duruşuna kurban olunası süleyman seba'nın yarattığı ''beşiktaşlı duruşu'' kelimesini ağzına aldığı zaman taraftarlarının ciğerinden bir parça söküp alan lanet adam.
futbolu sadece sahadaki 11 kişiden ibaret saymayan, stad çıkışındaki taş köfte satan adama kadar her ayrıntıyı takımı içinde yaşayan beşiktaşlı'nın feryadıdır. beşiktaş bu şekilde yönetildiği sürecede istiklal'in başından stada kadar minimum 2 sigara yakacaktır.
beşiktaş'ımın her ne olursa olsun kazanması gereken maçtır. ilerde ''keşke şu maçtan da puan alabilseydik'' lafının söylenmemesi gereken maçtır, bahanesi yoktur.
inönü'de takımı 2-1 yenildikten sonra maç sonu gözleri dolan ve ingiltere'de müthiş bir azimle oynayıp ağzımıza sıçan topçu. müthiş kıvraktır; bir sağa yatırır, bir sola... karşısındaki defans oyuncusunun gözlerinden yaş getirene kadar gururuyla oynar vallah.
aklıma ister istemez geçen seneki 2-1 kazandığımız beşiktaş-liverpool maçını getiren müsabaka. o tarihe kadar cl'de pek varlık gösteremeyen beşiktaş müthiş bir hırsla maçı almıştı; aynı atmosferi kadıköy'de yakalayacak kapasiteye sahip temsilcimiz için ''neden olmasın'' maçı. sevmiyorum ingilizler'i hocam alın şu maçı da sevinelim bizde...
danny carey farkıyla mükemmeliyete ulaşmış tool eseri. ''tanrı niye insanoğluna özgür irade verdiki?'' şarkısı; her güzelliğin içine sıçan insanoğlu neden yüzyıllarca tanrıya ibadet eden meleklerden daha özgür?
#4036243 teki anlamına eski oy verilmiş yazar. kendisi aynı başlıkta bulunan terbiyesizce bir ifadeye kendi çapında tepkisini göstermiştir fakat gelin görünki anında eksi oyu yemiştir. çok mu önemlidir? valla pek anlamam hocam ben öyle internet, teknoloji falan; ama yabancı takımların türk takımlarına gol attıktan sonra ''türklerin bacılarına kaydık'' şeklindeki yorumlarına bir de kendi toprağından olan insanlar tuz-biber ekince bu yazar biraz üzülmüştür.
he bu arada hoşbulmuştur, elinden geldiğince sözlüğe renk katacaktır.
kesinlikle kaliteli bir kaleci değildir fakat sağlam bir defansın arkasında takımı idare edecek vasat bir kalecidir. metalist maçında yediği ilk gol hatalıdır, yanlış yerde durmuştur fakat öyle bir pozisyonda dünya da kaç tane kaleci yerini korurki? birde şöyle soralım; metalist maçında yediğimiz ilk golde sivok olsaydı o adam o şutu çekebilirmiydi? hayır yani adam o şutu çekmeyip gökhan'ın kovaladığı adama pas atsa yine gol yicez kardeşim.
öncelikle taraftarıyla bütünleşip elimize veren ukrayna temsilcisini tebrik etmek lazım...
henüz maçında müthiş bir baskı kurdu adamlar ve bu baskıyı üstünden atamayan beşiktaş savunmasında derin hatalar yaptı, ileride oyun kuramadı; dolayısıyla üst üste 2 golü kalemizde gördük. 2.yarının başında ise aynı baskıyı üzerimizden atamadık, pas alışverişi yapamadık, oyun kuramadık ve bunların üstünde bir de acemice hatalar yaptık; kısacası biz bu skoru fazlasıyla hakettik!
takımımı yerden yere vurmak istemiyorum, bu sezon sadece bu maçta kötü oynadılar ve kaybettikler; ne diyelim sevinmek için sevmedikki!
ilk yarı itibariyle ukrayna temsilcisinin bizi dağıttığı maçtır. aslına bakılırsa devre arasında ibrahim toraman'a top kontrolü nasıl yapılır öğretilmelidir. bunun ardından beşiktaş'ımız bu maçı alacaktır.
''eğer bu şehir* sular altında kalacaksa bu iyi bir tatil olabilir'' şarkısı. şarkının ortalarında abimiz maynard epey agresifleşerek ''learn to swim'' demeye başlar, sağlam bir zil sesi melodisi olabilir kanımca.
constantine filminde john abimiz midnight'ın mekana girerken çalan apc şaheseri. kısa bir süreliğine bu şarkı çalarken john'un yürüşü, etrafa bakışı falan... bizde kulaklıkla yolda yapıyoruz aynısını, tribe giriyoruz; tabi güzel şeyler bunlar.
Two times in!
I've been struck dumb by a voice that
Speaks from deep beneath the endless waters.
It's twice as clear as heaven,
And twice as loud as reason.
It's deep and rich like silt on a riverbed,
And just as neverending.
The current's mouth below me,
Opens up around me.
Suggests and beckons all while swallowing.
It surrounds, and drowns, and sweeps me awaaaaaaaaay.
But i'm so comfortable... so comfortable.
(shut up 4x) you're saturating me.
How could i let, this bring me back to my knees?
Third time in!
I've been baptized by your voice.
It screams from deep beneath the cold black water.
And it's half as high as heaven,
And half as clear as reason.
It's cold and and black like silt on the riverbed,
And just as neverending.
The current's mouth below me,
Opens up around me.
Suggests and beckons all while swallowing.
It surrounds and drowns and sweeps me awaaaaaaaaay.
But i'm so comfortable. too comfortable.
(shut up 4x) you're saturating me.
How could, i let, this happen?
Why don't you kill me,
I am, weak and, numb and, insignificant,
How could, i let, this bring me back to my knees?
Eu-pho-ri-a
Eu-pho-ri-a
I-a
I-a
Eu-pho-ri-a
I'm back doooooown.
I'm in the undertooow.
I'm helpless and i'm awaaaake,
I'm in the undertooow.
Iiii'll die in the undertow.
It doesn't seem that there's a waaay,
Ouuut of the undertowwww.
Euuuuuuuuu-phoooooooo-riiiiiiii-aaaaaaaaaa
türkçesi;
iki kez aşağı indi
Derinlerde konuşan bir ses
Bana vurup sersemletti
Soğuk kara suyun altında
iki tane, cennet kadar temiz
Ve iki kez bi sebep kadar gürültülü
Derşn ve zengin, bir nehir yatağındaki kil kadar
Ve bir o kadar rahatsız edici
Şimdilerin altımdaki ağzı, etrafımda açılr
Hepsini yutarken beni gösterip teklif eder
Etrafımı sarar, boğar ve beni uzağa süpürür
Fakat ben çok rahatım.. çoook rahatım
Kapa çeneni*8
Beni iyice dolduruyorsun
Peki bunu nasıl kendime getirebildim
Tekrar dizlerimin üstüne
3. kez aşağıda
Senin sesinle vaftiz edildim
Sonsuz suyun altından, derinden çığlık atard sesin
Ve cennetin yarısı kadar yüksek
Yarısı kadar temiz sebebin
Çok soğuk vce kara, bir nehir yatağındaki kil kadar
Fakat bn çok rahatım
Çooookk rahatım
Neden beni öldürmüyorsun?
Güçsüz, hissiz, önemsizim
Ve dizlerimin üstündeyim yine
Coşku içinde kayboldum
Geri düştüm.
Undertow'dayım
Yardımsız ve uyanığım
Senin undertow'un içinde ölücem
Görünüyor ki umdertow'dan başka çıkış yolu yok
beyniyle oynayan, futbolu bilen adamlardır. rakiplerini dövmezler, topa müdahale yaparlar. günümüz futbolunda büyük önem taşıyan ''topsuz alanda futbol''u dört dörtlük uygularlar ve en önemlisi geriden oyun kurabilirler. bu adamlar sayesinde beşiktaş taraftarı sigarayı azaltmıştır.