250 yılda bir meydana gelen büyük istanbul depremidir. Milyonlarca insanın yaşamını yitireceği depremdir.
Gecikmiştir her an olması beklenmektedir.
Büyük istanbul depremini inkâr ederek kimse kurtulamaz bütün jeolaglar söylüyor geciken bir deprem olduğunu.
Celal şengör videolarını izleyin milyon kelimisini duyarsınız, bende 99 depremini yaşadım.
O dönemin en meşhur dergilerinden solcu çizgideki Hayat Dergisi, Nihal Atsız'a röportaj teklifinde bulunuyor. Atsız'ın bu teklifi kabul etmeyeceğini varsayan dergi yöneticilerinin asıl amacı Türkçülerin fikirlerini savunacak cesaretleri olmadığı için birebir tartışmalardan kaçtıkları iddiasını ortaya atmak. Atsız da bunu biliyor ve röportaj teklifini kabul ediyor. Dergiden bir bayan, bir de erkek muhabir geliyor; erkek olanı Atsız ile tartışırken bayan olanı ise bunları dergide yayımlanmak üzere not ediyor. Röportaj sürerken bayan muhabir hayretlere düşüyor ve dehşet içerisinde şöyle diyor:
Kırdım kalemimi, mürekkep değil kan damladı
Koskoca bir Irkı sevdim, bir kişiye yer kalmadı
Döküldü kelimeler, beyaz sayfalar kan kapladı
Koskoca bir mağlubiyet aldım, çarem kalmadı
Belki seni sevmeme, Tanrı razı gelmedi
Belki öyle sevgiye, bu çağ hazır değildi
Hayaller tohum oldu, kurak toprağa serildi
Bin yıl sonra yeşermeye, and içip köklendi.
sirken milyonlarca Türk kızı, Türk oğlu
15 milyon kürt piçini ülkeme kim koydu?
Besledikleri yetmedi bir de kardeş oldu
Çıkmaz mı buna dur diyen kutlu bir ordu?
içtiği suya, yediği ekmeğe tüküren bunlar
Şehit haberine sevinip halay çeken bu kansızlar
Kör mü gözleriniz daha ne yapsın bu soysuzlar?
Çıkmaz mı buna dur diyen kutlu insanlar?
Şehirde masummuş, dağdaki domuz sürüsü
Bazı kimliksizlerin ağızlarında kardeşlik türküsü
Beş para etmez, alayınızın dirisi ölüsü
Çıkmaz mı buna dur diyen kutlu bir katliam günü?
Daha yirmisinde yitip giden canlar benimdir
Oluk oluk akıttığım, toprağın mayasındaki kan benimdir
Dağ benim, taş benim, baktığın Gök bile benimdir
Çıkmaz mı buna dur diyen kutlu bir emir?
Haritadan silin, şu kahpe şehirleri!
2'şer 3'er değil çocuk-yaşlı hepsini!
Kardeş diyenlerin de kesin dillerini!
Acıyanın da dönüp tükürün yüzüne!
Dağdaki yetmez, şehirdeki köydeki!
Farkı yok hiçbirinin bunlar kahpe dölleri!
Kana boyayın ocaklarını-evlerini!
Merhamet edenin de dönüp tükürün yüzüne!
Ermeni koynundan biz çıkardık babanneni!
istiklal Mahkemeleri'nde sallandırdık dedeni!
içtiğin su-yediğin ekmek bizim, tanı efendini!
insan muamelesi yapanın da tükürün yüzüne!
Yarın fener rum patrikhanesi'ne gideceğim tüm işlemleri yapıp hristiyan dinini benimseceğim.
Müslüman insanlardan nefret ediyorum o yüzden bu kararı aldım onca yıl tarih okudum islamı sevdim fakat müslümanlar soğuttu beni hristiyan insanların saygısı hayran bıraktı yarın hristiyan lık dinine geçeceğim.
Ey Atsız'a Müslüman iftirası atarak O'nun kemiklerini sızlatan sentezciler! Yıllardır Türk çocuklarının milli duygularını istismar ederek, kürt teröründen rant sağlayarak varlığınızı devam ettirdiniz. Sizin yüzünüzden tertemiz Türk çocukları milliyetçiliğe düşman oldu. Şimdi de bir kısmınız bizden öğrendikleriyle "Türkçülüğe" merak saldı ve öğrendiklerini de eline yüzüne bulaştırarak Türkçülerin de imajını bozmaya soyundu. Madem öyle, biz de gerçek Türkçüler olarak, gerçek Türkçülüğü ve Türk ulularının fikirlerini çarpıtılmamış halleriyle Türk çocuklarına öğretmeye ve sahtekarlığınızı, istismarcılığınızı ortaya çıkarmaya son hız devam edeceğiz.
Yaşasın "Siyasî, içtimaî mezhebim Türkçülüktür" diyebilen gerçek Türkçüler!
içki fena ise üzümü neden yarattın? Üzümden içki yapılacağını neden Levh-i Mahfuza yazdın? Son peygamberin arkadaşları namaz kılarken âyetleri yanlış okumasaydı içki yasaklanacak mıydı? Çöldeki Bedevi ile bir kurmay subayın içmesi aynı mıdır? Biri sarhoş olunca her türlü herzeyi söyleyebilir. Öteki sarhoşluğun son merhalesinde bile temkinli ve iradelidir. Küçük bir kızı sevmek günahsa, son peygamber, Ayşe'yi neden sevdi de aldı? (Atsız'ın kendini betimlediği Selim Pusat karakteri, mahkemede peygamber tanıklardan Muhammed ile dalga geçer ve küçük çocukla (Aişe) evlendiği
imasında bulunur - Ruh Adam).
(Yobazlar) Soy soy insanların bir tek Âdem’le Havva dan türediklerine, Âdem’in 1050 yıl yaşadığına, Havva'nın her yıl biri erkek biri kız olmak üzere ikiz evlat doğurduğuna ve bu kardeşleri birbiriyle evlendirdiklerine inanırlar. Bir Sümer masalından çıkan tufan ve Nuh'un gemisi onlarca tarihi bir hakikattir. Hangi Teknik Üniversitesinden mezun olduğu belli olmayan Nuh'un yaptığı o pazarcı kayığına her cins hayvandan birer çiftin girip sığması ve 40 tufan gününde birbirine yemeden uslu uslu oturması da gerçektir vesaire... Şimdi bu kafadaki adamla bir fikir tartışması yapmaktaki trajediyi düşünün.
Tanrı insan idraki dışındadır. Kur'an, Muhammed'in talimatıdır. Bunun birçok delilleri vardır. Bir tanesi birçok yerinde aya, güneşe, fecre, atların köpüren ağızlarına yemin ve and verilmesidir. Yemini kim eder? insan eder ve kendisinden daha üstün bir varlığın adına eder, Tanrı yemin eder mi? Tanrı'dan daha üstün bir varlık olmadığına göre kendi yarattığı aya, güneşe neden yemin etsin? Görülüyor ki bu yeminler Muhammed'in gönlünden ve beyninden doğmadır ve hatta Araplar arasında islamiyetten önceki zamanların usul ve adabınca edilmektedir. (Yobazlık Bir Fikir Müstehasesidir - ÖTÜKEN, 1970, Sayı: 11 )
bi de fillerin kabeyi yıkmaya geldiği sahne güzeldi ama yazar sonunu iyi bağlayamamış bence , yani kuşların taş atması filan, orası daha mantıklı bağlanabilirmiş bence.. ama yinede güzel kitap , okumanızı tavsiye ederim. puanım 7/10.
Bugün yediğim dominosun yeni pizzasıdır.
Tadı bolmalzemosa benziyor farkı biraz ekşi ve baharatlı olması, hemide misket köfteleri çok güzel, malzemeleri daha fazla ve güzel.