sınav esnasında, ortamın müsaitliği ile birlikte bütün soruları adeta kız keser gibi kağıtla kesişerek bakar, hangi şık olduğunu acele karar vermeden gözlemlersiniz, arkadaşınız çözer, siz işaretlersiniz... sizden mutlusu yoktur aslında, eve gittiğinizde çalışkan çocuğun kötü alma ihtimalinin olmadığını bilip, ailenize sınavınız çok iyi geçtiğini söylersiniz... huzurla geçer günleriniz, sonra o gün gelir. öğretmen kağıtlarınızı okur, oda ne? 10 mu? nasıl yani? çalışkan çocuk 90 ama? siz bu hayal kırıklığı ile, bütün baktığınız yerler kararır, beyninizde fırtınalar eserken öğretmeninizin, farklı grup olduğunuzu söylemesi ile her şey aydınlığa kavuşur, hem o çocuğun yanlış yaptığı soru sayesinde 1 soru doğru sorun var... işte böyle bir karmaşa demektir çalışkan çocuğun grubundan olmamak... tüm liselilere selamlar olsun.
dünyanın en sıcak ortamında, en gülmemeniz gereken anmış gibi yaşamak demektir.
bugün kulak misafiri olduklarım;
-ay nuriye abla, biz nerelere geldik böyle?
-nereye gidiyos ya, ormanlık bura bildiğin, allah yardım etsin, allah korusun bizleri, tükürüklü amin.
daha sonra nuriye ve x teyzem doğru yere gittiklerini anlayınca verdiler dedikodunun çenesine
-kız o kırıkkale'deydi okumak için, ev tutmuş 4 kızla aynı evde
-ay o küçükken de bir hayırsızdı nuriye abla, o kızların anaları babaları yok mu?
genel olarak lise kızlarımızın, kollarında mutlaka kol çantaları olmasına rağmen bir kaç tane kitabını elinde taşıması durumudur, çantanın içinde neler var diye soracak olanlara bülent ersoy'un yüzüne kullandığı bütün makyaj malzemelerini bulmanız mevcut, bazen abartarak düzleştirici, maşa gibi saç aletleri de çıkıyor. ha evet, kimisinde çok itici dururken, bir liseli için çokta çekici olduğu oluyor.
yeni nesilin son ürünü (bkz: ok bye)
(bkz: he la he)
(bkz: he abi he) he'ler uzar gider baba, ha birde bi he lan bu niye bu kadar tripli anlamış değilim de neyse.
candır, canandır. yatak kırışacağı için, böyle bir harekete şiddetle karşı çıkar, hatta o elinin nuru ayağının terliği ile poponuza poponuza vuruşlar savurur.
Bütün konuda gösterdiğiniz ciddiyetsiz tavrı televizyon ekranında konu almış bir sahne ile devam ettiren insanların yaptığı iğrenç harekettir. hiç kimse bir kadına, o istemediği durumda elini bile süremez. bu dalga geçilecek bir konu değil, bazı insanlar bunun farkına varsınlar artık.
ayrıca, türk televizyonlarında kadının seks hayatı çok zor konu edilebileceği için, sürekli birbirinden kötü sahneler ile, bir kadının yıkılıp giden hayatını seyrediyoruz... size de helal olsun
1. durum ilk hesap arkadaşlarını eklediği, ikinci hesabı ise aile bireyleri için kullanan insandır.
2. durum ise, bu herkesi ekleyen, çevresi geniş ergenimiz, maksimum arkadaş seviyesine ulaştığı için, ikinci hesap açmak zorunda kalır.
kadınlara yönelik hakaret dolu açılan bu başlıklarda ki anlayıştır. utanılması gereken bir durum varsa o kadının seks yapması değil, senin bunu o iğrenç beyninde şekillendirmendir.
olay sırasın da ne yapması gerektiğini bilmeyerek zamanı boşa harcama, daha sonra da o an için yapması gerektiği şey hatırlayan, hatırladığı zaman da işin çoktan geçmiş olduğunu ifade eden türklere ithafen bir türk atasözüdür.
bu grup çıktı mı kendime "bu grupta ki çirkin kadın ne işe yarıyor lan?" demeden edemiyorum. geri vokal desen ses yok, dans desen yüzüne bakılmaz. 856726652 bilinmeyenli denklem gibi hayır çözsem ne işime yapıyacak onuda bilemedim nasıl bir mantık hatası bu abi bu. ne iş yapıyorsun kızım sen?
derste konuşulan grupta öğretmenin x kişisine kızmasıyla artık refleks olmuş bir tepkidir. x kişisine gelince, satış ruhuna sahiptir, yılandır, uzak duralım beyler.
genç kızlarımızın, tiki erkeklerimizin, günlük yaşamda sık sık tekrarladığı olay. eski zaman da fotoğraf an hatırlatmasıyken artık, feysbuk like sayısı demek.
sorduğunuz bütün insanlardan size şüphesiz verilen yanıttır.
- karnen nasıl abi?
- sorma abi ya, bir puanla teşekkürü kaçırdım ben o fizikçinin.... (diye birde öğretmene hakaret ederler, böyle yapınca çok inandırıcı oluyor çünkü, bilmesek yiyeceğiz.)
bir de bunun karnende zayıf gelmemesi için, öğretmenine yalvarma biçimi vardır.
- hocam bir tek bu dersim kötü, teşekkür alamayacağım valla hoçam nollurrr düzeltin ya.
der gider.
ne olacak bu bir iki puanlar lan?
Severek dinleyen ve derstede aklına vurdukça bize söylemekten çekinmeyen sarışın, yakışıklı, benim de hitap şeklimle müslüman pek mübarek bir adamdır. birde sağ kaşını kaldırıp sol gözünü açarak bakması vardır ki, hepimize meydan okur. Dileğimiz onun bize şarkılar söylemesini kesmemesi ( ve tabi ki kaynayıp giden dersler) subaneke, amin allam.
Büyük heyecanla aradığınız, sesini duymak için çıldırdığınız gelecek hayali kurduğunuz adamın telefonunu açan kadın sesi, ve o şuan burada yok ben sevgilisiyim, sen kimsin? demesi ile kekeleme ıı şey diyerek yüzüne kapatılan telefon görüşmesidir. Ergenlik çağlarınıza geri dönebilirsiniz, odanıza kapanıp en damar şarkıları dinliyebilirsiniz.
Kimi duygularını yüklediği bir bakışıyla cevap verir, kimi için ehe ehe hayat nasıl gider hayat yürüyor mu ehe ehe diyip ilginç bakışlara maruz bırakır. Hayatla değildir belkide sorununuz, hayatın içinde sizinle yaşam oluşturmaya çalışan insanlardadır kim bilir kimler yakmıştır canınızı. Belkide hayatın ta kendisiyle sorununuz vardır bitip tükenmeyen mücadeleden sıkılmışsınızdır. Canımızı yakan hayat size süprizlerde yapabilir, tıpkı en yalnız olduğunuz anda sizi gerçekten anlayan biriyle karşılaşmak gibi.(merhaba!) Öyle yada böyle, zaman durmuyor, hayat devam ediyor.