allah senin bin türlü belanı versin demek istediğim hayvanoğlu hayvan afedersiniz.
babası çıkıp "oğluşumun psikolojisi bozuk, düzelsin hemen teslim olucak abisi" derken, bizim polisimiz bilmem neyimiz "sen ne diyon lan" deyip halen içeri almıyorsa, bu ülkenin iğrençliği yüzündendir.
Çocuk...
Gitmeseydin, omuz omuza direnseydik be çocuk.
Görüyor musun neler oldu senden sonra?
Uyanmamız için senin ölmen mi gerekiyordu be çocuk?
Sana bir şey söyleyeyim mi?
Bu boktan ülke için fazla masum ve iyiydiniz.
Bu ülke sizin gibileri, bizim gibileri hiçbir zaman bağrına basmadı. Basmayacak.
Bu ülkenin kaymağını tecavuzcusu, hırsızı, katili yiyor.
Yine de gitmeseydin be çocuk.
Keşke.
Hiç mi için sızlamıyor be adam?! Böldün bizi, ayrı gayrı ettin aynı topraklar üzerinde yasayabilecekken. Herkes birbirinden nefret eder oldu, herkes birbirini yaftalar oldu, türbanlı, turbansiz, ateist, sagci, solcu, fasist, terorist, capulcu, o, bu, şu... yetmedi mi bu ülkenin kaymagini yedigin? Sen paraları saklayacak yer bulamazken, gencecik insanlar sizlerin yuzunden öldü. Hiç mi sızlamiyor için??
-Duble yollar yaptik!
5 tl'yi gecen benzin nedeniyle o yollarda gidemeyen Türk milleti alkisladi.
-Universiteler yaptık!
Bitirdiginde, torpil donen Kpss'yi kazanamayacagini bilen Türk gençleri alkisladi.
-Enflasyonu düşürdük!
800 tl asgari ücretle 3 cocuguna bakan, alım gücü dibe vurmus Türk babalar alkışladı.
-Turbanli-turbansiz ayrimini ortadan kaldirdik!
Bu ulkede yasadiklari her gecen gun gururlari ayaklar altina alinan, namuslari agiza sakiz olan, cinayetlere kurban giden Türk kadinlari alkisladi, bununla da yetinmedi; hülooğladı.
Şimdi kimse bana bu Türk milletinin zeki oldugunu soylemesin.
Eşek gibi okuyup, çalışıp, bir yerlere gelmeye, hakkiyla para kazanmaya calisan insanlarin gelecek hayalleriyle, ülkelerine duyduklari guvenle oynamaya; bizim hakkimiza girmeye ne hakkiniz var?
Torpilsiz eleman almayan firma. Ayrica bunyesinde part-time öğrenci/muhendis calistirmayi cok sever; az paraya cok is yaptirir gencecik insanlara, Bosch'ta çalışma vaatleri vererek.
Final gününün ev sahibi uyuzun önde gideni "Nuray" denen kadını yarışma boyunca ayardan ayara sürüklemiş, masayı da terkederek çok iyi yapmış abimizdir. esprileri diğer yarışmacılar tarafından pek anlaşılamadığı için dışlanmıştır; ancak şahsen benim sevgimi kazanmıştır.
bir de bunların burnu açık ayakkabı giyen versiyonu vardır ki, tek kelimeyle felaket. o tırnaklar, hele ki başparmağın tırnağı artık bağımsızlığını ilan etmiş, iğrenç bir şekilde uzamış. Tırnaklar sararmış, içleri kir dolanını bile gördüm. Arkadaş kör müsün, madem tırnağını kesmeye bile zamanın yok o zaman sergileme şu rezil ayaklarını.
Referans, en kurumsal firmalarda bile, ingilizce mülakatı ve yazılı sınavları geçtikten sonra ik mülakatına girerken yüzünüze çarpan acı gerçektir. Çünkü sizden bir form doldurmanız istenir; ki bu formda istenen tüm bilgiler özgeçmişinizde yazmaktadır ve özgeçmişiniz de karşınızda oturan tipik bir ik'cı izlenimi veren bayanın elindedir. Özgeçmişinizde yazmayan tek şey, "Kurum içinde çalışan ve size referans olacak kişiler" kısmıdır. Düşünürsünüz ve o boşluğu bir türlü dolduramazsınız. Halbuki o mülakat için saatlerce çalışmış, kendinize tamamen güvenerek gitmişsinizdir. Mülakat öncesi yüzünüze soğuk bir su gibi çarpan bu iğrenç gerçek, size olayların nasıl döndüğünü anlatır zaten.
Torpil referansın daha dürüst versiyonudur, en azından adaletsizliği alenen ortadadır. Referansta olduğu gibi üstü afilli kelimelerle örtülmeye çalışılmamıştır...
sözlük vasıtasıyla seslenip, "hocam sizi seviyorum, aa için teşekkürler" demek istediğim, endüstri mühendisliğinde girdiği "hizmet sistemleri" adlı derste bizi oldukça bilgilendirmiş değerli insan.
bu insancıklar bilmiyorlar ki, bir bayanın kalçası saçından çok daha fazla ilgi çeker. sevgilileriyle sinemada kucak kucağa oturanları saymıyorum bile...
elimizden bayramlarımızı alsalar da...
yeni nesillere seni içkici, diktatör, din karşıtı biriymişsin gibi anlatsalar da...
seni sevdiğimiz, sana saygı duyduğumuz, senin izinden geldiğimiz için bizi dinsizlikle suçlasalar da...
gün geçtikçe senin yokluğunla bu ülkenin nasıl karardığını gözümüze sokmaktan başka bir şey yapamıyorlar, yapamayacaklar. biz buna izin vermeyeceğiz. rahat uyu ulu önderim, atam...
suratındaki anlamsız, donuk ve hiç değişmeyen o ifadeden dolayı izlemeye tahammülüm olmayan kız. oyuncu demeye dilim varmıyor çünkü oynadığı falan yok, yalnızca bakıyor, hep bakıyor. donuk ve sabit.
Makinacıların çekememezlikten bok atmaya çalıştığı bölümüm. Makina mı kaldı lan? Makina mühendisliği nasıl bişiy teknisyen mi oluyo onlar? Makina tamiri falan? *
kısa kollu falan giymemesi gereken kızlardır. hele bir de bunların şişko, suratında binbir renk makyaj, ellerinde fosforlu oje ya da dandik french olan versiyonları var. suratına o boktan makyajı yapana kadar git de kıllarından arın.
eksileyeceğinize gidin kıllarınızı falan alın ne biliyim.
ucuz kahramanlık gösterilerinden başka bir şey değil. onurlu gururlu olan takım şimdiye kadar çoktan ligden çekilmiş, millete "vay anasını adamlara helal olsun" dedirtmiş olurdu. dedirttiler mi? hayır.
5 yaşındaki veletlerini sinemaya yalnız başlarına yollayan ana babalardan tiksinmeme neden olmuş filmdir kendisi. zira film boyunca kafamıza patlamış mısır atıp su dökme çabalarına girmiştir bu velet. "yapma lann" diye bağırışımız sonuç verdi fakat yine de çocuğu çıkışta sıkıştırıp "annenler gelmicek kaldın burda yalnız" diyerek ağlatma isteği geçti içimden.
bu durumda yapmamız gereken önce 200'e, olmadı mı 270'e, hala mı olmadı 300'e, e çüş yani hala olmadıysa 360'a şarj etmektir. sonra nabız alıyoruz zaten.