"ya hippilere benzemişsin, kestir de yüzün gözün açılsın" şu yüz göz açılmasına oldum bittim ifrit olmuşumdur zaten, size ne arkadaşım yüz de benim, göz de...
Kısa bir süre önce canlı dinleme şansı bulduğum ve gerçekten beğendiğim grup. Klarinetçileri olan Savaş Abi hakkaten de öttürdü enstrümanını tebrik ediyorum kendisini *
son bir kaç yıla kadar kullanmamaya çalıştığım ve fakat son dönemde sıklıkla kullandığım ve aynı zamanda da bu yüzden kendime gıcık olmama sebebiyet veren söz.
gece uyku sersemi bir haldeyken veya gündüz birşeylere dalmışken herhangi bir şeyi kovalayan kedinin çok hızlı bir biçimde önünüzden geçmesi, ne olduğunu anlayıncaya kadar bir "dip düşmesi" olayı yaşatır kanaatindeyim.
entry giren herkes çözümden bahsetmiş ama, müzik dinlemek istenen bir sabah vaktinde asıl istenen "şey" in bulunamaması beni çok sıkar açıkçası, kimsenin başına gelmesini istemeyeceğim bir durum.
tamam yazılmış buraya bin kusür sebep te, ben böyle erkeklere bayılan, bu yapıları yüzünden onların "erkek" olduğunu savunarak "yanlarında kendilerini güvende" hissettiğini söyleyip aşık olan bir sürü kadın görüyorum. e o zaman kim yazıyor bu entryleri kuzum?
bir çok sebepten ağlamak isteyebilir insan ve bu çok doğal bir davranış, dolayısıyla çok ta üzerine tartışılabilir bir durum olmadığını düşünüyorum ta ki hastalık derecesinde bir duygu yoğunluğu yüzünden ağlama krizlerine girme sınırına kadar tabi ki. onun dışında ağlamak güzeldir...
sistem analizi ve yeni bir yaşam yaratma çabasını Eddie Veder' ın müzikleri ve Jack London' a yapılan göndermelerle nefis bir şekilde bütünleştiren film, iyi film.
"biz" içselleştirerek kullanılıyorsa eğer, öyle bir "biz" algısı yaratılabilmişse zihinde en güzel ifadelerden biridir, yok öyle değilse gerek yok be abi kullanma daha iyi.
bir konser sonrasında gittiğim barda tanıştığım ve kendisiyle müzik ve saksafon üzerine sohbet etme şansı bulduğum, oldukça sağlam müzik yapan başarılı müzisyen. tarzıyla eşlik ettiği şarkılara yorumunu katmayı başaran birisi, daha çok projede yer alsa ve televizyon veya internetten daha çok görüp dinlesek pek güzel olur kanımca.
insan ilişkilerinde tek başına bir işe yaramayabilen duygu. zira iyi niyetli olarak yapılan bir hareket karşıdaki insan için istemediği bir sonuç doğurabilir, sadece iyi niyetli olmak yetmeyebilir. dolayısıyla iyi niyetli olmanın yanısıra başka yetenekler de gerekir bir insana iyi ve güzel davranmak için, bu unutulmamalı.
sürekli olmuyorsa belli aralıklarla gerçekleştiğinde gayet güzel gelir bünyeye, kendinle kalırsın, istediğin gibi giyinerek ya da çıplak artık her neyden hoşlanılıyorsa takılırsın evde,müziğini dinlersin, kitabını okursun, kimsenin sesini duymak zorunda kalmadan,istemediğin şeylerle muhattap olma zorunluluğu hissetmeden "kafa dinlersin". ama sürekli yalnızsan ağır gelir, sıkar, boğar.
işte şöyle kıyafetlerle görün, aman koruyucu ol, kültürlü gözük gibi klişelerle açıklanabilir bir şey değil bence "kız tavlamak". hoşuma gitmiyor olsa da "kız tavlama" kavramı, yine de bir kızla ilişki başlatmaya çalışmak olarak isimlendirebileceğim eylem üzerine söyleyebileceğim şeyler; yapılacak hareketler ya da görüntü karşınızdaki "hedef" için anlam taşıyorsa sizi ancak o zaman istediğinize yaklaştırır, yoksa bir çok kız kültürlü erkekten sıkılıyor mesela veya ne bileyim kimisi sürekli geyik yapıp eğlenmeyi tercih ederken kimisi de kafa yorabileceği muhabbetler arıyor karşısındakinden. dolayısıyla daha da çoğaltılabilecek örneklerle ortaya çıkacak olan şey ortak noktalar ortaya konabilirse o "tavlama" denen şeyin olabileceğidir. gerisi laf-ı güzaf bence.