okul ortamında öğretmenlerin sorun yaratacağı bir durumdur.
bizzat şahit olduğum bir konuyu aktarmak istiyorum. Lise'de bir arkadaşım saçının sadece ön kısmından bir bölümünü kırmızıya boyamış.* o dönemlerde de kurban bayramı yaklaşmaktadır. okula giriş sırasında kontrol yapılırken bir bayan hocamız kızıl saçı fark edip arkadaşımı kenarıya çekti. ve hocanın dediği:' kızım baban seni kurbanlık diye işaretledi mi?'*
muhtemelen dışarıdan eve gelmişsinizdir. aynaya bakayım demişsinizdir.
aman Tanrım oda ne!
tipiniz kayık, saçlar dağınık, rimeliniz akmış. mahvolursunuz.
sonra içinizden geçirirsiniz 'bütün gün dışarıda bu tipte miydim ben'.
Kendini kandırmaktır. yalandır. insanın içi el vermez böyle bir yalana bir süre sonra. bakınız bir kendinize çevrenize. izindeyiz dediğiniz 'adam' böylemiydi. hiç kimse kusura bakmasın ki sadece yalandır bu.
izinde olmak sadece bu sözü tekrarlamak değildir.
ne güzel olurdu bunu gerçekten içten söylemek. doğru yoldur sonuçta.
bu durumda kendini şuçlu hissetmektir. nitekim baba 'baba'dır. bunu düşünürken bile insan korkar. ama gayet insancıl bir düşünce olup bir izin alma çabasının olumsuz sonuçlanması durumunda düşünülesi bir kavramdır.
hiç ummazdım oldu sonbaharda
hediye gibi geldin hoşgeldin
seyirlik değil ömürlük olsun
dilerim bu defa bu son olsun
seyirlik değil ömürlük olsun
bir yastıkta nasip olsun
gel koynuma gel oyunuma gel
akşam gözlü esmer…
safa geldin son ihtimalim
bir sana kalmış halım
hoşgeldin..
seyirlik değil ömürlük olsun
dilerim bu defa bu son olsun
seyirlik değil ömürlük olsun
bir yastıkta nasip olsun
gel koynuma gel oyunuma gel
akşam gözlü esmer..
başlığı açan insan fakir aile diye nitelendirdiği insanların aksine zengin oldukları durumdur. Düşünüldüğünde soba olan evde herkez aynı odada aynı ortamı paylaşıp sıcacık bi atmosfer oluyor. herkes bi bütün içerisinde. fakat şimdi her 10 evden 9 undan birinde klima vs. var ve herkez evin içerisinde farklı ortamlarda ve birşeyleri paylaşmak için sıcacık bir ortam yok. nerde o sobalı evlerdeki güzellik, sıcaklık kardeşim.