kill,
So now you are dead."
Touch me,
I want you to touch me there
Make me feel like I am breathing
Feel like I am human.
Bana saygı duymayana saygı duymam gerekiyor çünkü bize öyle öğretilmiş.
Canımı yakan, yaptığım,başarmaya çalıştığım her şeyi küçük gören birine saygı duymak zorundayım.
Onun gibi düşünmediğim zamanlar bana şeytan ya da Gerizekalı muamelesi yapabiliyor,ona katıldığım noktalardaysa çok seviyor. Yani benden bir ben değil bir koyun olmamı onun peşinden gitmemi istiyor.
Sesimi çıkarmam yasak,çıkardığım an gene taşlanıyorum ne ara bu kadar ahlaksız(!) olduğumu sorgulamaya başlıyor.
iş etiği sıfır olan firma. Ulan bu adamlar aynı koltuktan hem bana hem başkasına vermiş firma. Sayelerinde en arka koltukta oturmuş ve yol boyunca mide bulantımla savaş vermiştim.
Bu olaydan öncede bayram zamanı trafik çok olduğu için doğal olarak saatlerce trafikte kaldık davarın biri bağırmaya başladı tutturdu sigara içeceğim diye ve metro turizmi aradı ve gerçekten herife sigara içme izni verdiler daha fazla bağırmasın diye ve biz o kapalı alanda o kokuyla yolculuk yaptık.
Hele çalışanları öyle suratsızki bilet almaya gittiğinizde size sanki bedava bilet istiyorsunuz muamelesi yapmaktan çekinmezler artık sabrınız taşıp bu müthiş saygılı(!) arkadaşlara bağırmaya başladığınızdaysa aman efenim ne yaptık ki biz yanlış anlaşılma olmuş 'a çevirirler olayı.
Çay,kahve servisleri de kafalarına göre mesela annem kahve istediğinde biz bursa'da kahve servisi yaptık siz kahve servisinden sonra bindiğiniz için malesef tekrar servis açamayız derler,ulan andavallar yemişim sizin kahvenizi de o bilet alındığında sen o servisi açmak zorundasın firma stratejilerinden biri de bu ama bunu belirt hele aman bi kahve için dediğine bak bakışlarıyla karşılaşabirsiniz. Hak aramak kesinlikle yasak efenim.
Şoförler bakışlarıyla sizi hakkıymış gibi yol boyunca rahatsız edebilir müthiş(!) eleman seçiyorlar , eleman alma stratejilerini cidden merak ediyorum.
Hiçbir firmayı kolay kolay karalamam ama gerçekten uzak durun dört kere yolculuk yapmak zorunda kaldım dördünde de azap gibiydi.
Sado mado tarzını benimsediyseniz mutlaka yolculuk yapın metroyla. onlar eziyet ederken zevk alır siz de "oh be bok gibi firma çok mutluyum" düşünceleriyle yolculuğunuza renk katarsınız.
Uykusuzluğa dayanıklı bi bünyeniz ve sizinle sabaha kadar çalışabilecek bi bölüm arkadaşınız varsa final gayet güzel geçebilir. Bi bölüme siz önceden göz atarsınız ve ona da öğretme sorumluluğuyla anlatmaya başlarsanız ardından sıra ona gelir o size önceden göz attığı bölümü anlatır. Bu şekilde hem daha hızlı biter hem de görsel ve işitsel hafızayla bilgiler daha kolay kavranır.
Cinsiyetçiliğinize sıçayım. ben her iki cinsiyetinde meme,göt,penis,kızın bilmem neresine bilmem ne yapmak gibi başlıklarını ve girdilerini görmek istemiyorum onu ne yapacağız? ahlak yoksunuyken burada ahlak dersi vermeye çalışan yazarlar.
Ay küfür etmişim ya
Küfür eden kızlar hofff iğrencim ya...
Keşke büyük harf karakteri girebilseydim ama siz öyle yazmışım gibi hayal edin "korkunç" bi yer.
Bok atmıyorum malesef ailemin işi dolayısıyla buraya taşındık.
Bulut durağı,örnek market civarları gerçekten kelime arıyorum evet tamam "garip" yerlerdir. O civardaki erkekler "gadın gadın" bakışlarıyla tararlar etrafı kadınlarsa onlardan farklı giyinen,farklı statüde olan herkese tehlikeli ve düşmanmış gibi bakarlar. Her gün silah sesi duymanız muhtemel burada,marketlerin yağmalanması banka atmlerinin yakılması şaşırılacak hadiseler değildir mesela. Trafik ehliyetini kasaptan almış insanlarla doludur burası araba nereye park edilir,hangi ışıkta durulur hangi ışıkta geçilir bilmiyolar ya da önemsemiyorlar minibüs şoförleri de dahil.
Ancak beylikdüzüne çok yakın olan altınyıldız tarafı gerçekten gelişmiştir,yolda rahat yuruyebiliyor ve saygılı insanlarla karşılaşabiliyorsunuz bu civarda.
Evet evet yatırım yapabilirsiniz inşaat sektörü oldukça aktif çünkü ama şu dönemde yaşanacak yer değil.
iyiki okulum uzak ve ben burada yaşamıyorum diye binlerce kez şükrediyorum.