5 yıllık ilişkimizi beni kuzeninle aldatarak bitirdikten sonra, 1 buçuk yıl ilişki içerisinde kaldığın kuzeninle ayrılmış olmandan dolayı günlerdir büyük bir mutluluk içindeyim. sana bir şey hissettiğimden değilde mutsuzluğumun üzerine mutluluk kurmanızı hala hazmedemediğimden.
iznik'te değil gerçeğinin romanyababadag'da bulunduğu türbe.
ancak toplamda balkanlar'da ve anadolu'da 12 sarı saltuk türbesi vardır. en ünlüsü iznik'teki türbe olmakla birlikte babadag'daki türbenin gerçek olduğu düşünülmektedir.
aynı zamanda romanya'da dobraca bölgesin'de bulundan küçük bir kasaba. sarı saltuk han'ın türbesi buradadır. savaş düzergahında yer aldığından ötürü osmanlı tarihi açısından önemlidir. romanya'daki müslüman nüfusun çoğunluğu dobraca bölgesinde yaşadığından babadag'da bundan nasibini fazlasıyla almıştır. ayrıca "ali gazi paşa" camii burada bulunur.
Halil inalcık hocanın öğrencisi romanyalı türkologtur iyi derece de Türkçe bilir, bunun dışında Rusça, ingilizce, Fransızca ve italyanca bilgisi de vardır. Bir Osmanlı aşığıdır. Çalışmalarının hepsi Osmanlı imparatorluğu ile ilgilidir. Türkiye'de istanbul Üniversitesi'nde de uzun yıllar çalışmıştır.Bükreş Üniversitesi'nden emekli olmakla birlikte, ücretli ders vermeye devam etmektedir.
not: ayrıca kendisi tez danışmanımdır. onunla çalışabildiğim için gurur duyuyorum sözlük.
her eve lazımdır kendisi. hayatımda neredeyse beni sohbetinden bıktırmayan tek insandır, zira adamın ayarı var yani, nerde durması nerde konuşması gerektiğini biliyor. mesela son 2 aydır gözükmüyordu, sayıklamaya başlamıştım nerede senin rengin beyaz bende, nerede? diye, sonra birden çıkıverdi. nasıl mutlu oldum, nasıl mutlu oldum.
How I met your mother'in bir bölümünde Robin; Kanada'yı savunurken bizimde Trivial Pursuit'imiz var diyerek noktayı koymuştur. Oyunun internet versiyonu da vardı, ama arayıp bulamam şimdi. Epey iyidir, oynamayana, bilmeyene yazıktır.
Turgenyev'in kitabı. Ükemizde 1944 yılında ismet inönü öncülüğünde Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından bastırılmış ancak daha sonra yeni baskısı yapılmamıştır.
"turgenyev-klara miliç bu kızı nedense kendime çok yakın bulmuştum. içinden geçenleri söyleyememek, en kuvvetli, en derin, en güzel taraflarını müthiş bir kıskançlık ve itimatsızlıkla saklamak cihetinden onu kendime benzetiyordum."
Kitabın çevirmeni Oktay Rıfat'tır. Ve oktay Rıfat kitaba çevirmen notları eklemeden, parantez açarak duygularını yazmıştır. Bu durumda biraz kitabın romantik havasına komik kaçmaktadır. O kadar kendi duygularını katmıştır ki dindar Hristiyan olan kitabın kahramanı Aratof'un halasının odasında seccade bulunduğunu dahi yazmıştır. Bundan dolayıdır ki bu önemli kitabın acilen yeni bir baskıya ihtiyacı vardır.
ne istediğini bil öyle gel, aceleye getirme lütfen. eski sevgilinin ortak tanıdığımız biriyle çıktığını öğrendikten 1- saat sonra biz ne olacağız? diye sorma. bu soruyu o kadar bana yazarken sormalıydın, bunu öğrendikten sonra değil. ayrıca birbirimizi gaza getirmenin de alemi yok, olacağı varsa olur, ikimiz olursak güzel olur, hoş olur, istiyorum yani. ama olmazsak da lütfen gözünü yiyim buraya kadar geldikten sonra ağzıma sıçıp gitme.
Walter Benjamin'in Türkçe'ye "Tek Yön" olarak çevrilmiş deneme kitabıdır.
Kitabın neredeyse her sayfası, her satırı çizilmelik. Yapı Kredi yayınları'ndan çıkmış olan bu kitap 86 sayfa olmakla birlikte, eğer daha fazla olsaydı ömür boyu başka bir kitap okuyamacağımı düşündürecekti bana. Çünkü bir satırı üzerine günlerce hiç durmadan düşünmenizi sağlıyor. Kitabın neredeyse her satırını çizdiğim için bütün alıntılarımı yazamıyorum ama bir kaç tanesi aşağıda:
Balkon Çiçekleri'nin sevgi sözleri:
Sardunya: Birbirini seven iki insan her şeyden çok adlarına bağlılık duyar.
Karthauser Karanfili: Sevene sevilen hep yapayalnız görünür.
Asphodelos: Kim seviliyorsa, arkasında cinsinin uçurumu da kapanır, ailesininki de.
Kaktüsçiçeği: Gerçek seven sevdiği insan tartışırken haksızsa sevinir.
Unutma Beni: Sevilen insan hatırada hep küçülmüş görünür.
Yaprak Bitkisi: Birleşmenin önüne bir engel çıkarsa, hemen yaşlılıkta tutkusuz bir beraberlik hayali beliriverir.
ARK LAMBASI: Bir insanı ancak onu ümitsizce seven tanır.
ESKi HARiTA: Bir aşkta çoğu insan ebedi yurdunu arar. Ama başkaları, çok azı, ebedi yolculuğunu. Bu sonuncular aşkta toprak anayla temesa gelmekten korkan melankoliklerdir. Sıla hasretini onlardan uzak tutacak kişiyi ararlar. O kişiye sadık kalırlar. Ortaçağ'ın complexio kitapları bu çeşit insanın uzak yolculuklara duyduğu özlemi iyi bilir.
"Büyükler için, bitmiş eserlerden çok, ömürleri boyunca çalışmalarının izini taşıyan fragmanlar ağırlık taşır."
"insan çocukken barkfiksten atlayan biri gibi, kendi şans tekerleğini çevirir; er ya da geç büyük ikramiye düşecektir bu tekerleğin içinden.
"Mutlu olmak demek, ürküntü duymadan kendinin farkına varabilmektir."
"Değer verdiğim, çelebi ve zarif arkadaş yeni bir kitap göndermişti: tam kitabı açacakken bir de fark ettim ki, kravatımı düzeltmeye koyulmuşum."
"1.Kitaplar ve fahişeler yatağa alınabilir.
2.Kitaplar ve fahişeler zamanı çapraza alır.
3.Kitaplar ve fahişelere bakan, dakikalarının çok değerli olduğunu fark etmez. Gece üzerinde gündüz, gündüz üzerinde gece gibi egemendirler.
4.Kitaplar ve fahişeler oldum olası birbirlerine karşı mutsuz bir aşk içindedirler.
5.Kitaplar ve fahişeler -her ikisinin de, sırtlarına geçinen ve onları sömüren, ezen , kendilerine özgü erkekleri vardır. Kitapların ki eleştirmenlerdir.
6.Kamuya açık evlerdeki kitaplar ve fahişeler- yüksekokul öğrencileri için.
7.Kitaplar ve fahişeler - sonlarını onlara sahip olan kişinin gördüğü enderdir. Ömürleri dolmadan ortadan kaybolurlar.
8.Kitaplar ve fahişeler nasıl bu hale geldiklerini seve seve, hem de yalan söyleye söyleye anlatırlar. Anlaşılan, gerçekte çoğu zaman kendileri de farkında varmamışlardır. Bu hikayelerde yıllarca "aşk yüzünden" her şeye katılınmıştır, sonra günün birinde, piyasayı hep "ders almak amacıyla" göz altında bulunduragelmiş olan latif beden sokağa düşüvermiştir.
9.Kitaplar ve fahişeler sergilenirken sırtlarını çevirmeyi severler.
10. Kitapların ve fahişelerin yavrusu çok olur.
11. Kitaplar ve fahişeler -"yaşlı rahibe - genç orospu"Zamanında tukaka edilip şimdi gençliğe ders olması istenen nice kitap vardır!
12.Kitaplar ve fahişeler kavgalarını elalemin karşısına çıkarır.
13.Kitaplar ve fahişeler -birinde dipnotları, öbürünün cebinde kağıt paralar."
en populeri: atatürk olmasaydı şimdi sizin adınız ayşe, fatma, hüseyin değil micheal, jonnathan,ioanna olacaktı.
en koptuğum: atam atam sen kalk ben yatam.
Genndy Tartakovsky'nin yönettiği Hotel Transylvania filmine de konu olmuş efsane. ayrıca rumence "orospu çocuğu" derken kullanılan kelimelerden biri. ayrıca şatosu hiç bir halta benzemeyen efsanevi kişi, romanya senin sayende para kazandı ve kazanıyor koçum diyor ve yerime çekiliyorum.