nedense doğru olduğunu düşündüğüm şeydir. ben sorunları olan tiplerin birebir görüşmesi, sorun varsa * hemen çözülmesi taraftarı birisi olarak özellikle bizim gibi yumurta kapıda iş hayatı olan tipler için fazla amerikan ve gereksiz bulduğum toplantıların işyerine vermiş olduğu zarardır bu.
akıllı olun, fazladan iş yerinde bizi tutmayın kardeşim.
şakalarla dolu ülkemde kaçağın bini bin para giden dogu-güneydoğu illerimizde hdp'li aklı başında olmayan yöneticilerin seçim vaadidir,ulan bana bedava yap sen zaten beleşe geçiniyosun bu topraklarda.
beylikdüzünde çok ünlü(!) herkesçe bilinen bi kaç bina var,komplex halinde günlük kiralık dairelerden oluşurlar, böyle saydam tavanlı daireleri mevcuttur, bilen bilir. neyse geçen akşam bi iş görüşmesi(!) için bi kaç arkadaşla katımızdaki daireye girerken kapıdan çıkan 2 türbanlı kız gördüm, bazen iranlılar gelir evlilik programına başvurmak için falan, kanal kabul edip otele çıkana kadar kalırlar orda bi kaç gün, onlardan sandım. neyse ben gece bi şişe bi şeyler almaya çıktım, geri geliyorum, bu ablalar değişik belden aşağı espriler yaparak, giydikleri skinny yırtık jeanleri ile yanlarındaki 3 tane sakallı barzo tipe el kol yapıyolar, elemanlar ama tam kıro. neyse dedim belki de evde "ailesine üniversite okuyorum diyip kötü yola düşmekten son anda kurtulan kızın ruknettinliği" dizisini izlerler. fekat öyle olmadı, 1,30dan sonra yan dairemizden gelen sesler olayın hiç de öyle olmadığını, 3 abimizin bu 2 arkadaşı kütürdettiğini anlamış oldum.
her türbanlı ahlaklı değildir mesaj kaygısıyla anlattığım olaydır.
özellikle ramazan programlarıyla birlikte kanalların ova köy dağ demeden gezmeleri sonucunda vardıkları "anadoludakiler misafirperver, insancıl, barışçıl, yardımsever" yalanlarının bütünüdür.
çünkü siz istanbuldan anadolunun bilmem ne köyüne bile gitseniz sikilecek yaglı müşterisinizdir, çok iyi çok güzel gurme bi yemek denilen o dandik tatlı "şey"lerinizin bi tabagına 12tl istemeyi normal karşılarsınız. çünkü siz gözlükle geziyo, pahalı bi ayakkabı giyiyo, beyaz tenli renkli gözlü bi adamsanız kesin zenginsinizdir, hatta yanınızda arkadaşınız da olsa nasılsa akşam olunca am üstünden göt sikecek bi piçsinizdir.
yaşlılarda bu yardımclılık bilmem ne özellikleri kalmış ama yeni kuşakta asla böyle bi hissiyat mevcut değil.
bunu anadolu diyince doguya güneydoguya yormayın, batı anadoludaki, iç egdeki, hatta akdenizdeki yerlerde de görebiliriz. özellikle kız arkadaşla gidildiginde işler bambaşkalaşır ve siz full yolunmalısınızdır. ha fark olarak, batıda yanımdaki kızı sikmeye kalkarlar, doguda ikimizi de sikmeye kalkarlar. malesef.
çok kişinin deneyimlemesiyle dogrulugu ortaya çıkabilecek yalanlar bütünüdür.
kesinlikle beyaz olmaması gerektiğini düşündüğüm şey, hadi bana zaten yakışır da, kısa, sıska, şişko ne bileyim tipsizlere zaten yakışmıyor, bi de beyazla kendinizi iyice çirkinleştirmeyin.
geçen haftalarda başıma gelen hadise. geçen hafta evde salak salak yatıp televizyon izlerken * birden ismi lazım değil bu programlardan birinde sarışın genç bi kız gözüme çarptı. dedim hoş bi tipi var, acaba ne yapar nedir falan, ertesi gün anneme gösterdim kızı, " arayalım mı ? " falan dedi, ( dalga geçiyor benle ) ben de istemem dedim. neyse bi kaç program izleyince tabi kızı kendisinin aldığı 800 tl maaş çok yüksek bi meblağmış gibi havalara girmiş, erkek tarafından ev araba istemektedir. ıığğ dedim allah senin bin belanı versin, ucuz karı.
diyeceğim o ki tek taşa eve arabaya bakmayan sosyalist fikirli bi kız bulmakta fayda var, ilik kemik kurutur yoksa bunlar, hele bi de sonradan görme kibiri varsa daha da yanarsınız.
not: kısmi ironi
belki bana denk gelmiş bir şeydir bu bilmiyorum ama en azından şimdiye kadarki örneklerden bu genellemeyi yapabileceğimi düşündüm. ataşehirde travların dışında masaj adı altında bunları yapan kadınların yöneticisi doğulu, gece gezmesinde ortalıkta dolanan kaşar hatunları bana pazarlamak için masama yanaşan eleman doğulu. anadolu örf adeti vardı değil mi, mertlik, erkeklik falan. kolayını bulsa anasını satacak pezevenk. işine gelmediğinde de mazlum halk. bırak allasen.
not: bu işi yapmayanların üstüne düşmedim burda, direkt kürt diye de yapıştırmadım olay olmasın diye, anlayan anladı.
edit: yanlış anlaşılma olmasın, pazarlananlar yabancı uyrukludur.
duygusal konuşmalar eşliğinde ifade edilirse çok iyi rating yapılabilecek söz. kafa hafifiçe sağa kaydırılsın, gözler az bi yere sonra bi ufka, derine. o gün köpek gibi çalışılması gerek ama hani gidiyor ama aslan gibiymiş hiç işini aksatmadı desinler. akşam olunca da melül melül bak ayrıl iş yerinden. canıım, gel bu gece bi şişe şarap içelim, çikolatam da var, gecenin ileri saatlerinde de sevişiriz belki.
kış ortasında işinden azıcık kaçmak isteyen insanların kendini karlı dağlara, kartepelere, uludağlara vurduğu tatildir. karı soğuğu çok sevmeyen benim gibileri için 15 dakikalık kar yürüyüşünün ardından ortamda piyasa yapmak, kendini kahve ve alkole vurmaktır. *
bosch kişisinin " du bi şu fabrikaya gidiyim de mescidi kapatayım " demesiyle meydana gelmiş olabilecek hadise. kendi eliyle yapmıştır, görenler olmuştur.
şu sıralar alsam mı almasam mı diye kendi kendimi yememe sebep olan telefon. kocaman ele avuca sığmaz bi iphone almama kararımın ardından gelen bir rüzgar, bakalım.
işe gidip gelirken minibüs caddesini aşmak için kullandiğim araçta gözüme çarpan enteresan kızdır. çok sexist ( cinsiyet manasında ) olacak belki ama ben bu kızı anlamıyorum arkadaş. eski bi filmde vardı sanırım minibüs şoförünün yanına otururdu yavuklusu ya da işte o * su. sevgili kızımız canimiz, ne olur böyle şeyler yapma, ben çok rahatsız oluyorum bu durumdan, sen nasıl zort diye oturabiliyosun oraya anlamış değilim. hayır sevgilim bi şeyim olsa imkanı yok oturtmam oraya. bütün kız arkadaşlarıma da söylüyorum zaten, yapmayın etmeyin diye.
bugün kahve içmeye indiğim yerde hayatımda ilk kez görmüş olduğum davranış oldu. minik bi şişe suyun kapağını eliyle değil peçeteyle açmaya çalışan bir kızın varlığı beni hayattan soğuttu hakikaten. bu nasıl bi durumdur ki, hayır aklı mantığı, izanı da yok bunun, ben fizikçiyim sebep bulamıyorum. baktım cins cins, güldüm kendi kendime, sonradan görmelik enteresan şey.
fenerbahçe parkının içinden geçerek gidilebilecek, anadolu yakasında yer alan bir mekan. yakın zamanda sertab erener, hande yener, ayhan sicimoğlu gibi isimler ağırlanacaktır.
nişantaşı reasürans çarşısı içinde yer alan nisantasion ile therapy nin birleşmesi ile ortaya çıkmış yeni mekan. butik gece kulübü konseptini sevenlerin gidebileceği bi yer. geçen zamanlarda hande yener, ozan doğulu gibi isimlerin de çıktığı mekandır. her perşembe de onur mete çalıcaktır.
bir tek bende mi oluyo tam bilemediğim doğa olayı. bi yere gidip oturuyosun, içmeye başlıyosun ve ilerleyen saatlerde fısıltıyı duyamaz hale geliyosun. müziğin yoğunluğundan da olabilir ama çözemedim henüz.
23 mayıs pazar günü caddebostanda yapılacak olan ve ilkine katılamadığım için en azından elimde biram, tshirtüm, şortum ve ray banlerim ile izlemek istediğim etkinlik.
sanırım kendi içlerinde cool göründükleri fikri olan insanlar tarafındqan yapılan şey. benim gittiğim yerlerde hiç görmedim ama tilllate ya da partypix * te görmekteyim bu hareketleri. yapmayın etmeyin, gece çıkarken güzel giyinin, gözlerimize nur insin, içimiz serinlesin.
bilmiyorum sadece benim başma mı geliyor bu durum ama bana göre böyle bi gerçek var. istanbulda özellikle en ihtiyaç duyduğunuz zamanda taksi bulunamaz.
daha bugün koşuyolundan göztepedeki evime gitmeye niyetlendim ama allahım yağsın ona bi şey demiyorm da etrafta bir tane taksi olmaz mı yahu. medipole ulaşıncaya kadar dert, sonrası dert, trafik berbat her zamanki gibi. eve vardığımda sulak alan bitkisi gibiydim, bu ne bahtsızlıktır.
daha evvelden de kadıköy iş bankasının önü taksiden geçilmez, yağmurlu bi akşamda bir tane taksi bulamamıştım. bir de polisler orda durmaya çalışanları da yolluyorlar, e be polis amca bi dur, işimiz gücümüz var ne diye yollarsın hepsini.
bu da böyle bir anımdır. dertsizlere dert olsun ne diyim akşam akşam.
reggaeci bi adam. geçen zamanların birinde 360 da bi parti verilmiştir, kendisi de orada bulunmuş, eğlendirmiştir. digi digi ile geçen yazı hoş etmişti. şubatta yine 360 da olacak ve bizi eğlendirecek adam.
başlığın esası şu aslında ama nasıl diyeceğimi kestiremedim; otobüste kız arkadaşınızla giderken elalemin çocuğunun kız arkadaşınızın fotoğrafını alanen çekmesi durumu. önümde cereyan eden olayda kafamı çevirmem ile sağa dönük telefon kamerasını görmem bir oldu. ne oluyo dedim, yok abi çekmiyorum fotoğraf istersen bak dedi. dedim bırak, o anda kapılar açıldı çocuk indi. lan piç amacın ne bi söyle. bi de nedir yani bu ki şimdi, bak istersen telefona demeler, erkek oldun şu an bravo. aslında o telefonu alıp orda kafasında kırmak gerekirdi, geç kaldım.
züppelikle ilgisi yok ama bu kadar ilkelleşmiş insanlar olduğumuzu görmem beni hakikaten üzdü. toplu taşımayı iş yerim evime yakın olduğu için tercih ediyorum ama bu kadar da saçmalık anlaşılacak şey midir ki. illa ki bi arabayla, taksiyle mi gidelim artık gideceğimiz yere. bir de yani ben hakikaten anlayamadım bu durumu, kız arkadaşım diye mi hava atıcak özgüvensizler gibi ya da facebookta, twitterda fake hesap mı alıcak gizli eşcinsellik dürtüsünü cilalamak için.
okuyup adam olunacağına siktir olup sokak piçine dönüşen tipleri ne yapsak bilemedim.
koton un alt ürün gruplarını oluşturan marka, ancak kendisinin cevahir şubesi arada bir kolaçan edilmesi gerekir, gayet başarılı ürünler bulunabilir. ucuza kotlar, tshirtler, pantolonlar bulabileceğiniz bir yer.