bir yıldır yaşadığım ilçe. istanbul gibi büyük bir şehirde büyümüş-yaşamış birinin küçük ilçelere gittiğinde yaşadığı zorluklara ek olarak doğunun zorluklarını da içinde barındırır;
-belediyecilik sıfırdır. her yağmurda gölete dönen caddeler, her yerde büyükbaş hayvan dışkıları.(artık yere bakarak yürüyorum.)
-ilçenin göbeğinde durmadan tırların geçtiği bir yol var. kaldırımı yok sayılır, her yeri çamur-toz-toprak.
-istanbul'da çok duyardık "küçük yerler ucuz" diye. yalan. burada her şey istanbul'dakiyle aynı fiyat, çay hariç. kiralar nispeten ucuz ama çarşıya yakın yerlerde boş ev bulması zor. çarşıdan uzaklaştıkça biber gazının birim havaya oranı artıyor. öğretmen evi falan desen hem odalar tek kişilik değil hem de pahalı. giyim alışverişi zaten internet üzerinden veya tatilden tatile.
-urfa, adana gibi yerlerden gelmiyorsanız sıcaktan bunalacağınız garanti. klima şart ama elektrik faturaları çok fazla.
-yemekleri kötü değil, ama iyi de değil. hijyen ise sıfır.en iyi yeri bile kenarı kırık, çatlak porselen tabakla yemek veriyor.
-ilçede bir kaç tane kızlı erkekli takılabileceğiniz cafe var. zaten genelde memurların geldiği yerler olduğundan daha rahat bir ortam oluyor. etraftan türkçe kelimeler falan duyabiliyosun. arabası olanlar bu seçenekleri çevre ilçelere ve hemen silopi dışındaki yerlere giderek de genişletebilir, ama araba burada risk. hele ki 73, 21, 47 gibi plakalara sahip değilse bir kaç gecede en iyi ihtimalle çiziklerle dolar. taşlarla camlarının indirilmesi hatta molotof atılması da muhtemel.
-kaçakçılık bölgenin en önemli geçim kaynağı. her şeyin kaçağını bulabilirsin.
-gelelim en önemli konuya. taşlar, biber gazları, molotoflar, kepenk kapatılan günler... silopi ile ilgili öğrenmen gereken en önemli şey, polis aracı geçiyorsa başını koru ki, seken taş sana gelmesin. sonralarda refleks haline gelecek zaten ama başlarda kazaya kurban gitme. pkk için önemli olan günlerden önce eve stok yapmayı da unutmamak lazım. biber gazından hiç bahsetmiyorum bile. buranın havasında biber gazı var.
-bir başka zorluk da, belli bir yaştan sonra yaşadıkları ortamı değişen herkes için geçerli aslında. yeni bir ilçedesin, kimseyi tanımıyorsun, anadolunun farklı yerlerinden çok farklı kafa yapılarında insanlarla muhatap oluyorsun. kafana göre birilerini bulabilmen çok önemli, çünkü burada hayatının bu denli kısıtlanmasıyla uğraşırken, konuşacak kişiler bulman gerekiyor ki; ilk aydan istifa verme ya da depresyona girme.