akp mantığıdır.
bu olay için pkk dan çok oyunu satan %49 un taa.
: arkadaşlar öcelan kısmına takılmazsınız diye belirtmedim ama ben o adama öc alan demem. çünkü neyin öcünü alacak şerefsiz. anlatabiliyomuyum. artık bişey yaptırtmayın şu entelliğinizede de azcık içerikle ilgilenin.
beleş tepede ki bir asist ve bir golle maçı çeviren alex in hagi ye armağan ettiği kuyruk acısıdır. hagi ve cinconlularda işde orda burda bu acıyı hazmetmeye çalışıyorlar hep beraber.
haginin cincondan kavulmasında başrolde oynayan alex pek sallamamaktadır tabi bu olayları.
fenerbahçe tribünün de görme engelli bir taraftarın radyosuyla maçı takip etmesi baya kıskançlık yaratmış olacaktır ki cincon yönetimi görme engelli taraftarlarını bursa maçı için beleş tepeye davet etmiş. yapılan iş çok çok güzel aslında da sadece bu olaydan bir hafta sonra yapılan bu davet kıskançlığı su yüzüne çıkarmıştır.
fenerbahçe büyüklüğü cincon için bir ütopyadır.
bu yüzdendir ki ütopyalarını gerçek hayatta görmeleri kıskançlıklarını haklı çıkartır.
bu yüzden de hiç bir fenerbahçeli onlara kızmaz.
erkekler ve kadınlar için ikiye ayrılır aslında. erkekler yaşını saklamaya başladığında, kadınlar ise saklamamaya başladığında yaşlılık evresine geçmiş demektir.
kandınlar gülebildikleri zaman gülerler, istedikleri zamansa ağlarlar diye bir venezüela atasözü vardır ki bence de kısmen doğrudur. bir kadın kısık sesle konuşuyorsa birşey istiyor, sesini yükselttiysede istediğini elde edememiş demekdir. ağlamak da son başvurulan yöntemdir.
bu kadar duygusuz olmamak da gerekiyor tabi herkesi bir tutamayız ama kendi yaptığım istatistiğe göre %70i böyle.
(bkz: kadınların ağlama sebepleri)
(bkz: kadınların aglama nedenleri)
dost sütün de çakması çıkar mı diye düşünenlere cevap niteliğinde bir yenilik. kipada bulabileceğiniz en ucuz süttür kendileri. kipa sütten bile daha ucuz.
afiyetle içiniz.
tevekkül ün açıklaması olabilecek cümledir. orjinali eşeğini sağlam kazığa bağla sonra eşeğim kaybolmasın diye allaha dua ettir.
eğer ülkenin iyiliğini istiyosan dua etmen yeterli değildir. ilk önce akp ye oy vermeyip ardından allah dua etmeniz daha hayırlı olacaktır.
çünkü akp ye oy verdiğiniz sürece bop un eşbaşkanı olan bir başbakanımız olacaktır.
çünkü akp ye oy verdiğiniz sürece ırak ı kan gölüne çeviren abdli askerlerin evlerine sağ sağlim dönmeleri için dua eden bir başbakanımız olacaktır.
çünkü akp ye oy verdiğiniz sürece şehide kelle diyen bir başbakanımız olacaktır.
çünkü akp ye oy verdiğiniz sürece atamızın yok ettiği anadoludaki misyonerler vakıflar kanunu sayesinde tekrardan fink atmaya başlayacaktır.
çünkü akp ye oy verdiğiniz sürece dedenizin hazmedemediği şeyleri siz hazmetmeye başlayacaksınız.
sosyalistlerin kurallara karşı olan yorumlarını kural olarak kabullenmiş bireyin görüşüdür. aslında kapitalizm de bir kıtlık sonrasında; bu kıtlığı ortadan kaldırıp insanları mutlu etme adına kurulmuşdur. rekabetin bütün sorunları çözeceğini öngörür. fakat büyük şirketler anlaşmalar yaparak aralarında ki rekabeti ortadan kaldırır ve böylece kapitaklizm de insanlara zarar vermeye başlar. bunu üzerine sosyalizm ortaya atılır fakat kapitalizm kadar başarılı olamaz. ve günümüzde hala kapitalizm daha yaygındır.
günümüzde büyük şirketlerin aralarında yaptığı rekabeti kaldırıcı anlaşmalar yasaklanmıştır. fakat serbest piyasa olgusu az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler adına ciddi ivme azaltıcı etkendir. bu yüzdendir ki 80 yıldır gelişmekte olan ülkeyiz.
üniversitede okuyan ve ciddi geçim sıkıntısına sahip bireyin eline toplu para geçince güven duyarak saklayabileceği yerlerdir. şayet bence en güvenilir yer cüzdanıdır. ben kimsenin oraya bakmaya akıl edeceğini pek düşünmüyorum.
sevgili tarafından sömürülmüş ve artık cinsel açıdan zevk vermemeye başladığı anda inandırılmaya çalışıldığı yalandır. ıssız adam filmi bu açıdan pek çok bacımızı bilinçlendirmişdir.
biraz hayal gücü ve biraz gerçek. kendi teorimi açıklıyorum ve umarım benden önce söylemiş bir biliminsanı mevcut değildir.
insan nasıl düşünür ve ne kadar yaratıcıdır?
ilk insanları ele alalım. konuşmaya başlamalarında ki asıl etken nedir? kesinlikle duydukları doğada ki sesler. peki insanoğlu sağır olsaydı konuşabilir miydi? yani insanoğlu farkında olmadığı bir şeyi var edebilir mi?
acıktığından bile habersiz ilk insan ot yiyen bir geyiği taklit etmiş ve duyduğu hazla tekrarlamış. bu geyiğe saldıran bir aslandan avlanmayı öğrenmişdir. yuva yapan bir kuşdan ev yapmasını. doğada ki sesleri taklitle konuşmayı. ve bunları böylece uzatabiliriz.
insanın bu korkunç gelişiminde ki sorun zekasıdır. gördüğü şeyleri muhteşem şekilde hafızasında tutar ve yeri geldiğinde de kullanır. ve bu fotoğraf parçalarını ustaca birleştirir. işde bu eylem düşünmektir. kafasını elma düşen ilk insanın canı acımıştır ve bunu tırstığı insana atmayı akıl etmişdir. ama kafasına elma düşen newton yerçekimi teorisini oluşturmuştur. newton ilk insanlardan biri olsaydı yerçekimini bulabilirmiydi?
başlıkda ki yazım yanlışının çok çok farkındayım ve kasti yaptım. amacım sadece, içerikden çok yazım hatalarıyla ilgilenen çakma entelleri göt etmektir.
yukarıda insanoğlu farkında olmadığı bir şeyi var edebilir mi demişdim? bence kesinlikle yaratamaz. peki tanrıyı nasıl yarattık?
bu sözlükde benzerine çok rastladığımız durumdur.
içerikten çok yazım hatalarına dikkat çekerek entelliklerini pazarlamaya çalışan yazar sayısı azımsanmayacak kadardır.
özellikle onların şu hatalarını düzeltmek isterim ki 'herkes' doğru yazılmış bir kelimedir.
günlük hayatta çok sık karşılaşırız.
arkadaş grubunda canım sıkılıyor diyen birine beş parmağından birini seçmesini söyleyecek kişi mutlaka vardır.
varolan hiç bir siyasi partiyi desteklemediği halde meclise girme ihtimali olan beş parmakdan birini seçenlerin sayısı da azımsanmayacak kadar çoktur. ama nedense hep orta parmak iktidar olur.
uzun süre bekar takılmakdan sıkılan erkek tüm parmaklarını kullanmak yerine avucunda bulundurduğu bir kaç kızdan seçim yapmak zorunda kalır.
öss başarısı mucizelere kalmış kişi de bu yöntemi kullanır.
altıncı parmağın hayalini kurup onun çıkmasını beklemektense ya acı çekme sürenizi sonlandırın ya da alternatifinizi kendiniz yaratın.
yabancı ülkelerde de var mı bilmiyorum ama kanımca türkiyeye has bir derecelendirme ihtiyacıdır.
ilişki yaşadığı kız sayısına, tavlayı korkak oynamamasına, kavga ettiği kişi sayısına, küfür haznesine, takım konusunda fanatikliğine, internetten düşürdüğü kız sayısına, cebindeki parasına, arkadaş grubuna ısmarladılarının ücretine, futbol yeteneğine, bir sigaranın bile hesabını yapması gereken zamanı ayırt edebilmesine, kavgaya çağırabileceği şopar sayısına, facebook da ki arkadaş sayısına, ders konusundaki yeteneksizliğine ve bunun gibi pek çok duruma göre değişkenlik gösteren derecedir.
dün öğrendiğim bir bilgiye göre arkadaş grubumuzdan birisi gay miş ve grup içinden birisine aşıkmış hemde öyle böyle değil. çok çok yüksek intihar etme olasılığı ve bir kaç başarısız denemeye sahip olan bu arkadaş ve gibileri için verilmesi gereken tavsiyelerdir.
hem zor unutulacak hemde kolay girilecek türden msn şifreleridir. tabi şifrenizi girerken sizi izleyen meraklı gözlerinde yakaladıkları ipuçlarını kullanarak çözmemeleri de önemlidir. örneğin ilk msn şifrem çok iyidi fakat kız arkadaşımla ayrılıca değiştirmek zorunda kalmıştım. 1an10da.
sıkca yaptığım hata türüdür. hatta bu yüzden herkez söylemek istediğim şeyden çok hatalarımı dikkat eder haklı olarak. bu da bireyde ceryan etkisi yaratır. şevkatden yoksun pek çok çemkirmeye mağruz kalınır. entellektüelliğiniz zarar görür.
yanlız şunu da eklemeliyim herkes 'herkes' olarak yazılır 'herkez' değil.
sözcü gazetesinin manşetten verdiği haberdir. 74 yaşındaki solmaz teyzenin köpeği 1 yıl önce bahçivanını ısırmış ve bahçivanda şikayetçi olmuş. solmaz teyze alzheimer hastasıdır ve hastanenin yoğun bakım ünitesinde kalmaktadır. buna rağmen mahkemeye çağrılır ve mahkemeden öncede saatlerce bursa adliyesi önünde bekletilir. bekletilmesindeki tek sebep de terörist olup bu devletin askerini vurmamakmış. gazetenin yorumu böyle. aslında söylenmek istenen solmaz teyzenin durumu değil habur sınırındaki adalet skandalıdır.
kendilerine deniz feneri derler. yapılan yardım konserlerinde ailemizin çöpçatanı olan uğur aslanın aslında 2 bin euro aldığı ortaya çıktı. yani böyle makbuzlar var. yani deniz feneri sattı uğur aslanı. tabikide zırnık koklatmamışlardır adama ama tayyipe atılan paraları bir şekilde kılıfına uydurmaları gerekiyordu ya. sattılar uğurcuğumu bir güzel. yardım konseri veriyorum para almadan diyen adamı böyle bıraktılar ortada. müstehak mı? kesinlikle.
olay dubai de gerçekleşmektedir. 828 metrelik burj halife nin 1. kattındakiler için güneş battığında 80. kattındakiler hala güneşi görmektedir. bu yüzden 80. kattan sonrası 2 dakika, 150. kattan sonrası ise 3 dakika geç orucunu açmaktadır. dubai müftüsü böyle buyurmuş.
7 ağustos 2011. bebek katilinin devlete sunduğu 3 aşamalı protokolünün yanıtsız kalması sebebiyle ateşkesin devam edemeyeceğini sölemiş pkk. sorunun giderilmesinde bebek katilinin özgür hareket edememesinin olumsuz etkiler doğuracağını da söylemişler. 2000 yılında 0 şehit. 2001de de aynı. arkasından tayyip gelir başa.
2002 13 şehit.
2003 21 şehit.
2004 73 şehit.
2005 92 şehit.
2006 121 şehit.
2007 118 şehit.
2008 150 şehit.
2009 135 şehit.
2010 141 şehit.
2011 bakalım bu sene ne kadar olacak. bebek katilinin mühriklerini meclise alan başbakan. kafalarına göre sınır çizen milletvekilleri hatta özerklik bile ilan etme lüksüne sahip. pkk ne yapsın. tehdit edmezse döverler adamı bu pozisyonda. o değilde tayyip hala askerle uğraşıyo. paşalar içerde. şehit oluyo gazetelerin manşetleri; askerleri türk helikopteri vurmuş olursa allah için pkk tehdit etmesin de ne yapsın. satılmış medya, satılmış yazarlar, satılmış oylar. hepsini toplarsanız satılmış bireyler çıkar ortaya. herkez üzerine alınabilir. alınmalıdırda hatta.
tecavüzde, mağruz kalabileceğiniz en iyi pozisyondur. sık olarak ketçap ve mayonez kullanılsa da napoliten, bernez, süprem gibi soslarda gayet revaçtadır. muhafazakarlaşmış bir yoğurtla yeme geleneği olsada bence makarnaya sadece tuz dökmeniz yeterlidir.
almanyada haftalık çıkan haber dergisi der spiegel in istifa eden komutanların haberini verdiği başlıktır ki kısmen de doğrudur. demokrasi bizim için amaç değil araçtır diyen zihniyetin sayın dediği kişiyle savaşa girmiş ordumuzun, halkında yarısının koyun olması sonucunda yalnızlaştırılması durumudur. tarih bu gafleti unutmayacak.
aslında bir devlet bahçeli sözüdür ve hareketten kastı milliyetçi hareket partisidir. ama bu günlerde ısrarla yapmak zorunda kaldığımız eylemdir. boş boş enty girip rte ye sözmek hiç bir şeyi değiştirmez.atatürkün bursa nutkunda söylediği gibi:
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek”
Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.”
facebookta ki barış ve demokrasi partisi genel merkezi sayfasından paylaşılanların altına mükemmel yorumlarda bulunmuşlardır. gerçekten ellerine sağlık.
teomanın elveda isimli şarkısında geçen 2ci cümledir.
ihtimalsiz bir hayal yok ki dünyada. varsabile yok farzedip yalvarırım tanrıya.
hatta şarkının devamında da şöyle der bir gün gelir de dünya böyle kalırsa vaz geçer isyan ederim artık tanrıya.
