aynı senaryonun 5 ayrı ülkede 5 ayrı yönetmen tarafından çekildiği 2007 yapımı kısa film. mine tugay ve yiğit özşener başrolde ve 4 yabancı dil konuşuyorlar telafuz ve aksana yoğunlaşan dimaklarda oyunculuk adına çok sakil boşluklar var. türkiye ve abd dışındaki 3 bölümde şaşkın ördekler gibi arkadaşlarımız. tedirgin mimikleri, ve kararsız beden dilleriyle beni pek bir mest ettiler fakat kabul etmek lazım ki kolay bir proje değil.
autocad aktivasyonu için bilgisayara dadanan, yarım saatlik bizzikleyişin ardından seri halde kendi kendine açılıp kapanan bilgisayarın karşısında çakmak çakmak gözlerle kalakalmış sevgilidir.
-senin ev arkadaşın gelir ben kaçiim yarın hallederim
-of ya ii of ama yani!
yaklaşık 1 saat sonra telefonda
-hayatım azına sıçtın bak ecenin sevgilisi gelcek o anlıo baya bi gösteriim
-naparsan yap ne saçmalıosun ya ne dediinin farkındamısın
-?!? gösteriim derken bilgisayar hayatım ne dedim ya?
ve surata kapanan telefon. mavi ekran
International Union For The Protection Of New Varieties Of Plants. yani Uluslararası Yeni Bitki Çeşitlerinin Korunması Birliği. 61de kurulmuş, amacı;tanımlanmış şeffaf prensipler temelinde ıslahçıların fikri mülkiyet haklarını kabul ederek yeni bitki çeşitlerinin gelişimini teşvik etmekmişş ayrıyeten pazartesi gününe sunum yapmam gereken konu.
-amanınn evi pislik götürüo, çok kirlenmiş çok.
-e sende zaten tam olarak bu sebepten ötürü burdasın renginarcım. (bkz: temizlikçi isimleri)
- he tabi evet.ben salondan başlıyorum sende banyoya geç
-?!? (bkz: mavi ekran) (bkz: dumur)
sozluk aksanına pek bi alışmış yazar gafı. sözlükten bihaber bünyelerin yanında verilmiş bkz ların, bön bakışlar olarak yazar kişiye dönebilitesi yüksektir.
genelde lisede olur böyle kafa tutmalar. hocanın birikiminin kendisinden çok da farklı olmadığını farkeden öğrencinin saldırıya geçmesiyle başlayan ve bi süre sonra rutine binen işteş fiil. en fazla disipline gidilir. lakin şahsen üniversitede denemişliğim yoktur profesöre çıkmıorum sınıftan sen çık demek ne kadar sağlıklı olur bilmiorum..
hocanın her söylediğini onaylayana tercih edilebilitesi yüksek, en azından tepki verme yetisine sahip daha bi bizden olan öğrenci.
(bkz: hocayla her ders papaz olmak)
çizgi filmlerde kötülerin sonunda hep kaybetmesine karşı oluşturulmuş bi savunma mekanizması olduğu kanısındayıym. tom ve jerry bunun en iyi örneğidir. kedicik doğal olanı yapıodur aslında fareyi yemesi lasım. yani bu budur. ama olmadık şeyler gelir başına ne kafasına süpürge yemediği kalmıştır, ne de kazmaya basıp sopayla suratının bir olmadığı. işte tam bu sırada o küçücük beyinler jerry e nefret beslemeye başlarlar, tom a ise içten içe bi sevgi. e bu önyargıyla yetişen veletlerin kötü karaktere olan sempatisini yadırgamamak lasımdır..
2 hafta tam 8 saat temel tasar dersinde tartıştığımız konudur.aklımda kalan tek şeyse; planlamanın ölçeğinin tasarınınkinden daha büyük olduğudur. (bkz: insanın zekasından şüphe ettiği anlar)
8 yaşındaki kuzenimin verdiği cevaptır.
-ee dersler nası gidio bakiim?
-ablacım şimdi ne desem yalan olur, iyi desem diil kötü desem hiç diil..
-hmm anladım..
(bkz: mavi ekran)
(bkz: dumur)
üçyol bornova arasında volta atan izmir metrosunda duyulan,sinir bozucu bi ses tonuyla her durakta sarfedilen, bünyemde travmatik etkiler yaratan replik..
eski adı toplukonutlar olan yaklaşık 2 yıl kadar önce atakent olarak değiştirilen, 3 etaba ayrılmış,3.etabın her köşe başında bir ilköğretim okuluna sahip(her 3 çocuğa bir okul düşüyor) yakınlarına yapılan soyak olimpiakent, avrupa evleri ve ıhlamur evleriyle beton yığını görüntüsüne kavuşmayı hedefleyen, buna rağmen sakin sessiz yaşanası, yaşadığım yer.bide atakentin izmir karşıyaka versiyonu vardır egs parkın yanıbaşındadır.
depresif hallerde baş gösteren uzun sürmesi tehlikeli olabilecek tembelliğin zirvesindeki insan kişi aktivitesi veya aktivitesizliği.yorgunluk kaynaklı da olabilir bu tabi ki tercih edileni budur.bide şöle bişe vardır (bkz: konuşmaya üşenmek)
eski adı toplukonutlar olan yaklaşık 2 yıl kadar önce atakent olarak değiştirilen, 3 etaba ayrılmış,3.etabın her köşe başında bir ilköğretim okuluna sahip(her 3 çocuğa bir okul düşüyor) yakınlarına yapılan soyak olimpiakent, avrupa evleri ve ıhlamur evleriyle beton yığını görüntüsüne kavuşmayı hedefleyen, buna rağmen sakin sessiz yaşanası, yaşadığım yer.bide izmir karşıyaka versiyonu vardır egs parkın yanıbaşındadır.benim bahsetttiğim istanbulda olanıdır.
össye aylar kalmış ve herkes çıldırmış biçimde test çözerken tinkerbell, yanında integral kasan, biraz gerilmiş, dudaklarını ısıran arkadaşına bakar..sırtını döner artık ertelememelidir, teslim edilcektir yazılar..biyerden başlamak lasımdır der ve kaleminden kağıda küçük küçük yaşlarla beraber şu cümleler yuvarlanır;
Yine biz olmak isteğimiz yerdeyiz işte zaman mekan tanımaz spontanlığımızla biz... Elimizde elmalı şekerlerimizle..Ve hala diiliz biz onlardan, hani şu her yerde olanlardan, biraz deforme olmuş kişiliklerden, hani bizim çok gülüp bi yandan yazık dediklerimizden.yok ya napardık biz onlarsız? O zaman kim saatler süren, hayal ve yorum gücümüzün sınırlarını zorlayan geyiklere baş malzeme olcaktı:P kalsın onlar yerlerinde mutlular biz de öyle.biz onlara bakar sonra onlar gibi olmayız.pusulamız onlar bizim.2. Tenefüste kantine giderkenki gibi hızlı adımlarla o pusulanın gösterdiği tarafın zıt yönüne doğru yol alırız:)sonra biz yine istediğimiz yerde oluruz.Okununca hatırlatması gereken yaşananları kısacık bi yıllık yazısına kasıp sığdırmak istemiyorum ben. o anları kelimelerle yıkayıp, cümlelere basıp, renkleri solsun istemiyorum.. yazmak ve okuduktan sonra anımsattığı izleri hissetmekle yetinmek de istemiyorum.çünkü hıçkırarak yutmaya çalıştığım boğazımdaki o kocaman düğümü anlatıcak kelimeleri üretemiorum...onlar bende derinlerde ama çok iyi bildiğim bi yerde bütün renkleriyle saklı dursunlar.Yetmediği zaman bişeyler eksikliğini duyduğum şeyin ne olduğunu biliyorum ben artık.öyle bi işlemişsin ki içime, o kadar sinmişsinki bu küçücük bünyeye, mümkün diilim ben artık bizsiz...
yazılır defterin arasına konulur ve göze uç kaçmıştır tuvalete gidilmesi kendine gelinmesi gerekir..çakal arkadaş yemememiştir uç numarasını ama olsundur..