sen sağda solda "şöyle koydum böyle gömdüm" diye anlatacağın için, tayt giyen kızın asıl amacı diye başlıklarda sikik sikik konuşup siber mahalle baskısı yarattığın için sana gelince kendini çekiyordur. sen insan olursan onlar da olur.
başlıkta bile bu hareketi 'namuslu olması' diyerek tanımlıyorsun. bu da demek oluyor ki aksini yapan kızın namussuz olduğunu düşünüyorsun.
scotch: isminden anlaşılacağı üzere iskoçya'da üretilir. genellikle arpadan üretilir,soda ile tüketilir. iki kez damıtılır ve diğer ikisine göre nisbeten serttir. (bkz: chivas regal) (bkz: j&b) (bkz: ballantines finest)
bourbon: isminden anlaşılmaz. amerika'da üretilir. ve genellikle mısır ile üretilip kola ile tüketilir. bir kez damıtılır. iskoç viskisine göre daha aromatiktir. kokusundan da aradaki farkı alabilirsiniz. (bkz: jim beam)
jack daniel's isimli bol hayalı markamız da bir çeşit bourbon'dır. resmi olarak bourbon olmasına rağmen "biz tenessee viskiyiz birader. börbın mörbın bunlar ayıp ithamlar." tribinde oldukları için üzerinde "bourbon" ibaresini göremezsiniz. ve özellikle bu markanın kola ile uyumu muhteşemdir. hatta cola kutusunda satılan 'jack'n coke' isimli bir ürünü de mecvuttur.
irish: isminden anlaşılacağı üzere irlanda'da üretilir. 3 kez damıtılır ve iskoç viskisine göre belirgin bir şekilde yumuşaktır. gönül rahatlığıyla 2-3 buz atıp sek içebilirsiniz. türkiye'de bulabileceğiniz fazla marka yoktur. (bkz: jameson)
not: yaygın olarak scotch-soda bourbon-kola şeklinde tüketilmesi elbette ki öyle tüketilmesi zorunluluğunu barındırmıyor. ama sek içmeniz jack-kola içen insana mal demenizi de zorunlu kılmaz.
1. ve en yaygın tür: evden çıkmayan pc başından kalkmayan bakkala söverek giden asosyal. bu insanlar sandıklarından daha sıradan ve sıkıcıdır.
2. tür: arada dil dersi, enstruman dersi falan alıp, sadece okula ve bu derslere giden, evdeki zamanını da bunların pratiğini yapmaya ve kitap okumaya ayıran, çok az arkadaşı olan ve hayırsız olarak bilinen asosyal. bu insanlar dünyanın en muhteşem insanlarıdır. nadir bulunur.
Koskoca Fenerbahçe'nin ispanya'dan gelen ingilizce faksı* hemen resmi organlarda yayınlayacağını sanan andavallar'ın gaza gelip gerçek sandığı sazanlıktan doğmuştur.
o bi'şey anlamadım diyen arkadaş için edit: lan diyorum ki gs taraftarının işte o faks diye yayınladığı resimdeki metin ingilizce. perez ve real madrid ispanyol olduğuna göre o faks zaten gerçek olamaz di mi.. yabancı dilde gönderecek olsa türkçe gönderir adam niye türkiye'ye ingilizce faks göndersin ispanyolca göndermek varken. bunu yayınlayan da inanan da gerizekalıdır diyorum şimdi anladın tamam.
fb tv'de yayınlandı diyen arkadaş için edit : hacı fb tv'de yayınlandı çünkü perez gerçekten faks gönderdi ve tebrik etti. olay şu ki faks gslilerin photoshopla ingilizce saçmaladığı faks değil gerçekten perez'in gönderdiği ispanyolca bi faks idi. doğal olarak tüm resmi organlarda yayınlandı. sevgiler.
--spoiler--
A .koydun takımın
Y alan oldu tek tutkum
K rasiç´in saçları kadar
U zun oldu hasret-i utkum
T ez zamanda kaybolup. Öyle kalasın Hocaman
i yi adamsan cennette hoca yaparlar bakarsın
S kora yatarken cehennemi falan şampiyon yaparsın
T op oynayan takımım
i flas etti of aman
F orumda ceza da alsam
A rtık defol Hocaman
--spoiler--
Sezonu hatırlayamadım Marshall evde çevreyle ilgili parti gibi bi'şey düzenleyecekken Lilly, Ted'i Marshall'ın konuklarından birini havaalanından almaya çağırırken "gelen kişi ispanyol ve sen de ispanyolca biliyorsun değil mi?" diyerek çağırmıştı. Ted'in cevabı da "si" olmuştu.
Aradan yıllar geçmiş ve Ted "El ganso con la riñonera"nın anlamını bilmiyor...
Marshall da ilk sezonun başlarında Lilly'nin yanındaki gay abiye "ah çok şükür. daha önce hiç kavga etmemiştim" diyerek sarılmıştı. Sonradan Marshallın
kavga ederek büyüdüğü için hayvan gibi kavga ettiğini ve o peruklu barmeni yediğini görmüştük.