kadebostany'nin çok hoş melodisi olan, sözleride bir o kadar nefis olan şarkısı. Orjinal kaydı da gayet güzelken buna ilaveten 2 tane çıtır remix'i de vardır.
burayı bu firma hakkında bilgi almak için girenlere ithafen dolduruyorum.
diğer firmalarda fiyatlar kurban bayramı için biraz uçuk olduğundan sixt firmasına bir şans vererek buradan yaklaşık 1 haftalık rezervasyonumu yaptırdım. 1 yıl öncesine kadar kredi notum düşüklüğü sebebiyle başka bir firmadan araç kiralayamamış ve o gün çok sıkıntılar çektiğim için bu sefer önden bir sorma ihtiyacı görerek esenboğa'daki yetkiliyle görüşmeye gittim. kredi notumu sorgulayıp kiralama konusunda bir sıkıntı olmadığını belirttiler.
aradan 1 hafta geçtikten sonra beni arayıp ön ödeme yapmamı istediler bunu istemeden önce de bir findeks sorgulaması daha yapılması gerektiğini söylediler. dedim yapalım. nasıl olsa 1 hafta öncesine kadar okey verilen kredi notuma yine okey verilir diye düşündüm. ama öyle olmadı ''beyefendi olumsuz notunuz size araba veremeyiz'' . lan 1 hafta önce sıkıntı yok dedin.olur paşam dedin. neden olmadığını sorunca ''işte yok limit-borç oranı, yok şu yok bu''. bayram haftasında zaten çoğu kurumsal firmada araba kalmamış ve bu ''kurumsal firma'' seni 2-3 findeks muhabbetine sokuşturduğu haklarını ve ''kiralamama'' hakkını rahatlıkla kullanarak böyle arabasız bırakabiliyor.
kafayı fazla ütülemeden esenboğa şubesi için konuşacak olursak: budget, avis, enterprise ve garenta dışında diğerlerine uğramayınız. Gerçekten özellikle ilk defa kiralama niyetindeyseniz bu 4 firma dışında gerisi tırt.
meslek olarak ve işini güzelce yapan dj'lerin yerinde olmak istemezdim. Bu meslek kadar itin götüne sokulan bir meslek yok. 2 tanga giyen, beach club'ta lahmacun nargile yapan kekolara hazır playlistlerden şov yapan rezil bir kitle kendini ciddi ciddi dj olarak adlandırıyor. yazık cidden.
beklenildiği üzere steam 1-2 dk içerisinde çöktü. kısa sürede görebildiklerim fm 2017 ve shadow of mordor güzel indirim almış onun dışındakileri göremedim.
kendisi gibi etrafındaki insanlarda torpille girdiği için iş arama nedir, işsizlik nedir, nasıldır bilmeyen tayfadır. üstelik şu an ülkemizde bu tarz insanların sayısı da giderek artmaktadır.
2 şeyden en çok vurmayı severler. bu konularda yaptığınız veya yapamadığınız şeyler için laf sokmaya yer ararlar.
1- iş
2- Evlilik
yüksekte olanı aşağıya çekme isteğiyle birlikte kıyaslamaya beyinleri çalıştığından dolayı bunu ömürleri boyunca da yapmaya devam edecektirler. geberin amk.
''Tanrım ahirette de varsa bu dağlar'' kısmını her duyduğumda saçma sapan tribe giriyorum. cidden bu dünyadaki bütün skimsonik engeller, adaletsizler vs. ahirette de varsa diye düşünüyorum hep. bilemiyorum altan
iş ne kadar iyi yada kötü olursa olsun artık yaptığınız işin, çalışma ortamının veya iş arkadaşlarının sizin sağlığınıza (genellikle psikolojik) zararı olduğunuza kanaat getirirseniz lütfen yapın, korkmayın.
işten istifa etmeden önce sadece gerekli prosedürleri iyice inceleyin.Sözleşmenizin bir kopyasını edindiğinizi kabul ederek madde madde üşenmeden okuyun. Okuyun ki o istifa dilekçesini suratlarına fırlatırken ''sen böyle yapıyorsun ama bak şu madde var hayırdır?'' demesinler. Özellikle son yıllarda Çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığının ''alo 170'' hattı bu tarz konularda kanunen nedir? ne degildir? kısmında gerekli bilgileri size verebiliyor.
herkesin ağzında sakız olan '' başka bir iş bulmadan sakın istifa etme!'' lafına cidden bakmayınız. Herkes kendi hayatını yaşar ve içinde bulunduğunuz durum için ağzı olan konuşur, skindirik yorumlar yapar. Zorluklar ve sıkıntılar size aittir ve bunların getireceği sorumluluklar yine size aittir. o yorumlara kapılıp vicdan yapmayın .korkmayın.
bu dediğim şeyler ilk işine güvenip hemen kredi borcu altına giren (genelde hemen araba alma fikri uygulanır) , hemen iş buldum nişanı düğünü yapayım kafasına girip yine kredi borcu altına giren kişiler için geçerli değildir. zira daha ne olup biteceğini bilmediğiniz bir işe güvenerek kredi çekmek ayağınıza pranga bağlamaktan başka birşey değildir.
alt tarafı bir iş asla senin sağlığından değerli değil, korkmayın!
son 3-4 yıldır ülke imajının nasıl olduğunu söylememe bile gerek yok. zaten bizden o kadar hazzetmeyen adamlar iyice suriye'den beter konumda görüyorlar.bu roma'daki haber bunun ayak seslerimiydi? evet amına koyim.
gelelim bugünkü maça; ''hakem olsan ayar olduğun takıma yapabileceğin en büyük götlük ne olur?'' sorusunun cevabını bugün herkes saha da görmüştür.''alışmışsınız türk hakemlerine yhaa'' diye kafa siken arkadaşlar yarın yurtdışı basınını takip ederlerse yenilen olarak ''turkish'' kelimesini daha çok duyacaklardır eminim.he bu senin skinde olur olmaz inan bilmiyorum.
vize başvurularında yaşanılan tavrın ülkeyi iyice boka götürenler sayesinde bir uefa maçına ölçeklendirilmesini gördük bu akşam.
peki o ''duayen'' şenes erzik ne yapıyor?. bize karşı olan bu önyargıyı engellemek adına yaptığı birşeyler var mı?
sözlerimi nani ve bruno alvesin amına koyarak bitiriyorum.