ekonomi çöküyor dolar olmuş 1,90 tl. özelleştirmeler durmuş kimse almıyor, cari açık tavana fırlamış, yurtdışı borç tarihi zirvelerinde, hazine eriyor, ülkeye sıcak para girişi en az düzeye inmiş, van depreminde acizlik diz boyu, toplam 50 bin çadır varmış hepsi kullanılmış deprem olmasın deniliyor. işsizlik uçmuz. borsa kafasının üzerine çakılmış dibi yok düştükçe düşüyor. pkk heryeri yakıp yıkıyor. açılım diye ülkede huzur kalmamış. suriye israil iran ırak tüm komşularla kanlı bıçaklı olunmuş
eee şu an gündem ne
dersim isyanı, katliam özür falan filan
bu milleti neden koyun yerine koyuyorlar. beynin içinden teğet geçti ondan galiba...
kürtün olduğu yerde huzur, huzurun olduğu yerde kürt olmaz.
edityus:kürtlerin olduğu bir huzurlu yer gösterin bir daha laf etmem, istanbul da bakın nereler var gazi mahallesi, kanarya, ataşehir mustafa kemal mahallesi, okmeydanı, esnyurt merkez, bağcılar, yüzyıl..
devlet bahçelinin 12 haziran 2011 seçimleri sonrasında ;
mhp ye karşı kurgulanmış ve uygulanmış büyük karanlık uluslararası destekli barajaltı komplosu ve kaset siyaseti ile ilgili açıklamasının en özlü kısmıdır.
yabancı istihrat kasetleri çekti, tabi çekerken yerli şer odaklarının desteği olmadan yapamazdı. burun deliklerine kadar siyasete bulaşmış dinle ilgisi olmayan nur cemaati bu işi maşaları ile destekledi yaydı, peki bunu ne için yaptı, istediği kanunları çıkaracak meclisi kurmak için. ya hükümet ne yaptı, senini çıkarmadı, engellemedi, görmezden geldi, bir bakıma teşvik etti ve nemalandı. baktı ki iş rayından çıktı, halk bunun tam seçim öncesi ve baraj altı muhabbetlerinden sonra geldiğini farkedince ise panikledi. çünkü oyun ters tepmişti.
karanlık güçler mhp'yi türkiyedeki son kale olarak görüyor. milliyetçi hareket partisi mecliste bulunduğu sürece abd, israil, ingiltere ve fransanın başını eçktiği şer ekseni istediğini alamaz. kürtlere bağımsızlık veremez. ortadoğu projesini uygulayamaz.
türk milliyetçileri yıkılmadıkça plan işlemez.
ayrıca en büyük şer dahili bedhahlardır. türk görünüp türke en önde düşmadırlar. atürükün gençliğe hitabesinde anlatıldığı gibi ülkeyi yönetenler bile ülkeyi satabilir.
herkes şunu bilmeli sadece 10 kaset var ve bu kasetler sadece mhp ile ilgili değil,
yüzlerce kaset var, belkide binlerce,
kaseti çıkanlardan değil kaseti çıkmayanlardan korkun, belki de onlar şantaja boyun eğip ülkeyi satıyorlar.
devlet bahçeli bitirmek için parti içindeki zampara adamlara kadınlarla tezgah kuruluyor, kasetler tam seçim öncesi piyasaya sürülüyor.
niçin mhp bitirilecek devlet bahçeli istifaya zorlanacak.
peki devlet bahçelinin en kötü yanı nedir.
diksiyonu halk gibi püskevit diyor. 40 hesabı yapıyor. ne var bunlarda. ama zonguldaklının önünde miting alanında 1992 yılında kurulmuş zonguldak üniversitesini 2007 yılında ben kurdum diyenlere laf yok.
eeee ne olacak adam sanki zemzemle yıkanmış hiç bir açık bulamıyorlar. tv ye çıktığında kasten dalga çeken klipleri gösteriyorlar, o kadar tevazu gösteriyor ki en azılı düşmanı bile şaşırıyor. bu görüntüler gençlerin akıl işi diyor. kimde var bu mütevazilik ve ahlak bu beyefendilik.
artık devlet bahçelinin karşısına rakip olarak kimse çıkamaz. bilin ki o çıkan kişi cemaatin ve şantajcıların adamıdır.
birilerinin özel hayatını karanlık birileri gizli kamera kayıtlıyor ve uyduruk birkaç siteden yayınlıyor. tehditler şantajlar yapıyor. bazı ahlak sorgulayıcıları da bunu tüm ülkeye yayıyor. görüntüleri, tüm resimleri, yazıları tek tek tüm ayrıntıları ile hemde.
türk insanı anlayamaz onun için şöyle bir örnek vereyim.
--spoiler--
bir adam bir bebeğe tecavüz etse, bu fiili olay kameralara alınmış olsa. bu adamın yaptığı suçun görüntülerinin en ince ayrıntılarını bile geniş kitlelere yayınlayan kişiler çocuk pornosu yayınlamış olmaz mı.
yaptıkları suçun tecavüzcüden ne farkı vardır.
bu tecavüzü topluma ayrıntılı olarak yayınlayanlar bu tecavüzcü herifin mağdur ve utanan ailesine, bu görüntüler nedeniyle, saldırsalar, hakaret etseler, ayıplasalar. doğru mu olacak.
--spoiler--
kaldı ki. bu siyasi kasetlerde ki insanlar zamparalık yapmış, ahlaken hoş olmasa da hukuken kesinlikle suç değil.
peki bu insanların mahremiyetini kameraya almak, onu yayınlamak, o görüntüleri yayınlayan suç şebekesinin malzemesi olup bunu tüm halka yaymak hukuki ve ahlaki suç değil mi.
türk toplumu gördüğüne bakıyor. koyun gibi takılıp gidiyor.
peki bu görüntüler bu ülkede kayda geçtiği için mi zamparalık sayılmıyor.
unutmayın büyük bir korku imparatorluğu var. büyük bir ahlaki çöküntü var.
kasetlerde mağdur olan kişiler toplum ahlakına aykırı hareket etmiş olabilir. bilin ki iktidar partisinde bundan bin beteri olabilir ama kimse korkudan ne yayınlar ne konuşur.
tam seçim öncesi bu ahlaksız ortam tesadüf demeyin. bir kaset olsa iki kaset olsa neyse onlarca kaset var. hemde bu adamları mekanında evlerinde. bu derin bir güçün işi bir iki muhalifin eseri olamaz.
türk siyasi rekaeti çok ahlaksızlaştı. bu nu bilin.
chp ve mhp lileri siyasi arenedan silmek için çekilmiş yatak odası gizli görüntülerinden sonra oluşan ruh halidir. öyledir ki artık klozetin içine bile bakılır. .
bunlar insanı psikopat yapar.
kasetle gelen kasetle gider diyenlerin siyasi mücadeleyi kasetle nemalanması kadar trajikomik bir durum yoktur.
herkes evinin içini arasın yarın birgün önüne gelebilir .
aslında inönü bozgunu savaşı diye adlandırsam daha gerçekçi olurdu. tarih kitaplarında kütahya - eskişehir muhabereleri diye geçer fakat detaya fazla girilmez. hani yunan birliklerinin ankaranın kıyısına kadar geldiği polatlıda top selerini duyulduğu, başkentin sivasa alınması tartışmalarının yapıldığı, çok ağır kayıplar vererek yunanlı askerler tarafından püskürtüldüğümüz savaş.
bu savaşta türk ordusu ciddi kayıplar vermiş demoralize olarak sakarya nehrinin doğuna çekilmiştir. savaş tam bir bozgundur. bu savaştan sonra batı cephesi komutanlığından ismet paşa azledilmiş ve göreve fevzi çakmak getirilmiştir. bu yenilgi tamamen cephe komutanının hatalarından kaynaklanmıştır. çok kayıp verilmesi bir taraf yunanları çok cesaretlendirmiş erzuruma kadar gitmeyi niyetlendirmiştir.
bu ağır yenilgiden sonra dümeni fevzi çakmak paşa ve mustafa kemal paşa ele almıştır. ordu sakarya nehri cephesinin arkasına çekilerek yunanlılara karşı savunma hazırlıklarına başlamıştır.
hani o muhteşem olarak anlatılan büyük zafer denilen 1.inönü savaşında toplam 51 yunan askeri öldürdük 91 şehit verdik. sürekli anlatılır. bu 3.inönü savaşında şehit sayımız binlercedir.
baya bir geniştir. o kadar geniştir ki biri çıkıp atatürk ile cehennemde karşılaşma için başlık açar, biri çıkıp domuz eti yemeyenleri geri zekalı kabul eder, biri çıkıp salman rüşdiyi zemzem suyunda yıkatırcasına dine ve peygambere küfür eder. biri çıkar başörtülülere orospu der, biri de cevap gibi diz üstü eteklilere orospu der.
böyle giderse yakında bu sınırsız özgürlük mahkeme kararı aldırıp telekom yasaklamasına takacak ve sözlüğü uçuracak....
her hangi birine erol taş kim diye sorsanız bilir. işte bu kadar yer etmiştir izleyicinin beyninde. karakter oyuncusudur. başrol oyuncuları unutulup giderken o bir efsane olmuştur.
çok ciddi hastalıkları olanların korkusudur. Varlığının her an hissettirdiği ızdırap ile yaşarlar. bir çoğu inançlıdır. ölmekten korkanların korkusundan daha kötüdür.
öz kardeş oldukları için olmayacak maçtır. ikisi de profesyonel ağır siklet boks şampiyonudur, dünya şampiyonasında wladimir IBF ve WBO şampiyonu vitali ise wbc şampiyonuduır, zaten 4 tane olan federasyonda diğeri wba da insan azmanı nikolai valuev'in elinde.
dün bir alışveriş merkezinde stanttını gördüm, stantta orta yaş üstü saçları sarıya boyalı ve makyajlı bir hanımefendi oturuyordu. fitre ve zekat topluyorlarmış.
şöyle bir baktım stantta,
düşündüm, içimden dedim ki, bu kurum için zamanında zorla kurban derisi toplatılıyordu. bayram günü oruç tutmanın ne kadar sevabı varsa buraya zekat veya fitre vermenin o kadar sevabı vardır diye. hem laiklik simgesi olacaksınız hem de kurban derisi veya fitre-zekatla uğraşacaksınız. tuhaf değil mi?
5000 metre yarışında 2. gelen ve ülkemize olimpiyat ikinciliği getiren atletimiz elvan abeylegesseyarış sonunda sevincini bayrağımızla koşmak istemiştir.
ama nafile tribünlerde ne bayrak vardır ne de türk seyircisi. elvan ne yazık ki hayıflanarak ellerini sallamaktadır. bir tane bile yok mu diye. trt 3 de spiker kem küm diye olayı geçiştirmektedir. ekranda 1. ve 3. olan etiyopyalılar bayrakları ile koşmaktadırlar.
türk sporuna katkıyı sadece başarılı olana ödül vermek sanan zihniyete bu madalya çok fazla gelmektedir.