Canon eos 5d mark ii ile çekilen ilk türk filmi Yılanlar ve Güvercinlerdir. Filmin hd kalitesine bakıldığında kameranın gerçekten üst seviye olduğu anlaşılır . Canon bu makinayı çıkararak nikonun fonksiyonlarını geçmiş olup adeta estetik cerrah görevi gören bir makina çıkarmıştır ortaya .
Not: Fotoğrafçılıkla ilgilenenler için şu aralar canon eos 1100d var onunla başlasınlar zira ilkte bu makine alınırsa sadece deklanşöre basabilirler .
sevgili olmak demek bütün hayatını aşık olduğun kişinin ellerine bırakmak demektir ayrıldıktan sonra sevdiceğinin o elleri dahil hayata yabancılaşırsın tutunamazsın , hayata 4* elle sarılırken bir anda 2 ele düşersin , tutunmak istemezsin .
Tarifi imkansız olan durumdur .
Düşüncesi bile başını döndürmeye ,seni uçsuz bucaksız yerlere götürmeye yeter kısacası kendi Ütopya'nı kurma evresinin ilk ve en müthiş basamağıdır .
Başını hiç dönmediği kadar döndüren, seni bulunduğun mekandan alıp sevdiğinin yamacına götüren, içine çektikçe sevdiğin sevildiğin için tanrına minnet duygularını sunduğun koku .
Sadece senin için salgılanıyordur o koku , seni deliye çeviren o kokudan sahibinin asla haberi olmaz buda senin ayrıcalığın olur sana verilmiş gizli hediye olarak kalbinin bir köşesindeki gizli mabedinde hep durur .
Birde geride kalmanın verdiği o ölesiye acı vardır ki gitmekten daha zordur . Bırak sol yanının ağrımasını bütün vücudun fonksiyonlarını yitirir ' Gitme ' kelimesi ilk defa anlamsızlaşır durduramazsın , o gider sen arkasından sadece ağlarsın . Anılarınızın bekçisi olursun . .
Olay kişisel resmin altına ' Çok güzel çıkmışsınız ' yorumuyla başlar.
yorumu yapan : Çok güzel çıkmışsınız .
Annem : Teşekkür ederim canım arkadaşım nasılsın iyimisin sıhhatin yerindedir inşallah çocuklar nasıl bende istanbuldayım bir ara görüşelim çay içmeye beklerim .
Evinin seni içine sigdiramayacak kadar dar oldugunu fark edeceksin...
Sokaga fırlayacaksin... i
Sokaklar da dar gelecek...
Tipki vücudunun yüregine dar geldigi gibi...
Ne denizin mavisi açacak içini, ne piril piril gökyüzü...
Kendini tasiyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar
küçüleceksin...
Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan...
"Önemli olan saglik."
"Yaşamak güzel."
"Boş ver, her şey unutulur."
sen hiçbirini duymayacaksin...
Göz yaşlarindan etrafi göremez hale geleceksin...
Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarinda ölmek
isteyecek kadar çok seveceksin...
Hep ondan bahsetmek isteyeceksin...
"Ölüme çare bulundu" ya da "Yarin kiyamet kopacakmis" deseler basini
kaldirip Ne dedin?" diye sormayacaksin...
Yalniz kalmak isteyeceksin...
Hem de kalabaliklarin arasinda kaybolmak...
Ikisi de yetmeyecek...
Geçmişi düşüneceksin...
Neredeyse dakika dakika...
Ama kötüleri atlayarak...
Onunla geçtigin yerlerden geçmek isteyeceksin...
Gittigin yerlere gitmek...
Bu sana hiç iyi gelmeyecek...
Ama bile bile yapacaksin...
Biri sana içindeki aciyi söküp atabilecegini söylese, kaçacaksin...
Aslinda kurtulmak istedigin halde, o aciyi yasamak için direneceksin...
Hayatinin geri kalanini onu düsünerek geçirmek isteyeceksin....
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...
Herkesi ona benzetip...
Kimseyi onun yerine koyamayacaksin...
Hiçbir şey oyalamayacak seni...
Ilaçlara siginacaksin...
Birkaç saat kafani bulandiran ama asla onu unutturmayan.
Sadece bir müddet buzlu camin arkasindan seyrettiren...
Bütün sarkilar sizin için yazilmis gibi gelecek...
Bogazin dügümlenecek, dinleyemeyeceksin...
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
Sabahi iple çekeceksin...
Bazen de "Hiç günes dogmasa" diyeceksin...
Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...
Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çikana sarilmak isteyeceksin
...
Nafile...
Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
Rüyalar göreceksin, gerçek olmasini istedigin...
Her siçrayarak uyandiginda onun adini söyledigini fark edeceksin...
telefonun çalmasini bekleyeceksin...
Aramayacagini bile bile...
Her çaldiginda yüregin agzina gelecek...
Aglamakli konuşacaksin arayanlarla...
Yüregin burkulacak...
Canin yanacak...
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin...
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden...
Onun sesini bir kez daha duymak için yanip tutuşacaksin...
Defalarca aradigi günlerin kiymetini bilmedigin için kendinden nefret
edeceksin...
Yasadigin şehri terk etmek isteyeceksin...
Onunla hiçbir aninin olmadigi bir yerlere gidip yerleşmek...
Ama bir umut...
Onunla bir gün bir yerde karsilasma umudu...
Bu umut seni gitmekten alikoyacak...
Gel gitler içinde yasayacaksin...
Buna yasamak denirse...
****
Razi misin bütün bunlara...?
Hazir misin sonunda ölüp ölüp dirilmeye...?
O halde asik olabilirsin