vcd'si vardı bizde. 2004-5 civarı olabilir. babamlar izlerken gözüm takılmıştı. köpek dövüşleri, sevişme sahneleri, meksika gettosu, her şeyiyle korkunç, ama bir o kadar muazzamdı. melankolik bir filmdi, ilk perdesi özellikle.
hala daha bayılırım. özellikle müzikleri, gustavo santaolalla, sen ne mübarek adamsın.
3 sabıka kaydı ile güvenlik görevlisi olmuş, kulübesine gelen yavru bir kediyi dakikalarca işkence ederek katletmiş orul orul orospu çocuğudur.
elini kolunu sallayarak sokakta gezecek, çoluğumuzun çocuğumuzun yanından geçecek, fırsatını bulduğu vakit belki de başka bir kediyi, köpeği, çocuğu aynı güdü ile orospu çocuğu gibi katledecektir.
1990'larda ulusaşırı tarih anlayışıyla beraber hayatımıza girmiş olan ekoldür.
küresel tarih yazımında toplumların iç dinamikleri ve değişimleri değil, diğer toplumlarla etkileşime girme biçimleri önemlidir. insan göçü ve seyahatler, hareketlilik, sınır ötesi temaslar bu alanın ilgilendiği temel başlıklardır. yerkürenin tamamından sorumlu tutulamazlar, çalışma sahaları toplumların etkileşim noktaları olarak bilinen herhangi bir bölge olabilmektedir. Akdeniz ve ipek yolu buna örnektir.
bunun dışında kitap, teknoloji ve üretim kolaylıkları gibi aktarımlar da küreselleşmenin önünü açtığı için söz konusu alanın ilgi odağıdır.
eskiden sabah akşam tarih başlıklarına yazar, sözlükteki kürtçülerle kapışır, uludağ sözlükte milliyetçi rüzgar estirirdik. noldu bize eylül dayı shaja.
savaş ağası terimini hep çok sevmişimdir. iskitler'den, peçeneklerden ve diğer birçok türk kavminden bahseden yabancı kaynaklar da ekseriyetle at beyleri, çoban krallar, savaş ağaları gibi yakıştırmalar kullanırlar.
bu güzel betimlemeyi amerikalı oligarklar için kullanmazsak sevinirim. tşk.