'ölüm pornosu' kitabı ülkemizde muzır bulunan yazar.
bir röportajında bunu öğrenmesi üzerine neyse ki yakın zamanda türkiye ye gitmiyorum diyerek lafı yapıştırmıştır. http://www.guardian.co.uk...niuk-fight-club-interview
koyu renkli malttan yapılan, irlanda birasıdır. alametifarikası köpünde imiş, öyle ki adamlar şişelendiğinde köpüğünün yoğunluğunu kaybetmemesi için sistem geliştirmiş milyonlar harcamış, ecnebi memleketlerde okuyan arkadaşlar anlata anlata bitiremediklerinden acayip merak etmekteyim. tuborg türkiye ye ithal etmek için anlaşma imzalamış, yüzümüzü güldürmüştür.
kendisine uygun sarı tonunu tutturursa saçı sanıldığı kadar yapay durmayacak kızdır. evde bu tonu tutturmak zor olduğundan ve sürekli boyatmak gerektiğinden hem masraflı hem de saçı yıpratıcı bir süreç beklemektedir kendisini.
yazın aşırı bronzlaşma meraklısıysanız lütfen o saçlarınızı platin sarısına boyamayın tarık mengüç gibi dolaşmayın etrafta, yapmayın etmeyin.
frank & nancy sinatra-something stupid
bir de bunun robbie williams-nicole kidman versiyonu da çok tatlıdır ama eskilerin tadı başka tabi.
nick cave-kylie minogue where the wild roses grow
bu sene de izleyemeyeceğimi düşünerek filmlere bakıp iç geçirdiğim anda anadoluya da açılacağını öğrendiğim, mutluluktan havalara uçtuğum festival. 13-16 ekimde izmir ykm cinebonusta film gösterimleri olacakmış. bugün yarın istanbul dışı programı da açıklanır herhalde, heyecanla bekliyoruz.
çalışan annelerin çilesidir. artık piyasada kolay bulunabilen süt sağma makinesi ya da göğüs pompası işlerini bir nebze kolaylaştırmaktadır. geçen gün derin dondurucuda bir kabın içinde görünce öğrendim ki sağılan sütü uzun süre saklamak için vakumlu kapta, derin dondurucuda tutuyorlarmış. yerini tutmaz tabi ama, bir çözüm sonuçta. üzülüyorum ben bu duruma, hele bebeciklerin anne işten eve geldiğindeki sevincini görünce. gözler doldu bak.
sağlıklı bir ilişki yaşayan kızdır. kız arkadaştan ne anlaşıldığı önemli tabi. sevgili de sosyal bir birey olduğundan kız arkadaşlarının da olması normaldir.
Ağır ruh hastası annenin çabasıdır. bebek yolculuğuna anne karnında klasik müzik dinleyerek başlar, yaşını doldurmadan pedagoglara gidilir. tamamen organik beslenilir, çocuk daha ufacıkken milyon tane aktiviteye katılmaya zorlanır; baledir, satrançtır, tenistir... yatma kalkma saatleri hiç şaşmaz, herşeyi planlıdır. birinde bir pürüz çıksa kendini eksik hisseder anne, çocukta arar problemi ama. bu sefer daha çok üstüne gider, kendi gibi bir ruh hastası yetiştirir.
olmaz olur mu dedirten başlıktır. stv de şirinlerin hep bir ağızdan melodilerini la ilahe illallah allahu ekber şeklinde söyledikleri, şirin babanın cumaya gittiği olmuştur.
He-man de gölgelerin değil allahın gücü adına diyerek girişir olaya mesela.
iki paket taşıyıp, bir tanesini iç cebe zulalamış diğer pakete tek sigarasını koymuş çakalın verdiği cevaptır.
- hışş, sigaran var mı?
+ aga tek var be.
hep tektir o sigara.
şekilci değildir, muhtemelen düğün de istemiyordur. o kadar parayı bir akşam giyeceğim bir kıyafete vereceğime güzel bi tatile çıkarız, kendimiz için yeriz diye de düşünüyor olabilecek kızdır.
yalnız bi çeyrek altın fiyatlarına baksın derim ben.
tamamen malt kullanılan, sıfır şekerli bira. şekerli bira hem baş ağrısı hem göbek yapar. tuborg bunu karşılıyor. içimi de güzel daha ne olsun.
(bkz: tuborg gold)
odamda sigara paketi bulmasının üzerine söylediği laftır. yalanla işi kıvırdık üzülmesin diye ama yedi mi yemedi mi anlayamadım bu lafının üstüne. demişti ki : işte bu merete başlamadığın için ve dürüstlüğün için daha da seviyorum seni