Gıcıklığın dibime vurmuş tiptir. Hayır neyin kafasını yaşar onu da anlamam. Bir arkadaşın doğum günü kutlamasına gidersin, herkes "mutlu yıllar" derken bu yavşak "iyi/mutlu yaşlar" der. Birisi hapşırdığında herkes "çok yaşa" derken bu dümbelek "iyi yaşa" der. Sen "yağmur yağıyor" dersin "evet rahmet çok güzel yağıyor" diye adeta kontratak yapar pezevenk. "Bayramınız mübarek olsuın" mesajına da "bayramınızı tebrik ederim" yazar ki bu zaten yavşaklığın en üst noktasıdır. Etraftaki insanlara yanlış yapma duygusunu yaşatarak onların özgüvenini kırar. Kişilerin hayat ışığını değme kara deliklerden fazla soğurur.
Neden bu orjinal olma çabası anlamıyorum ki kardeşim. Lan oğlum yapmayın bunları. Geleneksel ol. Raad ol.
Okuyanın işsiz kalmadığı, Türkiye'de en büyük 4. sanayi olan mobilya sektörüne mühendis yetiştiren, az bilinen bölümlerden. Türkiye'de ilk olarak Hacettepe üniversitesi bünyesinde 1967 yılında kurulmuş, aradan geçen zamanda da bir sürü adam yetiştirmiştir. Daha sonra ülkenin böyle bir bölüme ihtiyacı yoktur(!) gerekçesiyle kapatılmış aradan bir kaç yıl geçtikten sonra ülkede ilgili alanda adam yetiştirilmesi gerekçesiyle tekrar hayata geçirilmiştir.
Şu an aktif olarak Hacettepe, Düzce, Muğla, Karadeniz teknik ve gazi üniversitelerinde faaliyet göstermektedir. Mezunları Fabrika planlamadan üretim yönetimine, tasarımdan imalata, iş etüdünden ar-ge birimlerine kadar pek çok birimde görev alabilmektedir.
Ama korsan. Tabi illa korsan kullanmak zorunda değilsiniz. Nasıl mı?
Tez mi yazıyorsunuz? Makale mi çalışacaksınız? Bir şey mi kafanıza takıldı? Yabancı bir kaynak mı kullanmanız gerekiyor? Library genesis'te aradığınız kitap yok mu?
Bu siteye giriyorsunuz, kaynakları dolaşıyorsunuz, indirip kitabın işinize yarayıp yaramadığına bakıyorsunuz, sonra indirdiğiniz dosyayı silip gidip orjinalini alıyorsunuz. Evet. **
Dershanelerin kapatılmamasına gerekçe gösterilen temel sorun. Ama işin saçma kısmı, bu tam anlamıyla bir sorunken bu soruna yönelik bir tanım veya çözüme yönelik bir eleştiri getirilmiyor. Herkes aynı şeyi söylüyor; eğitim sistemi yetersiz. Neden diye soran yok! Neden bu ülkede bir üniversiteye girmek için binlerce lira harcayıp dershaneye gitmek, bir sürü ideolojik akımda kendi benliğinin bir parçasını daha zımparalatmak zorunda ki bu çocuklar, gençler?
Kapatın gözlerinizi ve bir ülke düşünün üniversiteye girişte uyguladığı sınav ile ders müfredatı birbirine uzak olan. Hah, şimdi açın gözlerinizi; hoşgeldiniz... Burası Türkiye!
Mümkün bir suriye-türkiye savaşı için beni kara kara düşündüren soru. Merak ettiğim, cevap bulamadığım sorudur kendisi. Ne kadar da üzücü böyle olması.
Ne savaş meraklısı milletmişiz meğer!
Açılan başlıklar ve altlarında savunulan fikirler kan dondurucu. Savaşa girmeyi Counter strike oynamak zanneden çoluk çocuktan değil, koca koca adamlardan bahsediyorum. Misak-ı milli'den dem vurup 'orası zaten bizim abi yaa' diyenler de yok değil.
Suriye'deki rejimi savunduğumu düşünmeyiniz. Aksine bir ülkenin gerçek demokratik yöntemlerle yönetilmesinden mutlu olurum. Ancak özellikle de orta doğu ülkelerine demokrasi kılıfı altında sokulan, farklı bir ülkenin bayrağını taşıyan petrol rafinerilerini görmezden geliyorsunuz. Üstelik bu oyuna alet olma taraftarı olmanız beni korkutuyor.
Ve evet, Şanlıurfa'da meydana gelen olay çok üzücüdür, aksi su götürmez. Bir annenin, bir evladın ölmesi... Bu renkli ekranın arkasından kolay geliyor elbet insana. Bana değil, hepimize.
Ve evet, Türkiye gereken cevabı karşı saldırı yoluyla vermiştir. Ancak nefsi müdafaa ile savaşa girmek farklı kavramlardır. Benim korkum savaşa girilmesi durumunda dökülecek olan kandır.
Ve evet, tekrar sormak istiyorum; hangi din adamı açıklayabilir, hangimiz şehit olacağız?
Tanım: Kendi coğrafyamız veya hayat koşullarımız pek uygun olmadığından elde edemediğimiz, ancak şans verilmesi durumunda aşırı şekilde başarılı olacağımıza inandığım mesleklerdir.
Öyle ki, her türk ya da bu coğrafyanın ekmeğini yemiş, suyunu içmiş insan bir sistem açığı mühendisidir. Ne bu sistem açığı mühendisi, açıklayalım;
sistem açığı mühendisi her türlü sistemin içerisindeki bozukluk ve yanlışlıkları bulabilir. Biz değil miyiz yıllarca jetonları iple bağlayıp sınırsız konuşan. Biz değil miyiz telefon kartlarına bant yapıştırıp ücretsiz konuşan. Okulda arkadaşının yerine imza atan, ayakkabının altına keçe koyup bir numara küçülten, arabaların kilometrelerini geri aldıran, mıknatıs ile elektriği neredeyse ücretsiz kullanan, her türlü kampanyayı takip ederek her yöne 3452342 dakika, 134134 mesaj alabilmek, dns ayarlarını değiştirerek her türlü yasaklı siteye normalden bile hızlı ve sağlıklı girebilmek, * kendini sakatlayarak tazminatlar malulen emekli olmak ve daha yüzlercesi.
Aynı şekilde istanbul minibüsçülerinin her biri aslında formula 1 pistlerine göz kırpmaktadır. 1 haftalık eğitimle değme formula pilotlarına taş çıkaracak onlarca dudullu-bostancı hattı minibüs şöförü olduğuna bahse varım.
Süper lig'den 10 takım ve 30 oyuncu sayabilen her yurdum insanı ömer üründül maaşı + aylık akbil + ssk ile spor yorumcusu olarak işe girebilir. hatta eli kalem tutan en az lise mezunu bir birey ise bir selçuk yula, ercan saatçi, osman tanburacıolabilir.
Ve yine her yurdum insanı bir teknik servis personelidir. Çamaşır makinası, buzdolabı ve özellikle televizyon tamirinde üzerimize yoktur. Elektrik ve su tesisatındaki hatalar yine bu kapsam içerisindedir.
Şahsi fikrim bu kadar çok yönlü olmamızın temelinde yatan gerek özel sektörde gerekse de devlet dairelerinde 'ben her işi yaparım abi' anlayışının sağladığı bir güzelliktir.
Son zamanlarda dikkat çeken göreceli bir durumdur.
Konuşmayı bilmeyen spikerler, çeyiz/evlilik şov'lar, kalitesiz diziler, taraflı ve çoğu zaman içi boş haberler, devlet kanalı ağırlığından çok özel kanal kaypaklığında yayınlar...
Reyting uğruna trt kendi ipini çekiyor gibi duruyor. Yazık!
Bir otobüs yolculuğu sırasında Otobüs Tv'sinden rastgele açıp dinlemeye başladığım ve 2 günden beri fizy'den ara ara açıp dinlediğim, hafif tize kaçan güzel sese sahip insan. Eski türk halk müziklerini güzel bir şekilde yorumlamış. Aynı zamanda albüm içerisinde farklı dillerden de şarkılar var.
Özellikle bir şarkının girişinde 'yaşa diyorlar, sevmiyorsan boşa diyorlar' diyor teyzenin biri. Acaba buradaki boşa, boşanmak mı; yoksa boşa yaşamak mı çözemedim. Çözen olursa helal olsun:)
farklı anlamları mevcut kelime.
-çekme işi.
-motorun çekme gücü
-çok bilinmese de kavga, tartışma gibi anlamlar taşır. anadoluda çeyiş etmek veya çekiş etmek gibi telaffuzları mevcuttur.
