"sadece sevilmeyi istedi, bu onun suçu değil" de...
aşk bu gece şehri terk edip gelmek bilmedi.
geri dönüş bileti hiç kesilmedi..
ama hiç gelmeyeceğini biliyordum sanki,
sadece boş bir umuttu benimkisi..
bu gece vazgeçiyorum senden,
titriyorum bu gece, ellerim gibi...
aşkın gitti benden,
aşk gitti,
şehirden gittiği gibi...
bazı şarkıları sadece susup, dinlersiniz ya hani bu şebnem ferah şarkısı da o şarkılardan işte..
çünkü son' a dair ne varsa kendisi söyler bu şarkıda..
9 şubatı sevdiğini görmek, 14 şubatı hediye almak, 16 şubatı da brezilyaya gitmemek için
iple çeken mühendis yazardır! *** şu an uyuyan bünyesini iki güzel şarkının sözleriyle selamlamak isterim..
I don't wanna think
I just wanna feel
I just wanna dream
So pour another round
And throw it back until it's down
Let's get lost until we're found
Again and again
And even if I never forget you baby
Tonight I'm gonna let your memory, baby, go
Oh it's sad I know
But at least I got my friends
If I'll never fall in love again
At least I got my friends
At least I got my friends, got my friends, got my friends, got my friends..
sen ne dersen de.. her masal son bulur.. uyan.. mutlu son bekleme, umut etme..alışma, bağlanma..
bak çok üzüleceksin yine hem de bu kez cok fazla cok fazla üzüleceksin! böyle cigerlerin sökülecek
bu kez ağlarken! ve bu kez yanında kimse olmayacak sen kahrolurken..
herkes gider eninde sonunda biliyorsun! ama sadece bilme işte artık anla..
kaderine razı ol işte, değiştirmeye çalışma artık vazgeç.. yalnızsın, yalnız öleceksin.. hepsi bu! kabul et! *
onun bunun düğününe gitmeye devam et işte, yalandan gülümse, tebrik et senden küçük arkadaslarını,
ayakkabılarının altına ismini yazdır hani belki silinir falan! 1 sene sonra da git çocuklarını sev!
tamam oldu bitti işte.. git işe gel eve..! **
artık tek başına bakıp, beğenmekten bıktığım eşyaların sahibi isveç marka.
ürünlerinin çok kaliteli olmadığı söylenmekte kullananlar tarafından ama çok orjinal olduğu kesin
benim de beğendiğim tek noktaları bu! ***
kaç kez aratıpda başlığını bulamayıp ha bugün ha yarın açayım derken hep unuttuğum şahane şarkı.*
hiç tarzım olmayan bir müzik tarzlarına rağmen bana kendilerini onlarca kez dinleten şarkıdır bu.
artık bende yeri çok ayrıdır.. verdiği enerji tartışılmaz, dans etmek, kendinden geçmek için birebirdir!
vokalin sesini de es geçmeyeyim, şahane!
klip de ayrıca şahane!
şahane sözlere ve huzur veren müziğe sahip sade şarkısı.
i gave you all the love i got
i gave you more than i could give
i gave you love
i gave you all that i have inside
and you took my love
you took my love
i keep crying
i keep trying for you
there's nothing like you and i baby
this is no ordinary love
no ordinary love
this is no ordinary love
no ordinary love..
isyan şarkısından nefret eden bünyeme günlerdir şarkıyı ve kendini dinleten yetenekli hatun. o gerzek yarışmayı
kazanmayı hakeden tek kişi! şu ana kadar sürekli sex on fire yorumunu dinliyordum ki şahaneydi!
şimdi isyaaaan diye bagırtıyor beni!*
son olaylardan sonra geldiği duruma çok üzüldüğüm canım nba takımı. rondo'nun sakatlığına
yuh diyorum yanı 1 sene nedir arkadas! kevin garnett ve paul pierce de yetmıyor artık! bir mucize olsa da
eski günlerde ki boston'ı izleyebilsem keşke diyorum ama önümüzde ki bir kaç yıl için imkansız görünmekte bu durum!
her insanın farklı sebeplerden dolayı yaşadığı sıkıntıdır. metropol insanlarında bu sıkıntıya
daha çok rastlanır. insanın bedenini de ruhunu da yorar bu durum, insanı deli bile edebilir sonlanmazsa!
düzenli uyku hayatın can damarı gıbıdır. *
yıllar önce koşa koşa gidip aldıktan 15 gün sonra hevesim kaçınca vardığım tespittir.
karşısına tv de koydurdum duvara ama ne çare!
işkencesi bitmedi sadece azaldı.. yine sevmiyorum, yine bayılamıyorum kendisine! üzerinde 45 dakikayı
tamamladığımda kendimi madalya kazanmış kadar mutlu hissediyorum hepsi o! ki bunu da nadir yapabildiğimi
düşünürsek evde yürümek boş iş arkadaş, anladım! çık dışarı yürü işte en güzeli!
kaç kişiyim bu yalnızlığın ortasında
bir boğa, bir leopar
Arena ve Opera
iyot ve Rüzgar
Arsenik ve Sözcükler arasında
yüzüm çalılıklarla kaplı
aralayan gözüpek avcılar
için parslar geziyor kuytularında
iyi yürekli bir canavar saklanıyor
yazdıklarımın ve yüzümün
satırlarında
kendim için büyük bir tehlikeyim artık
ilerliyorum
içimdeki yer çatlağı boyunca..*
Bu aksam ustgecıtın basında, kalabalıgın ortasında utanmadan, anormal bır cesaretle onume gecıp
benı tavlamaya calısan genc, keyfıme keyıf kattı.
He ben agzının payını cok kıbarca verdım ama onun o dakıkalarca kıvranısı, numaramı almak ıcın
turlu turlu numara cevırısı, bana ınanman ıcın ne yapayım kopruden atlayayım mı deyısı cok komıktı.
Itıraf edıyorum rahatsız gıbı gorunup bu oyunculuktan buyuk keyıf aldım.*
Ama Kendını cesur sanan densız ve abaza ıstanbul erkeklerıne sokakta, otobuste, trafıkte rastlamalarım devam edecek sanırım! 50 yasıma gelınce falan son bulacak ancak onu da anladım..
Ve yalnız da degılım bu konuda malesef.. bu ulkede yasayan bayanların her yerde,
her alanda kı tacız cılesı bıtmez yanı..
Ama ıtıraf etmelıyım kı: bu cesur! Ve yagız delıkanlıya O an sınırlı gorunup,
benı rahatsız etmemesını soylesem de, o cumlelerden ve o durumdan da pek keyıf alıyordum aslında..
canım benım ya kıyamam, nıyetı kotu degılmıs, benı tanımak ıstıyomus, şans ıstıyormus,
daha once hıcbır kıza boyle yalvarmamısmış, pişman olmazmışımda, bılmem neymıs..
Bır suru yalan! Yer mı bunu sehır kızı aslanım? derler adama..
Ama ben "tesekkur ederım ama hayır, ıyı aksamlar" derım adama.
Dıger kapak cumlelerım ıle bırlıkte al bu da kapak olsun sana abaza, kı oldu zaten..
bır daha her begendıgın her guzel hatunun onunu kesmezsın artık yersız egona ve olmayan ozguvenıne sıgınıp..
yani isteğini alamasan da bak 1 şey öğrendin bugün!*
(az delıkanlı olun, adam gıbı yuruyun sokakta, adam gıbı arabanızı surun.. sızın gıbılerın hıcbır kadını ıstedıgı yerde, ıstedıgı gıbı rahatsız etmeye hakkı yok! şuursuzlar!)
ölene dek bırlıkte yasamayacak olsak da, evlenemeyecek olsak da, askımızla cocuklarımızı buyutemeyecek olsak da, engeller olsa da, olsun.. Ben senı cok sevıyorum, senı hayatımın her yerınde ıstıyorum, kalan tum yıllarımda ıstıyorum, yanıbasımda ıstıyorum, elımı tut, hıc bırakma ıstıyorum, sevgımız herseyı aşsın ıstıyorum, hersey hep guzel olsun ıstıyorum, guzel gulusunu ölene kadar goreyım ıstıyorum, senı sevıyorum deyısını her gun duyayım ıstıyorum, alnımdan öp, benımle sonsuz ol ıstıyorum.. Cok sey ıstıyorum degıl mı? Bılıyorum, lanet olsun kı bılıyorum..
george clooney'nin yazıp yönettiği, 2011 yapımı politik dram örneği film. ryan gosling hayranı olduğumdan her filmini izlemeye özen gösteririm ancak adam yine iyi oynamış!
tam olarak böyle rollerin adamı ryan goslingdir artık! suratında ki o ifade bilmiyorum kaç aktörde var!
yine çok çok başarılıydı..
bu çizgide devam ederse yaşına rağmen, brad, coni dep abilerinden önce oscar'ı alacak gibi geliyor bana.
filme gelince başkanlık yarışı sırasında görünenin arkasında nasıl kirli işlerin döndüğünü,
politikanın arka yüzünü gösteren cesur bir yapım olması açısından, hollywood'un göbeginde olsa da bunu
perdeye yansıtma cesaretine sahip george clooney'i tebrik etmek lazım. oyuncuların hepsi ayrı ayrı iyiydi..
filmde ki tüm gerilimi, stresi ve diger duyguları yaşatıyorlar izleyene adeta..
yazan ve yöneten ünlü aktörün filmde fazla göze batmaması da güzel bir nokta bence. adam kendini
ön planda tutmadan işine bakmış kısaca! biraz bagımsız sinema havası var ama ne kadar hollywood filmi olsa da!
ancak iyi bir anlatımı ve senaryosu olduğu kesin..
filmin bir yerinde ryan'ın oynadığı karakter için "yok artık bu kadar şey de üst üste gelmez" demiştim ki
çok fena u dönüşü yaptı film.. he beklediğim bir finalle bitti mi? hayır. ki zaten bu da filmin tek ve
en büyük kusuruydu..**
kostümler, mekanlar, sahneler, müzikler filmi izlenir kılıyor evet ancak bel ami karakteri aynı anda 3 kadını
birden kullanınca zengin olmak adına, film biraz itici kalıyor burada. tabi romandan uyarlama vs ama
belki de bu durumun iyi yansıtılamamış olmasındandır perdeye.. kazanova izlenimi yaratmaya çalışsalar da robert pattinson'a pek olmamış açıkçası.
yani onun kadar sempatik durmamış!
kendisini soguk ve donuk bır surattan oluşması itibariyle pek begenmesemde bu filmde fena bir oyunculuk
sergilememiş bu arada.uma thurman filmde en egreti duran isim olmuş! rol üstüne hiç oturmamış ne yazık ki!
filmin başından beri insanın sinirini bozan başroldeki karakterin de filmin sonunda yine mutlu olan taraf
olması ayrı bir sinir bozucuydu.. neyse izleyin efenim, vakit kaybedilecek bir film degil, izlenmeyi hakediyor..