aile saadeti modunda ben bilmem eşim bilir izlerken çiğ köfte yeme yarışması çıkar, komageneden sipariş verilir.1 saat bekleyiş sonunda çiğ köfte gelmez.sebep? 120 kişiyle hemfikir olmandır. adamlar 20 dakikada 120 sipariş almış. o ne reytingdir öyle..
amerikan filmlerindeki çok çılgın partilerdir. özellikle lise çağındaki kopillerin izin alarak gittikleri ve ailelerin çocuklarını bile bile niye gönderdiklerinin asla anlaşılamadığı partilerdir. zina yuvasıdır düpedüz.. alokol tuzağıdır. yazıktır gençlere. günahtır..
başka hiç bir tatta yoktur. öyle ki bu haz, ekşi seven kişilerde limonu gördükleri an başlar. ağzın sulanır, titreme gelir. yüz kasların gerilir. enerji verir insana ekşi!
ah limon gibisi var mıdır..
le corbusier isimli mimarın en önemli yapıtlarındandır. 1929-1931 yılları arasında poissy / fransa'da yapılmıştır.
yapı bir betonarme mucizesi niteliğindedir. nazik kolonlarla yerden kopartılmıştır. yeşil bir tepede konumlandırılmıştır. ve etrafındaki kırın genişliği yapının güneşlenme terasına yansıtılmıştır. şerit pencereleri, beyaz badanası, küpten parçalar boşaltılarak oluşturulan formu ile bir hayli özgün bir yapıdır.
bu öğrencilerde mezuniyete kadar görülen, belki de hocaların gözüne girmek için sergilenen tavırlar bütünüdür. derslere girmemek için sergileniyor olmaları da olasıdır. çünkü büyük yüzde ile mezuniyet sonrasında bu aktivasyondan eser kalmaz.. ne ideolojik anlamda, ne sosyal olarak..
babadan oğula belediye yönetimlerinin aktarıldığı, henüz aktarılmasa da, yakında aktarılacağı, başkenti ankara olan imparatorluk.
bayrağında, koyu yeşil üzerine minare ve köprülü kavşak alt geçitli yavşak imgeleri resmedilmiştir.
temel tasarım dersleri sonunda kendini kolaja vermiş, elinde devamlı makas ve uhuyla dolaşan, nerde bir dergi, kuşe kağıda basılmış bir katalog görse, makasıyla üzerine atlayan, parmakları yara bere ve kara kara uhu kalıntıları dolu şahsiyet.
kimlik bunalımına sürüklenmiş bir şahsiyetin manavdan talebi. tabi manav düşünmez adamın psikolojisini, alacağı paraya bakar.
-abi kavun bu hafta yaramaz, ben sana avakado veriyim. şöle irisinden 3-5 tane..
sifon haznesine atılan ve suyu maviye boyayan bir icat. hijyen sağladığı iddia ediliyor.
onu bilemem ama eğlence sağladığı kesin.
zira mavi suya işeyince yeşile dönüşmesi bana çok eğlenceli geldi.
çocukluğuma döndüm.
mandalina yedikten sonra elini yıkamanın güzelliği gibi bişey..
habersiz saf ev ahalisinin banyoya girdiği an hayattan bezmesine yol açan durum. hatta birini orada baygın bile bulabilirsiniz. allahım o nasıl bir koku ya! sanırsın fare ölmüş. sen o çorapla kaç gün gezdin? o çorapları yıkama zaten at. hatta ayaklarını kestir.. bu ıstırabı kimseye yaşatmaya hakkın yok.
sen kim, çorap yıkamak kim?
güne güzel başlama sebebidir. ama kendine acıma sebebi de olabilir psikolojiye göre. kendini görerek uyanmak da olabilirdi kaderinde. avun bakalım rüyasıyla düşüyle..
özellikle pencere önünde oturan insanların başına gelen hadisedir. bi bakarsın kuş gelir. uçmak için konmuşcasına tedirgin bakar. kıyamazsın. kımıldasan gidecek.. boynun ağrır, kasarsın kendini. susasan o an, suya uzanamayacaksın. şartlanmışsın, telefon çalsa, bakmayacaksın.
eeeh, ama nereye kadar. korkma işte! yaşama şansı ver bana da. evimdeyim ya.. uç artık. uç! bi kere aramızda pencere var gerizekalı. sen dışardakileredn kork. rahat bırak beni!
kendi çocuklarına bile sınırlı ölçüde tahammül gösterebilen ebeveynlerin, paso düdük gibi öten çocuğuna karşı aşırı töleraslı davranan komşuyu anlamaya çalışırken içinde uyanan meraktır.
'la ben gitsem şuna allah rızası için iki tane çaksam annesi babası da rahatlar mı acaba?'
paranoyakça bir tavır olarak değerlendirilebilir. muhtemelen öğrencilik yıllarında gidilen pis lokantalarda yerleşmiş bir alışkanlıktır. müessese tarafından hoş karşılanmaz. yapan şahıs kötü bakışların hedefidir. canım siz de adam olun da temiz servis getirin!
yaşanabilecek en kötü anlardandır. "ulan nası ödeyecem ben bunu" korkusu daha kalemi eline aldığın an başlar. zaten imza genelde terleyen ve titreyen elden kaydığı için niteliksizdir. gece uyku unutmaz o senetler!
pop star havasıyla imza saçmayın oraya buraya! üzülürsünüz..
- abi şu iğneyi bi tutsana
+ olmaz. kavga ederiz
- ne diyosun olum?
+ tutamam yere koy, ordan alırım.
- deli etme lan, çişim geldi.
+ olmaz abi. alsam bile tü demen lazım.
- manyak mısın lan? başlatma! bi tükürcem tam olcak.
+ olmaz abi.
- alllaaaaah!
uyku düşmanı olarak da adlandırılabilen bu şahıslar, rüyasında konuşan insan türünün daha beter örnekleridir. uykunuzdan olur olmaz bir kahkaha ile uyanırsınız. yanınızdaki şahıs sırıtmaktadır. gecenin yarısı bir merak sarar içinizi.. uyandırsanız ya hatırlamaz, ya saçma sapan bişeyler geveleyip uykuya dalar. yine olan sizin uykuya olmuştur! ve döne döne uyumayı başarsanız bile yeni bir kahkaha ile uyanmayacağınızın hiç bir garantisi yoktur..
yanında uyunması en zor insan türlerindendir.
horlayan birinin yanında uyumak da zordur. ama horlama kabullenilebilir. oysa yanınızda uyuyan şahıs konuşuyorsa, durum daha da vahimdir. ilk önce uyanık olduğunu sanarak cevap vermeye yeltenirsiniz. sonra söylediklerinin çok da anlamlı olmadığını farkedersiniz. vazgeçip tam uykuya dalacakken, yine diliyle dişi arasında bişey söyler. ne dediğini anlamak zorunda hissedersiniz kendinizi. ama nafile. yine susmuştur.. ve tam vazgeçmişken bir daha! bu böyle sürer gider, bir de bakarsınız uykunuz çoktan kaçıp gitmiş. o ise mışıl mışıl uyumaktadır!
artık hayattan kopmuş kişidir. susadığı halde su içmez. çişinin gelme olasılığından korkmaktadır. koltuğa öylesine yapışmıştır ki, bir iran kedisi gibi, üç gün sora gelseniz de onu aynı yerde bulabilirsiniz. yüksek ihtimalle de elinde kumanda vardır..
inşaatı yeni bitmiş yapılarda bulunan ve temizlemesi bir hayli güç olan pislik. sıçramış boyalar, dökülmüş harçlar "len burayı bi insan temizleyecek, hiç mi düşünmedin!" tepkilerine sebep olabilir. oysa tepkiyi veren bilmez ki, duvarı az oysa içinde kola şişesi bile bulabilir. döşemenin ana malzemelerinden biri izmarittir. mevsim meyvelerinin artıkları, yakındaki dönercinin poşeti. ah neler gizlidir binaların derinliklerinde.. dili olsa da bi konuşsa!