marmara üniversitesi hukuk fakültesi ders notlarını satan fotokopi şeysi. argon denen çirkin yerden, dökümanevi maddi kazığından mühf öğrencilerini kurtaracağını düşünüyorum.
hem içeride adamlarımız var bu sefer, öğrencinin hakkını yedirmezler kimseye bu sefer.
ayrıca a5 boyuttaki fotokopileri enfes. vapurda falan ders çalışmıyorum, keyif yapıyorum resmen.
ne reklamlarını yaptım be kardeşim, para aldım sanki. epey dolmuşuz önceki fotokopicilere.
nöt: ölüm bizim böyle teknolocilerimiz var, sizin gibi not için birbirimizi yemiyoruz. gidiyoruz efendi gibi alıyoruz, şaşırmayın.
lan...
son şansın bu? döndün döndün, dönemedin yarraklardayız. gidip başka birine vericem haberin olsun. hem de senin tanıdığın birine, ilişkimizi anlattığın, benim orospu çocukluğumdan dert yandığın birine.
yeni tasarımı fazlasıyla kullanışlı olan sözlük. facebook olmuş diyenlere de biçimsiz organlarımızla gülüyoruz. hepimiz ekşi sözlük olmalıyız zaten dimi?
gerçi şöyle bir printscreen aldığım, buna rağmen kendine utanmadan sözlük yazarı (pardon, pardon uuuuser ahaahah) diyen bir güruh bok atıyor kendisine, buyrun: http://img30.imageshack.us/img30/3346/adszksn.jpg
uludagforum' u her konuda ezip geçen sözlüktür. önce neye bok attığınızın bilincine varın, gidin biraz da önyargısız olarak orada takılın; sonra gelip şöyle kötü, böyle kötü diye atıp tutun. itü sözlük' ten önce uludağ sözlük' te yazan biri olarak, objektif, açık ve net söylüyorum: "itü, uludağ' dan kullanım açısından da, bilgi içerikli entryleri açısından da bin kat daha güzeldir."
ayrıca ortamı da böyle sikko değil, bir alay varoş toplanmış klon falan diye atıp tutuyorsunuz (3 kere yazan olmuş ahahah mal); ama önce dönün kendinize bir bakın. acınacak haldesiniz. adamlar yenilik yapıyorlar, klonluktan kurtulmak için çırpınıyorlar. peki ya siz? yüzleşin hadi.
not: sol frame' e baktım da böyle şeylerle dolu olacaksa, benim takılmak istediğim sözlüğün sol frame' i böyle hızlı ilerlemesin, varsın yavaş ilerlesin; ama boş şeylerle dolu olmasın. forum gibi olmasın ya da daha açık böylesi.
göze batan bir çok hataya rağmen, yine de hep holywood' dan gördüğümüz klişeleri tanıdık yüzlerle göstermeye cesaret etmesi açısından güzel bir film. uğur yücel- kenan imirzalıoğlu- nejat işler, bu 3 adamın da kendilerine göre çok sevenleri ve çok nefret edenleri var. bu yorumlarımızın böylesine acımasız ve böylesine yüceltici olmasının yegane sebebi bu. ne olursa olsun kabul etmek gerekir alanında türk sinemasında öncü olduğunu, dizi tadında izlemek gerekir. 2000' den önceki yıllarda show tv' de pazar geceesi izlenilen bir amerikan filmi tadı bırakıyor.
çok domates yiyip, çok şarap içerek vücuttaki kan miktarını yükseltmek gerekliliği; kanın aynı anda hem beyne hem penise yetmemesinden kaynaklanır. erkeklerin üzerinde çalışması gereken bir konu.
"one love" albümünde kesinlikle bilinçaltına oynamış varlık. ritmler vücudumdaki her bir hücreyi ele geçiriyor. kendimi bir anda sapıtmış, dağıtmış buluyorum, uzak tutun bu sarışın çocuğun şarkılarını benden. özellikle memories!
küçük sırlar dizinin setindeyken, bir grup densiz beşiktaş taraftarının (mal gibi quaresma için inönü' ye giden 22 bin kişi) arda turan aleyhine tezahürat yaptığı güzellik.
şimdiye kadar arda ile olan ilişkisini pek tasvip etmiyordum. sonuçta arda, galatatasaray' ımın bi' tanesi; sinem benim bi' tanemdi. hem arda' nın performansının etkilenmesinden, hem arda' nın çatır çutur sinem' i götürmesinden korkuyordum. ancak şu haberden sonra tüm düşüncelerim değişti, kız oturmuş ağlamış, "arda' ya söylemeyin" demiş setteki arkadaşlarına. yerim yaaa. artık bize de sevenlerin arasından çekilmek düşer. evine de taşınmışsın, bi' yastıkta kocayın.
pff hakkaten aynı yastık, aynı yatak filan, çok pis şeyler oluyodur .mınısikim. arda lan maçlardan önce bari yapma. sinem' cim sen vajinismus olmuşsun deneme sakın.
kopya çekerken yakalanan tobb etü öğrencisi kardeşimin, hiçbir kanıt olmamasına rağmen kopya çektiğini itiraf etmesi ve yarım dönem okuldan uzaklaştırılması. mal arkadaşım bu çocuk okumaz. neymiş hoca görmüş, hoca da çok güzelmiş, yalan söyleyememiş. off off.
normal olan olay. şöyle ki; doğa söylüyor bunu. kurbağalar dişilerini etkilemek için vraklar, kuşlar cırlar, tavuskuşları kuyruklarını açar. bu zavallı apaçiciklerimiz de böyle göstermeye çabalarlar kendilerini kız meslek liseleri önlerinde. elleşmeyin guzularıma.
jack london' un enfes kitabı. zamanında alkol yasaklarının dayanağı olmuş şaheser. böyle pis işler için kullanmamak lazımmış aslında bu şaheseri. her zaman varmış demek ki bu yasakçı zihniyet. evet, götümden anladım jack' imi.
iki tarafın dünya adına dertleri çok fazla değilse cinsellik için de ekstradan kafa yorulabilecektir. ancak dünya adına kafa yoracak birçok şeyi olan çiftler için mücadele dönemi de başlamıştır. sonuçta kimse bana ben yatakta her daim harikayım demesin, götümle gülerim, 3-5 ay sonra sorunlar başlar. erken boşalması, ereksiyon hakimiyeti, orgazm olamama sorunu, geç boşalması illa ki birisi başınıza bela olur; çünkü hem ilişkiyi rayında tutmaya uğraşacaksın, hem de iş, güç, eğitim, diğer sorunları. anlayışlı çiftler için aşılabilecek şeylerdir. arada bir vajinusmus sorunu olan kadına, şefkatle yaklaşan "üzülme bebeğim halledicez" diyen bir erkek varsa; arada bir erken boşalma sorunu çeken erkek varsa "olsun hayatım anlıyorum seni" diyen bir kadın varsa, işte orda sağlam bir ilişki vardır.
aşk ve cinsellik içiçedir. önemli olan anlayış ve heyecanı korumaktır. hemen yaşayıp, bitirip, tüketmemek lazım ilişkiyi. son olarak "insan gibi sevişin, tavşan gibi değil".
bakıyorum hakkımda pek fena hakaretler girilmiş. cevap hakkı doğdu bana da. arkadaşım kolay mı sanıyorsunuz çok yiyip kilo almayan insanın işini? boy-kilo dengesini tutturabilmek adına spor salonlarına gidip, fit olmak adına spor salonlarında sürünür, çıktıktan sonra yiyebileceğinden daha fazlasını yemek için durmaksızın tıkınan, midesi her yemekten sonra bulanan insandır. yazıktır, üzerine gitmeyin. belki yemek yemeyi külfet olarak görüyordur. bir an önce haplarla beslenilen çağa geçmek istiyordur.
burda kusmasına takılıyorsak, sen kusmadın mı hiç?
bir birayla sarhoş olmasına takılıyorsak, daha ne istiyosun lan? viski, şarap, malibu derken ekonomini çökertmeyecek. oh mis, sarhoşluğun bedeli 2.5 tl.