beşiktaşlı yöneticilerin fırsattan istifade sözde asalet gösterisidir. öncelikle şunu bilin yönetici takımı; suçluluğu ispat edilene kadar herkes suçsuzdur bu bağlamda siz suçlu görülürseniz kupanızı zaten elinizden alırlar yok suçsuz bulunursanız kupanız zaten sizde kalır. deseniz ki avrupa kupalarına katılmıyoruz süper kupa finaline de çıkmayacağız o zaman belki bi anlam ifade edebilir bu sözde asil davranış artistliğiniz.
vakti zamanında oynadığı reklamdaki rolünden, tavırlarından rahatsız olan ve bu rahatsızlıklarını sosyal paylaşım sitelerinde overdoze boyutunda dile getiren, hakaret eden,o insana küfürler eden, hakaret etmek ve eleştirmek niyetiyle reklamını yaptığı olusumu telefon yağmuruna tutmaktan bahseden insanlar, bahsi geçen şahsın eşini kaybetmesi üzerine ne kadar üzgün olduklarını, acısını paylaştıklarını falan söylüyorlar ama ben anlamıyorum çok mu duygusalız yoksa iki yüzlü müyüz. duygularımızı bu kadar uçta yaşamayalım ey insanoğlu..
müthiş öngörüleri olan insandır. bu öngörüler öyledir ki yavaşca taça gitmek üzere süzülen topun taca gideceğini aynı şekilde kornere gitmek üzere yola çıkan topa "korner olur" diyerek gelecekten bizleri haberdar etmeye çalışan tarzdadır. bugün oynanan el classico da son sürat ceza sahasına giren david villa için topu çekecek demesi artık bu konudaki yeteneğinin top noktasıdır zannımca; yahu bunu söylemesen ne olacak sen söylemesen biz anlamayacakmıyız *. bir de bu bilmişlikler sonrası ses tonlaması ** duyulasıdır. tamam hocam seviyoruz seni fakat şu olur bu olur işlerini abartmasan daha bi seveceğiz kendi adıma.
vakti zamanında görüp tek karede verdiği mesaj hasebiyle bilgisayarımda yer etmeyi haketmiş bir resim geldi gözümün önüne başlığı okumamla birlikte ve bu saatte * üşenmeyip hard diskimin ücra köşelerinden birinde bulup, çekip çıkartıp upload ettim.
tam düşündüğüm, olmasını istediğim tarzda dizidir kendisi. yıllardır onca kabadayılı, onca vurdulu kırdılı, onca günceli yansıtan, onca günlük hayat üzerine kurulu dizi izlememe rağmen hemen hemen bütün karakterler salon insanı çizgisinde; hiç birinin ağzıda sürekli olarak ne argo vardır ne de küfür. peki gerçekler argoyla küfürle mi yansıtılır, büyük ölçüde evet efendim..
günlük yaşamda agzından küfrü eksik etmeyen, tacizlerin hakaretlerin aldatmaların kralını yapan vatandaş tv karşısına geçtiğnde herzaman iyinin yanında kötünün karşısında, kendi yapmıyormuş gibi küfredene ahlaksız aldatana namussuz tacizciye şerefsiz vb. bilumum giydirmede bulunurken gerçekçiliğin dibine vurmuş behzat ç. yi izlemez, izlemeyin bakalım. **
not: bu sitem, dizinin rating oranları farkedilip buna içerlenmesi sonucu edilmiştir.
hazır gerçekçilik, argo ve küfürden konu açmışken -diziyle alakasız olarak- olmasını istediğim mi desem aslında istemiyorum ama olsa nasıl olur acaba diye merak ediyorm mu desem bilemediğim bir konu var. futbol spikerliğinde küfür mevzusu. yahu kıytırıktan bi futbol oyunu oynarken bizler kıyasıya küfür ediyoruz maç anlatan spikerde maç anlatımı sırasında küfür etse nasıl olur acaba.* bu kadar gerçeklik fazla mı acaba. fakat kendilerini nasıl tuttuklarını cok merak ediyorum.
--
dizi hakkında son sözlerim star yönetimine. yöneticiler, sizden ricam diziyi yaptığınız masraf hatrına diziyi oturup 1 bölüm izlemeniz. izleyin ki güzelim dizi hak ettiği gibi muamele görsün....
emrahın 93 senesindeki "haydi şimdi gel" isimli kasedi. böyle beyaz bir kasetti yamulmuyorsam ve üzerinden 93 yazıyordu * yeşil bi renkle. kasedi ben almamıştım fakat ben almışım gibi buraya yazdığımdan da anlaşılacağı üzere pek bi sahiplenmiştim. benim aldığım ilk kasede gelecek olursak * neden böyle birşey yaptım bilmiyorum fakat doğuşun 2000 senesindeki * kasediydi, hani içinde gamsız falan olan.
kalın fiziğine ve kocaman götüne rağmen inanılmaz sprinter bir oyuncu olduğunu bu akşamki beşiktaş maçında bir kez daha göstermiş futbolcudur. * portonun taraftarlarca en çok sevilen futbolcusudur ayrıca. tebrik ediyoruz kendisini beşiktaş karşısında yaptığı hat-trick için.
din bilgisi din kültürü vb. dinle alakalı bulabildiğin her test. yanlışın en çok çıktığı konular acilen tekrar edilmelidir zira vakit cok fazla yoktur.
çok beğendiklerini söyleyenleri gördükçe yanlış bir oyun oynadığımı sanmama neden olan oyundur. ps1 imle japonca versiyonlarından bu yana oynarım pesi.* keza aynı senelerde fifa serisi de we kadar tutulurdu hatta daha cok diyebiliri. iki oyunuda severek oynarken fifa 2003 e dogru kendini baya bir bozdu. fifanın bu saçmalamalarıyla we rakipsiz oldu haliyle. derken derken fazla uzatmadan günümüze geldiğimizde bir kaç yıldır yükselişini sürdüren fifa geç eline geçirdiği tahtı kolay bırakmayacak gibi gorunuyur pese. ki pes de tahtı almaya niyeti olmadığını pes2011 le bir kez daha kanıtlamıs oldu. diyeceğim o ki olmamıs konami. ne kadar seni sevsekte ne kadar derin bir yerin olsa da kalbimizde olmamış. bu sene hiç görüşemeyeceğiz. umarım 2012 yi beklediğimze değer sağlıcakla kal.
doğum gününe yakın zamanda ayrılıp, doğum günü bitimi akabinde yeniden barışma turlarının atılmasını gerektiren durumdur. çok pis telaş yaratır ne alacaksın ne yapacaksın beğenecek mi beğenmeyecek mi en iyisi ayrılmaktır. **
ağlatan kazanır. kızların büyük bir coğunlugunun sözde hoşlandığı erkek tipidir güldüren erkek fakat iş aşık olmaya, sevmeye gelince kim ağlatırsa ona daha büyük bi aşk beslenir. belkide beslenen aşk neticesinde ağlanır.ve yine belkide bu durum kız milletinin derinliklerinde saklı mazoşizmin vucut bulmasıdır. **
paramız yok diyerekten henüz gerçekeleştiremediğimiz eylem. gerçi paramız olduğunda da gerçekleşme olasılığının yüksekliğinden şüphe duyuyroum ya neyse.**
1 saat kadar önce lavante - real madrid maçı devre arasında kanal değiştirdiğim sırada denk geldiğim ve bu denklik esnasında karşımda sinem kobalı gordugum * , çok kötü bi oyunculuk sergilediğine kanaat getirdiğim dizi.
sinemcim önceki dizilerin sihirli büyülü dizilerdi dolayısıyla izleyici kitlesinin büyük bir kısmı cocuklardan oluşuyordu. küçük sırlar izleyici kitlesi olarak nispeten daha büyüklere hitap ediyor ve sinemin oyunculuk kumaşı bu dizide kendisine biçilen role bir kaç beden küçük geliyor.
not : kendisine karşı negatif bi hissyatım yoktur poizitfte yok tamamen nötr duygularla girdim entrymi o bi kaç dakikalık an sinemi gormem sonucunda gelişti yazımın gidişatı. ***** saygılar..
yahu o değilde neden bahsi geçen organlardan utanılır, neden öcü gibi davranılır, neden ( özellikle lise yıllarında ve akabinde başlanılan üniversitenin ilk yılında ) bir ders ortamında bahisleri geçinde yüzlerde utangaç bir gülümse bi çekingenlik olur, nedir bunlardan kaçışın sebebi? üreme organları olmaları mıdır tüm sucları? velhasılı kelam ne kadar da sorgulasak sonuç değişmeyecektir böyle gelmiş böyle gidecektir fakat hiç bir zaman anlamlandıramayacağım bu durumu her ne kadar sebebinin böyle gelmiş böyle gider oldugunu toplumsal yetleşmişlik oldugunu bilsem bile...
para ile üniversite öğrenimi arasında ilişki kuran sivri zekalı kişi söylemi. zira üniversitede öyle ahım şahım para harcanmasını gerektirecek bir olay yok ** keza devlet zaten harcını öder aylık bi miktarda para verir e yeter o yüzden fakirsen korkma sende üniversiteli ol.
çok yakışıklı olmanınız size büyük bir artı sağlamadığı olay *. test ettim onayladım. ilk mülakatımızdı tabiki heyecanlı olacağız, kabul biraz da saçmalamış olabiliriz fakat iş için gayette yeterliydim. aman neyse artık önümüzdeki mülakatlara bakacağız.
ilkler unutulmazmış, sizi unutmayacağım garanti ik elemanları elbet çıkacaksınız bi gün karşıma.
(bkz: sizi bulacam oglum)
- öyle gördüğün, duyduğun, bildiğin herşeyi denemye çalışma.
- büyük beklentiler içinde olma hayal kırıklığına uğrarsın.
"yıllardır hayalinle yaşadım bumuymuş lan pehh"
- yapabileceğine inan, kendine güven. evet başarabilrisin.
özetle kasma kendini rahat ol. kolay gelsin.
editle gelen dipnot: sözlük yazarlarına kanıp "lan nasılsa erken boşalıyormuşuz" diyerek kendinizi salmayınız. zira erken boşalmayan boşalmaz efendim.