bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak çağımızın en büyük hastalığı.üstelik kendine '' kemalist '' diyen bir şarlatan kemalizm'e hayatını adayan Deniz Gezmiş'e terörist diyor!!!
neymiş efendim asılmamalı müebbet yemeliymiş.
işte sağ'ın en büyük hastalığı bu.
okumamak...
idam edilmesi için işlediği suç nedir?
deniz gezmiş tarafından işlenen bazı ağır suçlarından bahsedeyim siz hukuksuzluğu anlamaya çalışın..
Ankara’dan istanbul’a yürüyen Çorum Belediyesi temizlik işçilerinin, Taksim Anıtı’na çelenk koymaları sırasında Türk-iş yöneticilerini protesto etmek.
Kıbrıs Mitingi sırasında ABD bayrağını yakmak.
ABD 6. Filo’sunun istanbul’a girişini protesto etmek.
Samsun’dan Ankara’ya Mustafa Kemal Yürüyüşü düzenlemek.
ABD Büyükelçisinin istanbul’a gelişini protesto etmek.
Ankara’da banka soygunu.(yabancı sermaye ile işbirliği yapan bir banka)
bunlardan hangisi asılmaları için geçerli bir sebep?
Bir akvaryumun içine iki balık koyarsan,onlar birbirleriyle sevgili olmak zorunda kalır...
Orada artık bir seçim yoktur, kader vardır...
Fakat koca okyanus içinde, iki balık birbirini seçerlerse, işte o gerçekten ilahi bir şeydir...
ister aşk de ister tutku de fark etmez. Çünkü bu balıkların arasında zorunluluklar,Ya da şartların yaratacağı, mecburiyet yoktur...
Gerçek sevgi , koşullar öyle gerektirdiği için Yaşanmaz.
Onu sen yaratırsın...
12 eylül darbesiyle tutuklanıp işkencede boğazına kaynar su dökülerek sesini kaybetmiş olan enver karagöz, erdal eren için yazmıştır.
Ben hep onyedi yaşındayım.
Her ayak sesinde ürperirim.
Demirkapının her açılışında,
Göğsümün kafesine sığmaz yüreğim.
Her türlüsünü tattım, acıların ayrılıkların.
Herseye biraz alıştım.
Bir seni beklerken kendimi yenemedim…..
Şu metris’in önü bir uzun alan
Bir tek seni sevdim gerisi yalan
Senin hasretindir hücreme dolan
Bir tek seni sevdim gerisi yalan
gerisi yalan
Hücremdeyim hasretinle yanarım
Senin ıçin her gün her gün ağlarım
Kanım hep ıçime akar kanarım
Beni anlamadın ona yanarım
ona yanarım
Şu metrisin önü bir uzun alan
Bir tek seni sevdim gerisi yalan.
12 eylül darbesi ile bir çok tanıdığımız göz altına alınmıştı. tamamen korku cehennemine dönmüştü her yer. kaçabilenler kaçıyor kaçamayacak durumda olanlar ise evlerinde ki kitapları yakıyorlardı. ( o gün babamın yaktığı kitaplardan biri olan komiser memokitabını yıllar sonra sahaflarda bulduğumda ki sevinci anlatamam. )
askerin hiç acıması yoktu. henüz küçük olmama rağmen bir kaç aile ferdimizin nerede olduğu ile ilgili sorguya çekilmiştim. hiçte nazik değillerdi.!!!
bazıları hiç dönmedi. (doğal ölüm raporu verdiler). dönenler ise hiç bir zaman eskisi gibi olmadı.
gazeteler 1 yıla yakın çıkamadı. olup biteni tv den öğrenmeye çalışıyorduk. tabi '' hasan mutlucan'' dan fırsat bulabilirsek...
o günler geride kaldı.ama bugün, uluslararası tekellerden, Yeşil Kuşağa, Ilımlı islam teorilerinden, Yeni Dünya Düzenine Türk-islam Sentezi ve ilticaya kadar her şey 12 eylül faşist darbesi ile gelişti.
çok sonradan öğrendik ki darbe olduğu gece abd Başkanı Jimmy Carter’a your boys have done it diye mesaj ulaştırılmış...
Mucidi Şule Yüksel Şenler adlı ünlü kadın yazar..
Çıkış noktası, Ege adalarındaki Ortodoks Yunan kadınlarının başlarından esinlenen, Lübnan kökenli küçük bir islam tarikatının baş örtüsü.. Şule Yüksel görüşleriyle birlikte başlığını da yaydı. Giderek belirli bir tarikatın simgesi oldu. Siyasete girdi. Erbakan'ın Milli Görüşçü kadınlarının üniformasına dönüştü..
siyasi bir örtünme çeşidi. bunu bilenler bu yüzden takıyor. bir de bilmeden türban takanlar var ki onlar için söyleyecek bir şey bulamıyorum!
bir kadın neden örtünür ?
erkeğin dikkatini çekmemek için değil mi?
bunlar ne yapıyor?
yüzde abartılı makyajı, altta daracık bir tayt, üstünde rengarenk bir bluz veya ceket...
çıkmaz bir sokaktayım
ilerleyemiyorum
ayaklarım geri götürüyor
yaşananlar kahrediyor
sindiremiyorum olan biteni
ayakta duramıyorum
yürüyemiyorum
alçaktan sürünüyorum...
haksiz sayılmazlar. şöyle ki;
6 Eylül 2021 Pazartesi
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca'nın 15 Temmuz 2021'de yayınlanan Twitter mesajı:
"Çin menşeli Sinovac aşısının iki doz etkinliğinin yüzde 83,5 olduğu belirlendi.''
fakat, sağlık bakanı'nın 4 Eylül 2021'de Bilim Kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklama:
"Elimizdeki veriler üçüncü aydan sonra bu koruyuculuğun azaldığını, yaşlı grupta ek olarak daha da düştüğünü gösteriyor. Yani 2 doz inaktif aşısı yaptırmış kişi rahat hareket etmemeli, 3 ay sonra yeni aşısını yaptırmalıdır."
iki değişik açıklamadan sonra ise;
"Covid-19 sonucu hayatını kaybedenlerin yüzde 90'ı ya hiç aşı olmamış ya da aşıları eksik kişilerdir." dedi.
iç anadolu veya batı anadolu köyleri taşınmak zorunda bırakıldı mı? ama doğu ve güneydoğu köyleri PKK’yla güvenlik güçleri arasında yaşanan silahlı çatışma sürecinde yerinden yurdundan edildi.insanların içine düştüğü kötü durum yıllarca görmezden gelindi. üstelik pkk yüzünden Evleri bombalanan, ormanları, bağları ,bahçeleri yakılan, on binlerce evladını yitiren, faili meçhul cinayetlere kurban giden, Kürtlerden başkası değildir.
belkide '' hırsızın hiç mi suçu yok '' diye sorgulamanın zamanı gelmiştir.
Eşit falan değiliz arkadaşlar; politikacıları bırakalım bir kenara da bari birbirimize karşı dürüst olalım
Bir çocuk…
Her kimin çocuğu olursa olsun…
Dünyanın neresinde olursa olsun…
Bir panzer tarafından ezildiği için ölüyorsa, dünyanın orasında kıyamet kopar.
Hele bu ‘panzerle ezilme’ sistematik hale gelmişse…
Hele de özellikle gidip sadece ‘bir coğrafyadaki bir halka’ çarpıyorsa…
işte orada, dünyanın neresi olursa olsun kıyamet kopar.
Kopmalıdır da zaten.
Çocuklar kutsalımızdır, değil mi?
Hadi dürüst olun…
Bu adeta sistematik şekilde zırhlı araçlarla ezilmek suretiyle öldürülen çocuklar ‘sizin mahallenin Türk çocukları’ olsaydı ne yapardınız? Nasıl tepki verirdiniz?
atatürk,''komünizm görüldüğü yerde yok edilmeli, başı ezilmeli '' demiş miş
kerkenez iddialarını ispatlamakla yükümlüsün. Yapamazsan, bir kere daha çamur at izi kalır gayreti içinde olduğun ortaya çıkar. Böyle yapanlara bizim mahallede kocakarı dedikoducusu denir.
türkiye'de tanıdığın en büyük komünist kim?
deniz'mi?
Deniz hem Sosyalist'ti, hem Atatürkçüydü.
Yalnız Deniz değil, 68 Kuşağı'nın yüzde 90'ı Atatürkçüydü.
Bunu söylemek o kadar kolay ki; Deniz'in Atatürk'le ilgili Samsun'dan Ankara'ya Atatürk yürüyüşünde Türk halkına diye açıklamaları var.
"Büyük Türk Milleti! Atatürk için toplanalım!
Mustafa Kemal'in milli kurtuluş idealini yaşatmak için, Mustafa Kemal Devrimine saldıran karanlık güçlere dur demek için, Milletçe yabancı uşaklığına düşmekten kurtulmak için, Tam Bağımsız, Gerçekten Demokratik Türkiye için, Gazi Mustafa Kemal'in milli kurtuluşçu saflarında toplanalım!Yaşasın Türkiye!
Yaşasın yarının bağımsız Türkiyesi için mücadele!"
nazım hikmet mi?
Sarisin bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun basına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı.
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Bosna Hersek dönüşü uçakta gazetecilere, Hem bireysel hak ve özgürlükleri koruyacak, hem de milletimize, devletimize yönelecek sistematik dezenformasyon ve yalan terörüne karşı
''milli güvenliğimizi koruyacak bir yasal zeminin ortaya konmasına katkı vereceğiz. Bedel ödeyecekler. Başka çaresi yok bu işlerin.”
bunu demekle ne demek istiyor?
AKP’nin söylemediklerini söyleyen onların aksine konuşan, fikir beyan eden herkes suçlu olacak ...
bu yasa çıkarsa bundan sonra,Sıkıysa saray iktidarının aleyhine sosyal medyada bir laf söyleyin o zaman görürsünüz silivri sıcak mı, soğuk mu?
ileri demokrasi diye geldiler, elimizdeki demokrasiyi de elimizden alıp çöpe attılar...
Atatürk’ün kurduğu Laik Parlamenter Cumhuriyeti yıkıp, şahsınıza özel Başkanlık sistemini kurup, her kurumu kendinize hizmetkar duruma getirip ülkeyi çöküşe götürdünüz. hiçte emin ellerdeyiz gibi gelmiyor bana.
plaka meselesine bir göz atalım.
1990 yılında kentin nüfusu 7 milyon 309 binken kentte 17 bin 395 taksi plakası bulunuyordu. Bugün ise istanbul'un nüfusu 15 milyondan fazla. Kentte hala 17 bin 395 taksi plakası bulunuyor.
geçerli bir sebepmiş!!!
bir buton vardı adı neydi onun?
beğenmiyorsan sebebini söylemek zorundasın. mesela akp döneminde iBB’nin bazı dernek ve vakıflara yaptığı 164 milyon liralık harcama usulsüz bulundu. imamoğlu bu harcamaları yapmadığı için mi beğenmiyorsun?
yada, Kadir Topbaş gibi, damadının 3 milyon liralık arsasını 370 milyon liraya belediyeye almadığı için mi?
sırf kendi dünya görüşümüzde olduğu için, daha önce istanbul'a ihanet etmiş olan hatta bunu kendi ağzı ile itiraf eden (bkz: istanbula ihanet ettik) kişilere laf söylemeyip imamoğlu'nu beğenmiyorum demek çifte standartlıktır.
sıradan biri yapıyorsa hiç önemli değil ama bunu yapan üniformalı bir emniyet görevlisi ise o zaman gerçekten rahatsız eder. olmaması gerekir ve olmamalıdır.