sen "hiç yara almadan aynadan geçemezsin" diyorsun ya sezen, ben o zaman çok yara alıyorum. geçemiyorum bu şarkıdan, hiç yara almadan.
çok ağır bu şarkı. çok. ağır.
ayrıca;
(bkz: aynalı pastane)
kaşını kaldırmaya çalışışına, duvarı öpüşüne, her bir odaya girişindeki mimiklerine ayrı ayrı öldüm.
tüm deliler ile adeta chelsea otel! hepiniz ne güzelsiniz.
10 ağustos - fethiye / vale bistro
12 ağustos - bodrum / by jack
13 ağustos - kuşadası / hayal kahvesi
14 ağustos - çeşme / hayal kahvesi 'nde olan sanatçıdır. *
16 mayıs gecesini, evrenin en güzel gecesi yapan adam. izmir'imi çok seviyor, bu enerjisine de inanılmaz yansıyor ve ruhlarımız coşuyor o'nunla birlikte. en güzel gece için teşekkürler en güzel adam.
dokundu saçlarının rüzgarı
değdi tenime gülümsemen
yeniden, yeniden olmaz derken
kırıldı kalbimin kabuğu erken
ısıttı gönlümü yaz gibi gülümsemen
eskiden çok tezcanlıydım ben
kuruttu kalbimi kara kış derken
ısıttı gönlümü yaz gibi gülümsemen
doğal enerji kaynağı niteliğinde bir yolda şarkısı. sözleri de şöyledir efenim:
dediler ki kaç kişiydin, kaç kişi kaldın bugüne kadar
dedim ona çok kişiydik, üç kişi kaldık sonuna kadar
dediler ki delikanlıysan kaç kişi dövdün bugüne kadar
dedim ona üç kişiydik, çok sopa yedik ölene kadar!
dediler ki madem öyle adam olamadın bugüne kadar
dedim öyle kafam karışık, gezdim durdum bugüne kadar
ama fırtına olmadan dalgalar büyümez ki,
peynir gemim benim boş laflarla yürümez ki
bugün yine aynı yine aynı bi gün
niye aynı niye aynı bi gün
diye sordum cevabım ertesi gün ve daha dün konuşmuştuk hatta sen güldün
peki nerden çıktı şimdi bu hüzün?
ve eylül neden hep başlangıcıdır güzün
şahidi olmak zorunda mıyız biz
dünyanın dönüşünün
olabilir mi sence, olabilirse söyle
neden öyle, niye böyle bi düşün
yine aynı yine aynı bi gün
niye aynı niye aynı bi gün
diye sordum cevabım ertesi gün
hüzünlü bir yüzyüzeyken konuşuruz şarkısı. anladığım kadarıyla sözleri şöyledir:
uyandığım saatler akşam altıysa sekiz
annemin çiçekleriyle bakışıyorum sessiz sessiz
en yakın dostlarım banyonun sinekleri
en son gördüğüm kişi bakkal osman abi
ki o da kızgın bana sigara borçlarımdan
babamın hatrı olmasa geçemem kapısından
dün bir arkadaşla rastlaştık içkiliydik
bi ara ayaklarıma takıldı gözleri
ne ara düşman olduk diye bir espri yaptım
salak salak bana baktı ama çok içkiliydi
oturduk saatlerce cenk taner dinledik*
kadıköy'den bahsettik bi ara aklıma geldin
belki de hep birlikte beyaz bi kamyonete doluşuruz
üstümüzden geçen uçakların sesleriyle boğuşuruz
hani şu şarkıdaki gibi değil senede bi kaç gün kavuşuruz seni seviyorum ama bunları yüzyüzeyken konuşuruz
"içim gidiyor" cümlesinin karşılığı olan şarkı. tam olarak şurda eriyorsunuz: teeek kiişiiilik bir kooltuuk yeeter geceiçinn.
ayrıca, gecenin üçünde kaçırdığım taksiye binen müşteri olma ihtimalin?
`ev çok sessiz kalmasın diye giydiğim terlikler
her yere vuruşunda senin adını söyler`
annem beni çok sevdi, kız görünce ağlıyorum*
ben sana düzenli olarak telefon ediyorum
ama bulmam zor benim seni ve senin
masum, mağdur ve mağrur dostlarını
poşet çaylara karşı bu savaşta demliklerin safındayım
tembel muhaliflerim tarafından öldürüldüm mutfakta yalnızım
bu güzel gün bu şekilde bitmesin diye birer bardak daha çay alalım
bu yaz ikimiz birlikte bir yerlerde biraz tatil yapalım
güzel miydi konuşmak, havanın suyun hakkında
evinin bulunduğu sessizlik apartmanında
ben hep isyan ederim en çok da beşiktaş'a bugün on üçüncü gün ve güneş artık çok yakında*
ama bulmam zor benim seni ve senin
masum, mağdur ve mağrur dostlarını.
poşet çaylara karşı bu savaşta demliklerin safındayım
tembel muhaliflerim tarafından öldürüldüm mutfakta yalnızım
bu güzel gün bu şekilde bitmesin diye birer bardak daha çay alalım
bu yaz ikimiz birlikte bir yerlerde biraz tatil yapalım
21. yüzyılın başlarında olmanın verdiği o tatlı heyecanın içinde
bulmam zor benim seni ve senin
masum, mağdur ve mağrur dostlarını
murat menteş'e selam çakan, orhan baba'yı anan ve gülümseten bir yüzyüzeyken konuşuruz şarkısı.
yürünmeyecek kadar
ıslanmış sokaklar
`taşıdığı kafalardan
şikayetçi ayaklar`
bana reva mıdır bu?
taksisiz duraklar
şimdi hiç hâlim yok
yürümeye eve kadar
`gencebay çalarken
taksiden inilmez`
bizim eve ayakkabıyla
girilmez