-sinir bozucu orange hariç diğer bütün meyvelerin "knife!" ya da "blender!" uyarısılarından sonra çığlıklar eşliğinde can vermesini izleyip izleyip elma kivi vs dilimlerken üzülür hale gelmek- biçiminde özetlenebilecek hassas bünye davranışı.
şahan gökbakar vs cem yılmaz, federer vs nadal, pizza vs pide gibi kıyaslama başlıklarını, kişinin "şahan gökbakar, cem yılmaz, pizza, pide, nadal, federer vesaire vesaire tabii güzel şeyler bunlar" şeklinde yorumlamasına sebep olan durumdur. *
Federerin alıştığımız muhteşem oyunu, Soderling'in fena olmayan direnişi, maç sonundaki ödül töreninden güzel görüntüler.. (Sahaya fırlayan ispanyol dışında) her şey iyi, güzeldi de..
Maçın sonunda TRT, fransızca bilmeyen sunucusuyla beni benden aldı arkadaşım. Oraya Fransızca bilen bir sunucu koymak o kadar mı zor anlamadım ki..
mesela, '15.04.2009 saat:18.00'de olan finalin yerine bakmak için final sabahı internete girip aslında o finalin 14.04.2009 saat:18.00'de olduğunu öğrenmek.' olabilir...*
Özellikle bahar aylarında kampuslerde sıklıkla boy gösteren, tercihen okul üniformalı, heyecanlı ve meraklı bakışlarla etrafı izleyen gruptur. Farklı bir gezegene gelmiş gibi bakınmalarına, bazı öğrencilere laf atma çabalarına, gürültü ve patırtılarına rağmen sezonluk geldikleri için sineye çeker, sever, sayarız...
'hiçbir şeyde yetenekli olmadığını sanmak' biçiminde değiştirilmesi gereken önerme. Zira her insanın bir alanda yeteneği mutlaka vardır, insan kendini küçümseyip küçümseyip itin g.tüne sokmamalıdır...
cipsin boyutu ve kişi sayısı ne olursa olsun, oluşacakur bu gerginliktir. Lakin çok rahatsız edici bir durum değildir, zaten cips bitince o da biter. (bkz: yorgan gitti kavga bitti)
Sahne ışıklarının altında bi tarafı kalkan yarışmacımız 'insanlara nasıl yarışılacağını göstereceğim! nihaha!' nidaları eşliğinde büyük paraları redderer. stüdyo yıkılır, alkış, kavga, kıyamet...
Halbuki gaza gelen yarışmacı, bu kez aynı ivmeyle göte gelmektedir. 500.000leri ardı ardına açtırır, stüdyo bu kez hüzne boğulur, sanki 5 dakika önce seyircilerden biri orada ölmüş gibi bir hava estirilir.
Yarışmanın sonunda epey bir para kaybeden aklıevvel yarışmacımız seyircileri de arkasına alarak bu kez 'hissiyat işi bu, kaderimizde bu varmış, kısmetimiz bu kadarmış.' triplerine girer konu kapanır.
edit: Tabi mukadderat işi canım, tamamen kader... Yoksa matematikle, istatistikle, olasılık hesaplarıyla hiç ilgisi yok.. aaa..