Ummadığımız dağlara kar yağdıran ünlülerdir.
Vay be hülya koçyiğit de inceden yanlamış karanlık tarafa. Vakti zamanında yunanların trenlerin arkasına hülya bizimdir diye pankartlar asmışlığı vardır ki iki ülke bu mevzudan epey takışmışlardı. Üç gün sonra ölüp gidecen ne gerek vardı anılarımızdaki o güzel yüzlü kadını kirletmeye. Susuz yaz filmindeki diri vücutlu körpe halinle hatırlayacağım seni yine de
Bugün oynadıkları gaziantepspor maçında şikenin Allahını yapan kulüp. Bahis baronları mı ne dersiniz artık bilemiyorum birileri bunlara sakın ilk devre gol atmayın demiş kesin. Altıpasta boş kaleye vuramamak nedir ya. Hadi auta atarsın anlarım da topa vurmamak için felçli numaraları yapmak falan. Maçın oranlarının 1,5 saat öncesine kadar kapalı olması zaten işkillendirmişti beni.
Liberalizmi yanlış anlamaktan kaynaklı yapılan gereksiz özelleştirme. Ben özelleştirmeden çok kapatılmasından yanayım şeker fabrikalarının. Şeker pancarı topraktaki suyu çok hızlı bir biçimde içine çeker. Zamanla toprağın verimi düşer ve başka ekin ekildiğinde istenilen rekolte elde edilemez. Çünkü en derindeki suyu bile hacılamıştır köftehor pancar. Ayrıca çölleşmeye sebep olur ki Konya ovasındaki derin çukurlar da toprağın altındaki su kütlesinin çekilmesiyle oluştu.
Türkiye'deki futbol ortamından ne kadar nefret etsem de çekişmeli geçme ihtimali olduğu için izleyeceğim maç. Bayern kazansa bile çok farkla olmayacaktır karşısında yimpaş yozgatspor yok sonuçta. Son wolfsburg maçı gibi oynarsa Bayern beklemediği bir sonuç alabilir. Türkler almanların pembiş popolarını döverse şaşırmam yani futbol bu yunanistanın Avrupa şampiyonluğunu bu gözler.
iPhone tabi ki. Ben bir telefona 5 bin tl bayılıyorsam servisi garantisi tabi ki iyi olacak. O kadar para aldıktan sonra o garantiyi babam da verir. Kimse pili akşama kadar dayanmayan telefona bir araba parası verecek kadar aptal olmamalı. En nihayetinde bir telefonun temel amacı haberleşme, en acil durumlarda ulaşılabilir olmayı sağlamak. En gerekli anda pili bitip beni yarı yolda bırakacaksa o yemişim face Idsini ios 11ini.
Ben de yeni telefon alalı 10 gün falan oldu. Kardeşim 2600 civarı bir meblağ bayılıp benden önce iPhone 6s almış. Ne zaman işten eve dönsem telefonu şarja takılı bir şeyler izliyor. Telefonu sürekli kablo ile bir yerlere bağlı. Ben ise gittim ona yakın bir paraya one plus 5t aldım. Mis gibi 8gb ram var yağ gibi akıyor. Yüzde yirmi şarjla metroda Asphalt 8 oynuyorum Kadıköy'den kartala kadar yetmediği hiç olmadı. Garantisini de hiç takmıyorum. Telefonla buz hokeyi oynamiyoruz sonuçta.
üstünden uzun zaman geçse de konusu akılda kalan ancak adı bir türlü hatırlanmayıp içe ukde olan filmlerdir.
2004 temmuz ayıydı. hatırlayanlar bilir eskiden trt2'de her akşam 10 gibi yabancı filmler yayınlanırdı. kimi izleyen için zaman kaybı olsa da bazıları hafızada yer bırakır tekrar izlemek istenirdi. bu film de 1900'lerin başında amerika'da geçiyor. siyah-beyaz eski bir zombi filmi. kahramanımız bir siyahi ve kasabadaki zombi saldırısında sağ kalan son kişi oluyor. evine sığınıp zombilere karşı kendini korumayı başarıyor. öyle böyle filmin sonuna kadar hayatta kalıyor ama filmin sonunda trajikomik bir şekilde kasabaya gelen yardım ekibi onu zombi sanıp vuruyor. filmin adını hatırlayan bir hayırsever mesaj atarsa sevinirim.
askerlikten 4 sene daha yırtmaya imkan veren eylem. devletin biz antimilitaristlere yaptığı ufak bir kıyak diyebiliriz. sonrası için (bkz: yurtdışına kaçmak)
sopcast ile gayet keyifli olandır. tvden hiçbir farkı yok hatta bazen daha net oluyor. özellikle Avrupa ligleri. tek eksiği süper lig için sağlıklı linkler pek bulunmuyor. bi de 1-2 dk geriden geliyor ama beleş olduğunu düşününce pek takmıyor insan.
zor bir dert. ama bu da geçer. 7 sülalem Kürt. bunu hiçbir zaman gurur kaynağı yapmadım, sırf kürdüm diye kendimi ayrıca mutlu da hissetmedim. sırf bir ırktan geldiği için kendini mutlu gören de katıksız gerizekalıdır. mesela bir Alman neyle gurur duyar. bilimini teknolojisini ilerletip ürettiği araba, uçakla mı yoksa almanlığı ile mi. ya da bir Japon.
gelelim bölünme mevzusuna. yürümüyor kardeş yürümüyor. nedir bu ısrar. yalan bir tarihle sana kutsal bir toprak gibi anlatılan topraklar senin değil. senin ataların at sırtında orta asyadan anadoluya geldiğinde orada bin yıldır kürtler yaşıyordu. dağdan gelip bağdakini kovarcasına işgal edince oralar senin olmuyor. aynı dine mensup olduğu için emperyalistlere karşı kurşun sıktı diye kardeş ilân edildik. koca bir yalan. aynı dine mensup olmamız dışında en ufak bir ortak yanımız yok. kültürler diller farklı.
bu farklılık bugüne kadar hep sorun olagelmiş kangrene dönmüş. tek çare dostça ayrılmak. ortak geçmişe uzanan bir tarihin hatrına da gayet iyi komşu da olabilirler.
Türk şehirlerinde kalmak isteyen kürtlerin kalmasında bir sorun yok bence. sonuçta gelenlerin çoğu devlet politikası yüzünden bizim gibi göçe zorlanmış insanlar. burada kendilerine bir düzen kurmuşlar bir hepsini bırakıp gitmeleri hiç kolay değil.
dil ile alfabe arasındaki farkı anlamayan millettir. osmanlıdaki mezar taşları arap alfabesiyle türkçe yazılmış mezar taşlarıdır. dünya genelinde kullanılan latin alfebesini türkiyeye getiren atatürke dua edin yoksa sizin de torunlarınız bir gecede cahil kaldık dedelerimizin mezar taşını bile okuyamıyoruz diye ağlar ilerde.
almanya çıkışlı olup şarkılarında modern enstrümanların yanında bağlamayı da kullanan kürtçe rock grubu. mak(ana), si(duman) ve ziz adlı 3 albümleri bulunmakta. müzikal anlamda kürt müziğinde bir eşiğin başlangıcı oldukları söylenebilir çünkü o dönem kürt müziği koma amed, koma berxedanın dağılmasıyla tamamen arabesk-kürtçe tarzı denebilecek bir döneme girdi. diyar, kawa gibi sanatçıların popüler olmaya başladığı bu dönemde aynı müzik farklı sözlerle yapılan birbirinin kopyası bir çok şarkı piyasaya çıktı. bu bakımdan kalitesizliğin alıp başını gittiği bir ortamda kürt müziğini şaha kaldıran adımların öncüsü oldular.
ülke ekonomisine bir nebze canlılık getirmiştir. şöyle bir kaç enayi daha 100er 200er bin daha dolandırılsa asgari ücret yükselir benzin falan ucuzlar.