uzun zamandan sonra ulusözlük'e girip birşey yazayım demişken bugün entry girdiğim başlıkların birçoğunun başıma bela olması durumu.
adam birşey yazmış cevaben karşılık veriyorsun diyelim. o silip gidince sen kendi kendine atarlanmış yazar durumuna düşüyorsun.
başka birinde yazılana karşı espri yapayım diyorsun, o yine silip gidince senin esprin havada kalıyor, arkadan gelenler de seni gömüp duruyor. entry silme huyum da yok, illa biz de mi silip gidelim.
bugün defaatle başıma geldi bu durum.
üzüldüm sözlük.
kırıldım sözlük.
o zaman;
bir deist "kendi kitabını bile okumamış hiçbir şekilde araştırmamış inanan kişiye göre daha üstün rütbededir" deniyorsa ( aynen kopyaladım ), bu mantığa göre;
bir deist "kendi kitabını okumuş, her birşeyini araştırmış inanan kişiye göre ise daha alt rütbededir".
deist dini reddeder, allah'ı kabul eder. reddettiği dinden "kitabını anlamayanlar veya okumayanlar" diye bir bölüm çıkarıp kendini bunlardan üstün tutarsa o zaman kitap ve dini kabul etmiş olur farkında olmadan. çünkü bir de kitabını okuyan, anlayan ve uygulayan bir kesim var. onları dahil etmediğin vakit , anlaşıldığı ve okunduğu takdirde bir üstünlük kazandıklarını söylemiş olursunuz ki bu da deistliğe ters düşer.
biraz çelişmiş ifadeler.
tanım: bir deistin düşüncesidir.
edit: lan bugün başlık açıp the woman'ının başına atma günü mü ! yazmaya hevesim kalmadı yeminle.
insan giyiminde en önemli parçalardan biri olduğunu düşündüğüm hırkanın üstünde belli bir kullanımdan sonra oluşan küçük yün topakları.
böyle sevimli sevimli anlattığıma bakmayın, bildiğin ömür törpüsü. canım hırkanın tipini bozmasına mı yanayım, temizlenmesinin çin işkencesi olmasına mı bilemedim. illa ki çok uzun süre giymiş olmanıza da gerek yok. yün oranı yüksek olan hırkalar 1 ay sonra muhakkak bu tiftik belasından nasibini alıyor. bazıları buna "tüylenme" de diyor ama yok canım benim, tüylenme değil bu. oluşan tiftikleri topla, ip eğir ve ör, yeni bir hırka çıkarırsın. ne kadar temizlersen de temizle -ki temizlemesi bile ayrı bir zahmet, emek- illa ki yine çıkıyor, yine çıkıyor..
adamın psikolojisini de etkiliyor işin kötü tarafı. hırka dediğin giydiğinde mutluluk veren, rahatlama ve güven hissettiren bir kıyafet. hırka giyip de mutsuz olan var mı içinizde? işte düşünün böyle bir kıyafet parçası "tiftik" denen hastalığa yakalanınca sizi de hüzünlere gark ediyor. o size mutluluk veren, içinizi ısıtan hırka sizi bir anda dünyanın en bedbaht adamı yapıyor. o tiftiklere bakıyorsunuz, hayata küsüyorsunuz, bir halil sezai oluyorsunuz dostlar, saçınızı bile taramak içinizden gelmiyor.
o yüzden tiftik deyip geçmeyin. bildiğin kımıl zararlısı bu, kımıl..
galatasaray spor kulübü başkanı Ünal Aysal'ın Hürriyet gazetesine verdiği röportajdaki final sözü.
Galatasaray spor kulübü'nün iflas riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtip nedenlerini detaylı bir şekilde anlatmış. sermaye arttırımının tek çare olduğunu bunun için de iki aşamalı bir yol seçileceğini belirtmiş. finalde ise "bunları bilseydim başkan olmazdım" demiş. çarpıtma olduğunu düşünmüyorum.
eğer dedikleri gibi bir son olursa galatasaray kulübü için çok üzülürüm. devletin ve taraftarın böyle birşeye izin vermemesi lazım. ama artık biraz da gözler açılsın. türkiye'nin ilk üç spor kulübünden birisin, store, bilet, maç başı ödül para vs. gibi dünya kadar gelirin var. bu kulüp hala 2000 başlarındaki parasal sorunlarını yaşıyor ve altından kalkılamıyorsa birileri takıma ilk kimlerin kazık atmaya başladığını düşünsün. sonra da çıkar, altından kalkamayınca "bilseydim hiç bulaşmazdım" minvalinde takım başkanlığına yakışmayacak sözler sarfedersiniz.
Yine talihsiz bir söze imza atmıştır.
Sayın kılıçdaroglu'na artık birileri gerçekten genel kültür dersi vermeli. Kullandığı terimlerden bir haber açıklamalar yapıyor. Aslında sadece o değil. Ama siyaset gibi sivri zeka gerektiren bır işe kalkısıyorsan bilgi dağarcığın da geniş olmalı.
Kendisi "chp neden sadece akp'nin açıklarını eleştiriyor, olumlu calısmalarını konuşmuyor" sorusuna;
"- biz turkıye'de anamuhalefet partisiyiz. Dünyadaki tüm demoktratık ülkelerde anamuhalefet partileri bôyle yapar" diye cevap vermiş.
Hayır. Dunya uzerındekı bu sekılde haraket eden tum anamuhalefetler ya da sıradan partiler siyaset ıcın degıl, politika yapmak icin bunu yaparlar. Merak edenler bu iki terimin farkını arastırsın.ama buradakı sorun sayın kılıçdaroglu'nun "eleştiri" terımının sadece olumsuz durumları yargılama olarak bılmesınden kaynaklanıyor.
Eleştiri : herhangi bir kişiyi, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlışlarını dile getirerek göstermek amacıyla yazılan kısa metinler veya díle getirilen fikir bütünüdür. Hedeflenen öğeyi doğru ve yanlış yönleriyle tanıtmayı amaçlayabileceği gibi, bu öğenin doğru tanıtılmasını sağlamayı ve bir değerlendirmeyi de hedef alabilir.
Bu tanıma istinaden diyebilirim ki, sayın kılıçdaroglu sırf cevap verme kaygısına girdiginden gazetecılere veya rakiplerine üstün körü cevap vererek konudan sıyrılmaya calısan bır insan.kullandıgı eleştiri kelimesini o kadar yanlış kullanıyor ki kendısını "bilgisiz" durumuna sokuyor. Ben burada kendisinin danışmanlarında da buyuk kusur görüyorum.kimse kendısını uyarmıyor.
ödemelerin üst üstte bindiği ve ödeme planı sürekli tehir etmek zorunda kalınan bir dönemde ofise elinde son model akıllı bir telefonla gelen pişkin, sorumsuz iş ortağıdır. "oluyor mu böyle, kafan mı güzel?" dediğinizde ise eblek eblek suratınıza bakar, salağa yatar. içinizde telefonu kazara masadan düşürüp topuğunuzla ortasında koca bir delik açma isteği uyandırır.
kim bilir belki de birgün gerçekleşir.
Venezuella'lı bass müzikte harikalar çıkaran dj. gerçek adı federico agreda'dır. 1985 doğumludur. parçalarında çoğunlukla davul ve bas olmakla birlikte elektronik müziği de hiç eksik etmez. zaten en çok remixleri ile ünlüdür.
black metal, endüstriyel metal ve teknosever çalışmaları tarafımdan çoğunlukla beğenilmektedir.
şu ana kadar sözlükte ucundan kıyısından bile bahsedilmemesi garip.
üçüz bebeklerinin doğumuna 5 gün kala felç geçiren, bebeklerı sezeryan yontemi ile saglıklı bir şekilde alınan ve 2 ay ciddi bir tedavı, azim, evlat sevgisi ve aile destegi sonrası tepki vermeye baslayan kadın. Suan destekle adım atabiliyor, konusabılıyor, kas hareketlerini kısmi gercekleştirebiliyor.
acil şifalar diledigim muazzam kadın.