decathlon denen firmanın başardığı muhteşem olay.
eşim ve kendim için verdiğim siparişleri 3 sefer üst üste yanlış adrese göndermeyi başarmıştır.
müşteri hizmetlerini defalarca arayıp hatalarını söylememe rağmen bunu yaptılar.
hatta, en son konuştuğum müşteri temsilcisi, kendisinin bizzat ilgileneceğini söyleyip adresimi not alıp garanti vermişti, ama buna rağmen yanlış adrese göndermeyi başardılar.
hatalarını da sürekli kargo şirketinin üstüne yıkmaya çalışıyorlar, kargo şirketi nasıl olur da senin bildirdiğin teslimat adresi dışında bir adrese gönderebilir ki, hadi oldu diyelim. ben mi düşeyim kargo şirketinin de peşine?
özetler, güncel adresim olan fethiye/muğla yerine ısrarla kargomu ortaca/muğla'ya göndermekteler.
sipariş görsellerini de ekleyeyim de.
not: görsellerde görülen 48300 posta kodu fethiye'ye aittir.
Kimseye hiç bir şey anlatmak için değil, sadece içimdekileri dökmek için direnişten, RTE den, zaferden ya da yenilmekten değil, sadece içten
Bizler duygusal çocuklardık hepimiz bişeyler bekliyorduk hayattan uzun vadeli, büyük bütçeli şeyler değil ama yazı bekliyorduk mesela, kış bitti denize gireriz diye, sevdiğimiz gruplar/şarkıcılar şehrimize konsere gelir diye, askerden dönen arkadaşlarımız NORMAL hayata tekrar uyum sağlar da askerlik anısı anlatmayı bırakır diye, yıllardır imkansızlıktan gidemediğimiz opera bale festivaline araba sayesinde gidebiliriz diye, hep beraber yer içer güler eğleniriz diye, etrafımızda onca şey LEŞ gibi gitmiyormuşçasına, hayat bize hep güzel olacakmışçasına küçük küçük mutluluklar bekliyorduk
bilmiyor muyduk bişeylerin LEŞ gibi gittiğini? Elbette biliyorduk, iyi kötü kafası basan çocuklardık illaki bu yüzdendi zaten etrafımızda olup bitenlerin bizim içimizi diğerlerinden daha çok acıtması boşa değildi sabahlara kadar içip dertleşmelerimiz, gülüp ağlamalarımız he ya duygusal çocuklardık biz, beynimiz kalbimize hep 1-0 yenikti
Sonra bi gün bişey oldu çoğu görmez duymazken gene biz gördük, duyduk BiR AĞAÇ la başladı her şey, sonra sesler yükseldi, sonra biz BiZ gibi bir sürü çocuk daha olduğunu gördük yürüdüler, bağırdılar, dövüldüler, şarkı söylediler, güldüler, güldürdüler, biz zaten sokaktaydık, onlarda yanımıza geldiler ama daha başka bişeydi bu sefer ki, sayıları çoktu, gençlerdi, komiklerdi, zekilerdi DiRENDiLER!!! ne istediklerini tam olarak bilmeseler de NE iSTEMEDiKLERiNi biliyorlardı
Başta çok güzeldi, korkuyla karışık coşku şiddete karşı ayakta durabilme zaferi haline dönüştü! Uygulanan zeka yoksunu zorbalık orantısız zeka ve mizahla geri püskürtüldü ne zamandır bastırdığımız tüm isyan birden ete kemiğe bütündü, sokağa indi, uyumadı, uyutmadı
Günler geçti, güldük, zıpladık, kanadık, öldük, bağırdık, durduk ama sonuçta illa ki yorulduk sadece bedenlerimiz değil, ruhlarımız yoruldu örselenme kelimesini bir gün gerçekten cümle içinde kullanacağımı düşünmezdim ama örselendik... ne anlama geldiğini söylemek zor ama bööle pis gibi, içten içe yer gibi, son bir haftadır hissettiğim gibi işte...
Yılmak değil bu, vazgeçmek değil, pes etmek hiç değil!!! Açık yara gibiyiz biz, bu kadar baskı, bu kadar kan, bu kadar şiddet dokumuzda yok!!! 3 gün değil 5 gün değil 3 kişi değil 5 kişi değil!!! Dövüldük, yerlerde sürüklendik, ÖLDÜRÜLDÜK!!! Avazımız çıktığı kadar bağırdık ama sesimizi yanı başımızdakine duyuramamaktan korktuk
Başlangıç ve final aynı, duygusal çocuklarız biz, boğazımızda düğümlenen yumru bundan şimdi herkes ağlayacak bi köşe bulsun kendine, bağıra çağıra, salya sümük ağlasın, atsın içindeki örselenmişliği, temizlesin gözündeki hüzün buğusunu, dimdik geri dönsün!!!
Tekrar tekrar söyleyin, hem kendi içinizden, hem yüksek sesle! zira işe yarıyor, (ZiRA yı da cümle içinde kullandığıma göre)
BU DAHA BAŞLANGIÇ, MÜCADELEYE DEVAM!!!
--spoiler--
Nesli tükenmek üzere olan Akdeniz foku tüfekle yakından ateş edilerek öldürüldü.
Bölge halkının "Duman" adını verdiği fokun cesedi karaya alındı.
--spoiler--
bu maçta kimse fenerbahçe' nin deli dana gibi atak yapmasını beklemiyordu, ama fenerbahçe yapması gerekeni de (oyunu soğutmak için orta sahada pas yapmak, top çevirmek vs.) tam yapamadığı için, takım tehlikeli şekilde geri yaslandı.
ikinci yarıda daha farklı başlarız, diye umuyorum.
ayrıca, baroni-salih değişikliği gayet iyi olur, gibi.
biliyorum, bunlar bir kulagindan girip bir kulagindan cikacak, laf dinlemeyeceksin. az ic, bir de 21 yasinda hayatina girecek kizdan ayrilma salaklik etme, hayatinin tek keskesi olarak kalacak, cunku.
--spoiler--
Bu yazıyı yüreğim kana kana ağlayarak ve ellerim titreyerek yazıyorum
Bir yanda dünyalar güzeli Balbayları küstürüp, belki de bir ömür boyu kaybetme ihtimali.
Ama öte yanda bir cinayete, hem de bir çocuk cinayetine seyirci, hatta ortak olmak Babasından önce bir çocuğun müebbet cezaya çarptırılmasını seyretmek
Hani kader anı veya karar anı denir ya, öyle bir noktadaydık. Sonunda sevgili Barış Pehlivanla tüm suçu, sorumluluğu ve bedeli üstlenip, görevimizi yapmaya karar verdik.
Bizi kahreden, böyle zorlu bir ikilemde bırakan olay şu:
Silivride 5. yılına giren Gazeteci-Yazar, CHP izmir Milletvekili Mustafa Balbayın 12 yaşındaki kızı Yağmurun başına inanılmaz şeyler getirildi.
Odatvde yazmıştık. Balbayın eşi Gülşah ve kızı Yağmur yaklaşık 10 gün önce Norveçe gidip, Norveç Gazetecilik Enstitüsü ( Institutt for Journalistikk / The Norwegian Institute of Journalism )nce düzenlenen Özgür Medya Konferansına katıldı. Anne-kız burada birer konuşma yaptı, konuşmaları çok ses getirdi.
Yağmur babasının tutuklanmasından sonra yaşadıklarını anlatırken, Okulda teröristin kızı damgasını yedim demişti.
işte bu bir cümle Balbay ailesinin, özellikle de Yağmurun hayatının alt üst edilmesini yetti.
Yağmur Ankarada ünlü Tevfik Fikret Lisesi orta kısım birinci sınıfında okuyor.
Ve böylesine ünlü bir okul, Yağmurun bu sözlerinden rahatsızlık duyup, küçücük bir çocuğa fatura çıkarıyor. Hem de ne fatura.
Konuştun, suçlusun!.. diye tasdikname verseler Veremiyorlar Böyle bir şeyi nasıl yazsınlar?
Ya ne oluyor; çok başarılı Yağmur, birden bire tüm sınavlardan sıfır çekiyor!..
Soğukluk, ötekileştirme had safhada Gittirmenin ileri versiyonu!..
Aile 10 gündür kan kusuyor Yağmur okuldan soğumuş durumda Karı-koca karar alıyor:
Yağmura yeni bir okul bulana kadar kimse duymasın. Yağmur daha fazla yaralanmasın!..
Gülşah Balbay günlerdir sokaklarda, Yağmura okul arıyor. Dönem ortası, kimi bu gerekçeyle kabul etmiyor, kimi, sınavla alırız diyor. Başka şeyler söyleyenler de var
Şu kadarını bilin; Bu mesele Balbaylara bırakılamayacak kadar ciddi bir boyuta varmıştır.
Kamu vicdanının el koyması gerekmektedir.
Babacan görünümlü Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, çocukları çok seven Başbakan Erdoğan 12 yaşında bir çocuğa reva görülen bu zulme ne der bilemeyiz, ama şunu biliyoruz:
Bu, bağıra bağıra gelen bir cinayettir
Türkiyede hiç kimse böyle bir cinayeti seyretmemeli seyredemez
Bu bir çocuğun babasından önce müebbet hapis cezasına çarptırılmasıdır
Türkiyede hiç kimse böyle bir acımasız bir infaza göz yumamaz yummamalı
Sevgili Mustafa Balbay, bilhassa da dünyalar güzeli sevgili Gülşah;
insanlık, ahlâk ve vicdan adına bunu yapmak zorunda kaldık.
Sayın Mustafa Balbayın kızı Yağmur Balbay ile ilgili olarak basında çıkan asılsız haber nedeni ile kamuoyunun bilgilendirilmesi gereği duyulmuştur.
Daha önce okulumuz ile yakın ilişkisi bulunan ve defalarca konferans veren Sayın Balbayın kızı Yağmur Balbay 2005 yılından beri okulumuzun öğrencisi olup, kendisi bundan yaklaşık beş sene önce ilkokul 2. Sınıftayken babası tutuklanmıştır. Sayın Mustafa Balbayın tutuklanmasından 4 sene sonra da oğlu Deniz Balbay velilerinin kararı ve talebi ile okulumuzda eğitimine başlamıştır.
Her iki öğrencimiz de her zaman Tevfik Fikret Okullarının 2100 öğrencisi gibi özel bir ihtimam ve sevgi ile kucaklanmıştır.
Yağmur Balbayın basında iddia edildiği gibi ders notlarının sıfır olması gibi bir durum söz konusu olmayıp, hiçbir şekilde öğrencimizin özeli olan ders notlarının basınla paylaşılmasının düşünülmesi bile mümkün olmamakla birlikte sadece kendisinin başarılı bir öğrenci olduğu ve 2012-2013 ders yılı birinci döneminde karnesinde hiçbir zayıfının olmadığı, ikinci dönemde de derslerinin oldukça iyi olduğu sadece bir dersten bir sınavda zayıf aldığı bildirilmekle yetinilecektir.
Yine Yağmur Balbayın ailesinin geçirdiği zor günlerde bir sıkıntı yaşamaması için kendisine her zaman özel ihtimam gösterildiği de ailesi tarafından bilinmektedir.
Nitekim Sayın Mustafa Balbay, 2012-2013 eğitim öğretim yılı başında kendi el yazısı ile kaleme aldığı bizi çok mutlu eden mektubunda okulumuza çocuklarına gösterilen ilgi ve verilen eğitim nedeni ile gökyüzü dolusu teşekkürlerini sunmuştur.
Kendisi de ortaokulumuzdan mezun olan Sayın Gülşah Balbayın ve şahsında Balbay ailesinin yaşadığı sıkıntıları tahmin ediyor ve anlıyoruz. Bizim önceliğimiz her zaman çocuklarımızın geleceği olduğundan bu konuda Yağmur ve Denizin üzülmemesi ve yıpranmaması için okul olarak konu ile ilgili daha fazla açıklama yapmamak kararındayız.
Mektubunda Özgürlüğünde okulumuzla ilgili üzerine bir hizmet sorumluluğu düşerse bunu ödül sayarak yerine getireceğini ifade eden Sayın Mustafa Balbaydan tek arzumuz bir an önce özgürlüğüne ve çocuklarına kavuşmasıdır.
binlerce insanin katilinden ve bu katili destekleyenlerden, birak baris elcisini orospu cocugu bile olmaz ama, baris elcisi olmayacagindan safim belli olsun.
apo orospu cocugunun en onde bayrak sallayanidir.
bir müddet daha iyi oynarsa, aykut' un kulübeye çekeceği genç yeteneğimiz.
sen bu çocuğu aykut' un gazabından koru, yarabbim!
edit: aykut sözlükte beyler!
öteden edit: alex de souza, semih şentürk, miroslav stoch ve özgür çek' e neler olduğunu ne çabuk unutmuşsunuz.