kendisinin çarşaf giyen kadınlar hakkındaki açıklamalarına bok atmak ya da destek vermenin en kolay yol olduğunun görülmesi gereken şahıs. asıl düşünülmesi gereken, aynı toplumun parçası olduğumuz insanlara öcü demenin altında yatan sebeplerdir. Bugün darth vader görse aşinalıktan korkmayacak olanların açıklamasıdır bu. Nihayetinde bu kadın uzayda yaşamıyor, o tarz giyinmenin dünyanın bir çok yerinde kadınların tercihi olduğunu da biliyor olduğunu düşünüyorum, insanlar ama hala böyle bir açıklama yapıyor olmasının arkasında nasıl bir özgürlük anlayışı, nasıl bir saygı konsepti, neyin korkusu, neyin tahammülsüzlüğü, neyin yaftalaması ya da neyin olabileceğinin düşünülmesi gerekiyor ki bu durum bizden farklı görüşe sahip insanlara nasıl baktığımızı gözden geçirmemizi sağlamalı.
insana "sen palavere bırak" dedirten reklam filmi. din kardeşini bile mavi marmara olayında sırf politik çıkarlar yüzünden -haklı davasında- savunmaktan aciz, -detaylar için http://www.freedomflotillafacts.com/ - hatta suçlayan bir gazetenin attığı martaval, dikkat çekme çabası. keşke reklamlara ve gazetelere kelime filtresi getirilse de kirletemeseler böyle kavramları.
içinde bulundukları ve yaşamlarını sürdürmeye çalıştıkları koşulları düşününce imkansız gibi görünmesine rağmen çok sağlam bir sineması olan ülke. özellikle elia suleiman ın yönettiği bütün filmler seyredilmelidir.
içinde isveç, norveç, italya, finlandiya, yunanistan, ispanya ve israilden 30 aktivistin ayrıca; isveç, norveç, yunanistan ve ispanya'dan milletvekillerinin bulunduğu, gazze ambargosuna tepki olarak yola çıkıp 20 eylül 2012 de aşdod limanı na çekilen isveç bandıralı özgürlük gemisi.
tribute albümü değil de, ünlülerin orhan gencebay şarkılarını "orhan gencebay şarkısı" yapan ne varsa alıp götürdükleri, para için bile yapılmayacak ayıp.
"Fatımanur'un acı 'hikâye'si" başlığıyla verdiği haberle bir insanın arkasından onun hayatını, sadece ölümü ilgi çektiği için, hunharca ifşa edip bunun üzerinden prim yapmaya çalışarak herhangi bir gazete olmayı başarmıştır.
uluslararası sulardaki bir yardım gemisine karşı gerçekleşen -o yardım gemisi değildi bir kere onlar ölmeye gidiyordu diyenler elbette olacaktır-, bir ülkenin -bayağı bayağı- ordusunun, yanlarına sorun çıkarabilir diye tırnak makası almamış sivillere "yalancıktan" mermi yağdırıp -halbuki mermiler plastikken, nasıl olduysa- masum insanlardan 9 unun ölümüne sebep olduğu mavi marmara felaketinin yargılanmasına başlanacak gündür aynı zamanda.
istanbul belediyesi şehir tiyatrolarının devr-i istanbul adlı oyununun sonunda, vokalde tuğrul arsever, back vokalde diğer erkek oyuncular olmak üzere efsane bir performansla söylenen şarkıdır.
herhangi bir fenerlinin haftanın en az bir günü küfür namına kullanığı her sıfatın ardından gelen isim olmaya gibi bir cevabı olabilecek soru.
(bkz: gerçek hayattan iç çektirten hikayeler)
bittiğinde ekrana dakikalarca mal gibi baktıran, altta geçen sürenin 2 saat 43 dakka olduğunu görünce nasıl yani ifadesi ekleten suratına sonra da uykuya götüren masaldır. naifliği huzur vericidir. söylenecek çok da söz yoktur aslında. seyretmek yeterlidir çünkü.
canını çok yakan bir olay yaşamışsındır ve tek ihtiyacın olan şey biriyle konuşup delice ağlamaktır. saat çok geçtir ve eline telefonunu alırsın rehberdeki yüzü aşmış ismi sırayla geçersin ama hiçbirinin ismine geldiğinde arama tuşuna basmak istemez için işte o an anlarsın ki yalnızsındır sen.