baskını, haberleri twitterdan takip edilmişti.
hatta israil'in twitter hesabına tweetler atılmıştı, ne işe yarayacaktıysa.
baskında hayatını kaybedenler kimileri tarafından şehit diye adlandırıldılar, kimileri oralı olmadı.
gidenlerin amaçlarını, niyetlerini, amellerini ve makamlarını Allah bilir.
ama bir ülkenin acziyetini göstermiştir.
sen sonradan çıkıp Show amaçlı one minute desen ne olur? ancak kendin gibileri kandırabilirsin.
çocukluğunu, heveslerini, hayallerini bildiğimiz kardeş niyetine sevdiğimiz insanların hayat enerjilerinin söndüğünü duymak.
yanıp tutuştuğu emelleri için olsa da olur olmasa da olur haline gelmiş olduklarını görmek.
Allah'ım sen kimseye kaldıramayacağı yükler vermezsin ama ne olur, bazılarımıza daha çok yardım et.
Çoğunun yazdığı entryleri zaten geçiyorum, ama mide kaldırmaz başlıklarını görmek bile yetiyor iğrenmeye.
Burayı lağım çukuruna çeviriyorsunuz, muhtemelen bilgisayar başına geçtiğinizde içinizdeki mahlukat sizi tamamen ele geçiriyor.
Dileğim ; keşke tamamen burda yaşasanız, sadece sanal dünyayı batırsanız, atmosferde serbest halde dolaşmasanız...
Ama işte ne yazıkki buraya yazdıklarınızdan utanmadan, sanki o insan siz değilmişsinizcesine maalesef bu beyin bu kalple insan maskesine bürünüp aramıza karışıyorsunuz.
din için iyi ahlak şarttır, şeklinde değiştirilmesi gereken önerme.
alnı secdede olup aklının nerde olduğu belli olmayan nice insanlar var dünyada.
ahlak olmadan din olmaz.
ama din olmadan ahlak olabiliyor.
önyargılarınızdan kurtulabileceğiniz insanlarla tanışmanız dileğiyle.
bu sabah da beni smsleriyle uyandırmıştır sağolsun.
kendileri kadar bana yazan bir başka kişi/kurum yok.
sırf bu kadar çok sms atıyorlar diye artık pizzasını yemiyorum.
teselli konusunda o kadar yeteneksizim ki,
ve bu yeteneksizliğim o kadar yüzüme vurulmuş ki,
artık birileri bana dert anlattığında paniğe kapılıyorum, öğrenilmiş çaresizlik sarıyor dört bir yanımı,
Allahım diyorum yine olmayacak biliyorum yine başaramayacağım.
tesellide beceriksiz olsam da en azından karşımdaki insan bana kızınca bir nebze olsun rahatlıyordur diye düşünüyorum.
"Bir senenin değerini anlamak için sınıfta kalmış bir öğrenciye sor.
Bir ayın değerini anlamak için, 8 aylık bir bebek doğuran anneye sor.
Bir haftanın değerini anlamak için, haftalık dergi çıkaran bir çilekeşe,
Bir saatin değerini anlamak için, kavuşmayı bekleyen sevgililere sor.
Bir dakikanın değerini anlamak için, trenin kaçıran yolcuya sor.
Bir saniyenin değerini anlamak için, bir kazayı önleyemeyen sürücüye sor.
Bir saniyenin yüzde birinin değerini anlamak için olimpiyatlarda gümüş madalya kazanan koşucuya sor."