Çünkü artık geç, çünkü artık sabah oldu.
Kabuk tuttu şeyler, bağzı şeyler.
Ramiz dayı diyelim;
oysa herkes öldürür sevdiğini
kulak verin bu dediklerime
kimi bir bakışıyla yapar bunu
kimi dalkavukça sözlerle
korkaklar öpücükle öldürür
yürekliler kılıç darbeleriyle
kimi gençken öldürür sevdiğini
kimi yaşlıyken
şehvetli ellerle boğar kimi
kimi altından ellerle
merhametli kişi bıçak kullanır
çünkü bıçakla ölen çabuk soğur
kimi yeterince sevmez
kimi fazla sever
kimi satar kimi de satın alır
kimi gözyaşı döker öldürürken
kimi kılı kıpırdamadan
çünkü herkes öldürür sevdiğini
ama
herkes öldürdü diye
ölmez...
“Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, ‘Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.’ demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, ‘Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir.’ diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, ‘Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.’ diyecek.
Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, ‘Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.’
işte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!”
Adam başına metrekareye 1.3 sivil ve resmi kıyafetli polis düşüyor patlamanın olduğu yerde.
Ne yapıyor bu polis, bu istihbarat? Hadi bana anlatsınlar? 50 metre çarprazda dükkan var, annem çalışıyor. Allaha şükür pazar günü ve çalışmıyordu.
Fakat ygs den çıkan, stresini atmak isteyen çoluk çocuk, iş stresinden bi pazar gezmesi yapayım diyen genci yaşlısı orada. Allah belasını versin.
Bu olayı yapanlar, sebep olanlar, kınamakla yetinenlerinde allah belasını versin. Ulan ankara burası. Başkent. Başkentin tam kalbi. Günde en az 1 milyon insan gelip geçiyor o noktadan.
ne oldu bizim milletimize ya? Ne zaman ayaklanıcaz? Ne zaman analarının amlarına koyacağız bu piç kurularının? Kaç şehit sonra? Kaç masumdan sonra? Nası bu kadar umarsız olduk ya allah aşkına?
Al sana Ata'mdan Vasiyet. Al al ağzını açma artık yeter;
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Türk istiklali elden gidiyor ey milletim. Yeter yeter.
Allah aşkına, bu kadar mı insanlığınızı kaybettiniz? Ulan o fırlattığı çocuk el kadar. Ne yapmış olabilir, ne yapsa bunu hakedebilir ki? Neden bu kadar tahammülsüzleştik anlamıyorum artık.
Sorun adamın yaptığı, biz yine çocuk ne yaptı bunu konuşuyoruz. insani özelliklerimiz her geçen gün biraz daha azalıyor, daha korkar oluyorum gelecekten.
Ulan nerde o 80 lerde kemal sunal, munir özkul gibi isimlerin canlandırdığı erkek modeli, nerde o filmlerde ki aile yapısı, kenetlenme.
Bu konuda suçu ben moderasyona buluyorum. Ulan sözlüğün afedersiniz *mına koyuyorlar. Gece lookin gündüz lookin, ne kadar amsalak varsa toplanıyorlar yalaya yalaya ölecekler.
Bu heriflere izin veren ve kaliteli içerik, bırak kaliteyi içerik girmek sadece milletin karı kız kovalamasına müsade eden moderasyon artık kakasını çıkarmak yerine, bu gereksizleri uçurmalı, ya da sözlüğün facebook yada instagram olmadığını bir şekilde anlatmalıdır. Eyyorladım bitti.
Kaderin cilvesi harekete geçmiş, yıllar evvel karşılaşmıştık. Biliyorum, hayatının en güzel 1 yılını geçirdin benimle. inan bende çok sonradan farketmiş olsam da, hayatımın en güzel günleriymiş o günler. Bir şeyler oldu işte, saçmaladım. Ama bazen yaptıklarının farkına sonradan varıyor insan. Kimi meseleler hayattan soyutluyor, değer bilmez bir adam yapıyordu beni o zamanlar. Sebebini sonradan açıklamaya çalıştım, anlatmaya çalıştım ama belki ben anlatamadım, belki de sen anlayamadın, anlamak istemedin. Bazı maddeler dedim, beni ittiği hallerden bahsettim. Kurtulmaya çalışıyorum, tut elimden dedim. E daha bir bakıma çocuk yaşlardayım, bir illete bulaşmışım. Yardım edenimiz yok, elimizden tutanımız yok. Tut sıkı sıkıya, bırakma dedim. Bir heyecan sanki ilk gün, sarıldık fakat.. Yine beceremedim. Benim suçum belki, evet benim suçum. Aile dağılma noktasında, çocuk aklınla bir kurtuluş arıyorsun, bir omuz. Bulduğuna sarılıyorsun ama, deniz burası, sarıldığın ise yılan. Bilmeni engelleyecek maddeler, ortamlar. Sosyal bir statü gibi gösterilen pis işlere ortak olmalar.
E gittin sen. Ben mücadele ettim. Ne badireler atlattım, şükür. Kurtuldum. Olmuş bugün 4 - 4.5 yıl. Seni ben ittim gitmeye belki, aklıma s*çayım. Ama vallahi, biliyorum ki ben seni başkalaştırmadan, koca bi vak'adan hallice seviyodum. Arada sende özledin, gelmeyi denedin. Ama gelmen yine bizi uçurumun kenarlarında gezdirecek, aşağı atlatıcaktı. Ne malum, sağım solum belli değil o zamanlar. Yeter diyorsun, o da çekti o kadar. Babandan çektin, annen çekti, hep benim yüzümden. Bir daha o hallerinizi istemedim. Koca bir ömür(koca görünür) var önünde. Belki seversin, severim.
Nitekim, gel zaman git zaman, elinde eller, sever olmuşsun başkasını.
Nefretle anmışsın beni.
Hem gözlerimi severdin,
Sarılırdın bir olmuşçasına.
Kaburgalarımdan bahsetmişsin geçen gün,
Kötü anmışsın.
Anma.
Edit: söylemeden ölmeyim. O piç kurusu, hani çok sevdiğin. Adı lazım değil baş harfi eren.
Aradı bir gün. Günlerden perşembe. Leyla'n verir mi dedi. Anasına küfür ettim.
Ha ben onun ta *mına koyayım. Sevme sen, becerememişsin benden sonra..
yıllar son editi ;
belki okumuşsundur bir gün denk gelip bu satırları, kim bilir?
ben bu geçip giden zamanda bilmem kaç kez denedim şansımı,
anonim şiirler yazdım sana.
okudun hepsini.
ben olduğumu öğrenince engelledin hemen.
ben sana n'ettim diyemedim...
yaşımız daha benim 18-19 senin 16-17, baban öğrenmiş,
hergün yediğin dayak yetmez gibi annen de dayak yiyor.
baban devam ettiğimizi bilse, okuldan komple alacak seni.
ben desem ki babama, baba evlendir bizi,
güler geçer bana yaşım daha yeni reşit olmuş...
bunları sana anlatsam anlamazdın.
bugün anlatsam yine anlamazsın.
ben seni kirli sevmedim, ben sana sırtımı dönmedim.
bir gün mesaj atmıştım sana,
ayrıldıktan bilmem kaç ay sonra
bir gün yine karşılaşırız belki diye,
hiçbir şey dememiştin.
sonra kuzenimden aramıştık seni,
sevgilin olduğunu öğrenmiştik eren midir ne halt ise,
ondan sonra aramıştı işte beni,
leyla verir mi diye.
sinirden kendimi yiyip bitirmiştim, nası buldun böyle tipleri diye...
umarım canını yakmamışlardır,
umarım çankırı da yeni yeni gerizekalı tiplerle karşılaşıp pişmanlıklar yaşamazsın.
arada bir geliyorum sizin evin önüne, kardeşlerini anneni görüyorum.
bir kaç kere de babanla karşılaştım camide,
selamlaştık ama bilmez tabi seninle beni...
ben buna mecbur kalmıştım,
bilemezsin.
adını mıh gibi aklımda tutuyorum..
2018 editi ;
bu satırları sana yollamaya karar verdim,
4 sene olmuş bunları yazalı,
2016 da bir kaç satır eklemişim.
belki okumamışsındır,
şimdi sana yollama kararı aldım,
çünkü geçen gün yine kapının önünden geçiyordum sizin,
seni gördüm,
göz göze geldik,
ben yine darmadağınım...
atilla ilhan diyorum o halde ;
sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan ansızın yorulur
tutsak ustura ağzında yaşamaktan
ellerini kırar tutkusu
Gitmelidir. Takım en az iki sene daha bu seviyelerde duracak bu çok net. Muslera nın gitmeyip kalmayı tercih etmesi demek, performansının ve dolayısı ile fiyatının da düşmesi demek. Şu an en az 15m euro ederi var. Fakat bu çapsız yönetim 15-20m gibi bir fiyata satmayı becerebilir mi bilmiyorum. Ama bir sene daha kalması değerinin çok çok düşmesi anlamına gelir ki, hem muslera adına hem galatasaray adına zararlı bir iş olur bu. Umarım iyi bir fiyata iyi bir takıma gidip harikalar yaratmaya devam eder.
Aslında doğru bir karar verdi denizli, fakat şu zor durumda en azından sene sonuna kadar durabilirdi.
Şu sıralar içinde bulunduğumuz durum aslında galatasaray camiasında bulunan hemen hemen herkesin ne kadar çıkarcı olduğunu görmemize vesile oldu. Kimse başkanlığa aday olmuyor. Gelen teknik direktör kaçıyor. Taraftarın yönetime el koyması lazım. Para bitti herkes gitti. Eskiden 20 kişi yarışırlardı başkanlık için. Şimdi kimse yaklaşmıyor. Çıkarcı herifler.
Kimse kusura bakmasın düzgün kız bulmak çok zor, bulunmaz mı? Bulunur. Bulup kaybettiklerim oldu malesef.
Ama tek sorun o da değil ki. Piç olmayınca tercih edilmiyorsun, fakat her kadının ağzında düzgün adam olsun, işin gücüne evine kadınına sahip olsun gibi cümleler var, ama elini tuttukları adamlar hep piç. Evet piç amk.
Kim kimin altında o da belli değil. Tamam kadın hata yapmış birliktelik yaşamış olabilir ama, her pislik döner oldu ertan, arkalı önlü, ağlamalı gülmeli. Ulan kime nasıl güveneceksin de kadınım diyeceksin ki? Arkanı nasıl rahat döneceksin sabah işine giderken? Bilmiyorum da ben korkuyorum efenim. Ne istediğini bilmiyor ki insanlar bi kere. Düzgün isteyip piçle takılıyorsan ne istediğini sende bilmiyorsun. Bir kere daha gözden geçirmelisin.
Ne istediğini bilmeyince sen, ben de çözemiyorum işi. Çekiyorum kendimi.
Ulan ne yazdım, ne ise. Çok dikkatli olmak lazım.
Ocağına incir ağacı dikerler mazallah.
Yeşil ışık yanar yanmaz, pardon yeşil dedim, sarı yanar yanmaz deli gibi kornaya basanlar, 15 yıllık eşinden ufak bir kavga yüzünden ayrılanlar ki o kadar çoğaldı ki bu örnekler, deli gibi severek evlenen çiftler saçma sapan kavgalar edip ayrılıyorlar. Çünkü tahammülleri yok, çünkü alttan almayı gurursuzluk sanıyorlar, oysa ne kadar basit, bugün sen alttan alsan, yarın da o alacak, herşey bazen bir gülümseme ile bitebilecekken, it gibi pişman olduğu halde, özlediği halde, göz göze gelmemek için çırpınıyor insanlar, neyin gururu bu? Bilemiyorsun tabi.
Daha çoğaltılır da, ne önemi var ki? Tahammülsüzlük yerleşti artık kültürümüze, tipine gıcık oldu diye omuz atanlar, omuz attı diye kafa atanlarla dolu sokaklar. Malesef.
O kadar call of duty oyunu çıktı, birdaha öyle heyecanla, her tekrar bitirişimde aynı sevinçle oynayamadım. Başka bu oyun, belki tam bir 2. Dünya savaşı oyunu olduğundandır.
Ha birde Silkroad online var.
Yüzlerce mmorpg çıktı, hiç birine böyle bağlanamadım. 9 sene oynadım. Bir senedir oynamıyorum, özledim tabi ama oyun da hiç iyi durumda değil, oynanacak hali yok malesef. Nerde o 80 90 cap zamanları.
Saatler olsun.
Saatler olsu.
Saatler ols.
Saatler ol.
Saatler o.
Saatler.
Saatle.
Saatl.
Saat.
Saa.
Sa.
S.
Sa.
Saa.
Saat.
Saatl.
Saatle.
Saatler.
Saatler o.
Saatler ol.
Saatler ols.
Saatler olsu.
Saatler olsun.