"can sıkıntısı bir varoluş meselesidir" mottosu ile çıkmış, edebiyat ağırlıklı kültür sanat sitesi olan kalemkahveklavye.com'un dergi ayağıdır. Bir tür KalemKahveKlavye Tribute tadında ağzına kadar dolu bir tasarımla hazırlanan bu ilk sayıda öykü, deneme, şiir, inceleme, röportaj ve haber yazıları yer almakla birlikte bundan sonraki sayılarda, tematik içeriklere ağırlık verilecektir.
100 adetlik özel baskıyla piyasaya çıkan bu sayıya şu adreslerden ulaşabilirsiniz:
Beyoğlu Mephisto
Aziz Kedi Kitabevi (22 Nisan akşamından itibaren)
Taksim SekSek Bar
Kadıköy Mephisto
Kadıköy imge Kitabevi
Kadıköy AKMAR Sosyal Kitabevi
Kuzguncuk Sahaf
Kuzguncuk Artemis Sahaf
Kuzguncuk Bencil Dükkan
Yani genç kadın bir süre önce gitmişti. Evet kulübesi boştu. Benim uzun hikayelerimden birini yeni bitirdiğim ve uyuyakaldığım bir gece, trene binip gitmişti.
"her şey sona eriyor" temasına yakışan inanılmaz bir müzikti bu. özellikle harry potter ile çocuk olup, beraber büyüyen insanları duygulandırmaması elde değil. başta lily's theme, sonda hedwig's theme mükemmel bir ikili oluşturmuşlardı.
yazmanın felsefesi olarak çevrilmiş bir edgar allan poe denemesidir. bu denemede nasıl yazdığını, nelerden etkilendiğini ve nasıl yola çıktığını anlatmaktadır. poe'yu bir öykü ya da şiiri yazmaya iten şey bir olaydan çok bir duyguymuş. bir duygunun peşine düşüp, olayları ya da bir süslü dili o duygu etrafında gezdirir dururmuş. ayrıca kesin bir son belirlemezmiş hiçbir zaman. kaçınılmaz son etkisinin, karakterlerin alanını kısıtladığını düşünürmüş.
koleksiyonu yapılan kitapların okunması halinde son derece faydalı bir iştir. fakat "biriktirilen" kitaplar sadece bir dolap rafında süs oluyorsa, okuyacak birine verip bir iyilik yapın daha iyi.
çalışan insanlar tarafından yaratılıp, empoze edelin günümüzde tedavisi mümkün olmayan hastalıktır. ayrıca çok büyük bir terslik vardır bu sendromda:
Ömrümüzden koca bir yedi günün geçişi bizi sevindirirken, hayatta kalmak ve iyi şeyler yapmak için verilen ekstra yedi günün üzmesinin tek sebebi insanı o yedi gün içerisinde çalışmak zorunda bırakan kapital sistemden başka bir şey değildir.
bunların en önemlisi vi. mitridat'tır. MÖ 120 - MÖ 63 yıllarında pontus krallığında hüküm süren vi. mitridat'ı, mitridat yapan özelliği, paranoya halini almış zehirlenme korkusudur. düşmanları tarafından zehirlenmekten korkan mitridat, gün boyunca yediği yemeklere ufak dozda zehirler katarak bağışıklık kazanmaya çalışmıştır ve bu yaptıkları: mitridatizm olarak kitaplara geçmiştir.
ayrıca cemal süreya'nın, tabanca adlı şiirinde de geçmektedir:
sigara içenlere ateş etmeyiniz
evli bir kadınla rakı içerken
rozet gibi göğsüne takmış cesaretini
ben mitridat'tan söz ettim siz etmeyiniz
kişisel yorumum: süreya burada sigara içenleri birer mitridatist olarak tanımlamıştır.
aldatan kişinin salak ve de korkak olması kadar göze batan bir özellik değildir. bu salaklığın temelinde insanı diğer canlılardan ayırt eden özelliklerin en büyüğünün, aklının, bir süreliğine bloke olup yerini içgüdülere bırakmasıdır. belli bir haz için, kontrolden de çıksak -bir süreliğine yönetimi cinsel dürtü ve arzulara da bıraksak vicdansız haz, nasıl bir hazdır diye sormalı insan kendine.
eğer partnerinden sıkılıp, yeni birini de istiyorsan hayatına radikal bir karar verip o ilişkiyi orada noktala. işte korkaklık da burada devreye giriyor. özetlemek gerekirse: aldatmak da, aldatılmak da aynı bok.
Joseph Campbell'ın, kahramanın sonsuz yolculuğu adlı metoduna göre tam bir biçim değiştirendir. campbell'a göre öykü yazmanın bir şablonu vardır ve bu şablonun belirli stereotipleri mevcuttur. biçim değiştiren stereotipi de: ana karakterin tarafında mı yoksa anti kahramanın yandaşı mı diye anlayamadığımız. beklenmedik anda beklenmedik işler yapan, taraf değiştirebilen ve öyküye doğrudan müdahalede bulunup akışa yön verebilen biridir.