Birgün Hazreti Mevlana yolda yanında birkaç kişiyle yürürken ,ileride bir sarhoş onun geldiğini görüp, bütün gücünü toplayarak, saygı göstermek için ayağa kalkmış.Fakat Hazreti Mevlana onu görmüş ,o halini beğenmiyerek görmemezlikten gelip ,yanından geçerken sarhoş seslenmiş.Ey Hazreti Mevlana Allah isteseydi seni sarhoş beni Mevlana yaratmaz mıydı ,o yaradanın bir selamını vermeden geçiyorsun.Mevlana bunu duyunca ,geri dönmüş af ve özür dilemiş ,sarhoş özürü benden affı Allah'tan dile demiş.
bir gün kendisiyle sema etmeye kalkan bir sarhoş, ikide bir mevlana ya çarpıp onu rahatsız edince orada bulunanlardan bir kısmı engel olup sarhoşu çıkarmak isterler. hz. mevlana onlara engel olur:o içmiş ama siz sarhoşluk ediyorsunuz....
tanım: yaşın ilerlemesine mütevellit daha önceki yıllarda çocukluğun, ergenliğin ya da gençliğin etkisiyle yapılan ama sonra yapılması toplum tarafından yadırganan hal, hareket ve tavırlarıdır.
misal: sırtına çadır alıp hiç bilmediğin bir yere gidip kamp kurmaya çalışmak. şimdi gözüm yemiyor nitekim. hiç kimseyi umursamadan eğlenebilme yetisi.
bu yıl bundan sonraki tüm uefa maçları gibi cnn türk'ten yayınlanacak maçtır. ama tahminimce uydudan izlenemeyecek, ancak normal anten, d-smart ve dijiturk sahipleri izleyebilecek. ahanda kaynak:http://www.kanaldhaber.co...aberid=50906&catid=37
1
nasılsa oyle yaşanacaktı
söylenecek bir bahane hep vardır
ha bugün yalnız
ha günün ötesi
seni sevmek beni harcamak olmayacaktı
2
sana yüklediğim anlamları
senmişsin gibi düşünme
aldanırsın.
sen o anlamlarla
sadece bende varsın
3
ben seviyorsam
sen bahanesin
"..aslında giden değil kalandır terk eden.. giden de bu yüzden gitmiştir zaten.."
öyle zordur ki, kurşunu havada, sevgiyi de yürekte tutmak! bazen duygularımız bizden erken yaşlanır ve bizden hayatın geri kalanını alır. hayatın, kendini anlayanları cezalandırmasıdır bu. durup durup ardına bakan kadınlar vardır. geçmişi düşünmekten şimdiyi yaşayamazlar. herşeyi didikleyip duran, mazisinin gölgesinden, anılarının yükünden bir türlü kurtulamayan, gözleri ufuk yorgunu kadınlar. güçlü, köklü bir biçimde yeni arkadaş edinecek yaşları geride bıraktıysan eğer, hasar görmüş eski arkadaşlıkları onaracak çağı da geride bırakmış oluyorsun. zaman ilerledikçe birçok sey, daha zor olmaya başlar. beklentisi yüksek olan kadınların yalnızlığı daha koyu oluyor. büyük lafların gölgesinde geçen hayatlar, bir daha iflah olmuyor,geçip gittiğiyle kalıyor. zaman, aşk... herşey! ayrılıkları ayrıntılar acıtır. kadınları mahveden erkekler değil, ayrıntılardır. erkekler, erkekliklerinin tadını alabildiğine çıkartırken, kadınlar bu konuda da umutsuzdurlar. çünkü kadınlık bekler. ummak ve beklemek kadınlığa verilmiş iki cezadır.
Bir daha dünyaya gelsem
Yine seni severdim
Beni üzesin diye
Beni deli divane edesin diye
Biliyorum
Sen de bir daha dünyaya gelsen
Yine beni sevmezdin
Kahrımdan öleyim diye
benim gibi işsiz bünyeleri sömürmek isteyen, ekonomik krizi bahane kullanan kapitalist sistemin baş oyuncularıdır bunlar. insanları ucuz maaşa çalıştırmak için ellerini avuşturup nuri alço gibi beklemektedirler. zaten dışarda bir sürü insan var bu işi yapacak diyerek üç kuruşa kalifiye eleman çalıştırmak istemektedirler. askerden yeni geldim, hem endüstri hem bilgisayar mühendisiyim ama teklifler öyle abuk sabuk oluyor ki, bu ülkede krizin ulaştığı fırsatçılık boyutlarını görebiliyorum. ama sonuna kadar dayanacağım, bu kriz fırsatçılarına boyun eğmeyeceğim.
önce kewell ve baros gibi şampiyonlar ligi şampiyonu olmuş liverpool takımının forvet hattını galatasaray'a beleşe getirdi, meira gibi portekiz milli takımının dmc'sini getirdi, rijkard gibi bi teknik direktörü getirdi, keita ve eleno gibi yıldızları takıma kazandırdı. yıllar sonra takım meira transferinden para bile kazandı. eminim diğer oyunculardan da kazanacaktır.
iddaa ediyorum gelecekteki galasataray başkanıdır kendisi. olmasa da gönüllerin başkanıdır*.
dünyanızın kararmasıdır. sanki içinizde bir şey dolaşıyormuş gibi uyku hissi veren bir şey. bugun bir kez daha anladım bayılmak berbat bir şey hele bir şey hatırlamamak çok kötü.