27-28 yaşlarında hayallerini gerçekleştirmek için harekete geçen kel adam. çok kısa bir zamanda büyük bir kitle edindi kendine. sanat kaygısı vs zaten yok kabul. adam eğlenerek şarkı yazıyor ve hakikaten çok eğlendiriyor. Devamını dileriz ferocum
iniş yeri afyon otogar yazmasına rağmen 18 yaşında bir genç kızı gecenin bir vakti yolun kenarında zorla indiren firma olarak aklımda kalmış firma.
Edit: ergen forumlarından s*çırtmanın biri metroya binseymiş gibi saçmalık abidesi bi cevap vermiş. metro turizmde yapılan terbiyesizlik, pamukkale turizmin ayıbını neden kapatıyor orayı anlayamadım ben. O zaman birileri üstümüze attırana kadar hiç ses çıkarmayalım bişey demeyelim. Adam seni gecenin bir vakti hiç bilmediğin bir şehirde ıssız ve karanlık bir yolda indirsin "ya buna şükür en azından üstüme attırmadılar metro turizmdeki gibi" falan mı diyeceksin? illa değneyin ucu bi tarafınıza girecek, olayınız bu aq.
Yıllar önce(6-7 yıl) faça şahin doğandan geçilmezken artık nasıl olduysa faça son model lüks araçlardan geçilmemekte olan bir şehir. Erkekliğin ve namus bekçiliğinin kitabını yazan yerel halk üniversite öğrencilerinin alayına fahişe ve top gibi aptal aptal yakıştırmalar yapmaktan asla geri kalmaz.
Afyon'a gittiğinizde lütfen erenler denilen cehenneme bir uğrayın. Okullarını okumaya gelen genç kızların peşinde olan yine "erkekliğin ve namus bekçiliğinin kitabını yazan" yaşları 40'lara(belki geçen) varan birçok barzo göreceksiniz. Afyon'da okuyan kızlar için özellikle çok üzülüyorum. Eminim birçok şehirde bu tablo vardır ancak bu şehirde abartı boyutlarda. Giden, okuyan, gören beni çok iyi anlıyordur eminim.
Olay yalnızca erenlerden ibaret değil. Bu ilin geneline yayılmış durumda. Aileniz varsa, güzel ve nezih bir şekilde vakit geçirebileceğiniz yerler bir elin parmaklarını geçmez. En iyi ihtimal lüks otellerin restorantlarına falan gitmeniz lazım. Hafta sonu ise kısmen Afium diyebilirim. Pubları falan sakın denemeyin ağızyla içmeyen bolca insan var. Ya da boşverelim restorantı barı, dışarda şöyle turlayalım şehri gezelim diyorsanız hiç duymadığınız küfürleşmelere şahit olacaksınız emin olun.
Efendim bolca barzoluktan bahsettim. Trafiği ne halde hayal edebiliyorsunuzdur umarım. Sucuğu kadar trafik magandalarının da ünlü olması gerekir bu şehrin. Arabasını en işlek caddenin ortasına park edip ekmek almayana gidenler, ters yönden gelenler, yolda durup geri geri gelmeye çalışanlar, kırmızı ışıkta ne baktınlar, el frenleri, yanlamalar say say bitmez be kardeşim.
Birde Afyon'daki halk afyonun inanılmaz şekilde geliştiğini falan söyler sakın inanmayın abi. 2 tane lüks beton yığını falan yapılınca bide elleri 2 kuruş para görünce bunlar bulundukları şehri gelişti falan zannediyor.
Uzun lafın kısası yaşanılabilirlik açısından rezalet seviyede. Maalesef il genelinde korkunç bir zihniyet hakim.
"yıllar boyunca ekmek yediğin memlekete niye böyle konuşuyon len ey amuagadsdad falan diye cahil cühela konuşanları şimdiden duyar gibi oluyorum. Ancak laftan anlamayacak olmaları teoriden çıkmış, kanunlaşmıştır benim nazarımda.
ulkede hukuk adina denetim adina hicbirsey kalmadi. meb mufettisligi bitti. keza diger kurumlarda da ayni durumu goruyoruz. bu dipten yukari dogru yavas yavas yapildi. denetim tamamen devredisi birakildi. cunku denetlenmek islerine gelmiyor. herseyi yapabileceklerini saniyorlar. yillardir oyumu akp ye veririm. ama sinirlar asildi. belediyeler ve kurumlar ak parti yalakalariyla doldu tasti. serefiyle usuluyle isini yapanlarim kaderi ak parti yalakalarinin dudaklarinin arasina verildi. bu sefer hayir. acik ve net.
komsu gurultu yapabilir fakat uyarilmasina ragmen hala yapiyorsa bu afedersiniz yavsakliktir. tam 6 yildir cekiyorum bu derdi. 3. kattan bi daire aldik 6 yil once almaz olaydik. uustumuzde 6 yilda 3 komsu degisti fakat hepsi ayni profil. laftan anlamaz saygisiz terbiyesiz. her gelen bir oncekini aratti. sonuncusuda dun tasindi. bakalim yeni gelecek olan saygisiz komsu kim..
maalesef gercektir. ulkemizde gurultu ile alakali hicbir onlem alinmamaktadir. yapilan yeni binalarda daireler arasi ses yalitiminin olmamasi veya ozen gosterilmemesi bu konuda hassas olmadigimizin kanitidir. komsu gurultu yapar. polis cagirirsin uyarir gider. ihtar cekersin komsu sallamaz. dava acarsin ispat ister. polisi yine cagirirsin bu sefer komsu gurultu yapmaz. sacma sapan seyler. ne yapariz bu konuda bilemiyorum.
nasil oluyor anlamiyorum. bir insan topuklarini vura vura evin icinde gecenin bir yarisi rahat rahat nasil yurur. bir insan sabaha kadar belirli araliklarla elinden birseyleri nasil dusurur. ulan saygidan bihaber ne kadar cok insan var be.
bulundugum sehirde tanidigim bir suriyeli var. 2 yildir falan biliyorum bu herifi. savasta cocugunu ve esini kaybetmis. ama adam yilmamis. tek kaldigi icin ulkesinden kacmis. simdi turkiyede universiteli kizlarin pesinde. herifi istisnasiz hergun kari kiz kovalarken goruyorum. ustelik yasadiklarini anlatarak insanlara duygu somurusu yapmayi bile ogrenmis bu yavsak. ulan bunlarin hepsi boyle. bir degil iki degil. birakin bu ulkeye fayda saglamalarini falan sokakta edebiyle adabiyla yuruyen bi suriyeli gormedim ben abi.
Cocuklugumdur. Huznum, kaybettiklerim, ozlemim,coskum.. Bir muzik grubu bir insanin hayatinda bu kadar iz birakabilir mi ? Bir muzik grubu insanin herseyi olabilir mi ? Sonsuz yasasin bu adamlar hep sarki soylesinler hic durmadan.
Cok can sıkıcı bir durumdur. Ciddi bir sabirla bitmesi beklenir ama nafile. Gecenin 1 inden 4 e kadar evin icinde kilometrelerce yorulmadan yuruyen, esyalari bir buraya cekip duran bir komsuya sahibim. Uyarmakta kar etmiyor. Cahile laf anlatilmiyor.
1 yıl önceydi sözlük. askerden döndüm ve uzun yıllar hayalini kurduğum ofisimi açtım sonunda. Ofis açmadan 4 yıl boyunca çalıştığım firmanın teklif ettiği maaş günümüz şartlarına göre gayet iyiydi. Ama yapacak birşey yoktu. Bi kere gelmişim gaza. 15.000'e kadar kredi 3-5 sağdan soldan borç bularak iki ortak koyulduk işe. ilk başlarda herşey yolundaydı. Sağlam bir çevrem vardı ve bunu sonuna kadar değerlendirmiştim. cirom giderek yükseliyordu. ama ne zaman "tamam ulan bu ay kazandım" dediysem kdv çıktı. Ne zaman kazandım dediysem stopaj çıktı, damga vergisi çıktı, defter tastiki çıktı. iş için babamın arabasını kullanıyordum. tam kazandım derken arabanın bakımları çıktı ve 1 yılın sonunda baktımki cebime ortalama 800-900 tl para girmiş. gece gündüz çalışmama rağmen kazandığım para ortalama buydu. ardından ortağım zamanla işi boşlamaya başladı. bunu uzun bir süredir yaptığı için yol vermek zorunda kaldım. iş yüküm çoğaldı. biryandan tasarımlar bir yandan evrak işleri, müşteri görüşmeleri ve en büyük dert tahsilat işleri. tasarımcı mıydım, nakliyeci miydim, muhasebeci miydim sekreter miydim patron muydum bilememiştim.para dönmemeye başladı. toplayacağım para 50.000 tl'ye ulaşmıştı. bir gece otururken ben napıyorum dedim kendi kendime. bu andan itibaren kontrolü tamamen yitirmiştim. heyecanım gitti. önüme koyduğum bütün hedefler bulanıklaştı. büyüsü bozuldu derler ya tam olarak öyle birşey. düşündüm, en niteliksiz personeli alsam yanıma aylık 2000 tl masrafı olacak. ne maaşını düzenli ödeyebilirdim ne sigortasını. eğer sıfırdan hatta borç alarak eksiden başlıyorsan yanında mutlaka fedakar birileri daha olmalı. bu işte en önemli marifet gününde tahsilat ve sorunsuz nakit akışı. bunu sağlayamazsan ne personel alabilirsin ne para kazanabilirsin. sıkışıp kalmıştım kendi kurduğum hayallerin arasında. batmıyordum belki, gelir giderimi karşılıyordu fakat eriyordum işte günden güne. ticaretin bambaşka birşey olduğunu en sonunda anladım. eğer babadan kalan bir işyeri değilse bu işin sermaye işi, ekip işi olduğunu anladım. zamanla olur dedim ama olmadı.
sanıyorum önümüzdeki haftalarda eski çalıştığım yere cv mi göndereceğim. kalbim güp güp atarak o soruyu soracağım: teklfiniz hala geçerli mi ?