imparatorluklar zaten bir milleti temsil etmek, ona özel imtiyazlar vermek gibi bir amaç gütmezler. O dönemi Fransız Devrimi sonrası kavramlarıyla açıklamaya çalışınca hakikaten komik oluyorsunuz.
Osmanlı imparatorluğu hiç bir zaman Türk'lerin devletiyim, onları temsil ediyorum gibi bir söylem içerisinde olmadı. O zamanki söylem islam sancaktarlığı üzerine kuruluydu. Ki özellikle 1300'lü ve 1400'lü yıllarda Avrupa'da kurulan Haçlı Birlikleri'ne karşı duran devlet Osmanlı'ydı. Bu söyleminde haksız sayılmaz.
Amma velakin devleti kuran iradenin bir Türk aşireti olduğu gerçeğinden hareket edersek, Osmanlı Devleti'ni Türklerin kurduğunu ve bu sebeple Türk devleti olduğunu söyleyebiliriz. Buna rağmen Türk milliyetçiliği yapmamış bir devlettir.(ittihak ve terakki'ye kadar elbette)
türkiye'ye değil, ülkesini felakete sürükleyen faşist yönetime karşı olan insandır. tabi kendi kafasında devlet-hükümet ayrımını yapamayanların anlamasını beklemiyorum bunu. onlar için devlet=rte olduğu için, ona karşı olan vatan haini oluyor. tıpkı 1930'lar almanya'sında yaşayan insanların düşündüğü gibi.
zekanın geriliği ile ortaya çıkmış tespit. zaten atatürk 3 kere ziyaret etmedi galatasaray lisesi'ni, hepsinde de taktir konuşmaları yapmadı, ve kendi resmini galata saray'a diyerekten imzalamadı : http://www.sonhaberler.com/d/news/77865.jpg
Erol Köse'nin baya büyük bir meblağ ödeyerek sahip olduğunu düşündüğüm hesaplardır.
Erol Köse'nin 1 günde takipçi sayısının 3 katlanıp, 1 Milyonu bulması üzerine takipçilerini bir incelemek istedim. Bütün takipçilerin sahte olduğu kısa bir sürede anlaşılıyor.
Video'da dikkat edecek olursanız tüm hesapların yeni açıldığı ve hepsinin belli kişileri takip ettiği gözüküyor. Genelde de ilk takip ettikleri kişi Erol Köse olmuş.
Bunun dışında sabit olarak takip ettikleri hesaplar var Elle 'A', Empolyee Trackling, Andrew Ginsburg gibi.
Dilerseniz sizler de girin ve inceleyin bu sahte hesapları.
arkadaş bir insan da çıkıp 'bir okulda sadece öğrenciler mi yaşıyor?' diye sormamış ne günlere kaldık. Akp'nin öyle fanatiği falan diye düşünmeyin beni de, ne var amk bu olayda. Bir okulda öğretmenler çalışmaz mı? Bu öğretmenlerden bir kısmı bayan olamaz mı? Bir kısmı da hamile kalıp çocuk doğuramaz mı?
Çocuk doğuran öğretmen annesine babasına bırakmak, maddi durumu biraz daha düzgünse bir bakıcı tutmak zorunda kalıyor. Ne güzel olur şimdi oraya bi emzirme odası, kreş açılsa, ders aralarında o öğretmenimiz çocuğuna baksa, profosyonel bir eğitmen de kreşte onunla ilgilense.
ama yoooook. ''irtica geliyorrr, çocuklarımızı erken yaşta evlendirtcekleeerr'' gibi kemalist geçinen çığırtkanlar buna da bir kulp bulur elbet.
sonuç olarak gayet güzel bir uygulama olur ve umarım hayata geçer.
yataş sponsorluğunda oynanan maç. Sadece cenk onuruyla mücadele ediyor.
edit: eksileyin eksileyin. Trabzon ilk maçta, beşiktaş gibi oynuyordu. Duran topla 2 tane gol buldu galatasaray. Fener bulamadı. eğer mücadele etmeyene yattı deniyorsa, ilk yarı da beşiktaş yattı. gol bulmak ile mücadele etmek farklı kavramlar.
cas davasından dönen namussuzların zıplaması durumudur.
2 yıldır çekişme içinde oldukları, edilmedik küfür bırakmadıkları trabzon'un kazanması için dua edenler bu şahıslar. bunların mantığına göre sezon başından beri türkiye'nin açık ara en iyi takımı olan (ki bunu fenerbahçe kalecisi volkan demirel bile kabul etmiştir) süper finalin bundan önceki 2 maçında da vasat futboldan öteye gidemeyen trabzon'u yenmesi ancak şikeyle olur.
galatasaray'lı arkadaşlara tavsiyem şu, bu fenerlileri hakikaten ciddiye almayın artık bu kadar. bunlar hakkaten ayrı bir ırk olmalı, hayvan soyundan falan gelebiliyor olabilirler. bu kadar kafasızlık bir insanda olamaz çünkü.
'derbi' olması sebebiyle her iki takımın taraftarlarının da emin konuşmaması gereken maç.
sezon boyunca çok iyi oynayan ve bu oyunuyla rakibine 9 puan fark atmış bir galatasaray var. bu puan farkı sebebiyle psikolojik olarak daha rahat olan takım galatasaray. 'yenildiğim taktirde bile fark 6 puan olacak' düşüncesi oyuncuların maça rahat çıkmasını sağlayacak. ligin en çok gol atıp, en az gol yiyen takımı. kalecisi son senelerde görülen en iyi kalesi. savunması sağlam, orta sahası savaşçı, forvet bölgesi golcü.(kumaşı daha iyi bir forvete ihtiyacı var yalnız). en önemlisi sabri yerine eboue oynuyor :)
fenerbahçe ise sezon boyunca inişli çıkışlı bir grafik sergiledi. evinde çok rahat maçlar çıkarırken(sivas maçı hariç), deplasmanda mağlubiyet serileriyle karşı karşıya kaldı. ilk yarıda 3-1 biten maçtan daha iyi bir kadroya sahip. forvet bölgesini sow ile güçlendirirken, bilica yerine serdar oynamaya başladı. ideal kadrosuyla çıkacak maça ve en önemli silahı stoch olacak. daha önemli silahıysa stad avantajı olacak elbette. sonuçta kadıköyde 38 maçtır kaybetmiyor.
sonuç olarak her iki tarafın da önemli silahları var, teknik direktörlerin uygulayacağı taktikler, gidişata göre yapacağı değişiklikler maçın gidişatını belirleyecek. gerginlik olmadan, seyri keyifli olan bir maç olur umarım ve inşallah galatasaray'ımız kazanır :)
cemal nalga olayı: olay şike olayı değildir. öncelikle şike kavramının ne olduğunu öğren ondan sonra yaz. olay cezalı olan bir oyuncunun hazırlık maçında oynatılması sorunudur. bu hazırlık maçı öyle önemliydi ki bizim için böyle birşey yapılmış(!) gereken tedbir alınmış ve kişiler klüpten uzaklaştırılmıştır.(başantrönör dahil)
adnan polat hakkında 7 yıl hapis istemi: bu paranın denizliye gittiğine dair en ufak ses kaydı, iletişim tutanağı, fiziki takip görüntüsü gösterin, gidelim adnan polat'ın suratına hep beraber tükürelim. klübümüz de küme düşsün. ama ''başkanımız manisa'ya borç vermiş yeaa'', ''tarlalar da zaten iyi dilek demekmiş'' diye kendini savunanların bu konuda ağızlarını açmamaları daha hayırlı. çünkü binlerce tapeye rağmen halen saf gibi aziz yıldırım suçsuz diyen fenerliler var.
konuşursam 2006 yılında kişampiyonluk el degiştirir .konuşmazsa en adi şerefsizdir. bu kadar net. yıllardır bu mehmet ağar tipi konuşmalara (tuğlayı çekersem duvar yıkılır vs.) halk itibar etmiyor çok şükür. söyleyeceği varsa ahanda savcılık orda, mahkeme de orda.
malatya sporlu futbolcuların itirafı itiraf için savcılık harekete geçsin ama bir sonuç alınamaz. o dönemde 3 büyükler tarafından alenen yapılan, bunun garip karşılanmadığı bir dönemin değer yargılarıyla(ki bugün bile teşvik priminin ağır yaptırımları olmaması gerektiği tartışılıyor spor hukukçuları tarafından) bugünün ceza sistemine göre hareket edemezsiniz. Teşvik priminin toplumda gayri ahlaki bir durum olarak algılandığı dönemden sonra birşey varsa getirin önümüze inceleyelim.
hakkında ''güveni kötüye kullanmak suçundan dava açılan eski gs başkanı. kendisi için hazırlanan iddaanamede Denizlispor'un D'si bile geçmiyorken, erken sevinen fb taraftarlarının yine bir hüsrana uğrayacakları kesindir.
şimdi o dönemi hatırlamayanlar için yazalım. galatasaray'ın başında rahmetli özhan canaydın var. başkan yardımcılığını adnan polat yapmakta. klüp futbolcularına dahi paralarını vermekte zorlandığı bir dönemde. Hakan şükür, hasan şaş gibi klübün abileri futbolcuları bu parasız dönemde maçlara motive ediyor, tüm sıkıntılara rağmen şampiyonluk son maçta gs'a geliyor.
böyle bir dönemde futbolculara dahi para ödeyemeyen klübün (hatta fenerliler tarafından dalgaya alma aracı olarak da kullanılmıştı o dönemde) başka bir takıma 1.5 milyon dolarlık bir teşvik primi verileceğine inanmıyorum.
bülent tulun gönderdiği mektupta, bu parayı ''umarım kulüp için kullanmışsınızdır'' derken kastettiği ''umarım parayı cebinize indirmemişsinizdir.'' yani kullanılan bu para adnan polat'ın kendi özel işlerinde de kullanılmış olabilir atıyorum kendine 1.5 milyon dolarlık son model bir spor araba almış, karısına bir mücevher de almış olabilir. ortada bir usulsüzlük olduğu için savcılığın bu konuda dava açması kadar doğal birşey yok.
ortada herhangi bir konuşma kaydı, fiziki takip dahi bulunmazken, fenerli taraftarların ''teşvik için kullandınız'' lafı biraz komik kaçıyor. binlerce sayfalık tapeler 400 sayfalık iddaanameyi gördükten sonra ''cemaat bizi ele geçirmeye çalışıyoooorr'' '' başkanımız suçsuuzz '' diye ağlarken, kendilerini ''başkan manisa başkanına borç vermiş yeaaa'' şeklinde pişkin pişkin savunurlarken, Galatasaray'ın teşvik primi verdiği konusunda bu kadar emin olmaları en hafif ifadeyle iki yüzlülüktür.
ha bir gün mahkemede bu paranın teşvik primi için(dikkatinizi çekiyorum şike değil) kullanıldığı ortaya çıkarsa da, adnan polat için metris kapılarında ağlamayız, bağırmayız. herzamanki vakur tavrımızla bir alt lige düşürülmemizi ister ve susarız. bu da böyle biline.
febeş taraftarının iki bez parçası açarak yaptığı koreografilerle karıştırılmamalıdır. zira her alt tribünden üst tribüne yükselen bez parçası 3d koreografi olmuyor.
ha bir de, 3d koreografi yapacaz diyip, iki tane zombi figürü çıkaran, bizi ailecek tv karşısında güldüren taraftarlarla, ultraslan karşılaştırması büyük bir haksızlık olur.