Gelmeyin! Bu kadar net işte. 60 geçme notunu alamadım mı ayvayı yiyorsun abi. Psikolojikman yıpranmaya başlıyorsun. Bunalıma giriyorsun. Şekil a1 bkz : Ben. El insaf ya! Cidden el insaf. Hayır yani geçme notu 50 olsa ne olur? Çok güzel olur, fevkalade olur, şükela olur, fantastic olur, bellissimo olur, muhteşem olur. Olur da olur yani. Ya arkadaş, 60 alamayan her ögrenci büte girmek zorunda kalıyor. Hadi ben neyse, ama uzak memleketlerden okumaya gelen, üstelik onca umutlarla ve hayallerle gelen, ailelerini gururlandırmak isteyen öğrenciler kalkmış gelmiş bu okula. Onca öğrencinin hayallerini bitirmek müstehak mı yani? Şimdi sayın sözlük yazarları, belki bana diyeceksiniz ki madem hayalleri vardı da niye o okula geldi? Eleştiride haklısınız ama kader işte. Tercih listesinde boş kalmamak için araya sıkıştıran talebenin suçu değil ki bu, değil mi ama? Sanki o mu istedi burası gelsin diye? Öğrencinin içi sızlamıyor mu hiç peki? Kesinlikle sızlıyor, hem de sızım sızım sızlıyor. Zaten bu okulda psikolojikman yıpranan çok öğrenci varmış. Bunlardan biri de ben dediğim gibi. Açmazdayım, çıkmazdayım ve de bilimum bunalımdayım sayın sözlük yazarları. Onca gece uykusuz kalıp da bu okulun sınavlarına kafam patlayana kadar çalıştım fakat bir şeye yaramadı. Hayır o değil de, benim aile çok üzülecek alttan ders kaldığına ben ona yanıyorum. Ailemi de çok seviyorum. Canımın köşesi biricik ailem. Size layık bir evlat olamamak bana çok koyuyor.
Haarp deneyi geldi bir an aklıma sayın sözlük yazarları siz böyle bir başlık ve konu açınca. Korkmadım ama merak da ettim. Hop diye daldım konuya. Fazla mı abartılı düşündüm şimdi, bak bir an farkettim de. Olabilir mi? Yok ya olamaz. Ama olabilir mi acaba haarp deneyi? Yok be. Kendimle cebelleşir oldum gece gece te allahım ya.
Tey allahım ya, aldıysa aldı alnının akıyla para kazanarak almış ne mutlu ona. Tolga abim dibine kadar hak ediyor herşeyin en güzelini. Seviliyorsun abim.
Ayrıcana, okulun derslerde geçme notunun 60 olduğu ve bu notu alamazsan hapı yuttuğunun göstergesi olduğu okul. Mümkün değil arkadaş alamıyorsun bazı derslerden 60 notu. Ne yapsam acaba tekrardan mı sınava girsem diye kara kara düşündüğüm anları yaşıyorum resmen ya. iyi mi ettim kötü mü ettim buraya gelerek bilmiyorum ama acilen bu geçme notunu düşürmeleri gerekiyor hocaların. Ya o değil de uykusuz kaldığım saatlere yanıyorum ya. Kafam patlayana kadar ders çalıştım ama sonuç iyi değil. Ne yapsam bütünlemelere girmesem mi bana bir şey önerin sayın sözlük yazarları acilen cevap lazım bana.
Tercihten gelip de dün okumaya başladığım üniversite. Aklı olan burayı yazmasın. Ben gecelere akmayı seven biri değilim evden okula okuldan eve giden biriyim ama şimdiden bu okuldan soğudum sözlük yazarları. Aileme o kadar dedim ben burayı yazmam diye. Al ışte şimdi 1000 liralık kirası olan bir evde oturuyorum. Hepsi ailemin suçu. Mis gibi izmir,istanbul,Ankara vs. gibi şehirler dururken beni bu Allahın unuttuğu yere gönderdiler ya. Bir de yanlış okumadıysam daha ben yeni başladığım için hemen hazırlık okuyacakmışım. Benim yatay geçiş de hayal oldu ya. Ama umudum şu yönde umarım ben hazırlık değilim diye. Yoksa bu şehir çekilmez ne Safranbolusu ne de Karabükü. Ulan aklıma yanayım be. Ne diye tercih zamanı silmenin sen burayı. Uyuşukluk edip de yeniden bakmazsan listeye böyle olur işte. Of of buradan beni kurtarın ne olursunuz. Buradan gitmek istiyorum. Ne olur kurtarın beni. Eğitim sisteminin abuk subuk olduğunu da duydum. (Bkz : Şekil A : Hazırlık okuyan daha 1.sınıf olan student.) Halkı da çok yobaz canlar. Herşey ateş pahası. Ben kendi memleketimden şunu şu fiyata aldım dedim bugün bir esnafa senin memlekette öyle olabilir ama burası öyle olmaz diye yobaz yobaz konuştu adam. Yahu bir de kalk ağzımı burnumu kır istersen. Senin memlekette öyle olabilir burası öyle ne demek be? Burası Safranbolu burası farklı sizin orası ezik gibi bir laf oldu o adamın dedikleri. Ah be ah. Ne güzel Ankara'yı filan ikinci sıraya yazdığımı ailem niye yazdın orayı derecesine baktılar bana. Ooooff of çok dertliyim çoookkk.
Bana da tavsiye verin ben de depresyondayım yazarlar :(
Dip Edit : Aşk meşk konuları değil aklınıza hemen öyle şeyler gelmesin. Hayata karşı depresyon çekiyorum ben.
Kendisini gayet hanımefendi bulduğum kişilik. Fazla ortalıkta görülmemesi de cabası üstelik. Ben işte bir sanatçıda/oyuncuda bu özelliği beklerim abicim.
Dip Edit : Esra Erol'un yerine izdivaç programı sunacakmış hayırlı olsun bakalım.
Yazar kişisi neden böyle bir başlık açtın diye sorsam bana fikir özgürlüğü diyeceksin. O yüzden hiç sormadım bu soruyu diye kabul et.
Edit : Dindar yazarlarımız varsa sözlükte yanlış anlamasınlar beni ve en başta sorduğum soruyu. Ben sadece meraktan sordum bu başlığı açan yazara. Ondan mütevellit yani.
1,5-2 saat sürer istanbul'dan Sakarya'ya gitmek ya da Sakarya'dan istanbul'a gitmek.
Edit : Sakarya'da yaşamıyorum ama ne kadar uzaklıkta olduğunu biliyorum.
Hala bunun tartışması yapılıyor ya hayretle, şaşkınlıkla ve üzüntüyle yorumları okuyorum. Yahu neyin tartışmasını yapıyorsunuz siz? Hepsi kendi kulvarlarında harika. Hepsi de güldürüyor.
Edit : Tolga Çevik gitsin götü boklu ergenleri güldürsün diyen vatandaş. Komedi Dükkanı/Arkadaşım Hoşgeldin'i izlemeye gidenler ergen mi iyice bir bak da öyle konuş. Ki ben de bir ergen değilim ve 20'lerimden yukarıda bir yaşa sahibim. (20 değilim bunun altını kalın puntoyla çiziyorum.) Sen böyle diyerek hem ergen olan kardeşlerimize hem de Tolga Çevik'i sevenlere (ki onlardan biri de benim) hakaret ediyor ve kırıyorsun. Herkes illa Kemal Sunal gibi olacak değil. Bütün komedyenlerin komedi anlayışı farklıdır ve insanlar neye ya da kime gülmek istiyorsa gülebilir. Herkesin zevki ve rengi farklıdır ki ben, sen hakaret etsen bile senin zevkine ve rengine saygı duyuyorum. Ve sana bir şey daha söyleyeyim mi? Tolga Çevik'i ekran başında izleyenler de emin ol ki ergen değiller. (Tabii ki içlerinde ergen olan kardeşlerimiz de var.)
Edit 2 : Arkadaş yıl olmuş 2015 ve millet hala karşılaştırma peşinde ya. Ha bu da aslında bir fikir özgürlüğü yani karşılaştırma yapmak. Buna da saygı duyuyorum. Ama hakaret derecesine varan yorumlar her iki saygıdeğer insana da saygısızlık oluyor gibime geliyor zannımca. (Zannımca dedim hemen kızmayın. Sadece fikrimi beyan ettim o kadar.)
Böyle bir başlık açan yazarı kınıyorum. Genelleme yapmak ayıp değil mi? Hayır yani adam veya kız her yerde bilgisayar bulamıyor misal. Ne yapacak o zaman? Tabii ki de mobilden girecek başka nereden girmesini bekliyorsun yazar kişisi? Sen bir çözüm öner mobilden giren kişi de ona uysun değil mi ama?
Edit : Ben de mobilden giriyorum ara sıra. Şu an olduğu gibi. Üzerime alınmadım ama kırıldım yani.
Genelleme olarak yapmak çok saçma bir şey. Çok güzel ince espriler yapan hatta yaptığı espriden dolayı karşısındaki kişilerin bayağı güzel reaksiyonlar verdiği kızlar da var. Niye yazar kişisi böyle bir başlık ve genelleme yapmış anlamış değilim.
En sevdiğim dizidir ki Ecclestone zamanından beri izlerim. Tartışmasız ingiliz tarihinin en iyi dizilerindendir. Ha Moffat denen adam Matt geldikten sonra bozdu diziyi ama Matt'i ve Moffat'ı sevenlere de saygı duyarım. Son zamanlarda da bozdu diziyi gerçi ama yine dediğim gibi Moffat'ı seven insanlara saygı duyarım. Benim favori senaristim Russell T. Davies favori doktorum ise 10.Doctor yani David Tennant. Bence dizinin en iyi zamanları Tennant ile olan zamanlardı ve o zamanlar diziye daha çok bağlanmıştım. Ha Ecclestone da iyiydi elbette ama o çok kısa bir süre dizide kaldığı için onun zamanında ne olup ne bittiğini anlayamamıştım. Belki de çok kısa bir süre dizide kaldığı içindir dediğim gibi.
Yeni Doctoru ele alırsak. Peter Capaldi yaşına göre gayet iyi, fit ve gayet uzun boylu biri ama diziye biraz yaşlı kaçtığı için değişik duygular içindeyim hala diyen vatandaşlar. ilk Doctor William Hartnell da Capaldi'nin yaşlarında diziye başlamıştı ve onun yaşı da ilk zamanlar 55 idi. Ha sonra ne mi oldu? Dizi onun zamanında en uzun süre bölüm yayınlayan dizi oldu ve Hartnell'ın da diziyle beraber yaşı da ilerlediği için sağlık sorunları baş gösterdi. Dizinin o zamanki senaristleri bir çözüm aramaya başladılar ve Rejenerasyon fikrini ortaya atıp bunu dizinin senaryosuna uyguladılar ve o günden bugüne de Rejenerasyon olayı devam etmiş oldu. Yani aman canım yenisi yaşlı kaçtı olmadı bu filan diye düşünmeyin. Elbet bir gün Capaldi de diziden ayrılacak ve yerine ondan daha genç biri gelecek. Demem odur ki sizi diziyi izlemeye devam edin. Rejenerasyon olayını unutmayın ;)
Edit : Destan yazdım ha resmen.
Son derece yanlış bir yargılama biçimi. Tamam belki o şehrin içinde kötü insanlar var ama o şehirde yaşayan geri kalan nüfusa böyle bir yargılama yapmak son derece yakışıksız bir durumdur bu. Sanki o kişi mi istedi o şehirde doğmayı. Hayır yani onunu elinde olan bir şey değil ki. Yanlışsam beni düzeltin sayın yazarlar.
Ruhunuza, kalbinize ve kulağınıza hitap eden sevdiğiniz müzikleri dinleyin. (Müzik sevmeyen varsa bir şey diyemem. Demek ki o kişi müzik sevmiyordur ve öyle mutlu oluyordur. Saygı duyarız efenim.)
Kendinizi anın, saniyenin ve dakikanın akışına bırakın. (Bir şekilde mutluluğu yakalarsınız.)
Komik yazılar vs. okuyun. (Şart değil ama. Zorlama yok.)
Hiçbir şey hakkında polemiğe girmeyin. (Fikri olmayan yoktur ama eğer karşınızdaki kişi idefiks bir düşünceye sahipse sizi dinlemez, aksine sizin kalbinizi kırar.)
Arkadaşlarınızla sinemaya vs. gidin. (Yine şart değil bu ama uymak isteyen varsa uyabilir tabii.)
Kitap okuyun.
Güzel bir film izleyin. (Komedi de olabilir başka bir tür de. Dram tavsiye edilmez.)
Komedi programları izleyin. (Tolga Çevik'i ya da başka bir komedyeni seven varsa izlesin. Sevmeyenler için illa izleyin diyemem.)
Dışarıda dolaşın. (Güneşli güzel bir hava olabilir mesela.)
Tatile çıkın. (Uzak mesafeler de olabilir, yaşadığınız şehrin içindeki ilçeler/kasabalar da, hatta yaşadığınız şehrin yakınlarında bir şehir de.)
Güzel dostluklar ve arkadaşlıklar edinin. (Çünkü bir derdiniz, sıkıntınız vs. olduğunda sırtınızı yaslayacağınız dostlar veya arkadaşlar derdinize derman olacaktır.)
Çeşitli spor aktiviteleri ile uğraşın. (Çünkü bunlar hem zinde olmanızı hem de daha sağlıklı bir yaşam biçimi alışkanlığı kazanmanızı sağlar.)
Hobileriniz olsun. (Canınız sıkıldığında kafanızı bir nebze de olsa dağıtmada yardımcı olacaktır.)
Namaz kılın. (Herkes uysun demiyorum buna altını kalın punto ile çiziyorum. Herkes kılmayabilir bu elbette kendi özgür iradesine kalmış bir durum. illa yapılacak da demiyorum yine belirteyim de. Ama kılmak isteyen varsa kılabilir.)
Dua edin. (Yine belirtiyorum buna da uymayabilir istemeyen.)
Bana bazı yazarlar kızacaktır belki ama ben ancak Komedi Dükkanı/Arkadaşım Hoşgeldin'i izleyince rahatlıyorum çünkü gülmek ve kahkaha atmak beni inanılmaz derecede rahatlatıyor.
Tam ben diyecektim ki üstteki yazar söylemiş. Evet benim de aklıma Tardis geliyor ve bir tane de ben de olsa diye hep içimden geçirmişimdir. Ya da Doctor içinde olsun beni Tardis'e davet etsin ve maceralara gideyim. Belki gittiğimiz zamana ve mekana örf ve adetlerimizden götürürüm.
Niye hayata geçirilmeyen projelermiş acaba dediğim başlık. Bence hayata geçseydi şimdiye şehirlerin görüntüsü daha farklı olacaktı mimari açıdan. Sanırım en talihsizi ise Londra olacaktı çünkü eğer Yeşil Kuş projesi hayata geçseydi üstteki yazarın da bilgide belirttiği gibi o yapı sürekli alay konusu olacaktı. Ki hakikaten alay edilmeyecek gibi de değil yani. O ne öyle arkadaş?
