Ara ara incelediğim arıkovanı sitesinde gördüğüm çok güzel bir proje. Özellikle kadınlara yönelik geliştirilmiş. Kadınların sokakta maruz kaldığı tehlikeli durumlarda hızlı bir şekilde yardım çağırmasını sağlayan bir yüzük. Ülkemizde (ve aslında çoğu ülkede de aynı şey oluyor) yaşanan, ne yazık ki haberlerde çok sık duyduğumuz tecavüz, kaçırma gibi durumlarda kadınlar için kurtulma umudu olabilir. Henüz geliştirilen bir proje kickstarter, indiegogo gibi sitelere aşina olanlar bilir, arikovani da aynı şekilde işleyen bir site. Bu proje yeni başlamış henüz fon toplamanın derdinde. Tabi Türkiye'de kimler buradan destek verir bilmem ama keşke destek toplansa da kadınlar için güzel bir şeyler yapılmış olsa.
26 Mart Dünya Epilepsi Günü diğer adıyla "Purple Day for Epilepsy" her yıl insanların mor kıyafetler giyerek dünya nüfusunun yaklaşık %1'inde yani 60-70 milyonunda bulunan epilepsi hastalığına dikkat çekmeye uğraştığı bir gündür. Bu sene de #wearpurple#purpleday hashtagleriyle insanları mor giyip fotoğraflarını paylaşmaya teşvik eden çeşitli etkinlikler mevcut.
ara ara okuması çok zor bölümleri olsa da genelinde oldukça başarılı bir kitap. hemen öncesinde zorba'yı okurken oldukça zorlanmış biri olarak bu kitabı çok daha hızlı şekilde okuyabildiğimi söyleyebilirim.
çok sık kullanıyorum kendisini ama bu sıklıkla çökmeye devam ederse artık alternatifler aramak gerekecek. zaten büyük şirketler de hep kendi sitelerine sipariş verme özelliği ekliyorlar oralardan verebiliriz siparişi, sadece alışkanlıktan kullanıyorum.
dinlemeden önce hangi modda olursanız olun dinlemeye başladığınız andan itibaren sizi derin düşüncelere sevkeder. şarkının güzelliğini kabullenmek için devrimci olmaya da gerek yoktur.
game of thrones serisinden* sıkılıp mola verdiğim bir zamanda okuduğum ve bir akşamda bitirdiğim kitap. kitapla ilgili söylenebilecek en net şey çok sürükleyici olduğu. onun dışında çok şaşırtıcı olmayan ama okuyucuyu tatmin eden bir sonu var.
kırmızı kartı gösterme sebebi nani'nin ilk andaki hareketi degil devamında ayagını arbeloa'ya doğru vurma teşebbüsüyle ittirmesidir. zaten bunu da futbolculara açıklama yaparken gösteriyor eliyle. şimdi %100 futbolda da bunu farketmeden yorum yapıyorlar pozisyon hakkında. neyse ki cüneyt çakır hakkında asıl kararı vermesi gerekenler bunun farkındadır.
iki gün önce çekinerek güzel bi paraya msi laptop siparişi vermiştim. 1 gün içinde kargoya verdiler bugün de elime ulaştı. açılmamış kutusunda ve hiç bir sıkıntısı yok. bana da tebrik ve teşekkür etmek düşüyor. nasıl kötü bir durum olunca gelip hemen yazıyorsak başarılı işleri de yazmamız gerekiyor diye düşünüyorum.
petr cech'in bütün kurtarış haklarını barcelona maçında harcadığını gösteren maç. bir tane bile kurtaramadı. ilk ikisi neyse de son ikisini kurtarma şansı vardı.
ilk yarının sonunda beslemeye başladığımız yunanistan sempatisi yerini yine polonya sempatisine bıraktı. uyuz olduğum karagounis'in o penaltıyı kaçırmasını çok istemiştim. kaleci iyi kurtardı, ama golden önce yaptığı gol kurtarma ayininin faydası var mı bilinmez.
hakemin ağır sıçtığı maç. iki tane kıytırık sarı kartla adamı oyundan attı sonrasında da yunanistan'ın penaltısını es geçti. ev sahibini kayırıyorlar muhabbetine girmek istemiyorum ama şu ibne hakem yüzünden yunanistan'ı tutuyorum artık, bu saatten sonra zor olsa da.
şu maçı kim sunuyorsa onun yapacağı sunumun ta ... Bu kadar rezil bir maç sunumunu pek görme fırsatım olmamıştı. Barcelona yalakası olunur da bu kadar olunmaz arkadaş. Neyse ki ramires çakınca bi kendine geldi.
edit: takımda birey hiçbir şeydir diye saçmalamaya başladı. messi olmasın da görelim barcelona ne bok yiyebiliyormuş öyle mal mal top çevirirler anca.
iniesta'nın katalanların sabrisi ünvanını haketmeye ugrastıgı bir maç oluyor simdiye kadar, o nasıl rezil bir oyundur. bi de su milan'daki nocerino denen adamı kaç maçtır izliyorum bi ise yaradıgını görmedim.