anlatmakla değil yaşamakla öğrenilecek yerdir*. laik ve bağnaz değildir. sadece devletine ve milletine çok bağlıdır ve hangisinin en iyi olduğunu bilecek kadar akıllıdır. gavur değildir. %98`lik bir kısmı müslümandır*. sokaklarında zangır zangır çan sesi duyulmaz. sadece pazar sabah saat 9 sularında alsancak kilisesinde çalar bu çan. ha bangır bangır ezan sesi de duyulmaz çünkü devir artık teknoloji devridir ve herkesin kolunda bir saat olduğu için ve namaz saatleri de belli olduğu için inim inim inletmez ortalığı. ha bir de sistem merkezi sistem olmadığından tamamen caminin hocasında biter iş.
mozaikler kültürüdür. doğusuyla, batısıyla, en batısı ve en doğusuyla çeşit çeşit insan barındırır ve bunları bir arada yaşatmayı bilir.
gezmeyi, eğlenmeyi, yemeyi, içmeyi seven kısıcası yaşamayı ve yaşamdan tat almayı bilen insanların barındığı yerdir izmir. ondandır ki aykırı gibi gözükürler.
denizi seven insanların yaşadığı yerdir izmir hatta bu sevgi aşka dönüşür bir süre sonra. körfezi kokardı zamanında yeşilimsi bir rengi vardı ama yine de insanlar severdi denizi. baktılar ki izmir denizsiz deniz de izmirsiz olmuyor düzelttiler tabi olayı sonradan.
tatil yapmayı seven insanların yaşadığı yerdir izmir. emekli cenneti de derler belki duymuşsunuzdur. sayfiye yerleri güzeldir. ondandır ki dört bir yanında yazlık ilçeleri, kasabaları vardır.*
çalışmayı seven insanların yaşadığı yerdir izmir. zira ihracatta liste başlarındadır her zaman. ahım şahım ağır sanayisi olmasa bile sanayisi gelişkindir. petrol rafinerisi vardır. ve tarımda da yadırganmayacak bir noktadadır.
insanları seven insanların yaşadığı yerdir izmir. evet son zamanlarda çoğu kişinin başı öne eğik yürüse de korktuğundan veya çekindiğinden değil ülkenin durumunu düşündüğündendir. tanımadığınız biri size gülümsediğinde "ulan iş mi atıyo bu bana" mantığıyla yaklaşılmaz çoğu zaman ufak bir tebessümle karşılık verilir. bir selamınaleyküm veya merhaba lafını duyduğunda bana mı diyo denmez istemsiz karşılık verilir.
esnaf kazıklamaya çalışmaz çoğu zaman. tabi sen onu kazıklamaya çalışmıyorsan.
gelelim fiziki güzelliklerine...
yapısı çarpıktır. nazım imar planı neredeyse sıfırdır. bunun sebebi ise aldığı göçler yüzünden yapılaşmaya engel olunamamasıdır.
31 aralık 2010 sayımına göre 3.948.848 kişi yaşamaktadır.
sahil şeridi meşhurdur. taa güzelbahçeden başlayıp bostanlıya devam eden yaklaşık 40*km.lik bir sahil yürüyüş yolu vardır. ve bu yol üstünde meşhur konak meydanı* ve dillerden düşmeyen kordon boyu, mükemmel güzelliği ve tüm albenisiyle karşıyaka çarşı girişi ve 8 vapur iskelesi, 2 marina ve 1 uluslararası liman bulundurur.
dahasına gelince tarihi güzellikleri de var elbet olmaz mı. dile kolay milattan önce 5000 yılından bahsediliyor bu şehre ilk yerleşenler için. simirni derler ya da smyrna açıklamaları sözlüğümüzde mevcut. işte bu şehirden itibaren süre gelen onlarca güzellik ve daha niceleri var.
özet geçeyim madem:
gidin, görün, hissedin, objektif bakın ve anlayın.
erciyes üniversitesi öğrencilerinin kurduğu ve birkaç ay içinde türkiyenin en aktif üniversite sözlüklerinden birisi haline gelen ve hala 1.nesil yazar alımları devam eden kayseri için ihtiyaç haline gelmiş,yakın zamanda çok farklı projelerle şehirdeki sosyal hareketi başlatacağını umduğum sözlüktür.
hülleye geçerli dozda konulan kapiçino* aroması sonrasında suluk kısmına süt ve bir çay kaşığı türk kahvesi konularak yapılan nargiledir mutlaka içilmelidir, tavsitye edilir.
ah olsada içsek denilendir şimdi mavi paketlisinden hemde uzunundan *.eskiden special dedin mi anlardı bakkalar şimdi bön bön bakıyorlar adamın suratına lan bakkal amca yıllardır mavi paketli olanına vaysroy sipesyal diyoruz işte ne diye artık vaysroy abi mavi paket dedirttiriyorsun ki adama?
günümüz türkiye'sinde bu gerillanın kim olduğunu ne yaptığını nasıl yaptığını bilmesinden ziyade genç kız ve erkeklerin sadece malum fotoğrafının basılı olduğu tshirtlerde veya kolyelerde yaşatılan bazılarına göre hiç kimse bazılarına göreyse büyük devrimci.*
mühendislik fakültesi dış kantininde örgü ören teyzelerin bulunduğu, örgü ören teyzeler yetmiyormuş gibi "oğlum bak bakayım buraya" cümlesiyle o tarafa bakan birinin olduğu "gel bakalım şu kazağı bi ölçeyim benim kocamda aynı sen" cümlesinden sonra sanki herhangi bir parktaymışçasına, ders yokmuşçasına "teyze bi dakika kalabalık olmadan sigara alıp geleyim" cevabının bile verilebildiği yetmezmiş gibi oturulup 1 saat sohbet edilen çaylar kahveler poğaçalar ısmarlanan bir üniversite.benim üniversitem canım üniversitem.**
çekemeyen yazarın açacağı başlıktır. eğer yazar beşiktaşlıysa orada ol(a)madığı için yok eğer değilse gelen futbolcuları sadece izlemekle yetineceği için söylemiştir bunu. durumda abartılacak birşey yoktur tamamen münferit bir olaydır.*
dayaklıktır, ağzı burnu kırılasıdır fakat evinizde misafirse yüzünüzdeki o salakça gülümsemeyle geçiştirirsiniz lakin içten içe söversiniz anası dahil.yok eğer kendi evindeyse içten içe sövmeye gerek yoktur hatta biraz daha bağıra çağıra sövülmelidir ki belki komşu duyar da çocuğu zapteder ümidiyle.
