tokov
0 (düz adam)
on birinci nesil yazar 0 takipçi 8.83 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    7 ocak 2017 abd nin avrupa ya askeri sevkiyatı

    1.
  1. haberin kaynağı: https://goo.gl/e0ZXze

    obama başkanlığındaki abd hükumetinin gitmeden son son gövde gösterisi yapmaya çabaladığını düşündüğüm eylem. sovyetler birliği'nin dağılmasından beri abd'nin avrupa'ya yaptığı en büyük askeri sevkiyat olarak nitelendirilmiş.

    bu kapsamda sevkiyatın ilk ayağı olarak 87 tank ve 144 askeri araç almanya’nın kuzeyinde bulunan bremerhaven limanı’na indirilmiş durumda. yaklaşık 3500 kadar abd askeri de bölgeye sevk edilmiş. kuvvetler merkez üssü almanya olmak üzere toplam 7 avrupa ülkesine dağıtılacak.

    ayrıca ingiltere de karadeniz bölgesine savaş uçakları gönderiyor. almanya ve litvanya da tank ve asker sevkiyatı yapmayı planlıyor.

    putin'in sevkiyata vereceği tepki merak konusu. şahsen sikinde bile sallamayacağını düşünüyorum zira rusya ile kara savaşına girmek biraz göt ister. daha önce o bölgenin şartlarıyla götüm götüm geri dönen devletleri tarih kitaplarından hepimiz biliyoruz. kuzeyde sular yavaş yavaş ısınmaya başladı. bakalım trump'ın başkanlık koltuğuna oturmasıyla bölgedeki puzzle nasıl şekillenecek?

    edit:imla
    6 ...
  2. hiçbir kız bana aşık olamaz hissi

    14.
  3. uzun süren bir ilişkinin içinden her tarafın yara bere içinde çıkmışsındır. bütün o hayattaki politik davranışlarını, nabza göre şerbetlerini, zarar görmemek için insanlara ikili oynayışlarını, daha doğrusu insanlara karşı hep üzerinde olan o zırhını aşık olduğunda bi kenara bırakıp kendini en savunmasız halinde sevdiğin insana adamışsındır. o çok güvendiğin müttefiğinden bir darbe alırsın, bu öldürücü bir darbe değildir ama canını yakmıştır çünkü zırhın yoktur. sonra daha sert bir darbe gelir, bu sefer hafif bi kanaman olur ama aldırmazsın. nasıl olsa öldürmez dersin. sonra bu darbeler yavaşça artar, bir gün o kılıç her tarafını liğme liğme eder. bu darbe öldürücü olabilir. kan kaybından ölebilirsin ve artık orada kalman için bir sebep yoktur. aksine kaçman için çok sebep vardır. kaçar ve canını kurtarırsın. o kadar çok yaraların vardır ki, iyileşmeleri için fazla zamana ihtiyacın vardır. zaten bu iyileşme sürecinde yeni bir maceraya cesaret edemezsin. tamamen iyileştiğinde ise, o yaraları sana verene olan kinin ve hayal kırıklığından dolayı, herkesi onun gibi sanmaya başlarsın. ''onun en sevdiği olmama rağmen beni terketti, demek ki ona yetemedim'' veya ''bi zamanlar bana canım derken şimdi başkasının yanında, demek ki ben o başkası kadar yakışıklı/güzel gelmedim ona''

    bu düşünceler beynini sürekli kemirmeye devam eder. bana kimse bakmaz artık, beni hiçbir kız/erkek sevmez diye düşünmeye başlarsın. aslında sen de birisi sana gelse bu acılarından dolayı onu sevemezsin, ama birileri sana yaklaşsın, yaralarını sarsın da istersin bir yandan. bu böyle bir zaman devam eder. sonra bigün öyle biri karşına çıkar ki, geçmiş her şeyi unutursun.

    ayrıca, zaten bana kimse bakmıyor vs. diye düşünmek bencillik gibi bir şeydir. eğer çok yakışıklı veya çok güzel biri değilsen zaten kimse sana hayran hayran bakmaz, mesajlar atmaz, arkadaşlık istekleri göndermez. bizim gibi standart insanların hareketli bir aşk yaşamı olmaz. bir gün biriyle duyguların öylesine kesişir, birbirinize öylesine uyarsınız ki, bir bakmışsınız aşıksınız. o yüzden her şeyi akışına bırakmak lazımdır. sürekli aşkı düşünmek zamanla özgüvensizlik yapar, toplum içinde silik bir tip olmaya başlar ve bunun farkına bile varmazsınız.

    yaşayın hayatınızı bildiğiniz gibi. aşkı beklerken çok şeyi kaçırabilirsiniz sevgili dostlar. hayat çok kısa.

    güzin ablanız, tokov.
    4 ...
  4. bir penisin başına gelebilecek en kötü olay

    83.
  5. bir kalp, bir de penis kırılmaya gelmez.
    0 ...
  6. buradan gelecek nesillere sesleniyorum

    10.
  7. levent'teki, maslak'taki plazaları gökdelenleri, eski insanlar ''göklerdeki babamıza ulaşacağız'' düşüncesiyle yapmışlar falan diyen olursa yemeyin. iş içindi onlar iş. çalıştık biz oralarda.
    3 ...
  8. abd nin 35 rus diplomatı kovması

    12.
  9. mevcut görevini donald trump'a devretmeden önce, başkan obama'nın son son yaptığı hamlelerden biridir. suriye'de ve orta doğu'da iyiden iyiye prestijini kaybeden abd tüm bu olumsuzluklarla birlikte rusya'nın abd başkanlık seçimlerine siber müdahalede bulunduğunu savunarak adeta 'yenilen pehlivan' hamleleri yapıyor. yaklaşık 20 gün sonra göreve gelecek olan donald trump'ın ofise girmesiyle işler iyiden iyiye değişik bir hal alabilir. ''başkan kim olursa olsun abd'nin politikası aynıdır''cılar ve stajını cia'de yapmış uzman analizciler gelmeden belirteyim. üçüncü dünya savaşı şuan halihazırda yaşanmaktadır. dünyanın her yerindeki terör eylemleri, suikastlar, sayıları milyonları bulan mülteci göçü, yasa dışı yollarla savaş coğrafyasından kaçmak için denizlerde boğularak yaşamını yitiren binlerce insan... tüm bunlar ortadayken hala ülkelerin tekme tokat birbirine dalmasını bekleyenlerdenseniz şayet, yanılıyorsunuz. rusya; abd'nin uyguladığı her yaptırıma misliyle karşılık verecek ve tüm bunlar halihazırda savaşın 'sıcak savaş' olarak yaşandığı orta doğu'da bundan sonraki gelecek hamlelerin daha sert olmasına neden olacaktır. olayların bu kadarını görebilmek için dış politika uzmanı olmaya gerek yok.

    isterseniz filleri bir kenara bırakıp, biraz da çimenlerden konuşalım. türkiye yıllarca karşısında el pençe divan durduğu amerikan hükumetinin karşısında artık rusya'nın da desteğiyle sesini çıkaran bir devlet politikası izliyor. sözde daeş'i bitirmek için orada olan amerika'nın daeş'e en ufak zararının dokunmaması, ypg'nin bölgede abd'den silah ve mühimmat desteği alması, gülen'in iadesi konusunun don lastiğine dönmesi, 15 temmuz darbe girişimi ve tüm bunların artık alenen yapılması türkiye'yi uyandıran faktörlerden birkaçı oldu. baktığımız zaman genel kanı, yanlış tarafta durduğumuz yönünde olabilir. ortalama 100 yılda bir savaştığımız ruslar ile müttefik olarak, tarihte askeri hiçbir husumetimizin bulunmadığı abd'yi karşımıza almak kimilerine göre büyük bir hata sayılabilir. lakin abd'nin politikasını az çok anlamak için yine yukarıda belirttiğim gibi dış politika uzmanı olmaya gerek yoktur.

    abd hiçbir zaman gaza gelip ya herro ya merro tarzında yaklaşımlarda bulunan bir devlet olmadı. dışarıdan her zaman büyükanne gibi görünse de, aslında sadece büyükanne'nin kılığına bürünmüş kurttu. zaman zaman da bunu anlayıp, senin gözlerin neden bu kadar büyük? senin kulakların neden bu kadar büyük? gibi sorularsa yönelsek te, o çok kurnaz abd hep ''size demokrasi getirebilmek içiiiiiiiin'' diye cevap verdi. abd tarafında türkiye'nin tavrına hak veren demokratlar da yok değil, lakin bu sonuca en ufak bir etki etmeyecektir. abd yine, yaptığı çakallıkları artık fark etmemize rağmen ''bize neden karşı cephe aldın, hani biz senle en iyi müttefiktik, oldu mu şimdi bu'' tadında yaklaşımlarda bulunacak, bölgedeki en önemli aktörlerden birini azılı düşmanının saflarında görmekten memnun olmayacak, türkiye'yi yine nato ve abd ikilisi yanına çekecek hamleler yapma girişiminde bulunacak, lakin bu da sonuç vermeyecektir. türkiye, rusya ve iran üçlüsünün bölgedeki genel ateşkesi sağlama konusunda hızla mutabakata varmasıyla bu olaylar obama yönetiminin son çırpınışları.

    gel gelelim bu kadar anlatmamıza rağmen abd'de teneke değil. karşımızda eli armut toplayan bir devlet değil, bir süper güç var. orta doğudaki terörist gruplara yardımın daha hızlı şekilde artacağını, ve abd'nin pastadan payını alana kadar da duracağını düşünmüyorum. yani tüm bu sert politika trump'ın görevi devralmasıyla ılımlı politikaya dönüşür, ikili ilişkiler üzerinde daha rasyonel adımlar atılırsa, sürecin yumuşak bir iniş yapmasını temenni ediyor olurum. yok işler tersine giderse, orta doğuda dökülen kanın bir süre daha akmaya devam edeceği aşikar. sonuç olarak bu da tepişen filler, ezilen çimler anlamına geliyor. umarım ne fil oluruz, ne de çim.

    edit:imla
    6 ...
  10. akşama kadar evlilik programı izleyen toplum

    48.
  11. sağ ayağı kırılmış vaziyette poponun altında, sol ayağı düz vaziyette öne doğru uzatılmış, önünde bi torba dolusu taze fasulye ve onu ayıklayan teyzenin hayatta yapmaktan en hoşnut olduğu etkinlik, ve bu tip insanların oluşturduğu toplumdur.

    yanlış anlaşılmasın, kimseyi aşağı görmek için söylemiyorum bunu. zira bu tip insanlar halamız, teyzemiz, komşumuz. içimizden birileri. hatta suç ta onların değil, kaderlerinin. insanımızın çoğu hayatı yaşayamamış. bizim gibi sinemalara, tiyatrolara gidememiş, müzik dinleyememiş, kitap bile okuyamamış, aslında hiç ''okuyamamış''. kültürel aktivitenin ne olduğunu bilmeyen, hayattaki en büyük aksiyonu köyde kim kiminle kaçmış, kim kimden hamileymiş dedikoduları olan toplum, izdivaç programı izlemeyecek te discovery channel'da mythbusters deneylerini mi izleyecek? bu bizden önceki neslin son etkinlikleri. şuan bizim neslimiz ve bizim bir sonraki neslimiz teknolojiyle, kültürle, sanatla, bilimle daha iç içe büyüdü ve olası bir aynı vaziyette toplum riski ortadan büyük ölçüde kalktı. her ne kadar yaşadığımız coğrafya türkiye olsa da.

    önümüzdeki yıllarda böyle bir toplum probleminin kalmayacağını öngördüğüm toplumsal problem.
    1 ...
  12. karşı cinse dönüşülse yapılacak ilk şey

    79.
  13. üniversiteye yeni başlayacaklara tavsiyeler

    2784.
  14. 1-iş hayatına atılmana yardımcı olacak çevren varsa hiç başlama
    2-yok tek kurtuluşun okulsa, boş beleş bölümler seçme, iş yapılacak bölümler seç
    3-ilk sene mutlaka yurtta kal, ordaki arkadaşlığı ömrünün geri kalanında bulamayacaksın
    4-eve yalnız çık, ev ortamı kişiye özeldir ve en anlaştığın adamla bile aynı eve girince uyuşamayabilirsin
    5-devamsızlık sorun etmeyen hocaları öğren boşuna gitme, notları alırsın
    6-sigara içme, içiyorsan golden virginia gibi tütünlere yönel, harçlığının yarısından fazlasının sigaraya gitmesini istemiyorsan tabi.
    7-milletle çok muhatap olma. burda her cinsten insan vardır. 3-4 sağlam dost seç, işine bak.
    8-oley sonunda ünili oldum özgürüm triplerine girip götü başı dağıtma. bu tipte insanlarla da arkadaş olma.
    9-bahisten uzak dur. ankara ve çevresindeysen de pavyondan uzak dur. 3 hafta aç gezdiğimi bilirim, aman.
    2 ...
  15. dar pantalon kısa paçalı erkek modeli

    33.
  16. moda literatürünün içinde yıllardır italyan paça diye geçen paça stilidir. son dönemde aptal saptal kombinler ve kişiler üzerinde yaygınlaşmıştır. italyan paça'da paça abdestten çıkmış gibi kıvrılmaz. chino ve jean dediğimiz pantolon modellerinde sık tercih edilmez. genelde takım elbise pantolonlarında paçanın bilek kemiğinin bir parmak altında kalacak ve sırıtmayacak şekilde yapılır. yani kimseye kıllı bacağınızı göstermek zorunda kalmazsınız. bu paça daha ziyade çorapsız giyilen, bağcıksız, o klasik model ayakkabıları (corcik gibi) ön plana çıkarmak için vardır. lakin angil dingil tiplerin günümüzde bu stilin bokunu çıkarması sebebiyle koskoca italyan modası, kahvehane ağızlı kıroların ağzına sakız olmuştur.
    0 ...
  17. terazi burcu erkeği

    604.
  18. kadınının güzel olmayanı, erkeğinin yakışıklı olmayanı yoktur bu burcun. egolu değil, kendilerini çok seven bireylerdir. bu farkı anlayın. tek kötü yanları savundukları doğrular çok sık değişir, önüne menü gelse yarım saat karar veremeyecek kadar kararsızdır. romantizm konusunda efsanedirler. genelde uzun boylu, ince yapılı ama çelimsiz olmayan, açık tenli ve kahve-ela göz renklerine sahip olurlar.
    2 ...
  19. starbucks ve kiraathanenin farki

    34.
  20. aşık olamamak

    525.
  21. genelde içinden çıkılan son aşkın kişide yarattığı travmanın bir sonucudur. aşk yüzde yüz savunmasızlıktır. ve bu savunmasızlık anında herhangi bir zarar alırsanız, bir daha gardınızı indirmeye korkacak ve aşık olmaktan bir adım geride duracaksınız. hatta bu durum zamanla benliğinize işleyecek, ex'imi unutayım derken aşkı da unutacaksınız ve uzun bir süre bir mucize olmadıkça aşık olamayacaksınız. nerden mi biliyorum? (bkz: çünkü ben)
    0 ...
  22. dünyanın en zengin istihbarat örgütü

    4.
  23. cia'in etiket olduğu yerde fiyatı mi6 belirler der ve çekilirim hayırlı forumlar.
    0 ...
  24. amerikalıların en iyi olduğu şeyler

    4.
  25. sunum ve pazarlama. elmayı sana karpuz diye satar ve sen hakkaten de o elmanın karpuz olduğuna inanırsın.
    0 ...
  26. kulağıma ayıp şeyler söyle diyen kız

    4.
  27. normal zamanda kız-kadın kelimelerini istemeden karıştırdığınız için azar işittiğiniz canlı, yataktayken kulağına onu nasıl becerdiğinizi söylemenizi ister. kimisi küfür etmenizi ister, ona seks kölesi muamelesi yapmanızı ister. adı konmamış enteresan bir ruh hastalığıdır zannımca.
    0 ...
  28. akşama kadar youtuber ları izleyen salak çocuk

    7.
  29. bundan kaç sene önce hatırlamıyorum. ilk defa internetle tanıştığımız dönemler, bilgisayardan anlayan bir arkadaşım vardı. ne zaman beraber takılsak, youtube'dan şarkı açardı, ben de youtube'u uzun zaman boyunda şarkıların kliplerinin olduğu, bi müzik dinleme sitesi falan zannettim. şimdiki çocuklarda garip bir furya oldu çıktı. içerisi oyun oynayan ama oynarken iki kelimeyi bir araya getiremeyen veletlerle dolu.

    misalen; herksemrbarkdşlr bugn szlerlömm hebele hübele hübelel eğvle eğvelşvğ oynuycaz hadi başlaylm.

    bizimkiler de hipnotize olmuş gibi izliyorlar ve siz engel olamıyorsunuz ya, aslında ayıp onun değil, sizin. onu tabletiyle baş başa bırakmak yerine sinemaya, konsere, lunaparka, basketbol oynamaya, spor yapmaya, tiyatroya, kitapevlerine götürmüyorsunuz. çocuklar kültürü, sosyal olmayı, donanımlı bir insan olmayı aptallık sayıyorlar.

    e haksız da sayılmazlar tabi. ver tableti eline sonra benim çocuğum neden salak? e sen salaksın da ondan, çok zor değil bunu anlamak heralde.

    edit:imla
    0 ...
  30. lc waikiki

    783.
  31. uygun fiyata giyim ihtiyacını karşılamak isteyen bireylerin uğradığı mağaza diye bir tanım girmek isterdim lakin durum pek te böyle sayılmıyor. zira maddi durumu elverişli olmayan birey sık alışveriş yapamaz ve bu sebepten aldığı tek bir ürün ona uzun yıllar gitmelidir ki; ekonomisini sarsmasın.

    gel gelelim çocukluğumun ilk yıllarında ailem tarafından sürekli adidas ve bu lc waikiki'den giyindirildiğimi hatırlıyorum, maddi durumumuzun standartın üstünde olmasına rağmen. istanbulda o ara güzel mağazalardan biriydi. alışveriş çantaları da sarı mavi yeşil kırmızı renklerde, maymunluydu. o zamanlar bayram seyran vesilesiyle memlekete gittiğimizde bilumum kısım akraba tarafından ''vaay kalite hee'' tarzında söylemler duyardım.

    hakikaten de o eski waikiki gömleklerimi, süveterlerimi, pijama takımlarımı kaç yardıma muhtaç çocuğa verdim bilmiyorum. gram eskimezdi ve ben sadece büyüdüğüm için onları giyemezdim. başka çocukları sevindirirdi.

    şimdilerde ise üç hadi bilemedin dört yıkamada follofoş olan tişörtleri, katlıpazar malı kalitesinde ayakkabıları, kesimin k'sinden eser olmayan serkeş, biçimsiz gömlekleriyle önünden bile geçmediğim mağazadır. fiyatları da öyle ahım şahım ucuz falan değildir.

    tanım: bir zamanlar efsane olmasına rağmen şimdilerde kestane olmuş giyim markası.
    1 ...
  32. © 2025 uludağ sözlük