Dunkirk. Tam bir hayal kırıklığıydı. Deneysel birşeyler katayım derken mahvetmiş filmi. Hicbir dialog yok. Aksiyon yok. Rol kabiliyeti sıfıra yakın. Gerilim de kurtarmamış filmi.
Olay şudur: hz musa kavmini toplu halde firavundan kaçırırken firavun bunların peşlerinde idi. Sina yarımadasına gelindiğinde musa arkadasındaki firavun askerlerini sağ dışı bırakmak için o civarda bulunan ilkel ve küçük bir barajın kapaklarını açtı (yada barajı topluca yıktılar) , sular o bölgedeki ovaya doluştu ve firavunun bazı askerleri suda boğularak öldü.
Baraj sulari kizildenize doküldü. Musa ve kavmi de hızlıca kudüs bölgesine geçtiler. Museviler bu olayı efsanelestirmek için asa ile kızıldenizin yarıldığı inancını söylenti olarak yaydılar.
Bir de asa ile denizin yarildığına halen inanan bir güruh var. Saygım sonsuz ama anlam veremiyorum. Gerçek dışı.
Ona bakılırsa eski türk efsanesinde (türeyiş destanı) türklerin dişi ve erkek bir kurttan türediği durumu var. Ona neden inanılmiyor?
Az biraz sümer destanini okuyun. Tüm dinlerin destandan Geldiğini anlarsınız.
1-Sanat yıllar boyunca sadece sanatçının üstesinden gelebileceği veya yapabileceği bir eylem-girişim olarak algılandı. Bu algıyı değiştireceğiz.
2-sanat ne sanat için nede halk içindir. Sanat bireyseldir ve öyle kalacaktır.
3-sanatı 2000'li yıllarda bulaştığı pop kültüründen söküp çıkaracağız.
4-Sanat evde örgü ören anneannelerin, sokakta dilenen dilencilerin, çöp toplayan çöpçülerin, bir nota bilenlerin ve hatta bir kelime dahi olsa yazı yazabilen insanlarındır. Sanat bireylerin terapisidir.
5-sanat yaptığını iddia eden televizyondaki şebeklere, resim sergilerindeki sanat sevicilerine sanatın aslinda bu olmadığını göstereceğiz.
6-gsf fakültelerini kapatıp yerine duvar yazıları ve süslü tuvaletler inşa edeceğiz.
7-evren tanrının sanatıdır, bunu her gün hatırlatacağız.
Biri milli takıma küser gider, teknik drektör kebapçı basar kovulur, hükümet fetoyu destekler, sonra feto darbe yapar, hükümet fetoyu afaroz eder idam eder, suriyeye girilir türbe yerinden sökulür geri gelinir, rusya uçağı düşürülür 1 sene sonra rusya en yakın dost seçilir, arabistan kralı oldü diye yas ilan edilir, 1 sene sonra arabistan katara ambargo yaptı diye katar kardeş arabistan düşman olur ....gibi gibi gibi binlerce örnek.
Tam bir entrikalar zinciri. Izlemesi acı ama gerçek.
Çevrenize dikkat edin kesin gorursunuz bunlardan. kurulduğu tarihten bu yana galatasaray ve fenerbahcenin gölgesinde kalmış olmaları ayrıca avrupada maalesef (maalesef diyorum çünkü avrupada başarı türk futbolunun başarısıdır) hicbir başarı elde edemeyen bu takımın taraftarları 2 sene ligde üst üste şampiyon olunca götleri kalkar ve hatta diğer türk takımlarının avrupadaki başarısız sonuçlarına sevindikleri dahi görülür. Tamamen hırboluk. Bunu size birinin hatırlatması gerekiyordu.
Sigmund freud bunları görse literatüre beşiktaşlı egosu ve ezilmişlik psikolojisi ilk başlıktan girerdi yeminle.
Cumhuriyet devrimini hazmedememiş 80 kusur yıl boyunca öc almak adına gün saymış dinci topluluklardır.
15 temmuz köprüsü 15 temmuz köftesi 15 temmuz şuyu buyu. Cumhuriyet devrimiyle ezilen toplulukların bu hasretini ve ihtiyacını anlayabiliyorum. Kendi 29 ekimlerine ya da 23 nisanlarına ihtiyaçları var. Önünüze gelen sokağın meydanın kamusal alanı buna göre şekillendirmeye çalışıp isimlerini değiştirmeye çalışılması da bu tarihsel gayret karşısında sosyolojik olarak anlaşılabiliyor.
Ama ne kadar ezildiğini/göz ardı edildiğini düşünsen de suni bir biçimde olmuyor demek ki bu işler. Bu kadar boku çıkması da ondan. Cumhuriyet devrimi fransız devrimini etüt etmiş politikacıların ve sanatçıların içinde bulunduğu bir hareket. Bunun ne olduğunu ise anlayamadım bir çocuğun kabusu gibi bir şey.