Rögarlara, drenaj çukurlarına ve çer çöp, çamur v.b. pislikleri tutuculara yapılan boru bağlantıları, montajdan sonra, su sızdırmaz durumda olması gereken çok önemli unsurlar.
Bütün borular ve eklenti parçaları, işin geçici kabulüne kadar temiz olarak muhafaza edilecek, boruların henüz bağlantı yapılmayan uçları tahta tapalarla tapalanmış olarak muhafaza edilecek ve işin bitimine kadar tıkanma veya kirlenmeye karşı gerekli benzeri tedbirler alınmış olacaktır.
Hendeklere döşenen boru donanımının boydan boya sert ve üniform bir taşıyıcı tabakanın arasında kalması temin edilmiş olacaktır... *
kendisini tüm varlığı ile uludağ sözlük oluşumuna heba etmiş, genel kültürünü, bilgisini ve tecrübesini sözlük oluşumuna feda etmiş yazarın açilan başlıkları gördüğünde hüzünlanip göz yaşlarının, sel olup akması.
ama, ben yapacağımı biliyorum. hepinizi medya eteğine şikayet etmessem.
zaten, üç beş tane kalmış olan kaliteli yazar tayfasının bir neferi olarak diyorum ki,
ilerde torunlarınıza, sevdiklerinize bir mirasınız olsun aklı başında entiriler ve başlıklar.
daha güzel günler için elele verelim, şahsi kinleri düşmanlıkları bırakalım.
kendisine küçükken çikolatalar alan, seven ve yeri geldiğinde arkasından ağlayan babanne ve anneanesine;
- belki antika bir şeyler vardır. satar yolumu bulurum ya da antika bir gramafonu vardır, zeki müren'in taş plakları ile ortam yaparım.
diye düşünen hain, samimiyetsiz torun çeşidi.
normal şartlarda kapılarını bile çalmadığı gariban büyüklerin en tatlı hatıralarına VESiLE OLMUŞ, buram buram, burcu burcu, tarih kokan eski eşyaların peşine düşen torunlar.
son zamanların en büyük modadı olan, antika merakını kullanarak aklınca arkaşlarına hava atacak.
ayıp... günah.
kafasına göre kendisini sevmiş ve bir ömür harcamış erkek arkadaşına ya da kocasına belki de nişanlısına mal eden ezik kadın modeli.
elaman en kral mekana götürmüş, örnek olarak,
hatun,
sıctığı tuvaletin ne kadar pis olduğunu,
zıkkımlandığı yemeğin ne kadar kalorili olduğunu, garibana çömkürür.
- ajjjküümm... nasıl beğendin mi burayı.
+ ay... ayy .. ayy sus. sadece sus ...
- ajjjküüm ne oldu.
diye devam eder bu çelişki.
kendine güvenen ve uludağ sözlük oluşumunu daha iyi yerlere taşimayı hedefleyen her aklı başında yazar serzenişi.
sözlük oluşumunu beğenmeyen ve uludağ sözlük modlarına akıl veren hırsını alamayıp, kendisinden feragat eden bir çok yırtıcı yazarın isyanı.
şahsen,
ben... zall abim bir fırsat versin, ben bu sözlüğü adam ederim. gerçi kendisi ile tanışamadım, bana bir hoşgeldin demedi ama olsun. ben şahsi kin güdecek bir insan değilim. ayrıca; zall abime ve mod abilerime selam söyler ellerinden öperim.
asansör denilen toplu taşım aracında nasıl davranacağını bilmeyen, beni benden alan insanlar.
asansör bir toplu taşım aracıdır. bu açıklamada eminim her kesim ile hem fikiriz.
toplu dememek, insanların beraberce yolculuk yaptığı, yemek yediği ortak kullanım alanları.
ortak kullanım alanlarında karşısındakine hiç saygısı olmayan bu tipler adamı katil eder. valla.
yanındaki manitası ile yiyişenler,
cep telefonu ile konuşarak asansörün fren sistemini harab ederek teklike saçanlar,
osuranlar, fantazi yapanlar.
saygılı olun biraz. asansör hepimizin malı. karşınızdakini düşünün.
sözleri tiftik kecisi isimli halk ozanına ait. muteşem parca. henüz beste ve müzik yok.
hikayesi;
migros'a gidip düdüklenen bilinçsiz tüketiciyi anlatıyor ve toplumsal bir yaraya parmak basıyor.
migros çok kıyak bir yer gerçi, kasiyer kızlar falan çok şugar, hele bunları denetleyen ince gözlüklü, bade dudaklı, çay bardaği kıvamında kızların çalıştığı birim var. enfes.
ama, tüm bu güzellikler migros'un bu kadar kazık olmasını açıklamaz. ayıp.
neyse,
sözlerinide yazayım süper olsun.
alış veriş sepeti ile, sucuk ararım,
reyonlara baktıkca dudaklarımı yalarım,
ben bir garip, oğluyam.
gençliğime yanarım
amanım mıgros, migros.
yaktın beni migros..
pek şeker olurlar. ortam bir anda esrarengiz bir havaya bürünür, sesine gizemli bir ton veren cıvır, karşısındaki saz arkadaşlarının tepkisine göre, gözlerini pörtleterek olaya girer.
bu esnada boynunu öne eymiş ve kulaklarını çanak anten gibi açmiş, kankileri kafalarını beygir gibi sallayarak onaylar.
vucut geliştirir gibi, diline bağladığı ağırlıklarla dilini geliştiren yaratıcı insan. dili kas yapacak ve her ortamlarda kobra gibi takılacaktır. umuma acik yerlerde, kesiştiği hatunlara dilini kaşlarının arasına deydirerek efsane olacaktır.
bir çok entel ortamda, hem cinsleri okudukları kitaplar ile kendini ispat etmek için yırtınırken, dilini mikser gibi çevirerek ortamların kralı olacaktır.
aldığı eğitimden ve alt yapısının sağlam olmasının kendisine verdiği öz güven ile elbet çok daha iyi sevişir. erkek gibi değildir kadın milleti, karıyerini tamamlamiş ve yaşam için birlikte olduğu erkeğe bağlı olmayan ve kendi ayakları üzerinde durabilen her kadın, erkeğini tatmin etmek için yatak odasına girmez.
orgazım hakkını söke söke alır.
görgülü ve bilgili bir kadını sadece cinsel bir meta olarak göremezssiniz, afedersiniz ağzınıza sıçar. onu kaybetmemek için cok efor harcamanız ve isteklerine cevap vermeniz gerekir.
kendisini ifade etmeye gerek duymaz çünkü. ne küresel ısınma sonucu evsiz kalan penguenleri düşünür, globalleşmeyi kafaya takmaz, sadece sevişir.
ayrıca iyi bir dinleyicidir. sadece dinler, entel hatun anlatır o dinler. pusuya yatar ki bir punduna getirip çoksün cıvıra.
abandıkca, abanır. bir daha eline böyle bir fırsat ne zaman gececeğinden emin değildir.
kapris yapmaz, ara sıra delikanlı adam triplerine girer ama fazla uzatmaz.
lafın kısası gönül dostları,
cahil, bilgisiz, görgüsüz anadolu fuckerleri iyi sevişir.
uludağ sözlük oluşumuna gönül vermiş, en baba entirileri ile ortamları sallayan yazarın düşüncesi. ismini verip reklamını yapmak istemediğim bir başka sözlükte yazar olup televizyon showlarına çıkan, selepiritiy oldum diye sevinen tipleri gördükce aklımdan geçen düşünce.
eminim bizim sözlüktede vardır benim gibi düşünen yazarlar. kısmet değilmiş. işallah bir başka ortamda.
ama, kendi kendimi yemem boşuna değil. valla uludağ sözlük bir ilk olsaydı, ben ortamları sallardım.
girl frend'ini arabaya atmış ortamlara yılan gibi akan otomobil sahibine yaya geçidinde moskof evladı gibi bakan samimiyetsiz, fakir yayalar.
araban yoksa senin sorunun.
en fazla yaya şeridini 50 cm. ihlal etmişim. öldün mü. servet düşmanı. kendi andavalığını arabaya ters, ters bakarak tatmin eden bu çeşit yaya ırkına diyecek bir şey bulamıyorum. yengeniz yanımda olmasa inip tokatlayacağım. neyse.
insanı yarım yarım yaran inanılmaz olay. elinizde kamera falan varsa kaçırmayın bu müthiş doğa olayını.
sigara küllükten öyle bir düşer ki kafayı yersiniz.
uludağ sözlük oluşumunu ayakta tutan, girdikleri harika ötesi yazıları ile beni benden alan bayan sözlük yazarları.
sanki 40 yıllık 'niv york post' köşe yazarları gibi kendinden emin, ne yazdığını bilen bu kadar bayan yazarı oluşumunda tutan uludağ sözlüğe kendi payıma teşşekür ediyorum.
sap erkek yazarlarda fena değil ama bayan yazarların yazıları gerçekten beni benden alıyor.
şimdi;
kendini bilmez üç - beş tanesi,
- bak, bak kızlara yalakalık ediyor, kızlara sarkıyor.
falan diyecekler. bu onların ayıbıdır.
ben kendimi biliyorum. hiç bir zamanda veremeyeceğim bir hesabım yok.
restaurant, bar gibi umuma açık yerlerdeki tuvaletlerde yaşanan kaos. tabii otogar tuvaletlerini kastetmiyorum. böyle trendy olsun, normal vatandaşın kullandığı umumi tuvaletlerde, erkekler tuvaleti çok afedersiniz bok, sidik kokar. rezildir. ama; bayanların tuvaleti kullandıkları parfümden mi ne. çok sexy, insanın içini bir hoş eden kendisine has bir kokusu vardır.
elimden gelse bayanlar tuvaletinde yatacağım. o derece yani..
kendinden emin, kaliteli ve süper entriyler giren yazarın torunlarına söyleyeceği söz. bir şekil miras.
bak gül yüzüm *
- bu uludağ sözlük oluşumuna ben çok katkıda bulundum, gençtim o zamanlar, yapacak fazla bir işim yoktu. tüm enerjimi ben bu sözlük oluşumuna verdim. her kesim beni çok sevdi. bu kullanıcı adım ve şifrem sana mirasımdır. onu koru ve yücelt...
erkek milletinin en çok hoşuna giden durum. hatuna sarkarsın ağzına sıçar afedesin .ikip bırakır.
elaman kankasına gider öğünür;
- lam olm... kız çok sağlam. öyle ite köpeğe prim verecek bir tipe benzemiyor... bundan çocuğumun annesi olur.
aslında kızın ağzınıza sıçıp bırakması o kadar önemli değildir.
mesele,
bokun cok harika bir tadı olmasından kaynaklanıyor.
hani atalarımızın dediği gibi,
(bkz: ağzının tadını bılsen burnun bokunu yersin)
sözlük oluşumunda sap gezen ve kendisinin şugar bir girl frend'i olmayan yazarların uzak durması gereken başlıklar.
yazmayın kardeşim;
böyle, ortamlı sevdiceği ile düzeyli bir ilişkide yaşanan, başlıklara yazmayın. rahat bırakın. gidin futbol, küçükken yapılan salaklıklar, uğruna ölmeye hazır olduğunuz tatlı hatıralara falan yazın.
damı olmayan yazmasın. bu başlığa...
fena yaparım.
iki arada bir derede kalmış, kültür erozyonu geçiren insan evladı. ne alakası var. elektro gitar eşliğinde türkü söylemenin.
sorsan;
bir bedia akartürk'ü bilmez, ankaralı turgut'u tanımaz. rahmetli ozay gönlüm'ü bilir de felsefesini ifade edemez.
bırak kardeşim bu ayakları. girmissiın bir rock, metal olayına hatun kaldırayım, gitar tıngırdatıp alemlere akayım. birazda piyasa yapayım.
olmuyor... olmayacak.
ülkemizde kişiliği tam olarak oturmamış bünyelerin her daim yaptıkları densizlik.
asker ocağında;
- lan sivilde ben ne hatunlar götürdüm. ne fırlamaydım...
diye başlayan kafa .ikme seansları 3 - 5 nöbetine kadar gider. anlatır... anlatır...anlatır. bıkmaz.
gün gelir, an olur tezkere zamanı yaklaşır. sivilde nasıl bir clübber fucker olacağını anlatır. anlatır... anlatır.
neyse;
sivil hayatına başlar,
- lan askerde ben neydim? .mına goyum... ne subaylara posta koydum, ne üst tertipleri tokatladım. bir defasında unutmam 1500 şınav bile çektim. hatta yalvardılar özel harekat için falan ama yüz vermedim.
bir ömür askerlik anıları ile devam eder.
ben sevmem böyle tipleri. "he he ... yok ya.." falan diye sallarım.
- tiftik abi, dinlemiyorsun?... falan diye sordukları zamanda,
+ yok yiğenim ne alaka?. kulağım sende derim.
sonra da,
" .mına koyduğumun lavuğu" diye. içimden geçiririm.
üniverste kantinlerin saplar klübü daimi üyesi olan tipler. ortamlara akamamiş kendisine sugar bir cıvır sevgili yapamamış bunun sonucunda kafası lise yıllarında yaptığı küçük zıpırlıklarda kalmış kronik abazan.
ortamlardaki yılan elamanlar cool takılırken,
- hocayı nasıl?. yardığını falan anlatır.
yazıktır. sacedece yazık. kafanızı sallayıp,
"ha ha ...hı.. hı.." falan yapın, uzaklaşın yanından.
ülkemizin değil dünyamızın sorunu.
erkekler;
kesinlikle 31 çektiğini, abazan devrelerden basamak basamak cıktığını hep inkar eder. arkadaş ayağına nice cıvıra yavşadıklarını bilsenız aklınız durur.
kızlar çok mu düzgün,
bıyıklarını traş etmeleri,
ter içinde kokmaları çok ayrı konular asıl bahsetmek istediğimiz osurdukları.
delikanlı olun alırım kaşınızı.
yanında sıcak çikolataya bandırılmış soğutulmuş çilek ile yapmak istediğim eylem. ama jakuzinin köpükleri toshiba marka sexy diz üstü bilgisayarımı bozabilir diye vaz geçtim.
o kadar eğitim alıp bağlı bulundukları ülkeye bir kanbur olan ama aldığı eğitimin hakkını vermekten acız pilotlar.
allah'hın alığı koskoca gökyüzüne sığamadın mı. nasıl beceriyorlar bende bilmiyorum. tamam rotası var bu işin ama kenarda kaldırım mı var. tek yön mü gidiyorsun. saf...
kır kenara kolu yada dreksiyonu çarpışma başka ucakla.
koskoca gökyüzüne sığamıyorlarya ne desem boş...
inşaat sektöründe çok önemli olan dış cephe faktörü;
Yapılarda ısı yalıtımı; enerjiden tasarruf sağlayarak gaz, kurum ve toz emisyonunu azaltıp çevre kirliliğini önler. Duvar, ısı köprüleri, zemin ve tavan yüzey sıcaklıklarının iç konfora olduğu kadar, yapı kabuğu üzerinde de önemli etkileri vardır.
Yeterli yalıtım, yaşam kalitesine katkıda bulunur ve bina dokusunun korunmasına yardımcı olur. Sağlıklı ve rahat yaşam, sadece, uygun ısı ve nem şartlarına sahip olan mekanlarda mümkündür.
ayrıca;
Ülkemizde izolasyona verilen önem, son yıllardaki bilinçlenmeye paralel olarak gittikçe artmaya başlamıştır. Özellikle enerji fiyatlarındaki artış, tasarrufun önemini bir kez daha artırmıştır. Dış cephe mantolaması bize bunu sağladığı gibi, aynı zamanda daha konforlu mekanları en ekonomik şekilde elde etmemizi sağlamaktadır.
sadece zenciler değil. çekik gözlü ülke vatandaşlarıda dahil. şimdi; görüyoruz yabancı kanallarda falan beyaz adam bir çok zaman zenci, şopar, çinli falan evlat ediniyor. insanlık yapıyor.
ama bir defa görmedim bir zencinin ya da çekik gözlünün şöyle mavi gözlü, sarışın, çilli dalyan gibi bir beyaz çocuk evlat edindiğini. bütün beyazlar zengin değil elbet ve bütün bu zenciler falan fakir değil. niye bu şoparlar bir beyaz cocuk evlat edinmiyor.
ben biliyorum.
hepsi sinsi planlar içerisinde, akıllarınca beyaz ırkı kötülüyorlar.
yemez anam yemez...