işten atılmakla birlikte kişinin yaşadığı boktan bi duygudur. hüzne boğar insanı hele de sebepsiz yere olmuşsa yada çok basit sebebse yıkar insanı.
oldum olası bürokrasiden nefret etmiştirim. nefret etmemin sebebini yeni anlıyorum. bi insanı bi insandan üstün kılan bu sistemden nefret ediyorum abura koyim. s.ktiğimin memleketinde böyle şeyler hep var hepte olmaya devam edecek. ufaktan benim olaya girizgah yapalım hacılar.
bugün iş yerine doğru yola koyuldum. nedendir bilmem ama sabah kalkarken çok sinirliyimdi. sanki başıma gelecekleri hissettim abura koyim. ben iş yerine gireli 1 ay oldu. staj benim ki staj bitince devam edecektim ben. girdiğim yer çok büyük bi yer taşşaklarının ağırlığı benim kilom kadar gerisini siz düşünün. ankara dan milletvekili tanıdık istiyorlar yoksa zor girersin diyorlardı. bi şekilde staj diye aldılar beni işte. neyse abura koyim konu dağıldı. nerde kalmıştım heh iş yerine vardım müdür kazık gibi dikilmiş kapıda bekliyor yarrak kafalı. suratı mahkeme duvarı gibi g.tün birden o surat sırıtmaya başladı. neden derseniz hemen cevaplıyayım makam araacığı ile genel müdür geldi hemen kapısını açtı falan işte. bende tam bunların yanındayım asansöre doğru gidiyoruz ben arkadayım. güvenlikleri görmen lazım baba gülerek hoşgeldin demeler falan bi hürmet bi hürmet.(eşşoğlueşşek asansörü bile çağırdı bana bir ay boyunca bi hoşgeldin dememişti göt) neyse bunlar girdiler asansöre bende girdim yanlarına bana öyle bi bakıyorlar ki sanki allah ibneler ben onların bindiği asansöre binemem. o genel müdür ben ise basit bi stajer dimi he abura koyim he. ikiside tip tip bakıyor bana genel müdür atladı hemen:
g.m : sen hangi bölümde çalışıyon ?
tololo: sanane yarram kırıvatanı g.tüne sokarım kemerinle kırbaçlar öyle zikerim seni p.ç.
atlamayın hemen lan bu şakaydı aslı bu :
g.m sen hangi bölümde çalışıyorsun ?
tololo: görüntüde
g.m : yaka kartın nerde niye takmıyorsun.
tololo: yok ki takiyim
g.m: içeri nasıl giriyorsun sen?
tololo: parmak basarak (orta parmağımı göstererek. gerçekten öyle yapmıştım piçlik olsun diye)
g.m: sen kimi aldın işe ?
tololo: yukarıya başvurdum çağırdılar. (asansör açıldı benim inmem gerekiyordu )
öteki müdür: tamam sen git içeri.
aradan bir saat falan geçti. şef geldi yanıma:
şef: senin staj ne zaman bitiyor ?
tololo: cuma günü.
şef: sana iki gün izin hatta şimdi bitirelim stajını istediğin zaman gidebilirsin ( burda davayı çaktım ben tabi)
tololo: tamam.
bir saat sonrası :
şef: tololo bi seninle ne konuşmuştuk ?
tololo: ne konuştuk hafızam zayıf benim. (itlik değil mi abura koyim)
şef: şimdi gidiyordun bugün.
tololo: tamam tamam.
herkesle vedalaşıp çıktım. şefle bile vedalaştım; çünkü onun bi suçu yoktu yukardan emir gelmişti. gerçi ben naptığımı henüz anlamış değilim ama g.te giren şemsiye açılmaz derler. böylelikle de çoğu hayallerim yıkılmış oldu.
aşağıdakilerden seçeneklerden hangisinde g.t yalama ve t.şşak büyüklüğü bakımından doğru verilmiştir?
a) şef< genel müdür< müdür
b) müdür> genel müdür>şef
c) şef< müdür< genel müdür
d) aşçı< şöför< uşak= bahçıvan
çin'i dize getirmektir. bu tabi ki mümkündür. bazı yazarlar kalabalık olduklarını söylüyor. peh ne yazar, biz türküz! geçmişe dönelim biraz, orta asya ya göktürk lere dönelim. esaret altında yaşayan göktürk lerin nasıl bağımsızlık kazandığını bilmeyiniz yoktur. çinliler o zamanda kalabalıktı; ama atalarımız onları dize getirdi. şimdide durum aynı yine onlar kalabalık yine biz azız. yine bizde yürek var, onlarda yok!
günümüz koşullarına göre tek fark türklerin dağınık halde yaşamasıdır. herkesinin kendi bir devleti ya da himaye altında yaşıyoruz. birleşirsek çin'i dize getiririz. ama birleşirmiyiz bilemem. gün gelecek, uygurlar bağımsızlıklarını ilan edecekler.
türkçülüğü savunan her insanı faşist sanan zihniyettir. bilmez ki her türkçü, faşist değildir. türkçülüğün ne olduğunu bilmeyen, kavgadan dövüşten ibaret zannedip, bu doğrultuda hareket eden insanlar yüzünden bu düşünce oluşmuştur. biz türkçülüğü bilinçli savunan gençler de faşist olduk sayelerinde.
bizim en büyük hedefimiz turandır, türklerin birleşmesidir; ama bu mümkün gözükmüyor. biz bu uğurda çabalamaya devam edicez, insanları incitmemeye çalışarak. öncelikle kendi ülkemizden başlamak gerekir. çünkü bizimde amerikan mandasından farkımız kalmadı. kendi ülkemizde bile, özelleştirme uğruna ülkemizi yabancılara satan akp zihniyetinin karşısında durmalıyız. nice şirketlerimiz satıldı, özelleştirme uğruna. tamam özelleştiriyorsun diyelim, neden yabancılar? ülkemizde yabancılar kadar para verebilecek türk zenginleri varken. bugün dünyada ulus-devlet anlayışı hakimdir. neden? çünkü; kendi kardeşlerinden başka kimseye güvenemedikleri için. diğerlerinin hep ihanet ettiği için. aynen arapların bize yaptığı gibi. bu böyle uzar gider, bu konular derin konular.
faşistin, ırkçılık yapanlara söylendiğini bilmeyen yoktur heralde. bilinçli türkçülüğü yapan kimselere- altını çiziyorum bilinçli- kimse faşist diyemez. türkçülüğü savunan türkü üstün görmez, ırkçılık yapmaz! sadece turanı ve kendi ülkesinde türkün hakim olması ister.
ntv de yayınlanmış olan veda törenidir. çok muhteşem olmasada, son bölümde kardeşleri ve özelliklede kızının konuşması, salonu duygulandırmıştır. bir diğer efsane olan, stevie wonder ın klavyenin başına geçmesi ve söylediği şarkıyla çok duygu yüklü bir ortam yaratmıştır. pop un kralına böyle veda edilmiştir. elveda michael jackson.
babayla yolculuk yapmaktır. zoraki tanım kusura bakmayın, naparsın. şu an size başlık normal gelebilir, 'ne var bunda?' diyebilirsiniz. size şunu söyleyebilirim burda babanın tanımı çok önemlidir. neyse efenim konumuza dönelim.
sabahın altısıdır, annen yatağa gelir, başında ismini 15125023505 kere söyler. sonunda illallah deyip kalkarsın. birde altta yattığın için, kafayı bazaya vurursun. yüzünü yıkamaya üşenirsin, banyodaki soğuk suyu hayal ederek. banyodaki soğuk su; sanki antartika'dan geliyormuş gibi hissedersin; ama kaçış yok yüzünü yıkarsın. yıkamaya giderken de birde ayağını vurursun. boktan bi geçiceğinin sinyallerini alırsın. bu arada babada seni bekler konumdadır. evden beraber çıkarsınız.
baba sultanahmette, sen ise beyazıtta okuyunca, mecburen beraber gitmek zorunda kalırsınız. baba arabaya biner ve motoru calıştırır. biraz bekler, motor ısınsın diye. arabayı park ettiği yerden çıkarır. arabaya binmenizle olaylar başlar.
baba: niye bakmıyon lan şerefsiz çıkarken.
tololo: neresine bakcam ya! kaç senedir aynı yerden çıkıyon zaten.
baba: sus agzını burnunu kırarım.
yolculuğumuz böyle başlar. baba cd yi koyar teyibe, sabahın altı buçuğu, abdullah papur 'neden köylü bacım sen ağlamışsıın' diyor. gel de deli olma, sabah sabah. tabi içinde söylenmelere başlarsın. sanada köylü bacınada, seni sanatçı yapan zihniyetinde... kendi kendine söylenirsin. ardından papur bi bomba daha patlatır, çift camlardan ses gelmiyor diye. ve arabanın içinde bayılırsın, hayattan soğursun arkadaş. tam şarkı baymışken, babanın küfürleriyle birden kendine gelirsin. yan yoldan araç, hatalı bir şekilde önünümüze çıkmıştır.
baba: senin aldığın ehliyetin ta aburuna koyim. aburuna koyduğum salağı, g.tüne y.rrağımı sokayım.
tololo: reis sakin ol, tamam.
baba: s.ktirtme reisini şimdi. baksana naptı aburuna koyduğumun çocuğu.
tololo: tamam boşver salla. sen aç bi abdullah papur daha?
bu arada baba yolda, şöyle büyük bir taş görür.
baba: aburuna koyim şu taşa bak, bi araba yanlışlıkla çarpsa takla atar aburuna koyim. belediye başkanı o taş g.tüne girsin senin.
ve mutlu son. yolculuk bitmiştir. üzerine harika bir rahatlama hissedersin. babanla veda edersin, yolculuğun sonunda.
tololo: hadi görüşürüz baba
baba: hadi s.ktir git. dersleri çalış hocalarından şikayet duymiyim( üniversitede şikayet enteresan.)
burda ki babanın tanımı: yoldaki taşa bile küfreden insan tipidir. böyle bir babaya sahipseniz, bu yazılanlar sizler için geçerlidir. vesselam.
sex yapmanın bazen sanat olduğunu bilen insanın sözüdür. sex sadeece cinsel ihtiyacımızı gidermek olarak görülmemelidir. sexin kuralları vardır. temel kurallarına uymak lazım. ölzellikle şu 3 madde;
1: kadınını veya erkeğini iyi seçmen gerekir.
2: lotex love ın nanelesinden uzak durulmalı, aksi takdirde yanma yapar.
3: hard sex yapacaksın. hafif sex sanatı bozar.
bunlara uyulduğu takdirde orgazm hatsafaya ulaşır.
sözlüğü özleyen, uzun zaman yazı yazmamış yazarın sözüdür. 1 aydır yazı yazmıyorum ve sözlüğü çok özledim. finaller falan derken dalmışız, sözlüğü unutmuşuz efenim. benim en sadık arkadaşımı, acılarımı, sevinçlerimi paylaştığım arkadaşımı.
acun'un paris hilton gibi bir kadını abazanlar için, ekrana sunma durumudur. adriana lima'dan sonra acun abazanlara bi kıyak daha geçti. pazar günü tüm abazanların, programı ellerinde sabunla izleyeceğinden hiç şüphem yok. ünlü porno yıldızının türkiye gelmesi güzel; ama sağlam dönerse şaşarım! karının başına ne gelebilir sizce? o değilde lan karının konuşması bile tahrik edici .rospunun.
(bkz: acun bizi diskoya götür)
imza: bay abazan.
son gelişen olaylardan mağdur yazarlarımızın ve diğer yazarların moderasyondan isteğidir. o kötü olayı unutmadık, unutmayacağız!
(bkz: moderasyona revizyon)
her komünist'in ateist sanılmasıdır. evet doğru bu! türk toplumunda, her komünist ateist olarak algılanıyor. ben bugüne dek karşıma cıkan komünistlerden yola çıkarak, bu yargının yanlış olduğu kanısına vardım. insanları ön yargıyla eleştirmek kadar kötü bir şey yoktur! en azından benim açımdan. herkesin inancı ve görüşüne saygı duymak lazım. ama haddelerine bildiği ölçüde.
şöyle bir durum daha var. belki de bu durum insanları çelişkiye sokuyor. ateistlerin yüzde doksan dokuzunun komünist olmasıdır. insanlar belki bu yoldan çıkarak hataya düşüyorlar.
herhangi bir vatandaşın olası söylemidir. ergenekon davasında nerdeyse tüm cumhuriyetçilerin tutuklanması, akla soru işaretleri getiriyor. objektif düşüncek olursak, solcu kesim ve sağcı kesim aralarında feci bir savaş var. ülkemizin huzurunu kaçırıyorlar, her iki tarafta. bu yazdıklarım solcuların haklı olduğunu çıkarmaz, tabi sağcılarında. ben sadece ülkemde huzur istiyorum.
(bkz: ne sağcıyım ne solcu)
vapur dan inmektir. diyeceksiniz ne var bunda? doğru söylüyor olabilirsiniz; ama bir durun. burası türkiye çünkü!
vapur iskeleye yanaşır abi şimdi, önde duran 15-20 kişi sanki olimpiyatlardalar, zıplayan zıplayana koşan koşana... neden koşar bu insanlar, otobüse yetişmek için eve 5 dk daha erken gitmek için. ulan 5 dk geç git nolur! ama yok illa koşcak.
(bkz: koş emrah koş)
bu çok yanlış bi hareket, daha önce bu gibi insanlar yüzünden, bir güvenliğimizi kaybettik yazıktır ya, 5 dk eve geç gidin veya işe, hayatınızdan değerli mi?
not: ama şunuda tespit ettim, halkımızın içinde ne usain bolt lar var be
! biz farkında değiliz yav.
not2: bunları yapanların içinde benim babamda var.
caylaklık cezası almaktır. bu ceza bütün yazarların, korkulu rüyasıdır. en sevdiği şey olan, sözlüğünden ayrı kalmayı, bir yazardan başka kimse daha iyi bilemez. o hüzün, o üzgün durum, sözlüğüne girmesine rağmen, yazamamak kahreder yazarları.
ben de 1 hafta sonra sözlüğüme kavuştum. muhteşem sözlüğüme! entry lerle bazen beni sinirlendiren bazen de beni benden alan sözlük. özledim lan seni sözlük! hasret bitti çok şükür; ama sensiz geçen 1 hafta angelina joliesiz bi hayata benziyor. kısacası kavustuk be!
sevgili chp nin akp ye özenmesi durumudur. zamanında akp ye dini istismar edip, insanların dini duygularıyla oynayarak oy topluyorlar dediler. laik olmadığı için akp ye kapatma davası actılar. peki şimdi sorarım size, suan chp napıyor. chp akp yle bas edmeyeceğini anladı ve akp nin politikasını takip ediyor. sorarım chplilere nerde savunduğunuz laiklik! carsaflılara rozet taktınız, tarikat üyesini belediye baskanı yaptınız, her mahallede kuran kursu acmak için girişimde bulundunuz. tükürdüğünüzü ne kadar güzel yalıyorsunuz. helal size! ben akp yi desteklemem ben hiç partiyi desteklemiyorum. her olaya objektif bakmaya calısıyorum. ben bu devirde hiç bir partiye güvenmem, insan babasına zor güveniyor bu devirde. chp, akp yi taklit ediyor suan, ama yine bu benim kanatim, secimlerde basarılı olamayacaklar.
fm(football manager) oynayan insanın replikleridir. çok ilginç sallamalara sahiptir bu oynu oynayanlar. ben bunu kendi arkadasımdan biliyorum. ikimizde bu oyunun hastasıyız. bir gun arkadasım bu oynu oyanarken yanındaydım. oyunu bilmeyenler için anlatayım: nokta nokta sekiller ve beyaz bir top. simdi arkadasın dediklerine gelelim:
x:(gol olur) tololo bak kafayla gol attı.
tololo:oğlum nerden anlıyorsun,kafayla olduğunu.
x:hissediyorum
tololo:bi s... git. 8bu arada bir gol daha atar arkadasın takımı)
x:bak bunuda rovasatayla attı.
tololo:hehe anlıyorum seni.
not:altta yazıyla macı anlatan spiker, ingilizcedir. arkadasında zerre kadar ingilizcesi yoktur.
sozluk yazarlarının 00.00 dan sonra entry girmesidir. malumunuz herkes listeye girmek istiyor. bu nedenlede bu saati bekliyor. hele, bazı uyanık yazarlar varki, entry yazıyor bekliyor,saat 0.00 gösterdiği anda yazdığı entryi gönderiyor. böylelikle saat 23.59 a kadar oylanma sansı,dünün en beğenilenler listesine girme konusunda avantaj sağlıyor. bunu bende yapıyorum, ama görüyorumki bi boka yaramıyor. hiç listeye girmişliğim yok. demekki yeterince iyi yazamıyorum. entryin nitelikli değilse, yazarları tatmin etmiyorsa bi bok olmuyor. entryin iyise ne zaman olursa olsun yaz, sevgili yazarlarımız görüyor zaten bunu. 00.00 beklemene gerek yok. he bu arada listeye girmişliğim yok derken, yag cekmek için demiyorum. entryimi beğenmeyen bassın eksiyi.
(bkz: hak ederek listeye girmek)
alternatif omo reklamıdır.
bırakın evlatlarınız zikişsin. vajinadan gelen kan lekesi im* sorun etmeyin. omo yla bembeyaz. zikten çıkan döl lekesi mi? omo evinizdeyse sorun yok.
genelde okuldan kaçma eyleminden sonra yapılan durumdur. biz bu işi 3 kişiyle yapardık. bu 3 kişi aynı kafadan, kişilik özelliklerinin aynı olması gerekir. işin özü orda bu 3 kişi kafa dengi adam değilse, o playstation kapışmasından bir bok olmaz. biz birrbirimizi bulmuş 3 dangalaktık. elemanların isimleri, cemal,yasin ve tololo ve tabiki ailemizin playstationcısı okan.
playstation salonuna doğru gidilirken sohbetler başlar. yolda tartısmalar devam eder.
cemal:ilk ben başlıcam a.ınıza korum valla
tololo:hadi ya sen niye başlıyomuşsun. ananın en akıllı oglu sensin heralde. hem geçen en son ben oynamadım, yasinle sen ilk macı yaptın.
cemal:hayır olmaz! yazı tura atcaz ben yazıyım.
tololo:niye sen yazısın a.ına koyim!(sanki yazı olunca bi bok oluyor) hep sen yazı oluyorsun bu sefer sen tura ol!
cemal:tamam a.ına koyim. (para atılır tura gelir) gördün mü al sana yazı şimdi g.tüne sokarsın.
tololo:sus a.ına korum senin
ve nihayetinde salona girerler. playstation sahibi onları krallar gibi karşılar. karşılar tabi a.ına koyim bulmuş bizim gibi enayileri, yağlı müşteriyi oturdumu 6,7 saat oynayan malları bulmuş. müşterilerle takılır ve biz fişimizi alır oyunumza başlamak üzereyken yeni bi tartışma belirir.
cemal:birinci kol benim.
yasin:hayır benim a.ına koyim. adama bak ya birinci kolu alıyor hem onun markası sony benimkinin markası kskskkdk diye bokumdan yarrağımdan bi marka.
cemal:okandan git iste sony kol.
yasin:tamam a.ına koyim seninde sony inde.
ve ilk maç başla. yasinle cemal oynar, tololo da macı izler yenenle tololo oynayacaktır.
cemal: ve hakem düdüğü çaldı. iki takımada başarılar dilemiyoruz chelsea ye basarılar diliyoruz.
yasin: iyi oynayan kazanmasın, manchester kazansın diyoruz. ( bu arada gol olur)
cemal: a.ına korum göt balı. bala göte gol attın a.ına koyim. hem ofsayttı.
yasin:bi siktir git hemen bal oldu dimi.
cemal:daha mac bitmedi. (drogba gol atar ) gooooooooollll işte drogra attı golünü koydu
çocuğu. didie en sevdiği yemek midye.
yasin:a.ına korum kol bozuk. aldın sony i oh tabi bi dahaki macta ben o kolla oynıcam.
cemal, bi gol daha atar macı kazanır. tololo oturur bu sefer masanın başına
tololo: işte yılların usta deneyimi oturdu başına.
cemal:evet yılların zikilmiş deneyimi. aramızda 100 maç oynandıysa 99 u cemal in birini tololo kazanmıştır.
tololo: bi ziktir git görcez şimdi kim kimi yeniyor.
maçlar bite.r cemal şampiyon olur, doğal olarak fişi tololoyla yasin e ödetir. masaya doğru ilerlerler.
cemal:domalın hesabı bakıyım.
tololo: sus belanı zikcem. okan abi kaç para?
okan:5 milyon.
tololo:o kadar oynadık mı ya!
okan:al işte bak 5 saat olmuş. (yasin parayı verir tololo ceplerinden para arar)
cemal:paran yoksa okan abiye domalırsın nolcak.
tololo:sus bi a.ına koyim.
okan:merak etme istesende zikmem. senin kıllı götüne meraklı değilim.
tololo:cemal dışarda bak sana napıyorum.
evet ben bu cemal e hep yenilmişimdir. çok nadiren yenmiştirim, hani derler ya zikilen pehlivan güreşe doymaz diye. ne paralar kaybettim ben her seferinden ödedim fişi. hiç bi zaman cemal in beni yendiğine kabullenmedim. iyi bok yedim. hem okulum hem param gitti.
azrailden isteğeceğimiz son istektir.
-ben azrailim söyle son istediğini?
-su faturasına yatır be abi.
-o kolay başka
-bi de ahmet yıldız öldü mü? bi şey daha isteyebilir miyim?
-sen de bokunu çıkardın ama neyse iste ne de olsa ölcen!
-bi de yılmazı silecesin meseneden.
sözlükte dinle ilgili açılan başlıkların çoğalması, bununla birlikte tartışmalara sözlüğün maruz kalmasıdır. herkes dinle ilgili başlık açar oldu. sol frame okuyorum, başlıkların çoğu dinle ilgili. dinle ilgili başlık açıyoruz, ama bu iş iyice abartıya kaçtı, zaten herkes birbirini eksiliyor. şuan bende eksilencem bu yazıyı yazdığım için ama canınız sağolsun siz değerli yazarlarımızdan gelecek eksi canımızı yakmaz. yazarların vurduğu yerde gül biter.( bokunu çıkardım be)
sözlükteki abaza yazarlarımızın, bayan yazarlarımızı tavlamak istemesidir. genelde bunu özel mesaj butonundan yapmayı denerler. ilk önce hoş bir sohbet kurarlar entry bahanesiyle art arda mesaj atarlar. yazarımızın ismini öğrendiğinde -ismi erkek ismidir- mesaj yazımını durdurur hemen.
kızların bilmedikleri halde maç yorumu yapmasıdır. maç yorumu yapmaların sebebi, genellikle aynıdır. tabi ki sevgililerin gözüne girmek, ama bilmiyorlar ki onlar yorum yaptıkça sevgililer daha da soğuyor ve gıcık oluyor. mesela, mac başlamak üzere, yanına cips ve meyve suyunu (kola yazcaktım, ama artık kola içmiyorum bu son filistin olaylarından sonra) almışsın. önemli bir fenerbahçe galatasaray derbisi, sevgili maçı sizle izlemek için sizi ikna eder. ikna olan şahsiyet, sevgilisinin futbol hakkında, hiçbir şey bilmediğini bilir.
-aşkım biz hangi takımız.
- sarı kırmızı olan.
-tamam aşkım (ama unutacaktır)
-yürü be oğlum yüre be kral gözünün çapanı yiyim yürü be aslanım!
-evet yürü hakan ( bundan bi 15 dk sonbra gol olur.)
-aşkım gol oldu. oleeey oleyy oleyyy...
-gol oldu ama sen heralde fenerbahçeyi tutuyorsun.
-aşkım ama sarı kırmızılılar attı golü.
-ya o golü atan bizim geri zekalı futbolcu, kendi kalesine attı. of ya şimdi otur yerine.
insanın kendiyle başbaşa kaldığı an, yatağa yattığı zamandır. kendinle başbaşa kalır ve kendinle yüzleşirsin. yatağa yattığı an, kendinle konuşmlar başlar. çok çetin hesaplaşmalar, hayaller vs...
yatağımız bizim için en rahat yerdir. çünkü o yatak bizimdir ve ondan başka bir yatakta yattığımızda rahat edemeyiz. yatağımıza yatarız, aklımıza gelecek ilk düşünce sevdiğimiz kızdır. onunla birlikte olduğumuzu, sinemaya gittiğimizi, sahil kıyısında koşmayı , pamuk helva yemeyi... bu hayallerle kendimizi avuturuz ve mutlu oluruz. bu hayallerin en güzel yönüde, sevdiğimiz kızla hayalimizde bile olsa, cinsel ilişkiye girmeyiz. çünkü onu seviyoruz ve kıyamayız onun bir saçının teline bile dokunmayı. sevmenin en güzel yönüde budur zaten.
sevdiğmiz kızla ilgili hesaplaşmamız bittiği zaman, bir başka hayale dalarız, gelecekte ne olacağımız hakkında. hayallerimiz kimimizde muhendislik, kimi doktor kimi ünlü bir oyuncu kimi ise ünlü yönetmen... ben gece hep hayalimde kendimi yönetmen olarak görürüm. bana o kadar toz pembe geliyordu ki hayallerimde yönetmenlik; sanki beni hemen yönetmen yapacaklar bende filmimi çekip oscar alcam. şimdi bu bölümü okuyorum ve hiç bir şey hayallerimdeki gibi olmuyor.
insanlar kendiyle başbaşa kaldığı an hayaller hayalleri kovalıyor. bunuda en iyi yapabilceğimiz yer yatağımızdır. şunu da unutmamak gerekir hiç bir şey yatakta düşündüğümüz gibi olmuyor. ben şu ana yatağımda planladığım bir şeyi tam olarak uygulayamadım, illa bir eksiklik bir aksilik oluyor, ama yinede insanın kendiyle başbaşa kalıp yatağında hayal kurması güzel bir şeydir. her ne kadar gerçekleşmesede.
