Oynayış keyfi olarak pes2013 e fark atmış fakat; arayüz anlamında insanı verem edecek derecede bunaltıcı bir menüsü olan, insanı geren "do you want to save it?" sorularıyla maç başlamadan 1-0 önde olan oyun.
kim ne derse desin paketi en güzel olan ve en geniş tiryaki kesimine hitap eden sigaradır. Tiryakisi başka sigarayı ağzına süremez fakat diğer tiryakilerin çoğu ikram edildiğinde yok ben almayayım diyemez.
Nedense herkes türk olduğunu bize özgü olduğunu düşündüğümüz kötü özelliklerle belli etme çabasında. Bukadar uğraşmanın alemi yok, otobüste yaşlı bir teyzeye yer verin veya 1 çay, kola vs. ismarlayın birine o sizin türk olduğunuzu anlar.
vapurlarda satılan kötü simidi yemeyip ağzının tadını bilen martıdır. insanlar martılara atsın, kendileri yemesin diye öyle bir simit satıliyor ki vapur da artık martılar bile şikayetçi durumdan, gurur yapıyorlar artık.
O vapurda satılan simidi yemeyip ağzının tadını bilen martıdır. insanlar martılara atsın, kendileri yemesin diye öyle bir simit satıliyor ki vapur da artık martılar bile şikayetçi gördüğünüz gibi.
George Lucas tarafından 1975 yılında çekilmiş olup da 2012 yılında günyüzüne çıkan star wars filmi. Hatta ışın kılıcı sahnelerini de toplu iğneyle film şeridini çizerek yapmış kurt yönetmen.
Benim şahsi görüşüm imgesel kavramlarla alakalı durumlarda mantık aranmaması yönündedir. Sonuçta bazı bağlılıklar ve güçlü duygular sağlam bir mesnet üzerine kurulu olmazlar. insanın içgüdüsel hareketinin bir ürünü olarak ortaya çıkarlar. Mesela insanların 1000 yıllık bir vazoya bakıp da "vayy beee" demesi bunun bir örneği sayılabilir. Halbuki olayı mantıksal açıdan değerlendirirsek, hiçbir esprisi yoktur durumun. o zaman da çamurdan yapılıyordu bunlar, şimdi de. Ve bu vazo yağmur rüzgar görmediyse, iyi de fırınlandıysa günümüze kadar gelmesi hiç de şaşırılacak bir durum değildir. Fakat ilgisi olan kişi, ona bakınca şaşırmak ister, mutlu olmak ister. Hatta üstünde hayaller bile kurar, kim bilir kimlerin elinden gecti bu vazo diye. Bir futbol fanatiği olarak bu da bana çok aptalca gelir fakat dilimi tutarım ve hiçbirşey demem. Sonuçta fanatikliğin getirdiği duygu yoğunluğunu ve heyecanı çeşitli yollardan elde etme ihtiyacı hissedecektir malum şahis.
Velhasılıkelam; fanatiklik candır, kişinin hayatındaki inanılmaz buyuk bir boşluğu doldurur.
Bir amaç değildir aslında. Birnevi Maslow'un hiyerarşi pramidinde bir üst basamağa çıkma içgüdüsüdür. Kişi Aç değildir, açıkta değildir. iyi kötü interneti de vardir malum şahsiyetin, Sonra bir bakmışsın hem zahmetsiz hem de kendini ifade edebildiğini düşündüğü bir uğraş bulmuştur kendine. Velhasılıkelam birsürü derde deva olmuştur sözlükte yazar olmak..
P. S.: Başlığı "sözlük yazarlarının sözlükte yazma amaçları" olarak anlama ihtiyacı hissettim, 'yazarlar' da yazıyorsa şayet, söyleyin de daha fazla vakit öldüreyim sözlükte.