haber7.com'da 'uzaklardan mektuplar' adı altında yazıları yayınlanan bir yazar.* Tesadüfen bir makalesini okuyarak kendisini tanış olduğum bu yazar, ilginç konulara, kendine has üslubunu geniş bilgi birikimiyle harmanlayarak enfes yazılara imza atmaktadır. Okurken, sanki yanınızda sizinle konuşuyor ve size konu hakkında bilgi veriyormuş gibi oluyorsunuz, ki bu da ilk etapta beğenimi kazandığı özelliğiydi. Sıradan bir köşe yazarını okur gibi sıkmaması da bu yönü itibarıyladır. Keyifle okuyarak bilgi sahibi olunabilecek yazılar yazan yazarımız, bilgiye, öğrenmeye meraklı okurlara hitap ediyor.
Erzurum mitinginde* başbakana bölücü örgüt liderini asması için sembolik olarak ip atan MHP lideri devlet bahçeli bu hareketiyle unulmayacak bir işe imza attı. Hem ciddi anlamda niçin hala asılmadığına dair, hem de ironik anlamda ip atmanın komik bir siyasi manevra olmasıyla...
Çamaşırını asacak olan bir hanfendiye, "Asacak ip mi bulamıyorsun? Al,as." dese mesela...
Devamını getirebilirsiniz...Kim bilir, belki birgün penguende kapak olmaya aday bir fikir ortaya çıkara buradan.
Haber bülteninde bir kanalın geçtiği alyazıdan alıntı bir cümle,"kazılarda topraktan silah çıktı". Olay biliniyor, ergenekon operasyonu kapsamında gerçekleştirilen kazı çalışmalarında yine örgüte ait olduğu düşünülen mühimmatlar ele geçirildi. Vs...
Benim dikkatimi celbeden husus, operasyonda bulunan silahlardan ziyade, " topraktan silahın çıkması". Aklıma Aşık veysel şatıroğlu'nun kara toprak şiiri geldi, 'benim sadık yarim kara topraktır' deyişi geldi. Meğer o kara toprak neler daha verebiliyormuş, kazma ile dövünce. Koyun Verdi Kuzu Verdi Sut Verdi;Yemek Verdi Ekmek Verdi Et Verdi...Lav silahı, g3 kurşunu, c4 patlayıcı, el bombası verdi.
Yurdumun güzel toprağı, taşı toprağı zümrüt vatanın toprağı nelere konu oldu, oluyor. Üzücü. Daha da üzücü olan sanki önceden ekmişler de son yağmurlarla birlikte silahlar iyice yetişmiş ve büyümüş gibi bir ifade kullanılması. Topraktan silah çıkar mı? Eh, burada çıkar.
Ergenekon davası kapsamında soruşturmayı yürüten 6 savcıdan birisidir. Soruşturmaya sonradan dahil olmuştur. Istanbul cumhuriyet başsavcısı aykut cengiz engin tarafından davaya sonradan dördüncü savcı olarak görevlendirilmiştir. Hala görevini ergenekon davası savcısı olarak sürdürmektedir.
ilber Ortaylı hocanın halka tepeden bakan, kendini halktan üstün gören (bkz: kast sistemi)baskıcı, otoriter ve oligarşik bir tutam da faşizmi barındıran kişi ve kişiler için kullandığı sıfat.
Farklı kullanımları da söz konusudur. Daha hafif, nazik biçimiyle " Bürokratik Elit" de diyenler var.
Uluslararası siyasi literatürde 'normal karşılanan, normal kabul edilen' manasında kullanılır.
Örneğin,
' Abd'nin konform olmayan ırak politikası baskan bush'u zor durumda bıraktı.'
17 kahraman evladımızın şehit edildiği hain Aktütün saldırısı sonrasında terör, silah, baskı ve kanın yine ülke gündemini esir almaya çalıştığının farkında mısınız?
Bir yanda sadece kandan beslenen ayrılıkçı teröristlerin, öte yanda AB reformları, demokratik gelişimler, Ergenekon soruşturması ve yükselen siyasal bilinçle her geçen gün ülkede zemin kaybettiklerini düşünen yerli şahinlerin gündeme yeniden damgasını vurmaya çalıştığının elbette farkındasınız. Neticede hepimizin gözleri önünde sözün yerine silah, düşüncenin yerine kan, kardeşliğin yerine husumet, barışın yerine savaş konulmaya çalışılmıyor mu? Yüzlerce yıldır bu topraklarda kardeşçe yaşayarak neredeyse tek bir halk olmuş Türkler ve Kürtlere hiç de yakışmayan bu yırtıcı şahinler, dökülen her damla kanla adeta hayat öpücüğü bulmuşçasına, yeniden varlık bulma gösterilerine hepimizin gözleri önünde girişmiyorlar mı? Madem tüm bunların olup bittiğinde hemfikiriz, öyleyse tam da bu zamanların hiçbir çare sunmayan fütursuz şahinliklere karşı cesur güvercinlerin seslerini yükseltmelerinin zamanı olduğunda da hemfikir olmalıyız.
Hiç şüphe yok ki, kardeşlik ve barış şarkıları söylemek her zaman güzeldir. Ama bu şarkılar kan döküldüğü, acıların depreştirildiği, kışkırtıcı hislerin doruğa çıktığı dönemler kadar da hiçbir zaman anlamlı ve güzel değildir. Asıl barış ve kardeşlik şarkılarının söylenme vakti tam da bu zamanlardır. işte bu zamanlar her kesimden barışçıl güvercinlerin sesini yükseltmeleri zamanıdır. Cesaretin illa da şahinlikle ilgili olmadığını, tam tersine asıl cesaretin güvercinlikten geçtiğini ispatlama zamanıdır bu vakitler. Öyleyse, haydi tüm cesur güvercinler, göreve! Haydi tüm cesur güvercinler, kan ve düşmanlıktan hayat bulan şahinleri alt etmeye!
Bu çağrım elbette Kürtlere. Bu çağrım elbette Türklere. Bu çağrım kan ve silahın çözüm şöyle dursun, sadece sorun ürettiğinden artık emin olan herkese. Bu çağrım acılarla yoğrulmuş bu topraklarda yaşayan tüm insanların insan yönüne! Bu çağrım gözünü kan bürümüş şahinlerin bile içlerinde bir nebze olsun yaşattıklarına inandığım güvercin yanına! Bu çağrım en vicdansızların bile vicdanlarına! Gelin kan seylaplarından beslenen karanlık odakların üzerimize giydirmeye çalıştığı bu deli gömleğini hep birlikte yırtalım! Gelin silahı, kanı, terörü, baskıyı ve zulmü umutsuz bir umut olmaktan artık çıkaralım! Savaş ve kan dökme korkaklığını terk edip barış içinde hep birlikte kardeşçe yaşama cesaretini gösterelim! Gelin sesimizi ister PKK'nın ister Türk tarafının şahinlerinin hayt huytundan daha yüksek çıkaralım! Yırtıcı şahinlere bırakılacak her meydanın bir savaş meydanı olmaktan başka şansı olmadığı bilinciyle meydanları asla onlara bırakmayalım!
Ey barış içinde yaşamak isteyen Kürtler, sahi terör örgütü PKK'nın tek temsilciniz, tek sözcünüz olma arzusuna boyun mu eğeceksiniz? Terör ve silahın tek temsilciniz olma küstahlığına soyunmasından mutlu musunuz gerçekten? Lütfen çağların imbiğinden süzülen toplumsal tecrübenizin PKK gibi bir laneti aranızda barındırıp beslemeyi engellemekte aciz olduğunu söylemeyin bana! Hadi çıkarın sesinizi cesaretle! Çıkarın bu PKK lanetini Türk-Kürt kardeşliğinin arasından! Ey cesur Kürt güvercinler, cesaretinizin lanetli şahinlerinizin korkaklığından çok daha yüksek olduğunu gösterin cümle âleme! Susturun size yakışmayan o alçakları! Susturun adınıza olduğunu iddia ettikleri ölüm kusan kalleş silahları! Durdurun akan kardeş kanını! Sarın yaralarınızı, yaralarımızı!
Ey huzur içinde yaşamak isteyen Türkler! Binlerce yıllık tarihinizden hiç mi ders almadınız? Yüzlerce yıldır kardeşçe yaşamanın tecrübesini ne çabuk da unuttunuz! Nerede o farklı olana hoşgörü kültürünüz? Nerede ortak değerler çerçevesinde dayanışma, farklı değerlerle birlikte yaşama refleksiniz? Siz de tüm meydanları silahla yatıp silahla kalkan, her şeyi ve de herkesi sadece tehdit olarak algılayanlara mı bırakacaksınız? Size layık görülen baskıcı kimliğe boyun mu eğeceksiniz? Kaderlerinizin çatışan silahlar ve silahşörlerce belirlenmesine müsaade mi edeceksiniz?
Bakın görüyorsunuz işte, topyekun bir bölgeyi yine kapalı bir hapishaneye döndürmek istiyorlar. Yine istiyorlar ki her türlü özgürlük ve her türlü bireysel hak namluların ucunda yok olsun. Razı mısınız kendi vazifelerini gereğince yapmayanların, hayatlarınızın her karışını tanzim etme çabasına girişmesine? Rızanız var mı sözün, düşüncenin, siyasetin, kardeşliğin yerine sadece silah ve kanın konulmasına? Rızanızın olmadığını biliyorum. Zaten olmamalı da! Öyleyse siz de yükseltin sesinizi! Meydanları şahinlerin kan kokan yırtıcı pençelerine terk etmeyin! Savaşın değil asıl barış ve kardeşliğin cesaret işi olduğunu bir kez daha gösterin? Ey cesur Türk güvercinler, şahin gürültülerine artık boyun eğmeyin! Kısın seslerini! Susturun!
Ey bu ülkedeki ve Irak'taki Kürt kardeşlerim, alçak PKK ile aranıza aşılmaz mesafeler koymayı artık bir an olsun bile geciktirmeyin! Ey kaderlerini yüzyıllardır Kürtlerle bir gören Türk kardeşlerim, kan ve silahla hiçbir çözümün olmadığını, olamayacağını artık cesaretle haykırın! Bu topraklarda kader birliği ettiğiniz Kürtlerin her türlü hakkını bundan böyle siz Türkler savunun! Türklerin vatan savunmasındaki evlatlarının hayatlarına ise siz Kürtler kefil olun! Silaha ve silahların gölgesinde ülkenin kaderine hakim olmaya çalışanlara fırsat vermeyin! Ne alçak PKK'ya, ne de militer diktatoryaya geçit vermeyin!
Ey Kürt'üyle, Türk'üyle bu ülkenin tüm cesur güvercinleri, haydi göreve!..
Today's Zaman 8 Ekim 2008
edit: Kendisi hakkında fikir sahibi olmak isteyenlere bir bakış açısı kazandırabilir.
Tereddüt etmeden alışverişinizi yapabileceğiniz bir yer. Satın aldığım ürün tam bir gün içerisinde elime ulaştı, gerisini siz düşünün.istanbul dışına üstelik. ( hediye olarak bir oyuncak da göndermişler, sağolsunlar)
nokia e61i'nin kamera ve şekil yönünden eksik olanı da denilebilir.
Kamerası, radyosu, dokunmatik ekranı vs yoktur, bunun dışında hemen hemen her özelliğe haizdir.
Kamera gibi bir derdiniz yoksa ve cebime uygun olsun diyorsanız, e61i modeline 200-300tl küsür fark vermenize gerek yok. Bu model fazlasıyla işinizi görebilir.
Fatih Terim'in oyuncu milli takıma seçimlerinin insanların zihninde oluşturduğu düşünsel malzeme...
Düşünce nedir peki, fb,gs,bjk de oynuyorsan milli takıma seçilme ihtimalin yüksek olduğu paradigması.
Ben mi diyorum bunu peki? hayır.
Fatih Bey'in yardımılarına bakalım; Müfit erkasap (eski gs'li), oğuz çetin (eski fb'li), metin tekin (eski bjk'li). Kızmayın beyler, hepinizden birer kişi aldım, demeye mi getirdiler işi dersiniz.
Mantalitenin vücut buluş kaynağı buradan başlıyor işte...
antirefle ( filtreli) cam kullanılan gözlüktür. Bilgisayar başında hayatının büyük bir kısmını geçirenlere doktor tarafından tavsiye edilmektedir. Bir nevi, bilgisayar monitörlerine takılan filterlerin, gözünüze takılması da denilebilir.
Kocaeli üniversitesi iktisadi ve idari bilimler fakültesi Uluslararası ilişkiler Bölümü öğretim üyesi, Bölüm Başkan yardımcısıdır. Doç.Dr. Mehmet efe çaman. Ünlü tiyatro sanatçısı hadi çamanın oğludur.
olur mu demeyin , gayet lezzetli de oluyor.
bir lokanta işletmecisi bu sayede hem enerji tasarrufu sağladığını hem de müşterilerden olumlu tepki aldığını söylüyor.
neden olmasın denilebilecek bir durum.
