Eskiden kasetler vardı çizgi film izlerdik.Çocukluğumuzun en güzel zamanlarıydı onlar şimdikiler gibi de değildi çizgi filmler üstelik.Acayip acayip robotlar,yaratıklar falan yoktu.Hayallerimiz gibi masum ve güzeldi onlarda.Kaset dediler mi onlar aklımıza gelir mutlu olurduk
* * *
Eskiden kasetler vardı belgesel izlerdik.Bütün sınıfı toplarlardı,belgesel izlemeye götürürlerdi.Nasılda ilgiyle izlerdik o zamanları,hiç görmemiş olmanın yarattığı merakla.Bizim için verilen mücadeleyi belki idrak edemiyorduk ama yinede önemsiyorduk yapılanları.Birileri bizler için o kadar zort şartlarda bulunmuşlar.O zaman film izler gibi izliyorduk şimdi ise ne zaman görsem,duysam,okusam gözümden düşen damlaya dur diyemiyorum.
* * *
Eskiden kasetler vardı özel günlerimizi izlerdik.Düğünleri,sünnetleri mesela.Nasılda hoşumuza giderdi kendimizi o ekranda görmek.Tabi her zaman güzel gözükecek değiliz ya, kötü çıkmışsak tamam tamam kapat demeye başlar mızıkırdık hemen.Yinede kendimizi hiç beğenmesek bile yalnızken bir daha açar izlerdik.Güzeldi bir anıyı tekrardan görebilmek.
* * *
Şimdi kasetler var birilerini istifaya götüren.Birilerinin özel hayatlarını doğru yada yalan halka arz eden.Şimdi kasetler var ortaya çıkmasın diye birilerinin istifası istenen.Düşünüyorum da eskiden de kasetler vardı lakin böyle değildi hiç birisi.Ne olmuştu da değişmişti ki kasetler?Ben galiba biliyorum değişen kasetler değil,değişen suretler.
Eskiden kasetler vardı insanı mutlu eden,eskiden iNSANLAR vardı iNSANA değer veren...
Sayın seyirciler oy pulasının sıralaması için yapılacak olan kura için toplanmış bulunuyoruz.27 partiden olaşacak kurada bütün partilerin şansları eşittir.Dikkat lütfen eşit diyoruz,ülkemizin eşitlik konusunda ne kadar duyarlı olduğunu hepimiz biliyoruz herhalde!
* * *
Ve toplar dönmeye başlıyor birazdan birinci sırayı alacak parti belli olacak.Geliyorr,geliyorr ve söylüyorum AKP.. Vay be adamlardaki şansa bak,kalpleri temiz demekki? 27 de 1 şansları vardı ve o gerçekleşti.Adı üstünde pusula kur-ası bu ama iyi kur ası ki yalnış olmasın..
* * *
Hatta şöyle yapalım sayın seyirciler hazır toplanmışken biz size seçim sonucunu da söyleyelim.Seçimleri kazanacak parti de AKP. Evet evet doğru duydunuz.Siz ne bekliyordunuz ki?Dedik ya adamların kalpleri temiz diye.Temiz ne kelime hatta berrak,pırlanta mübarek.Her biri birer elmas adeta.Ne de olsa elmas da KDV yok yani elmas devlete birşey ödemiyor,vermiyor.
Durum böyle olunca düşünmeden edemiyorum peki o zaman elmas neden bu kadar rağbet görüyor?
Galatasaraylı futbolcu Arda Turan, önceki gece sevgilisi Sinem Kobal'la gece turu yaptı. ilk olarak çift yapımcı Kerem Çatay'ın evine arabalarıyla ayrı ayrı geldi. Daha sonra ikili buradan çıkıp Meltem Cumbul'un aracıyla Cumbul'un evine geçti.
Kendi aracını ise Meltem Cumbul'un yeğeniyle Etiler'e gönderen Turan, parti bittikten sonra Cumbul'un şoförüyle Kobal'la Çatay'ın evine geri döndü ve sevgilisinin aracının direksiyonuna geçti. Ardından sevgilisiyle kendi arabasının bulunduğu Etiler'e dönen Turan, sevgilisini bırakıp kendi arabasıyla evinin yolunu tuttu.
Üniversite sınavında çıkan sorular gibi olmuş resmen.insan sonunda şu soruyu bekliyor; meltem cumbulun yeğeni nerede?
Edit : Yaşanmış bir olayı aynen aktarıyorum nesini beğenmediniz bilemedim?Ben arda değilim sitem yanlış.
gözümün içine içine batan bir özelliktir.Blackberry aracılığıyla,iphone aracılığıyla vs. kalitesiz bir telefonla giriyorsun.Mobil internet aracılığıyla yazıyor.Sırf o yazı çıksın diye evde pc açık olduğu halde telefondan paylaşım yapanlar olduğunu biliyorum.
az önce bir öyle bir bakayım diye girmiştim.Derken şuna da bakayım buna da yazayım diye kendimi kaybettiğimi biraz geç fark ettim.içeride garip bir koku vardı kalktım kokuyu bulmaya.Koku mutfaktan geliyordu o anda dank etti zaten.kahvaltı iin çay suyu koymuştum.O su kaynaya kaynaya bitmiş, çaydanlığın altı kıpkırmızı olmuş hani neredeyse eriyecekmiş o derece yani.Ulan yazarken ev yanacakda fark etmeyeceğiz.Ondan sonra gazetenin 3.sayfasında şöyle bir yazı; Alevlerin içinde ölmek üzereyken entry girmeye çalışan yazarın yazdıkları, net bağlantısı gittiği için siteye ulaşmadı.
Ubıhlar, Kuzey Kafkasya’nın batı ucunda yerleşik bir halktı. Procopius, De Bello Gotico’da (Gotik Savaşı) βροῦχοι (Brouçoi) olarak adlandırdığı halkın Ubıhların ataları olduğu sanılır. Ubıhlar yarı göçebe olarak yaşıyorlardı. Sünni Müslüman olan Ubıhlar, bugünkü Soçi civarında Rus birliklerine yenilerek,21 mayıs 1864 yılında bütün bir nüfus olarak Osmanlı topraklarına göç etiler. Çoğunluğu Türkiye’de, Balıkesir ilinin Manyas ilçesine yerleşti. Bu nüfusun önemli bölümü, aynı tarihlerde göçle gelen Adigelere karışmıştır.Dillerinin kaybolduğu söylense de bazı yerlerde kısmende olsa ubıhça konuşan kişilerin olduğu biliniyor.toplum içerisinde ubuh, vubıh, gb isimlerle de telaffuz ediliyorlar.
Sadece bir şeye bakıcam düşüncesiyle oturup, aa birde şuna bakayım. aaa birde buna bakayım derken bütün bir gecenin bittiğini fark edememek. Buraya entry girecek çoğu kişi de muhtemelen bu grubun bir parçası.
bahse konu olan kişi kendi ülkesi olmayan bir ülkedeki insanların yaşadıkları için savaş veriyor ve bu uğurda ölüyor. Kaldı ki bunu kendi çıkarları için yapsalar halktan bu denli destek göremezler.Bir düşünün şimdi adam arjantinli ve doktor. Ne zoru vardı da orada sefalet içerisinde yıllarca yaşadı? Gerçek küçük insanlar bunun açıklamasını kendilerine yapamıyorlar yada yapmak istemiyorlar.
