flashforward'da tarif edilemez bir dehaya sahip olan kişiliktir.
--spoiler--
d. gibbons'un ta kendisidir.
17. bölümde yaşamını yitirmiştir. bu denli kilit bir adamın harcanması şaşkınlık yaratmıştır.
--spoiler--
elinize en çok ihtiyaç duyduğunuz anlardan birinde ** , tam verimi sağlayamamanıza sebep olan hadise. lanet olsun iki gün kaldı sızlıyor ya, neyse ki kalemi tutarken acımıyor. sakat iş ya.
orj. başlık; boncuklu tabanca ile örgütçülük oynayan 18 yaşındaki tip.
evet başıma böyle bir iş geldi,bazı zeki sınıf arkadaşlarım beni siyasi ve felsefik düşüncelerimden dolayı yargılayıp infazıma karar vermiş. boncuklu tabanca ile evimin oraya pusmuşlar. sonrada ben gelince başladılar ateş etmeye. aman allahım çarpraz ateş altında kalmıştım napacağımı bilemedim*. sonra da eve girdim. aman. buda öyle bişi işte.
bir siyasi, dini ya da özelleştirebilir bazı konularda belirli fikirlere sahip olmak demek. o fikirlere körü körüne bağlı kalmak demek değildir. yani en azından benim düşünceme göre. ve en büyük yanlış da bu ideolojiye sahip insanların belli bir bütünden algılanmasıdır. eğer bir kemalist yanlış birşey yaptıysa bütün kemalistlere ayar verilir. insanların fikirlerini ayaklar altına almak bu kadar kolay olmamalıdır. daha özel ve yapıcı değerlendirmeler bu bağlamda daha sağlıklı olacaktır.
bir ideolojiye mensup olan insanların tüm kişisel ve etik özelliklerini o ideoloji çerçevesinde pek kabaca yuvarlamak ile oluşan tüm genellemelerin baydığı gerçeğidir. düşünmekten bu kadar aciz gözüken bu insanlar sanki beğenmediği fikirlere sahip olanları ciğerine kadar tanıyor ve hangi olaylarda hangi davranışları kullanacaklarını biliyor gibi konuşmaktadırlar.
bu tiplerin genelde türkçeye olan hakimiyetleri azdır. komik bişi olunca allaaem yaa, diye tepki verirler. bi süre sonra sinir bozduğunu hissedersiniz.
edit: ayar vermeye çalışan güdükler başlığı adam gibi ararsa bulabilirler. düzeltesiye kadar bombalamasanız hani.
ilkönce, orjinal başlık için; yüzyıllar atlanıldıkça dinlenilen ve izlenilen şeylerin kalitesinin artma zorunluluğu.. gibi bişi uygun görebilirdim eğer imkanım olsaydı.
bunu anlamıyorum arkadaş sanki bi hevestir gidiyor. yok 21. yüz yılda o grup mu dinlenirmiş, yok milenyum atladık hala o programı mı izliyo'sun. ne alıp veremediğin var zaman kavramıyla arkadaş. sanki gün geçtikçe herşeyde kalite artıyor. metal müziği ele alalım; 80'ler metal müziği ile şimdikini bi kıyaslayalım bakalım hangisi ağır basıyo. ya da en kaliteli türk komedi filmleri kemal sunal zamanı değil miydi ? ya da öyle birşeyler.
--spoiler--
lost 3. sezon finalinde bir benjamin linus repliği.
Ben: Not so long ago, Jack, I made a decision that took the lives of over forty people in a single day. I'm telling you this because history is about to repeat itself, right here, right now.
Jack: Let me guess you've got us surrounded and if I don't do what you say you're gonna, you're gonna kill all of my people?
Ben: No, Jack, you are.
Jack:[Laughs] And how am I going do that, Ben?
Ben: The woman you've been traveling with. The one who parachuted onto the island from that helicopter. She's not who she says she is.
Jack: She's not, huh?
Ben: No she's not.
Jack: Then who is she?
Ben: She's a representative of some people who've been trying to find this island, Jack. She's one of the bad guys.
Jack: Oh, I almost forgot, you're the, you're the good guys.
ilginç bir düşünceye sahiptir bu kafalar. yani sanıyor ki inancı olmayan adam vur patlasın çal oynasın oynuyor her gece. kıskanılcak bişi yok yani rahat olun. öyle artis artis de gürlemeyin lan.
ikiside brezilyalıdır. biri japon asıllı diğeri tam brezilyalıdır. tabata'nın brezilya karnesi 263 maçta 121 goldür. alex ise 282 maçta 179 goldür. alex 48 milli maça çıkmıştır. tabata'nın öyle bir istatistiği yoktur. tabata alex'ten 3 yaş gençtir. daha kendini ispatlamamıştır.son olarak alex son sezonda 15 gol atmıştır. tabata ise 13.
kesinlikle saçma sapan olaydır. neymiş, lyona büyük gelirmiş, portoya koklatmazmış falan. arda ayarında dünyada 100'ün üzerinde futbolcu var. türkiye liginin açık ara genç ve yetenekli bir futbolcumuz var işte, bırakın bacağını(!) koparmayı.
amerikan dizilerinden en rağbet gören diziler arasındaki iki dizinin karşılaştırılmasıdır.
prison break te maceracı, ekşıncı bir yapı varken; lost ta daha bir gizemli, fantastik öğeler vardır. fakat lost fantastik diye bokunu çıkartmamıştır. ama michael scofield bokunu çıkartmıştır. *